Sevgili okurlarım; Bugünkü yazımızı, 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’in, 1997 yılında diploma töreninde dile getirdiği hususlara değinerek sürdürelim.
SÜLEYMAN DEMİREL:
“İşte eğer benim veteriner sağlık teknisyenlerim ortaya çıkıp diyorlarsa ki bize daha çok bilgi verin bize öğretin bu Türkiye için çok sevindirici bir olaydır. Ayeti Kerimede buyruluyor ki “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” sözü unutulmamalıdır. Benim vatandaşım, “gel sana öğreteyim” dediğim zaman kaçıyorsa, yandım, ama benim vatandaşım bana koşup geliyorsa; bize daha çok öğretin, bizim fen teknolojisindeki ufkumuzu daha geliştirin diyorsa buna da üniversitelerimiz sahip çıkıyorsa, bu vatandaşlarımızı” gelin size daha çok öğretelim” diye kucaklıyorsa; esas sevinilecek olan mesele budur. Üniversiteler okul açar, kayıt için öğrenci aramaya başlar. Oysa sizler bunun tersini yapmışsınız. Tarım meslek liselerinden mezun olan teknisyenler arasından 13.000 teknisyen için eğitim talebinde bulunmuşsunuz. Bölümlerinizi açtırmışsınız. Çok büyük çoğunluğunuz üstün başarı ile diploma almaya hak kazanmışsınız, hepinizi kutlarım.” Bu bölüm VESTED” Dergisinden alıntıdır.
***
Baytarlık (Veteriner Sağlık Teknisyenliği) mesleği:
Kurtuluş Savaşı yıllarında orduda süvari birliklerinin hizmetinde bulunan atlarda; şarbon ve at vebası hastalığının görülmesi ülkede büyük panik yaratmıştı. Yaşanan bu zor şartlar altında Fransa’dan temin edilen şarbon ve at vebası aşılarını muavin baytarlar tarafından hayvanlara başarıyla uygulanmıştı. O günün şartlarında büyük ehemmiyet taşıyan süvari birliklerinin atları, şarbon ve at vebası hastalığı tehlikesinden meslektaşlarımızın üstün çaba ve gayretleri ile kurtarılmıştı.
Kurtuluş Savaşı yıllarında şarbon ve at vebası hastalıklarına karşı verilen mücadele sürecinde meslektaşlarımızın başarılarını Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından takdir edildiği rahmetle andığımız derneğimizin efsane genel başkanı Sabahattin TURAY tarafından birçok sohbet ve toplantıda dile getirmiştir.
Bundan önceki iki yazıda da belirtildiği gibi; Osmanlının son döneminde ülke genelinde yaygın olarak seyreden at vebası ve sığır vebası hastalığına karşı etkin mücadelenin yapılabilmesi için 14 Ekim 1910 tarihinde İstanbul Ahır kapı semtinde “Tatbikatı Baytariye” adı altında bir okul açılmıştır.
Açılan bu okula; Osmanlı tebaasından 18-25 yaş arasında idadi (lise) mezunu olan gençlerin sınavsız, rüştiye (ortaokul) mezunu olanlar ise sınavla alınmıştı. İki yıl süren eğitimden sonra okuldan mezun olanlar Tatbikatı Baytar’iye Memuru unvanı ile göreve başlatılmıştı.
1924 yılında verilen bir hak üzerine isteyen Muavin Baytarların “Baytar Mektebi Ali’ sine yani “Yüksek Baytar Mektebine” kayıt yaptırarak eğitimlerini sürdürmüşlerdir.
Türkiye’de Yüksek Ziraat Enstitülülerinin tesis hazırlıkları yapılırken, ziraat mekteplerinin eğitimlerine son verilmişti. Bu arada Erzincan’da bölgesel olarak açılmış olan Ziraat Okulu da kapatılmış, okul binasının boş kalmaması düşüncesiyle dönemin İktisat Vekili tarafından 1928 yılında Erzincan’da Sıhhiye-i Memur Mektebi açılmıştı.
Orduda sıhhiye ve nalbant erliği yapmış olanlarla, köy ve kırsal hayata alışkın okuryazar gençlerin öğrenci olarak okula alınması uygun görülmüş, okulun ders müfredat programı belli bir yasaya bağlanmamış, inisiyatif tamamen öğretmenlerin isteğine bırakılmıştı.
1928 yılında Erzincan’da açılan okul, iki dönem mezun verdikten sonra öğrencilerin daha kapsamlı ve daha bilinçli yetiştirilmesi düşüncesinden hareket edilerek öğrencileri 1930 yılında İstanbul Selimiye’deki “Yüksek Baytar Mektebi” bünyesinde açılan “Küçük Sıhhiye-i Memur Mektebine” gönderilmişti. Ortaokul mezunu olan gençler sınavla okula alınmış, Yüksek Baytar Mektebinde okutulan derslerin bir kısmı hariç ders olarak okutulmuştur.
1933 yılında, Ankara’da; Veteriner Fakültesinin açılmasıyla İstanbul Selimiye’deki Yüksek Baytar Mektebindeki öğretmen kadrosunun büyük bir kısmı Ankara’yı tercih etmişlerdir. Geri kalan öğretmenler ise Küçük Sıhhiye-i Memur Mektebinde ders vermeye devam etmişlerdir.
İstanbul Selimiye’deki Okul Müdürlüğüne; Anatomist Ahmet Hamdi Esgün’ün atanmasından sonrasında Küçük Sıhhiye-i Memur Mektebinin adı, Hayvan Sağlığı Memurları ve Nalbant Okulu olarak değiştirildi.
Eğitim süresi iki yıl okulun eğitim süresi üç yıla çıkarılması için uğraşlar verilmiş, fakat bazı kesimler tarafından okulun eğitim süresinin daha da düşürülmesi istenmiş olup Veteriner Sağlık Meslek Liselerinde eğitim süresi hep tartışma konusu olmuştur.
Çağdaş eğitimi savunanların gayretleriyle okula 1932-1935 yılları arasında iki dönem ilk kez kız öğrenci alınmıştır.
1937 yılında yürürlüğe giren 3203 sayılı Ziraat Vekâleti Teşkilat Kanununun 9. Maddesi; Hayvan Sağlığı Memurları Okullarını açmak ve bu unvanla memur yetiştirme görevi Veteriner İşleri Umum Müdürlüğüne verilmiştir.
28 Mayıs 1941 tarihinde yürürlüğe giren 15799 sayılı Kararname ile “Hayvan Sağlığı Memurları Mektebi ve Buradan Mezun Olanların Vazifeleri Hakkındaki Nizamname” ile okulun statüsü, tedrisatı, kabul şartları, sınav ve sınıf geçme usulleri belirlenmiş olup bu usulle 1941 yılından bu yana uygulanmaktadır.
Okula sınavla yüzde 1’lik dilime giren öğrenciler, günde; 8 saat ders uygulaması, sabah akşam toplam 3 saat zorunlu etüt konularak günün yarısı zorunlu eğitime programlanmıştır. Sınıf geçmelerde ise meslek derslerinden yazılı, sözlü ve uygulamalı testlerden başarılı olanlar mezun edilmiştir.
Sonrasında; okulun tahsil derecesinin tespiti için Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışmalar başlatılmış olup meslek derslerinin yanında yabancı dil ve diğer lise kültür dersleri de müfredata alınmıştır. Böylece okullarda eğitim kalitesi yükselmiştir. Okula taleplerin artması nedeniyle Tarım Bakanlığı 22 Ekim 1949 tarih ve 13287/59512 sayılı Genelgesi ile okulun öğrenci sayısı 1949 yılından itibaren 100 kişiye çıkarılmıştır.
1966-1967 döneminde okulun eğitim süresi 3 yıla çıkarılmıştır. Ülkemizde Sığır Vebası Hastalığının yeniden görülmesi nedeniyle 1969 yılında Samsun’da, 1970 yılında Konya’da iki okul daha açılmıştır. Bu okullardan mezun olanlar da sığır vebası hastalığı mücadelesi ve aşılamasında Tarım Bakanlığının isimsiz neferleri olmuşlardır.
Ancak; o günkü mevzuata “hayvan sağlığı memurları yalnız başına sığır vebası aşısı yapamaz” ibaresi geçiyordu. Bu yasal engelden dolayı Sığır Vebası aşılaması, Tarım Bakanlığının yazılı emirleri ve veteriner hekim bürokratların baskısı ile meslektaşlarımıza zorla yaptırılmıştır.
Daha sonra Malatya’da ve Isparta-Şarki karaağaç’ta iki okul daha açıldı. Malatya’da 1973 yılında açılan okul bir dönem mezun verdikten sonra 1976 yılında kapatıldı. Okulun öğrencileri İstanbul Selimiye ve Samsun’daki okullara nakledildi.
1974-1975 eğitim yılında Isparta Şarki karaağaç ilçesinde açılan olan okul, üç yıl eğitime devam ettikten sonra 1978 yılında kapatıldı. 1983-1984 öğretim yılında yeniden açılan okulda eğitim 2005 yılına kadar sürdü.
Sonradan Kars’ın Arpaçay ilçesinde ve Gaziantep’in Nizip ilçesinde de iki okul daha açıldı. Plansız, programsız ve düşünülmeden açılan her iki okul, aradan kısa bir süre geçtikten sonra kapatıldı!
İstanbul Selimiye’deki tarihi okul binamız; 1972-1986 yılları arasında İstanbul’da Veteriner Fakültesinin açılmasıyla birlikte kapatılarak eğitime son verildi! Veteriner Fakültesi için tasarlanan bina tamamlandıktan sonra okul yeniden açıldı. Eğitime 2006 yılına kadar devam edildi.
Aç kapat, Olmadı. Yeniden aç. Olmadı. Yeniden kapat!
Bugüne kadar açılan okullar içerisinde eğitime hiç ara vermeyen ve kapanmayan iki okulumuz Samsun ve Konya’daki okullardır.
Okullarımız, 2006 yılında çıkarılan 5450 sayılı Kanunla Milli Eğitim Bakanlığı Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlandıktan sonra mesleki eğitimde hatalar üzerine hataların yapılmaya başlandı. Eğitim kalitesi eski yıllara göre çok düştü!
Aç, kapat dedik ya…
Diğer mesleklerde olduğu gibi gereğinden fazla Veteriner Sağlık Meslek Liseleri açıldı. Burada bizi kaygıya düşüren husus, akademisyen unvana sahip meslek hocalarının olmayışıdır!
1983-1996 yılları arasında Veteriner Sağlık Teknisyenleri Derneği (VESTED) Genel Başkanı olarak 14-16-17-18-19. Dönemlerde görev yapmıştık. Görev yaptığımız yıllarda hep engellerle karşılaştık.
Meslektaşlarımızın mesleki bilgilerini geliştirmek, teknoloji ve yeni gelişmelere uyum sağlayabilmesi için Veteriner Sağlık Ön lisans eğitimi için mücadele verildi. Bütün engellemelere karşı 1994 yılında Tarım Bakanı Necmettin Cevheri ve Refaaddin Şahin’in katkısı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Yılmaz Büyükerşen ve Akar Öcal’ın gayretleri ile “Veteriner Sağlık Ön Lisans” eğitim hakkı alındı.
1997 yılında ise diplomalarımızı aldık. ÖSYM tarafından yapılan sınavda 13 bin teknisyen arasında ilk üç sırayı Veteriner Sağlık Teknisyenlerinin almış olması mesleğimiz adına son derece gurur verici bir gelişmedir.
Mesleğimizde neler yaşandı:
1930 yılından itibaren hayvan sağlığı ve yetiştiriciliği konusunda kırsal kesim çocuklarına eğitim veren İstanbul Selimiye’deki Veteriner Sağlık Meslek Lisesi kapatıldı!
Okul binası; 2016-2017 Eğitim Öğretim yılından itibaren Gıda Teknolojisi, Hayvan Yetiştiriciliği ve Sağlığı, Laboratuar Hizmetleri Alanlarında program uygulanmaya başlandı. Bu okullardan mezun olanlara da Veteriner Sağlık Teknikeri unvanı verildi.
Plansız ve programsız ve gereğinden fazla açılan okullardan sonra Veteriner Sağlık Teknisyeni ve Veteriner Sağlık Teknikeri sayısı hızla artmıştır. Tarım Bakanlığı yıllardır norm kadroya Veteriner Sağlık Teknisyeni ve Teknikerini almıyor. Bazen göstermelik olarak yılda aldığı 3-5 kişi ile bu vahim olaylar geçiştiriliyor! Devamı gelecek sayıda…