Kadınlar günü ve dünyada ilk Kadın Mitingi bütün dünyada ilk kez; Türkiye’de başlamış ve yaşanmıştır. Bunun temelinde de Kastamonu ve İnebolu’lu kadınlar bulunmaktadır.
İlk kez, Kastamonu ve İnebolu’lu kadınlar tarafından, Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve kısa bir süre sonra “Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Hanımlar Cemiyeti” kurulmuştur. Bu “Hanımlar Cemiyeti”, düzenledikleri toplantılar, kampanyalar, konserlerden elde ettikleri gelirleri, cephedeki askerlere yollamışlardır.
Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Hanımlar Cemiyeti 10 Aralık 1919 tarihinde (bundan tam 105 sene önce) yaptığı bir miting ile dünyaya örnek olmuştur.
Kız Muallim Mektebi bahçesinde yapılan “Miting’e” köylü, kentli binlerce kadın katılmış, ülkemizin işgalini ve yapılan insanlık dışı vahşetleri şiddetle protesto etmişler, gerekirse kendilerinin de savaşmak için cepheye gideceklerini ifade etmişlerdir. Mitingi tertipleyenler, konuşmacılar ve binlerce katılımcı tamamen kadınlardan oluşmuştur.
Daha önce, dünyanın çeşitli yerlerinde, kadınların öncü ve konuşmacı olduğu, kadınların düzenlediği ve kadınların katıldığı çeşitli toplantılar, mitingler yapılmıştır. Ancak salt kadınlar tarafından düzenlenen, binlerce katılımcının kadın olduğu ve konuşmacıların tamamının kadın olduğu bir miting ilk defa yaşanmış ve dünya tarihine bir ilk olarak geçmiştir.
Bu efsanenin devamı olarak; konuşmacı kadınlar; mütareke ve işgal nedeniyle uğranılan haksızlıkları, zulümleri dile getirmiş, bunları duyurmak, protesto etmek ve önlemek için, bir uyarı ve ihtar niteliğinde; Padişaha ve Sadrazama çekilen telgraflar dışında, olayın uluslararası niteliği nazara alınarak; İngiltere, Amerika, Fransa, İtalya gibi çeşitli ülkelere ve ‘bu ülkelerin liderlerinin eşlerine’ mektup ve protesto telgrafları çekme kararı almış ve bunu uygulamaya koymuşlardır.
Bu telgrafların bir kısmı ve kısa içerikleri şu şekildedir:
İngiltere Kraliçesi Alexandra’ya çekilen telgraf:
“Biz Türklerin uğradığı zulüm, vatanımızın uğradığı haksızlıklar karşısında, insanlığın vicdanı hiç üzüntü duymadı mı… İsteğimiz; ulusal egemenliğimizin tanınmasıdır”
ABD Başkanı Wilson’un eşi Edith Wilson’a çekilen telgraf:
“İşgal kuvvetleri tarafından ülkemiz ve halkımız öyle bir duruma sürüklenmiştir ki; insanlık hissiyle çarpan hiçbir kalbin buna sessiz kalması mümkün değildir… Izdırabımız o kadar büyüktür ki, yurdumuzu ve bağımsızlığımızı korumak uğruna, erkeklerimizle birlikte can vermeyi göze aldık”
Fransa Cumhurbaşkanı’nın eşi Henriette Poincare’ye çekilen telgraf:
“Madam Cenapları; esaretle yaşamaktansa erkeklerimizle bir safta şehit olarak ölmeye ve haksızlıkları tarih sayfasına yazarak tel’in etmeye karar verdik… Türk olan vatanımızın asıl sahipleri olan bizlere teslim edilmesini istiyoruz.”
Göğüs kabartıcı bu olayı ancak Türk kadınları yapabilirdi ve yapmışlardır. Kadınlarımızın oya gibi işlediği bu muhteşem konuda artık bir söz söylemek zor olmaktan öte imkansızdır.
İlk ve son sözü söyleyecek olan Mustafa Kemal Atatürk’tür:
“Dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez…
Bundan ötürü hepimiz, bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyen anmakta ve kutlamaktayız.”
Av.Sevil İnci AKYÜZ (KIRKSEKİZOĞLU) ve
Av.Ahmet.Erdem AKYÜZ