Scholz güvenoyunu kaybetti: Almanya'da erken seçime gidiliyor

Dünya (Web Sitesi) - Web Sitesi | 17.12.2024 - 10:09, Güncelleme: 17.12.2024 - 10:09 174 kez okundu.
 

Scholz güvenoyunu kaybetti: Almanya'da erken seçime gidiliyor

Bu sonuç 23 Şubat'ta yapılacak erken seçimlerin önünü açarken, anketler Almanya'da iktidarın sağa kayabileceğini gösteriyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Pazartesi günü yapılan güven oylamasını kaybetti. Böylece parlamentonun feshedilmesi ve yeni ulusal seçimlerin önü açıldı. Scholz, 733 sandalyeli parlamentoda 207 oy alarak iktidarı elinde tutmak için ihtiyaç duyduğu 367 çoğunluğa ulaşamadı. Maliye politikasındaki derin görüş ayrılıkları nedeniyle üçlü koalisyonun çökmesinin ardından yapılan oylamayı kaybetmesi bekleniyordu. Scholz'un kendisi de erken seçimi destekliyordu ancak oylama öncesinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin erken seçimi sabote etmeyi planladığı yönünde spekülasyonlar vardı. Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier şimdi parlamentoyu feshetme noktasında bir karar verecek. Parlamento feshedildikten sonra 60 gün içinde seçim yapılması gerekiyor. Güven oylaması, ülkenin savaş sonrası tarihindeki altıncı oylamaydı. Erken seçimler, ekonominin iki yıldır zayıf büyümeden muzdarip olduğu ve dış politikada kapsamlı değişiklikler vaat eden Donald Trump'ın göreve başlamasına hazırlandığı bir dönemde yapılacak. Ateşli tartışma Güven oylaması, tüm parti liderlerinin konuşarak hem bireysel seçim kampanyalarını başlattıkları hem de hükümetin çöküşü için birbirlerini suçladıkları ateşli bir parlamento oturumunun ardından geldi. Scholz, Maliye Bakanı Christian Lindner'le yol ayrımına gitmesinin ardından hükümetteki bakanlarını görevden alarak iktidar koalisyonunun çökmesini tetikleyen iş dünyası yanlısı Hür Demokrat Parti'yi (FDP) eleştiri yağmuruna tuttu. Alman lider, FDP'yi "haftalar süren sabotaj" ile suçladı ve koalisyonun dağılmasına neden olan ekonomik önerilerine katılmadığını yineledi. Ayrıca, devlet borçlarını sınırlandırmak amacıyla yapısal bütçe açıklarını kısıtlayan ve Almanya'nın anayasasında yer alan borç freninin modernize edilmesi çağrısında bulundu. Lindner ise, daha sonra Scholz'un köklü bir değişim için "gücünün olmadığını" söyledi ve Almanya'nın sendeleyen ekonomisini canlandırmada "kritik" olduğunu belirttiği politikalarını yineledi. Scholz son olarak görev süresiyle ilgili şu ifadeleri kullandı: "Hiçbir seçmen son üç yılda karşılaşacağımız zorlukları tahmin edemezdi." Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz ise, Scholz'u FDP'ye "küstahça" davranmakla suçladığı ateşli bir konuşma yaptı ve CDU'nun FDP'yi potansiyel bir koalisyon ortağı olarak alabileceğine dair söylentileri körükledi. Merz, Scholz'un "Almanya'yı Avrupa sahnesinde utandırdığını" söyleyecek kadar ileri gitti ve önceki hükümeti oluşturan üç partinin "hiç de birbirine ait olmadığını" belirtti. Scholz'un bu sözlerine, dağılan koalisyonun üçüncü partisi olan Yeşiller Partisi'nin lideri Robert Habeck de katıldı ve eski hükümet için "Birbirimizden rahatsızdık ve trafik ışığı koalisyonu birçok açıdan kötü ününü hak ediyordu" dedi. Habeck, CDU'nun son anketlerde öngörülen oy oranını koruması durumunda kaçınılmaz olarak yeni bir koalisyona gidileceğini vurgulayıp, Merz'in mutabakat sağlamada isteksiz olduğunu öne sürdü. Sırada ne var? Scholz, Federal Meclis'in feshedilmesi yönündeki talebi Steinmeier'e götürecek ve son kararı o verecek. Daha önce bu konuda istekli olduğunu belirten Steinmeier'in bu talebi takip eden 21 gün içerisinde parlamentoyu feshetmesi gerekiyor. Ardından anayasa uyarınca 60 gün içerisinde yeni seçimlerin yapılacak. Seçim tarihi 23 Şubat 2025 olarak belirlendi, bu da Steinmeier'in kararını 27 Aralık'ta vermesi gerektiği anlamına geliyor. Kamu yayıncısı ZDF tarafından yapılan son ankete göre CDU şu anda yüzde 33'lük bir oranla çoğunluğu sağlayamıyor. Friederich Merz, diğer vaatlerinin yanı sıra göç politikasında "köklü bir değişiklik" sözü vermişti. Böyle bir değişiklik, halihazırda sığınma hakkını koruyan Cenevre Sözleşmesi'nde Avrupa çapında bir değişiklik yapılmasını gerektirecek. Merz ayrıca bazı sığınmacılar için sosyal yardımların sınırlandırılmasını ve İtalya'da olduğu gibi mültecilerin AB üyesi olmayan üçüncü bir ülkeye gönderilmesi fikrini de destekliyor. Hangi partinin CDU ile uyumlu bir koalisyonun parçası olabileceği henüz belirsiz. AfD şu anda yüzde 17'yle ikinci sırada, ancak Merz iş birliğine sıcak bakmıyor. SPD üçüncü sırada yer alırken, Yeşiller yüzde 14 oy oranına sahip. Tahminlerde FDP'nin oy oranının gerilediği, yüzde 4'e düştüğü belirtiliyor.   euronews.com
Bu sonuç 23 Şubat'ta yapılacak erken seçimlerin önünü açarken, anketler Almanya'da iktidarın sağa kayabileceğini gösteriyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Pazartesi günü yapılan güven oylamasını kaybetti. Böylece parlamentonun feshedilmesi ve yeni ulusal seçimlerin önü açıldı.

Scholz, 733 sandalyeli parlamentoda 207 oy alarak iktidarı elinde tutmak için ihtiyaç duyduğu 367 çoğunluğa ulaşamadı.

Maliye politikasındaki derin görüş ayrılıkları nedeniyle üçlü koalisyonun çökmesinin ardından yapılan oylamayı kaybetmesi bekleniyordu.

Scholz'un kendisi de erken seçimi destekliyordu ancak oylama öncesinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin erken seçimi sabote etmeyi planladığı yönünde spekülasyonlar vardı.

Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier şimdi parlamentoyu feshetme noktasında bir karar verecek. Parlamento feshedildikten sonra 60 gün içinde seçim yapılması gerekiyor.

Güven oylaması, ülkenin savaş sonrası tarihindeki altıncı oylamaydı. Erken seçimler, ekonominin iki yıldır zayıf büyümeden muzdarip olduğu ve dış politikada kapsamlı değişiklikler vaat eden Donald Trump'ın göreve başlamasına hazırlandığı bir dönemde yapılacak.

Ateşli tartışma

Güven oylaması, tüm parti liderlerinin konuşarak hem bireysel seçim kampanyalarını başlattıkları hem de hükümetin çöküşü için birbirlerini suçladıkları ateşli bir parlamento oturumunun ardından geldi.

Scholz, Maliye Bakanı Christian Lindner'le yol ayrımına gitmesinin ardından hükümetteki bakanlarını görevden alarak iktidar koalisyonunun çökmesini tetikleyen iş dünyası yanlısı Hür Demokrat Parti'yi (FDP) eleştiri yağmuruna tuttu.

Alman lider, FDP'yi "haftalar süren sabotaj" ile suçladı ve koalisyonun dağılmasına neden olan ekonomik önerilerine katılmadığını yineledi. Ayrıca, devlet borçlarını sınırlandırmak amacıyla yapısal bütçe açıklarını kısıtlayan ve Almanya'nın anayasasında yer alan borç freninin modernize edilmesi çağrısında bulundu.

Lindner ise, daha sonra Scholz'un köklü bir değişim için "gücünün olmadığını" söyledi ve Almanya'nın sendeleyen ekonomisini canlandırmada "kritik" olduğunu belirttiği politikalarını yineledi.

Scholz son olarak görev süresiyle ilgili şu ifadeleri kullandı: "Hiçbir seçmen son üç yılda karşılaşacağımız zorlukları tahmin edemezdi."

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz ise, Scholz'u FDP'ye "küstahça" davranmakla suçladığı ateşli bir konuşma yaptı ve CDU'nun FDP'yi potansiyel bir koalisyon ortağı olarak alabileceğine dair söylentileri körükledi.

Merz, Scholz'un "Almanya'yı Avrupa sahnesinde utandırdığını" söyleyecek kadar ileri gitti ve önceki hükümeti oluşturan üç partinin "hiç de birbirine ait olmadığını" belirtti.

Scholz'un bu sözlerine, dağılan koalisyonun üçüncü partisi olan Yeşiller Partisi'nin lideri Robert Habeck de katıldı ve eski hükümet için "Birbirimizden rahatsızdık ve trafik ışığı koalisyonu birçok açıdan kötü ününü hak ediyordu" dedi.

Habeck, CDU'nun son anketlerde öngörülen oy oranını koruması durumunda kaçınılmaz olarak yeni bir koalisyona gidileceğini vurgulayıp, Merz'in mutabakat sağlamada isteksiz olduğunu öne sürdü.

Sırada ne var?

Scholz, Federal Meclis'in feshedilmesi yönündeki talebi Steinmeier'e götürecek ve son kararı o verecek.

Daha önce bu konuda istekli olduğunu belirten Steinmeier'in bu talebi takip eden 21 gün içerisinde parlamentoyu feshetmesi gerekiyor.

Ardından anayasa uyarınca 60 gün içerisinde yeni seçimlerin yapılacak. Seçim tarihi 23 Şubat 2025 olarak belirlendi, bu da Steinmeier'in kararını 27 Aralık'ta vermesi gerektiği anlamına geliyor.

Kamu yayıncısı ZDF tarafından yapılan son ankete göre CDU şu anda yüzde 33'lük bir oranla çoğunluğu sağlayamıyor.

Friederich Merz, diğer vaatlerinin yanı sıra göç politikasında "köklü bir değişiklik" sözü vermişti. Böyle bir değişiklik, halihazırda sığınma hakkını koruyan Cenevre Sözleşmesi'nde Avrupa çapında bir değişiklik yapılmasını gerektirecek.

Merz ayrıca bazı sığınmacılar için sosyal yardımların sınırlandırılmasını ve İtalya'da olduğu gibi mültecilerin AB üyesi olmayan üçüncü bir ülkeye gönderilmesi fikrini de destekliyor.

Hangi partinin CDU ile uyumlu bir koalisyonun parçası olabileceği henüz belirsiz. AfD şu anda yüzde 17'yle ikinci sırada, ancak Merz iş birliğine sıcak bakmıyor.

SPD üçüncü sırada yer alırken, Yeşiller yüzde 14 oy oranına sahip. Tahminlerde FDP'nin oy oranının gerilediği, yüzde 4'e düştüğü belirtiliyor.

 

euronews.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.