Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

FAŞİZM ADIM ADIM İLERLİYOR

Ülkemiz hapishaneye döndü… Düşüncesini söyleyenleri, iktidarı eleştirenleri içeriye atıyorlar. Parlamenter sistem yok edildi. Yargı denetim altına alındı. Basın, baskı altında… Faşizm adım adım ilerliyor… Kayyumlar atanıyor. Belediye başkanları tutuklanıyor. Ama çeteler özgür. Katiller, tecavüzcüler, uyuşturucu tüccarları ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyorlar. Diktatörlük rejiminin uygulandığı ülkelerde adalet, eğitim, basın, emniyet güçleri baskı altındadır. Diktatörlerin ortak yanı, en büyük özellikleri ise “Dünyaya direk kalacaklarını” sanmalarıdır. Geleceklerini buna göre hazırlarlar. Yaşamlarını buna göre düzenlerler. Çevresinde ona itaat eden, sorgusuz sualsiz peşinden giden bir hayranlar ordusu vardır... Kendilerinden önce gelen ve yıkılan diktatörleri hiç görmezler, kendilerini onlardan ayırırlar. Zamanla güç hastalığına yakalanırlar. “En güçlü benim, her istediğimi yaparım, kimse bana engel olamaz” derler ve halka, muhaliflerine zulmederler. Neyin iyi, neyin kötü olduğuna sadece onlar karar verir. Diktatörün dediği dedik, çaldığı düdüktür. Ağzından çıkan sözler tanrı buyruğu gibidir. Kimse onların emirlerine aykırı adımlar atamaz, düşünce açıklayamaz, görüşlerine, kararlarına karşı çıkamaz; çıkarsa bozuk para gibi harcanırlar… Daha da önemlisi hemen vatan haini ilan edilirler.         Kaddafi, Çavuşesku, İdi Amin, Portekizli Salazar hepsi de lüks konaklarda, yazlık kışlık saraylarda görkemli, şatafatlı bir yaşam sürdüler. Kendilerini topluma demokrasi kahramanı gibi tanıttılar. Durmadan yalan söylediler. Bugün ak dediğine, ertesi gün kara dediler. Ama onların yaşamında değişmeyen bir gerçek vardır. Zamanla en yakın arkadaşları ve çevresi yanlış uygulamalarından rahatsız olup, ondan kopmaya başlarlar. Hazan yaprağı gibi dökülürler. Bu durum diktatörü rahatsız eder. Tedirginleştirir. Yüreğine korku salar. Yalnızlaştırır. Hep öldürülme, suikasta kurban gitme korkusu içindedirler,  koruma ordusu ile gezerler. Bütün diktatörlerin yapıları, nitelikleri aynıdır. Bu güne değin yeryüzünde, hiçbir diktatör hedefine varamadı, başarıya ulaşamadı. Hitler saklandığı tavuk kümesi gibi, daracık bir odada intihar etti; Mussolini bacaklarından asıldı; Pinochet tutuklandı. Şu bilinmelidir ki yurtseverlerin direnişi karşısında zalimler mutlaka kaybedecektir. Direnmek yaşamak; boyun eğmek, ölüm demektir. Yurdumuzda da faşizm adım adım ilerliyor; zaman, birleşip mücadele etme zamanıdır… Sol olsun, sağ olsun; ülkenin bölünmesini istemeyen, tam bağımsızlığını savunan partiler, dernekler, sendikalar güç birliği temelinde bir araya gelip; ulusal çizgide birleşmeli, vatanın kurtuluşu yolunda mücadele etmelidirler…
Ekleme Tarihi: 04 February 2025 - Tuesday

FAŞİZM ADIM ADIM İLERLİYOR

Ülkemiz hapishaneye döndü…

Düşüncesini söyleyenleri, iktidarı eleştirenleri içeriye atıyorlar.

Parlamenter sistem yok edildi. Yargı denetim altına alındı. Basın, baskı altında… Faşizm adım adım ilerliyor…

Kayyumlar atanıyor. Belediye başkanları tutuklanıyor. Ama çeteler özgür. Katiller, tecavüzcüler, uyuşturucu tüccarları ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyorlar.

Diktatörlük rejiminin uygulandığı ülkelerde adalet, eğitim, basın, emniyet güçleri baskı altındadır.

Diktatörlerin ortak yanı, en büyük özellikleri ise “Dünyaya direk kalacaklarını” sanmalarıdır.

Geleceklerini buna göre hazırlarlar. Yaşamlarını buna göre düzenlerler.

Çevresinde ona itaat eden, sorgusuz sualsiz peşinden giden bir hayranlar ordusu vardır...

Kendilerinden önce gelen ve yıkılan diktatörleri hiç görmezler, kendilerini onlardan ayırırlar.

Zamanla güç hastalığına yakalanırlar. “En güçlü benim, her istediğimi yaparım, kimse bana engel olamaz” derler ve halka, muhaliflerine zulmederler.

Neyin iyi, neyin kötü olduğuna sadece onlar karar verir.

Diktatörün dediği dedik, çaldığı düdüktür. Ağzından çıkan sözler tanrı buyruğu gibidir.

Kimse onların emirlerine aykırı adımlar atamaz, düşünce açıklayamaz, görüşlerine, kararlarına karşı çıkamaz; çıkarsa bozuk para gibi harcanırlar… Daha da önemlisi hemen vatan haini ilan edilirler.

        Kaddafi, Çavuşesku, İdi Amin, Portekizli Salazar hepsi de lüks konaklarda, yazlık kışlık saraylarda görkemli, şatafatlı bir yaşam sürdüler.

Kendilerini topluma demokrasi kahramanı gibi tanıttılar. Durmadan yalan söylediler. Bugün ak dediğine, ertesi gün kara dediler.

Ama onların yaşamında değişmeyen bir gerçek vardır. Zamanla en yakın arkadaşları ve çevresi yanlış uygulamalarından rahatsız olup, ondan kopmaya başlarlar. Hazan yaprağı gibi dökülürler.

Bu durum diktatörü rahatsız eder. Tedirginleştirir. Yüreğine korku salar. Yalnızlaştırır.

Hep öldürülme, suikasta kurban gitme korkusu içindedirler,  koruma ordusu ile gezerler.

Bütün diktatörlerin yapıları, nitelikleri aynıdır. Bu güne değin yeryüzünde, hiçbir diktatör hedefine varamadı, başarıya ulaşamadı.

Hitler saklandığı tavuk kümesi gibi, daracık bir odada intihar etti; Mussolini bacaklarından asıldı; Pinochet tutuklandı.

Şu bilinmelidir ki yurtseverlerin direnişi karşısında zalimler mutlaka kaybedecektir. Direnmek yaşamak; boyun eğmek, ölüm demektir.

Yurdumuzda da faşizm adım adım ilerliyor; zaman, birleşip mücadele etme zamanıdır…

Sol olsun, sağ olsun; ülkenin bölünmesini istemeyen, tam bağımsızlığını savunan partiler, dernekler, sendikalar güç birliği temelinde bir araya gelip; ulusal çizgide birleşmeli, vatanın kurtuluşu yolunda mücadele etmelidirler…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.