2025 Yılı Bütçesi ve Ekonomik Beklentiler

14 Ocak 2025 tarihinde Ankara Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “2025 Yılı Bütçesi ve Ekonomik Beklentiler” konulu bir panel yapıldı. Panel İstanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F Mezunları Derneği, Tüketici Hakları Derneği, VAVEK Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Çankaya Şubesi ve tabii Çankaya Belediyesi işbirliği ile düzenlendi. Panel Konuşmacıları, Prof. Dr. Yalçın Karatepe(CHP Genel Başkan Yardımcısı), Prof. Dr. Aziz Konukman, Rahmi Aşkın Türeli(CHP İzmir Milletvekili), Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, Dr. Turgay Bozoğlu ve Davut Özdemir(İst.Yük.Tic.Ank.Şb.Bşk) olarak belirlenmişti.

Panel Rahmi Aşkın Türeli’nin Mecliste olacak bir toplantıya yetişmesi gerekliliği nedeniyle onun konuşmasıyla başladı. Sayın Türeli aynı zamanda Plan Bütçe Komisyonu CHP Sözcüsü olması nedeniyle bize bütçenin çıkış sürecini anlattı. Türkiye’nin kalkınma perspektifini kaybetmiş bir model izlediğini, gelir dağılımında eşitsizlik ve adaletsizlik olduğundan, servet dağılımındaki eşitsizlikten, yolsuzluk ve suç sektörünün ön plana çıkmasından, kalkınma planlarının artık yapılmadığından ve sadece orta vadeli planla hareket edildiğinden ve ona da uyulmadığından, ekonomideki yanlış politikanın faturasının halktan çıkarıldığını anlattı.

Daha sonra sözü Prof. Dr. Yalçın Karatepe aldı. Paneli düzenleyenlere teşekkürlerini ilettikten sonra ülkenin sosyo-politik-ekonomik bir çerçevesini çıkardı. Ülkenin düze çıkması için yüksek kalkınma hızına, bunun insan odaklı olmasına ve kalkınmanın özellikle genç ve gelecek kuşakları kapsayıcı olmasına ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Sonrasında panel düzenine geçildi. Oturum başkanı Davut Özdemir’di. İlk sözü Prof. Dr. Aziz Konukman aldı. İktisat politikalarının devletin ekonomiden çekilme sürecine değindikten sonra önemli birkaç noktanın altını çizdi ki bunlar neden bu halde olduğumuzun ispatı gibiydi.

Uluslararası finans çevrelerine akredite olmayan kişilerin kabul edilmediğini söyledi. Akredite olanlar da sermaye tabanlı kuruluşlarmış. Diğer sivil toplum örgütlerimizin böyle bir hakkı yokmuş yazık ki. Yani Aziz Hocamızın da dediği gibi “Tüm koltukların sermayeye devredildiği bir model ve sermayenin bütçesi” ile karşı karşıyayız. Borçlanma limitinden bahsetti. Yasaya göre hükümet genel bütçe açığı kadar borçlanabilir, ancak ihtiyaç halinde %5 arttırılabilir şeklindeydi. Sonra %5 cumhurbaşkanı kullanabilir şeklinde değiştirilmiş. 2023 yılında çıkan yasa ile başkanın genel bütçe açığının üç katı kadar borçlanabilirliğinin ortaya çıktığını ve bu durumun da bir türlü tutturulamayan bir bütçe ortaya çıkmasının kaçınılmazlığını anlattı bizlere.

İkinci Panel konuşmacısı, Dr. Turgay Bozoğlu idi. 2009 yılında yasalaşan maaşta alt sınır ile emeklilerin ve asgari ücretle çalışanların açlık sınırı altında maaş almalarını, bu konudaki adaletsizliği detaylandırdıktan sonra ülkede 60 bin dolar milyoneri olduğunu ifade etti. Cari açıktan, enflasyon politikalarının yanlışlarından dem vurdu. Ülkede ithalatın %4 oranında azaldığını bunun da ülke için yarattığı problemleri anlattı. Bütçenin ümit vaat etmediğini, alma-verme dengesinin ortadan kalktığını, dolaylı vergi ortadan kalkmadıkça da düze çıkılamayacağının sinyallerini verdi.

Son konuşmacı ise Prof. Dr. Mustafa Altıntaş idi. Mustafa hoca bugünlere gelişin temelinde 24 Ocak kararlarının olduğunu söyleyerek başlayan konuşmasına darbelerin de tüccarlar ve sanayiciler eliyle olduğunu anlattı. 1908’den 2017’ye kadar ülkedeki darbe girişimi sayısının 15 olduğunu ve hepsinin arkasında da sermaye gruplarının olduğunu söyledi. Orta gelir tuzağından, asgari ücret ve yoksulluk ücretine nasıl bir geçiş olduğunu anlattı. Ancak tüm bunların temelinde asıl sorunumuzun kültürsüzleşme ve yasama-yürütme-yargı kaldırılmış, meclis işlevsizleştirilmişken egemenlik hakkımızın elimizden alınması olduğunu büyük bir açıklıkla anlattı.

Konuşmacıları ikinci turda yeniden söz verildikten sonra dinleyicilerin sorularına verilen yanıtlarla son buldu. Çok verimli bir paneldi. Tüm düzenleyicileri tebrik ederiz.