“Talat Aydemir beni Bursa temsilcisi yapmak istedi.” ÖZEL RÖPORTAJ

“Talat Aydemir beni Bursa temsilcisi yapmak istedi.” ÖZEL RÖPORTAJ

ÖZEL RÖPORTAJ

TBMM 14. Dönem (AP) Bursa Milletvekili Ertuğrul Mat anlatıyor: 

(1. Bölüm)

BURSAHABER16 – TBMM 14. Dönem Adalet Partisi Bursa Milletvekili Ertuğrul Mat, 1962 ve  1963'te iki başarısız askerî darbe girişimine önderlik yapan Albay Talat Aydemir’in Kurmaylarının kendisini  darbeden sonra  Kurulacak olan Temsilciler Meclisi’nde BursaTemsilcisi olarak tayin etmek istediklerini  anlattı. Ertuğrul Mat,Talat Aydemir’in arkadaşlarının kendisiyle temasa geçişi ve daha sonra yaşananlar konusunda BURHABER16'in sorularını cevapladı: 

-Talat Aydemir sizinle 1962 yılındaki ilk kalkışmasından sonra mı temasa geçti?

-Talat Aydemir’in kendisiyle hiç konuşmadım.

Benimle onun Çekirdek kadrosunda  yer alan yakın arkadaşları temas kurdu. 

-Sizi görmeye nereye geldiler? 

-Avukattım. Yazıhanemde beni ziyaret ettiler.

-Avukat yazıhaneniz o tarihte neredeydi?

-Heykel'deki Türk Ticaret Bankası İş Hanı'ndaydı.

FOTOĞRAF: Albay Talât Aydemir, 22 Şubat 1962 ve 20 Mayıs 1963'te iki başarısız askerî darbe girişimine önderlik etmiş, "anayasayı tadil ve tağyire teşebbüs" suçundan idama mahkûm edildi.

-Yanınıza gelenler kimlerdi? 

-Talebelik yıllarından tanıdığım İstanbul Mahmut Paşa Çarşısı'nda tuhafiye dükkânı olan Mendilci Mehmet Bey dört arkadaşıyla birlikte gelmişti.

-Mendilci Mehmet kim? Siz onları nereden tanıyorsunuz? Onlar da Talat Aydemir cuntası ile bağlantılı mı? Veya Talat Aydemir ekibi onları nereden tanıyor?

-1957 yılından itibaren siyaset sahnesine çıkmış ve DP’nin o zaman çok önemli sivil  toplum örgütleri olan  İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, Ankara Üniversitesi Talebe Birliği, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, Milli Türk Talebe Birliği gibi gençlik kuruluşlarını ele geçirme projesini yürütenlerden biriydim. 21 Yaşına Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı Genel Sekreterliği’nden geldiğim için, gençlik kuruluşlarında çok tanınıyordum.

Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nun çok başarılı bir folklar ekibi vardı, DP Mahalle delegelerinden Azeri kökenli Halil boyu, gençlere Kafkas oyunları öğretiyordu. Halil Bey ile Mendilci Mehmet Bey Mahmutpaşa’da dükkân komşularıydı ve DP’li oldukları için bana çok yakındılar. Ben de Bursa’da Hafta sonlarında İstanbul’a gidip geldiğim için, birbirimizi unutmamıştık. Sıradan partiliydi onlar.

Öyle bir darbe yapılanmasında  görev alabilecek kapasitede insanlar değildiler. Bana gelen heyetteki Veteriner Binbaşı Vural, Mehmet Bey’in yakınıymış. Bana nasıl ulaşacaklarını düşünürlerken Mehmet Bey,” Ben sizi götüreyim.”Demiş.

-Sizin yazıhaneye gelişlerinden sonra neler oldu?

-Odamda  otururken ,”Dört  kişi geldi. Sizinle görüşmek istiyorlar.” Dedi. Buyur ettim. İçeri girenlerden birisini tanıyor gibiydim. Hatırlamakta gecikmedim.  O İstanbul Erkek Lisesi’nde 10 . Sınıfta okurken, Milli Savunma Dersine gelen Binbaşı Nihat Çonguroğlu’ydu.

-O sizi tanıdığı için mi gelmişti?

-Hayır! O benim öğrencisi olduğumu bile hatırlamıyordu. Tesadüfen içlerinde o da var. On sene evvel haftada bir saat ders verdiği sınıflardan birindeki bir talebeyi hatırlaması da mümkün değildi zaten. Sonradan Cevat Kırca olduğunu öğrendiğim birisi, hükmedici bir sesle “Kapıyı kapattırın, katibinize de  söyleyiniz, içeri kimse gelmesin!” Dedi.

Bana Talat Aydemir’in selamını getirdiklerini, çok yakında  darbe yapacaklarını ve bir kurucu meclis kurulacağını anlattılar. 

-Yanınıza gelen o dört kişi kimdi?

-Nihat Çonguroğlu, Osman Deniz, Cevat Kırca ve Veteriner Binbaşı Vural Koktay.

-Neden sizi tercih etmişler?

-Bursa'da en popüler olduğum zamanlardı. O zamanlar Türkiye’nin en çok satan gazetesi olan  Bursa Hakimiyet gazetesindeki “Günlerin Getirdiği” başlıklı köşemde her gün zehir zemberek yazılar yazıyor, İsmet Paşa hükümetini çok ağır tenkit ediyordum. DP‘den sonra kurulan Adalet Partisi Bursa Teşkilatı’nın çok sevilen bir ismi ve çok başarılı bir ceza avukatıydım. Bana gelmeden önce Bursa’da birkaç gün araştırmışlar, sormuşlar. Halkın beni çok sevdiğini ve güvendiğini tespit etmişler.

-Talat Aydemir ve adamları böyle kendilerine temsilci bulmak için başka illere de gitmişler mi? Yoksa Bursa'ya özel olarak mı seçmişler?

- O zaman onlara bunu sormadım çünkü Temsilciler Meclisi dediğiniz zaman büyün illerin büyüklüklerine göre o mecliste temsil edilmesi gerekir.

-Talat Aydemir cuntasına girme teklifini tam olarak nasıl yaptılar?

-Bunu cuntaya davet şeklinde ifade etmemek gerekir. Cunta  darbeyi planlayan gruba verilen isimdir. Bana teklif edilen  darbeden sonra kurulması düşünülen Kurucu Meclis’te Bursa Temsilciliğidir. “Halkın sizi sevdiğini  tespit ettik, Ankara’ nın  onayını aldık, şimdi de size tebliğ ediyoruz." dediler.

-Bu teklifle karşılık onlara ne cevap verdiniz?

-Dedim ki, siz  benim İsmet Paşa aleyhinde yazdığım yazılar dolayısıyla buraya geldiniz. Ben İsmet Paşa'yı sevmiyorum. Ama İsmet Paşa'yı çok takdir ediyorum. İsmet Paşa Türkiye'yi İkinci Cihan Harbine sokmamayı başaran, demokrasiye ulaştıran Lozan kahramanı ve Atatürk ‘ün silah arkadaşıdır. Benim  O’nu  sevmemem hissi birşeydir.  Kalbim ona karşıdır. Ama aklım İsmet Paşa'ya takdir eder.

Sonra 'Anlıyorum ki siz İsmet Paşa’nın gücünü küçümsüyorsunuz.' Diyerek , onlara Fransız ihtilâlini beraber başarıp, sonra birbirlerine düşman olan  iki ünlü ismi Danton ve Ropespier’i hatırlattım.

Fransız İhtilali’nden sonra ünlü Danton’a, 'Robespier seni  giyotine gönderecek. Kaçmalısın!' Dediklerinde, ‘Biz bu topraklara topuklarımızdan çakılıyız. Kaçamayız.' Cevabını vermişti. Sonra giyotine gönderilirken arkadaşlarıyla vedasına izin verilmeyince, ‘Biraz sonra sepette kellelerimizin öpüşmesine de mâni olabilir misiniz?’ demişti.

Sizin bu faaliyetlerinizi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin kantininde şu anda kahve içen yıllanmış talebe demokrat Erol’dan, Zeytinburnu Demokrat Parti Kadın Kolları Başkanı Kadriye’ye Hanım’a kadar herkes biliyor. 

İsmet Paşa’yı  siz tanımıyorsunuz. Onu küçümsemeye devam ederseniz,yakında Danton’un tabiriyle kelleleriniz sepette öpüşür.’ Dedim. 

Fransız tarihinin bu önemli sayfasını iyi biliyordum. Çünkü, 27 Mayıs 1960  gecesi Eskişehir’de  yurt dışına kaçması teklif edildiğinde Menderes  de ‘Biz de Danton gibi bu ülkeye topuklarımızdan çakılmışız’ demişti. 

-Sizin bu nasihatlerinize tepkileri nasıl oldu?

- Beni sessizce dinlediler..Sonra onlara dedim ki, ‘Eğer bir şey yapar ve başarırsanız, radyoda okuyacağınız ihtilal tebliğinizde ‘Yassıada yapılan ve devam eden zulme son verilecektir’ derseniz, halk askerle barışır.’ diye ilave ettim.

-Bu tavsiyeniz karşısında ne dediler?

-Cevat Kırca da ‘Ben Fatin Rüştü’nün akrabasıyım. Talat Bey’le konuşacağım. Bu tavsiyeniz mümkün olabilir. Lütfen bizi reddetmeyiniz. Temasımızı muhafaza edelim’ dedi. Sonra gittiler, ortadan kayboldular. Bir müddet sonra   beni İstanbul’a davet ettiler, Veteriner Binbaşı  Vural Bey gelerek beni  alıp, İstanbul’da Taksim’deki Selim Türkkan Paşa’nın evine götürdü.

DEVAM EDECEK

TALAT AYDEMİR DARBE GİRİŞİMİ NEDİR?

Albay Talât Aydemir, 22 Şubat 1962 ve 20 Mayıs 1963'te iki başarısız askerî darbe girişimine önderlik etti. Başarısız darbe girişimleri sonrası Aydemir; birçok subay ve  Kara Harp Okulu öğrencileri birlikte yargılandı. Yapılan yargılamadan sonra Süvari Binbaşı Fethi Gürcan ile birlikte "anayasayı tadil ve tağyire teşebbüs" suçundan idama mahkûm edildi.

 

 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.