Üç ABD belgesinin anlamı ve önemi
TEKAR Vakfı Başkanı Mehmet Arif Demirer, Vakıf Mütevelli Heyeti Üyesi Hüsnü Merdanoğlu'nun sorularını yanıtladı:
Hüsnü Merdanoğlu: ABD Halep Konsolosu'nun Büyükelçi Morgenthau'ya 8 Şubat 1916 tarihli mektubunun önemi sizce nedir?
M.A. Demirer: 110 yıllık bir yalana ve iftiraya ABD kaynaklarıyla cevap veriyorum. Bunlardan birincisi 8.2.1916 tarihli ABD belgesidir. Kışın, yağmurların, ortasında, yarım milyon Ermeni Suriye'ye ulaşıyor ve on yerleşim merkezinde iskân ediliyor. Ocak 1916 sonu itibarıyla. Konsolos Jackson, 486 bin Ermeni'nin ayrıca, Amerikan Ermenileri ve Süryanilere Yardım Komitesi'nden yardım almaya başladığını belirtiyor.
486 bin Ermeni'nin Suriye'ye sağ olarak ulaştırılması Osmanlı Devleti'nin çok büyük başarısıdır. Unutmayınız ki, 1915 yılının ikinci yarısında yarım milyon kişi ağırlıklı olarak Doğu Anadolu'dan Suriye'ye sevk edilirken Çanakkale'de İngiliz ve Fransız askerleri ile ölüm-kalım savaşı yaşanıyordu. Ayrıca İngiliz askeri birlikleri ile Kanal, Filistin ve Basra cephelerinde çatışmalar devam ediyordu. Van - Bitlis bölgesinde ise Rus ordusu eylül ayından itibaren bölgeyi ikinci kez işgal ediyordu.
8 Şubat 1916 tarihli belgenin önemli bir özelliği de ABD Başkanları Clinton, Bush, Obama, Trump ve Biden'ın 24 Nisan 1998 tarihinden itibaren 27 kez tekrarladıkları "1.5 milyon Ermeni katliamı" beyanlarının bir ABD Dışişleri Bakanlığı Arşiv Belgesi ile üçte bir oranında (486 bin Suriye'de HAYATTA) çürütülmesidir.
Hüsnü Merdanoğlu: İkinci belge İngiliz Savaş Propaganda Yayını olan Lord Bryce'ın ünlü Mavi Kitabı'nın F eki. Sizce, tarihçilerimizin önemsemediği bu ek neden önemli?
Demirer: Bu sorunuzun cevabı EK F'deki iki tespit ile verilmektedir: Bunlar kendi ifadeleri:
BİR: "Türkiye'de canını kurtaran (HAYATTA Kalan) Ermenilerin sayısı komitemizin korktuğundan daha büyüktür."
İKİ: "... bu rakama (990.000) İstanbul ve İzmir'deki Sevk ve İskan Kanunu dışında tutulmuş 150.000 Ermeni'yi de katarsak, sağ kurtulanların toplam sayısının 1.150.000 olduğunu hesaplayabiliriz."
Bu iki cümle, ABD başkanlarının 27 kez tekrarladıkları 24 Nisan beyanlarının gerçek dışı olduğunu kanıtlamakta ve "1,5 milyon Ermeni katledildi," beyanını bu defa üçte ikiden de daha yüksek oranda (1.150.000 Ermeni HAYATTA) çürütmektedir.
Hüsnü Merdanoğlu: 1 Mart 1921 tarihli NARA Arşiv Belgesi'ne göre, 1915 yılından 6 yıl sonra Trakya, İstanbul ve Anadolu'da hâlâ beş yüz küsur bin Ermeni varlığını nasıl yorumlamalı?
Demirer: Eğer ABD başkanlarının iddia ettikleri gibi "1,5 milyon Ermeni katledilmiş" olsaydı Ermeni Patrikhanesi'nin verilerine dayalı düzenlenmiş bu belge var olmazdı. Ayrıca bu belgenin tetkikinden anlaşılmaktadır. Belgede görülen 500 küsur bin Ermeni'den en az 300.000'i Geçici Sevk ve İskan Kanunu'nun kapsamı dışında kalan Trakya, İstanbul ve Batı Anadolu Ermenileridir.
Hüsnü Merdanoğlu: Null & Void ne demek? New York Times ( NYT) ilanında neden bu başlığı kullandınız?
Demirer: Anglo-Sakson Hukuk Sistemi'nde çok sık kullanılan bir deyim olup "hukuken hükümsüz ve geçersiz" demektir. NYT ilanında bu başlığı kullandık. Çünkü, 5 Kasım'a kadar ABD'nin seçilmiş başkanı olan Biden bu üç belgede görüldüğü gibi üst üste iki kez gerçekdışı beyanda bulunmuştur. 1,5 milyon Ermeni katledilmemiştir dolayısıyla bu iddiasına dayalı olan Ermeni Soykırımı da Null & Void'dur.
SONSÖZ: TEKAR Vakfı, 28 Ekim 2024 tarihli AKŞAM Gazetesi'ndeki iki sayfa ilan ve bu söyleşi ile yalnız ABD belgelerini kullanarak Türkiye'ye yönelik soykırım suçlamasının, iftirasının iptalini sağlamış olmaktadır.
ABD BAŞKANI BİDEN'IN "ERMENİ SOYKIRIMI" İFTİRASINA TÜRK HUKUKÇULARIN YANITI
ABD Başkanlarının 24 Nisan Bildirileri, BIDEN'ın Soykırım Suçlaması "Today, we pause to remember the lives lost during the Meds Yeghern—the Armenian genocide—and renew our pledge to never forget. The campaign of cruelty began on April 24, 1915, when Ottoman authorities arrested Armenian intellectuals and community leaders in Constantinople. In the days, months, and years that followed, one and a half million Armenians were deported, massacred, or marched to their deaths—leaving families forever broken, and generations forever changed." (Beyaz Saray Resmi Web Sitesi)
BBC'nin Çevirisi "Bugün, Meds Yeghern (Büyük Felaket) - Ermeni soykırımı sırasında hayatlarını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuyoruz ve asla unutmama taahhüdümüzü yineliyoruz. Zulüm kampanyası 24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlı yetkililerinin Konstantinapol'deki Ermeni aydınları ve cemaat liderlerini tutuklamasıyla başladı. Bunu takip eden günler, aylar ve yıllarda bir buçuk milyon Ermeni tehcir edildi, katledildi veya ölüme yürütüldü."
ABD Başkanı Biden 24 Nisan 2021 tarihi dahil her 24 Nisan günü aynı cümleleri kullanarak, Ermeni soykırım suçlamasını üç eyleme dayandırmıştır: "1915 ve sonrasında 1,5 milyon Ermeni'yi; l Sınır ötesine sürmek, l Katletmek, l Ölüme yürütmekle suçlamıştır. Bu suçlamalar haksızdır, iddia ettiği eylemler yaşanmamıştır: Sınır Dışı Etmek: 27 Mayıs 1915 tarihinde çıkarılan Geçici Sevk ve İskân Kanunu ile Ermeni vatandaşlarımız, savaşın ve ayrılıkçı Ermeniler tarafından çıkarılan ayaklanmaların yaşandığı bölgelerden alınarak yine ülke toprakları içindeki daha güvenli şehirlere taşınmışlardır. Katletmek: Ermeni kaynakları dahil tüm yabancı kaynaklara göre yukarıda yapılan suçlamalardan önce (1914'te) Ermeni vatandaşlarımızın nüfusu en çok (Patrikhane beyanı) 1.700.000'dir. Yine aynı kaynaklara göre yukarıdaki suçlamalardan sonra (1918 yılında) hayatta olan Ermeni vatandaşlarımızın sayısı ise en az 1.586.000 olarak bildirilmektedir. Eğer yukarıda yapılan suçlama doğru olsaydı hiçbir Ermeni vatandaşımızın hayatta olmaması gerekirdi. Ayrıca 4 Haziran 1918'de Batum'da Barış ve Dostluk Antlaşması imzalanmıştır. Soykırıma uğradığını iddia eden bir milletin, soykırımla suçladığı milletle barış ve dostluk antlaşması imzalaması mümkün değildir. (Kaynak: TEKAR Vakfı Dergisi, Yıl 2024, Sayı:3) Ölüme Yürütmek: Sevk konusunda önce kanuni düzenleme yapılmış ve bu düzenlemeye göre tüm tedbirler alınarak, sevk gerçekleştirilmiştir. Sevke tabi tutulan Ermeni vatandaşlarımızın da hemen hemen hepsi iskân edilecekleri bölgelere sağ-salim ulaşmıştır. Yine sevk sırasında kusuru ve ihmali olanlar yargılanmış ve cezalandırılmıştır. Biz Türk hukukçuları olarak; 1948 tarihli Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 2. maddesinde yer verilen bazı fiillerle suçlansak da bu fiilleri işlemediğimizi, haksız bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımızı belirtiyoruz. Hukuk sistemlerinde bir cinayette maktûlun yaşadığının kanıtlanması halinde cezanın da gündeme gelemeyeceğini vurgulayarak; Ermeni, Rus, İngiliz ve ABD arşivlerine göre 1918'de 1.586.000 Osmanlı Ermeni'sinin hayatta olduğunu, haksız ve hukuksuz bir iddianın varlığını tüm dünyaya ilan ediyoruz.
Yekta Güngör ÖZDEN
Av.Prof.Dr. Anıl ÇEÇEN
Prof.Dr. Haluk KABAALİOĞLU
Av. Prof. Dr. Ozan CAN
Av. Şevket Bülend YAHNİCİ
Av. Arif AVCI