Ayasofya’nın altında insanlık tarihini değiştirecek keşif

1500 yıllık Ayasofya, sadece yüzeyde değil, altında da tarih ve sırlarla dolu. Ziyarete açılması beklenen tüneller ve mezar odaları, İstanbul’un çok katmanlı geçmişine ışık tutacak.

Yakın zamanda ziyarete açılması planlanan yer altı tünelleri, hem arkeologların hem de tarih meraklılarının dikkatini çekiyor. Ancak, bu alanların bakımsızlık ve ilgisizlik nedeniyle ciddi şekilde zarar gördüğüne dikkat çekiliyor.

Ayasofya’nın altındaki tünellerin birçoğu su isalesi, yağmur suyunun tahliyesi ve havalandırma amacıyla yapılmış. Roma ve Bizans döneminden kalma bu altyapılar, 1600 yıllık bir geçmişe ışık tutuyor. Bazı tünellerin dar yapısı, dönemin mühendislik anlayışını gözler önüne sererken, kimi bölümlere yalnızca sürünerek girilebiliyor.

Tünellerin önemli bir kısmı, yıllar içinde hasar almış durumda. Yer yer çökmeler ve moloz yığınları, bu alanların kapsamlı bir şekilde temizlenmesi gerektiğini gösteriyor. 

Ayasofya’nın altındaki mezar yapıları, Roma dönemi mezar geleneklerine ışık tutuyor. Özellikle 4. yüzyıla tarihlendirilen hipoje yapıları, ilk Ayasofya inşa edilmeden önceki döneme ait. Bu mezarların ve tünellerin temizlenip ziyarete açılmasıyla İstanbul’un çok katmanlı tarihi daha iyi anlaşılacak.

Ayasofya hakkında birçok efsane dolaşıyor. Bunlar da yapının mistik yönünü öne çıkarıyor. Ancak ilgililer “Ayasofya’nın hurafelerden çok bilime ihtiyacı var. Yer altı yapılarının onarımı, mimarlık tarihi ve arkeoloji adına büyük önem taşıyor. Tünellerin temizlenmesiyle İstanbul’un tarihine ışık tutacak önemli arkeolojik bulgular ortaya çıkabilir. Henüz ne tür sürprizlerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz, ancak her adımda geçmişin sırlarını çözmeye bir adım daha yaklaşacağız” diyorlar.

Ayasofya’nın hem yer üstü hem de yer altı yapılarının korunması ve dünya turizmine kazandırılması, yalnızca Türkiye için değil, uluslararası kültür mirası için de büyük bir kazanım olarak görülüyor.