Dijital platform tabii'nin "Gassal" dizisinin ilgi görme sebepleri konuşuldu

Gündem (AA) - Anadolu Ajansı | 07.01.2025 - 14:30, Güncelleme: 07.01.2025 - 14:23 173 kez okundu.
 

Dijital platform tabii'nin "Gassal" dizisinin ilgi görme sebepleri konuşuldu

Türkiye Araştırmaları Vakfı (TAV) tarafından, TRT'nin dijital platformu tabii'nin yeni yapımlarından "Gassal" dizisi üzerine panel düzenlendi.
İSTANBUL (AA) - Hikayesi ve etkileyici oyuncu performansıyla izleyicinin beğenisini kazanan diziye ilişkin düzenlenen panel, vakfın sosyal medya hesaplarından çevrim içi canlı yayınla gerçekleştirildi.TAV araştırmacısı Dr. Işıl Acehan moderatörlüğünde düzenlenen panelde konuşan Bitlis Eren Üniversitesi'nden Prof. Dr. Adem Palabıyık, Gassal'ın diğer dizilere kıyasla müthiş bir kurguya sahip olduğunu belirterek, "Baki" ismindeki bir karakterle ölüm konusunun başarıyla işlendiğini söyledi.Palabıyık, Baki karakterinin modern insanın ölümsüzlüğüne, gassalın ise modern insanın en büyük korkusuna işaret ettiğini dile getirerek, şunları aktardı:"Dizi, bizi ölüm ve ölümsüzlük, ölüm ve ölüm korkusu ya da ölümün hayaleti arasında, gerçeklik olan ve olmayan arasında sürekli götürüp getiriyor. Ben bunu ölümü sosyolojik bir nesneye dönüştürme olarak tanımlıyorum. Baki'nin 'Ölünce beni kim yıkayacak, kim defnedecek?' arayışı, aslında modern dünyada, insanın bir kurgu olarak ölüm karşısında inşa ettiği ölümsüzlüğün beden bulmuş halidir. Ben buna 'Kapitalizm ve Şizofreni' çalışmasından yola çıkarak, bir rıza şizofrenisi diyorum."Dizinin senaristi Sümeyye Karaarslan'ı ve yönetmeni Selçuk Aydemir'i tebrik eden Palabıyık, "Baki karakteri bize şunu öğretti; ölmek pasif bir eylem halidir. Yani yok olmaktan ziyade toplumla ilişki kuramama, pasif olma halidir. Siz toplumla ilişki kuramıyorsanız zaten ölüsünüz. Bakın bu hem bir metafordur hem de gerçekliğin kendisidir." dedi.Adem Palabıyık, dizinin, sinemayı sadece kendilerinin bir yere taşıyabileceğini düşünen insanların konforunu bozduğunu aktararak, "Benim için aslında bu çok önemli. Yani standart bir dizi, süregelen bir yapıyı altüst etti. Bence dizi, Anadoluluğun bir başarısıdır. Dikkat ederseniz, tüm mesele, hikaye Anadolu'da geçiyor. 'Diriliş Ertuğrul' gibi, birçok ülkede bu dizinin çok ciddi başarılara ulaşacağına eminim." görüşünü paylaştı."TRT'nin belki de son yıllardaki en iyi projesi"Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin de diziye yönelik olumlu ve olumsuz tepkilere değinerek, "Olumsuz tepkiler, ölüm meselesinin hatırlatılmasına dairdi. Aslında ölümü hatırlatmama meselesinde bir ucu sekülerleşmeye, bir ucu bireyselleşmeye, bir ucu da kapitalistleşmeye, tüketim kültürüne giden bir durumdan bahsediyoruz. Popüler kültürde zaten ölüm meselesi çok fazla hatırlatılmıyor. Artık ölümü düşünmeyi, ölüme dair birtakım hassasiyetlere sahip olmayı neredeyse psikiyatrik bir durum olarak damgalayan bir yaklaşım var." diye konuştu.Böyle bir dizinin tabii'de yayınlanması nedeniyle de tepkiler geldiğini aktaran Bilgin, şunları kaydetti:"TRT'nin tabii platformu kurması belli çevrelerde bir rahatsızlık yaratmıştı. Çünkü tabii, çok iddialı bir platform. TRT'nin belki de son yıllardaki en iyi projesi. Dijital alandaki küresel kültürel hegemonyaya karşı milli bir dijital platformun kurulması, başlı başına bir meydan okuma içeriyor. Bu dizi tabii'de değil de malum küresel şirketlerin dijital platformlarında yayına girseydi, böyle bir tartışma ortaya çıkar mıydı? Muhtemelen çıkmazdı. O dijital platformlar böylesine ölümü hatırlatan diziyi yayına sokar mıydı? Bu da ayrı bir soru işareti. İçeriğe, oyunculara, çekim kalitesine dair ise eleştiriler çok istisnadır."Oğuzhan Bilgin, tabii platformundaki yapımların, diğer dijital platformlarda yer alan hakim Batı kültürel hegemonyasının izlerini taşıyan dizilerin dilinden konuşmadığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:"Neticede yine bizim modernleşme tarihimizde o kadim siyasal ve kültürel tartışmalarımızın izlerini taşıyan, olumsuz tepkiler silsilesi gördük. Gassal dizisinin sadece ölümü hatırlatması bu kadar ilgi çekmesine sebep olmadı. Ölümü nasıl hatırlattığı burada önemli hale geldi. Didaktik, kör göze sokarcasına değil, sürükleyici, mizahi, iyi bir oyunculukla senaryoyla bunu anlatması, ciddi olumlu tepkiye sebep oldu."Diziye toplumun farklı kesimlerinden birçok izleyicinin teveccüh gösterdiğine işaret eden Bilgin, "Kültürel hegemonyanın unsuru olmadan, Batıcı bir dil kullanmadan, Türkiye'ye, Türk ailesine, Türk erkeğine, Türk kadınına olumsuz bir şekilde yaklaşmadan da güzel işler yapılabileceğini de Gassal teşkil etti. Böyle bir ihtiyaç da vardı." dedi."İki haftada 17 milyon izlenmesi çok büyük bir rakam"Marmara Üniversitesinden Dr. Mesut Bostan, Gassal'ın ilk bölümünü YouTube'da 17 milyon kişinin izlediğine vurgu yaparak, "İki haftada 17 milyon izlenmesi çok büyük bir rakam. Dolayısıyla dizinin başarısı kesin. Bu başarı neden kaynaklandı diye düşündüğümüzde, nitelikli televizyon kavramına ve o kavramın uzantılarına denk geliyoruz. YouTube'daki birinci bölümün altındaki yorumlardan nitelikli televizyon ne demek bunu görüyoruz. İnsanlar oraya, 'Aşk, entrika, töre, cinayet vesaire olmadan da dizi yapılabiliyormuş' ya da 'LGBT, kimlik, azınlıklar, şunlar bunlar olmadan bakın dizi yapılabiliyormuş.' yazıyor." değerlendirmesinde bulundu.Diğer dijital platformlarda ses getiren "Gibi" dizisinin birinci bölümünün YouTube'da 3 yılda 7 milyon kişi tarafından izlendiğini aktaran Bostan, şu bilgileri verdi:"Mesela 'Prens' dizisi, bu aralar çok konuşulan bir dizi ve ödül falan da aldı. 6 ay içerisinde ilk bölümü sadece 4 buçuk milyon izlenmiş. Gassal ise 17 milyon. Bu çok büyük bir rakam. Şu an reytingleri en yüksek olan dizilerden bir tanesi 'Uzak Şehir' dizisi, onun da birinci bölümü 19 milyon izlenmiş. Gassal estetik, tematik açıdan birçok farklılığı olmasına rağmen YouTube'da açık bir televizyon dizisiyle neredeyse başa baş gidiyor. Dolayısıyla çok ilginç bir olguyla karşı karşıyayız. Selçuk Aydemir'in televizyona yaptığı diziler var. Oradan geniş seyirci kitlesiyle bağı mevcut. Bir taraftan da dizinin senaristinin televizyon yöneticiliğinden gelmesi, bu konuda akademik, entelektüel bilgisi, muhtemelen televizyon tarafının da iyi tasarlanmış ve başarıyı getirmiş olduğunu gösteriyor.""Tabii, kendi gündemini oluşturdu"Medya stratejisti Dr. Muhammed Ersin Toy ise dizinin başrol oyuncusu Ahmet Kural'ın Z kuşağının takdir ettiği bir oyuncu olduğunu, bu yüzden de Gassal'ın beğeniyle karşılandığını dile getirdi.Dizinin herkesin hayatındaki bir konuya değinen temasıyla sinematografisinin başarılı olduğunu vurgulayan Toy, tabii platformunun Gassal dizisi için çok saldırgan bir reklam stratejisi inşa ettiğini kaydederek, "Biz buna gerilla reklam stratejisi diyoruz. Burada, dizi gündemi kendi belirledi. Türkiye'de ve dünyada bu noktada iki strateji var; ya gündeme paralel içerikler üreterek dikkati çekersiniz ya da gündeminizi belirlersiniz. Netflix, genelde Türkiye'de gündeme paralel içerikler üreterek izleyici çekmeye çalıştı ama tabii bunun tersini yaptı ve kendi gündem oldu." şeklinde konuştu.Muhammed Ersin Toy, cenaze sahnelerinde söylenen arabesk şarkıların da izleyicinin dikkatini çektiğini aktararak, şöyle devam etti:"Gassal dizisiyle ilgili 'Siyasal partilerin hegemonyasına dönüşüyor.' diye bir eleştiri geldi. Bu noktada cenaze sahnelerinde arabesk şarkılar çalmak, en yakın arkadaşını ev erkeği olarak resmetmesi, yasını tuttuğu mahalle abisinin adının Nazım olması ya da en yakın arkadaşının başörtüsüz olması, aslında bunun bir siyasi hegemonya olmadığını da gösteriyor. Aynı zamanda muhafazakar bir kültür eleştirisi de barındırıyor. Diziyi belki de güzel yapan bu."Dünyanın Türkiye'yi Netflix üzerinden tanıdığını, fakat Netflix'in bu beklentiye yeterli cevap vermediğini vurgulayan Toy, "Bu noktada tabii'nin Gassal dizisinin, uluslararası izleyici için iyi bir veri olacağını düşünüyorum. Çünkü sıradan bir Türk nasıl evlenir, evlilik teklifi eder, cenazeyi nasıl kaldırır, gündelik hayatta nasıl ilişki kurar, dizinin bunlara cevap verdiğini düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte küresel izleyiciye tabii üzerinden ulaşabileceğimizi de düşünüyorum." dedi.Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün
Türkiye Araştırmaları Vakfı (TAV) tarafından, TRT'nin dijital platformu tabii'nin yeni yapımlarından "Gassal" dizisi üzerine panel düzenlendi.

İSTANBUL (AA) - Hikayesi ve etkileyici oyuncu performansıyla izleyicinin beğenisini kazanan diziye ilişkin düzenlenen panel, vakfın sosyal medya hesaplarından çevrim içi canlı yayınla gerçekleştirildi.

TAV araştırmacısı Dr. Işıl Acehan moderatörlüğünde düzenlenen panelde konuşan Bitlis Eren Üniversitesi'nden Prof. Dr. Adem Palabıyık, Gassal'ın diğer dizilere kıyasla müthiş bir kurguya sahip olduğunu belirterek, "Baki" ismindeki bir karakterle ölüm konusunun başarıyla işlendiğini söyledi.

Palabıyık, Baki karakterinin modern insanın ölümsüzlüğüne, gassalın ise modern insanın en büyük korkusuna işaret ettiğini dile getirerek, şunları aktardı:

"Dizi, bizi ölüm ve ölümsüzlük, ölüm ve ölüm korkusu ya da ölümün hayaleti arasında, gerçeklik olan ve olmayan arasında sürekli götürüp getiriyor. Ben bunu ölümü sosyolojik bir nesneye dönüştürme olarak tanımlıyorum. Baki'nin 'Ölünce beni kim yıkayacak, kim defnedecek?' arayışı, aslında modern dünyada, insanın bir kurgu olarak ölüm karşısında inşa ettiği ölümsüzlüğün beden bulmuş halidir. Ben buna 'Kapitalizm ve Şizofreni' çalışmasından yola çıkarak, bir rıza şizofrenisi diyorum."

Dizinin senaristi Sümeyye Karaarslan'ı ve yönetmeni Selçuk Aydemir'i tebrik eden Palabıyık, "Baki karakteri bize şunu öğretti; ölmek pasif bir eylem halidir. Yani yok olmaktan ziyade toplumla ilişki kuramama, pasif olma halidir. Siz toplumla ilişki kuramıyorsanız zaten ölüsünüz. Bakın bu hem bir metafordur hem de gerçekliğin kendisidir." dedi.

Adem Palabıyık, dizinin, sinemayı sadece kendilerinin bir yere taşıyabileceğini düşünen insanların konforunu bozduğunu aktararak, "Benim için aslında bu çok önemli. Yani standart bir dizi, süregelen bir yapıyı altüst etti. Bence dizi, Anadoluluğun bir başarısıdır. Dikkat ederseniz, tüm mesele, hikaye Anadolu'da geçiyor. 'Diriliş Ertuğrul' gibi, birçok ülkede bu dizinin çok ciddi başarılara ulaşacağına eminim." görüşünü paylaştı.

"TRT'nin belki de son yıllardaki en iyi projesi"

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin de diziye yönelik olumlu ve olumsuz tepkilere değinerek, "Olumsuz tepkiler, ölüm meselesinin hatırlatılmasına dairdi. Aslında ölümü hatırlatmama meselesinde bir ucu sekülerleşmeye, bir ucu bireyselleşmeye, bir ucu da kapitalistleşmeye, tüketim kültürüne giden bir durumdan bahsediyoruz. Popüler kültürde zaten ölüm meselesi çok fazla hatırlatılmıyor. Artık ölümü düşünmeyi, ölüme dair birtakım hassasiyetlere sahip olmayı neredeyse psikiyatrik bir durum olarak damgalayan bir yaklaşım var." diye konuştu.

Böyle bir dizinin tabii'de yayınlanması nedeniyle de tepkiler geldiğini aktaran Bilgin, şunları kaydetti:

"TRT'nin tabii platformu kurması belli çevrelerde bir rahatsızlık yaratmıştı. Çünkü tabii, çok iddialı bir platform. TRT'nin belki de son yıllardaki en iyi projesi. Dijital alandaki küresel kültürel hegemonyaya karşı milli bir dijital platformun kurulması, başlı başına bir meydan okuma içeriyor. Bu dizi tabii'de değil de malum küresel şirketlerin dijital platformlarında yayına girseydi, böyle bir tartışma ortaya çıkar mıydı? Muhtemelen çıkmazdı. O dijital platformlar böylesine ölümü hatırlatan diziyi yayına sokar mıydı? Bu da ayrı bir soru işareti. İçeriğe, oyunculara, çekim kalitesine dair ise eleştiriler çok istisnadır."

Oğuzhan Bilgin, tabii platformundaki yapımların, diğer dijital platformlarda yer alan hakim Batı kültürel hegemonyasının izlerini taşıyan dizilerin dilinden konuşmadığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:

"Neticede yine bizim modernleşme tarihimizde o kadim siyasal ve kültürel tartışmalarımızın izlerini taşıyan, olumsuz tepkiler silsilesi gördük. Gassal dizisinin sadece ölümü hatırlatması bu kadar ilgi çekmesine sebep olmadı. Ölümü nasıl hatırlattığı burada önemli hale geldi. Didaktik, kör göze sokarcasına değil, sürükleyici, mizahi, iyi bir oyunculukla senaryoyla bunu anlatması, ciddi olumlu tepkiye sebep oldu."

Diziye toplumun farklı kesimlerinden birçok izleyicinin teveccüh gösterdiğine işaret eden Bilgin, "Kültürel hegemonyanın unsuru olmadan, Batıcı bir dil kullanmadan, Türkiye'ye, Türk ailesine, Türk erkeğine, Türk kadınına olumsuz bir şekilde yaklaşmadan da güzel işler yapılabileceğini de Gassal teşkil etti. Böyle bir ihtiyaç da vardı." dedi.

"İki haftada 17 milyon izlenmesi çok büyük bir rakam"

Marmara Üniversitesinden Dr. Mesut Bostan, Gassal'ın ilk bölümünü YouTube'da 17 milyon kişinin izlediğine vurgu yaparak, "İki haftada 17 milyon izlenmesi çok büyük bir rakam. Dolayısıyla dizinin başarısı kesin. Bu başarı neden kaynaklandı diye düşündüğümüzde, nitelikli televizyon kavramına ve o kavramın uzantılarına denk geliyoruz. YouTube'daki birinci bölümün altındaki yorumlardan nitelikli televizyon ne demek bunu görüyoruz. İnsanlar oraya, 'Aşk, entrika, töre, cinayet vesaire olmadan da dizi yapılabiliyormuş' ya da 'LGBT, kimlik, azınlıklar, şunlar bunlar olmadan bakın dizi yapılabiliyormuş.' yazıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Diğer dijital platformlarda ses getiren "Gibi" dizisinin birinci bölümünün YouTube'da 3 yılda 7 milyon kişi tarafından izlendiğini aktaran Bostan, şu bilgileri verdi:

"Mesela 'Prens' dizisi, bu aralar çok konuşulan bir dizi ve ödül falan da aldı. 6 ay içerisinde ilk bölümü sadece 4 buçuk milyon izlenmiş. Gassal ise 17 milyon. Bu çok büyük bir rakam. Şu an reytingleri en yüksek olan dizilerden bir tanesi 'Uzak Şehir' dizisi, onun da birinci bölümü 19 milyon izlenmiş. Gassal estetik, tematik açıdan birçok farklılığı olmasına rağmen YouTube'da açık bir televizyon dizisiyle neredeyse başa baş gidiyor. Dolayısıyla çok ilginç bir olguyla karşı karşıyayız. Selçuk Aydemir'in televizyona yaptığı diziler var. Oradan geniş seyirci kitlesiyle bağı mevcut. Bir taraftan da dizinin senaristinin televizyon yöneticiliğinden gelmesi, bu konuda akademik, entelektüel bilgisi, muhtemelen televizyon tarafının da iyi tasarlanmış ve başarıyı getirmiş olduğunu gösteriyor."

"Tabii, kendi gündemini oluşturdu"

Medya stratejisti Dr. Muhammed Ersin Toy ise dizinin başrol oyuncusu Ahmet Kural'ın Z kuşağının takdir ettiği bir oyuncu olduğunu, bu yüzden de Gassal'ın beğeniyle karşılandığını dile getirdi.

Dizinin herkesin hayatındaki bir konuya değinen temasıyla sinematografisinin başarılı olduğunu vurgulayan Toy, tabii platformunun Gassal dizisi için çok saldırgan bir reklam stratejisi inşa ettiğini kaydederek, "Biz buna gerilla reklam stratejisi diyoruz. Burada, dizi gündemi kendi belirledi. Türkiye'de ve dünyada bu noktada iki strateji var; ya gündeme paralel içerikler üreterek dikkati çekersiniz ya da gündeminizi belirlersiniz. Netflix, genelde Türkiye'de gündeme paralel içerikler üreterek izleyici çekmeye çalıştı ama tabii bunun tersini yaptı ve kendi gündem oldu." şeklinde konuştu.

Muhammed Ersin Toy, cenaze sahnelerinde söylenen arabesk şarkıların da izleyicinin dikkatini çektiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Gassal dizisiyle ilgili 'Siyasal partilerin hegemonyasına dönüşüyor.' diye bir eleştiri geldi. Bu noktada cenaze sahnelerinde arabesk şarkılar çalmak, en yakın arkadaşını ev erkeği olarak resmetmesi, yasını tuttuğu mahalle abisinin adının Nazım olması ya da en yakın arkadaşının başörtüsüz olması, aslında bunun bir siyasi hegemonya olmadığını da gösteriyor. Aynı zamanda muhafazakar bir kültür eleştirisi de barındırıyor. Diziyi belki de güzel yapan bu."

Dünyanın Türkiye'yi Netflix üzerinden tanıdığını, fakat Netflix'in bu beklentiye yeterli cevap vermediğini vurgulayan Toy, "Bu noktada tabii'nin Gassal dizisinin, uluslararası izleyici için iyi bir veri olacağını düşünüyorum. Çünkü sıradan bir Türk nasıl evlenir, evlilik teklifi eder, cenazeyi nasıl kaldırır, gündelik hayatta nasıl ilişki kurar, dizinin bunlara cevap verdiğini düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte küresel izleyiciye tabii üzerinden ulaşabileceğimizi de düşünüyorum." dedi.


Muhabir: Aişe Hümeyra Akgün

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.