Ömür Çelikdönmez-Araştırmacı Gazeteci
Köşe Yazarı
Ömür Çelikdönmez-Araştırmacı Gazeteci
 

Yeni Suriye’nin Yeni İstihbarat Başkanı

Türk medyasına servis edilen haberlerde ABD’nin  özellikle Türkmen Pınarı Ayn/El Arap/Kobani’de askeri üs kurma çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. Kamuoyundaki yaygın kanaat  ABD’nin DAEŞ mücadelesi yalanına  sarılacağı. Nitekim New Orleans’da yılbaşı günü meydana gelen terör saldırısı soruşturmasından elde edilen ilk bulgularda  42 yaşındaki ABD vatandaşı ve eski bir asker olan Shamsud-Din Jabbar’ın “sosyal medyada IŞİD’den esinlendiğini gösteren videolar yayınladığı ortaya çıkmıştı. Enteresan olan IŞİD’in saldırıyı üstlenmemesi. Tesadüf mü planlı saldırı mı? Trump’ın ABD İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, “Türkiye El Kaide’ye desteğinin bedelini ödeyecek!” sözleriyle hatırlanıyor. Gabbard, Türkiye’nin sadece ‘ismen’ NATO üyesi olduğunu savunurken, Kıbrıs’ın ‘birleştirilmesini’ istiyor ve terör örgütü PKK’ya yönelik harekatların ‘katliam’ olduğunu düşünüyor. Gabbard, 2017’de gerçekleştirdiği Yunanistan ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, ‘Ege’de artan Türk saldırganlığı’ hakkında ABD ve Yunanistan’ın bölgede ‘işbirliğini’ güçlendirmesi gerektiğini belirtmiş ve ‘Teröristleri Silahlandırmayı Durdurma Yasası’ adlı yasa tasarısından bahsetmişti. ABD’nin eski bir ordu mensubu olan Gabbard, ABD’nin Irak’ı işgali esnasında görev alan isimlerden biri olarak biliniyor. Gabbard, Türkiye’nin  2019’da başlattığı Barış Pınarı Harekâtı sonrasında Türkiye’ye yaptırım öngören tasarıya destek vermişti. Terör örgütü YPG/PKK’yı ABD müttefiki olarak kabul eden Gabbard, “Kürt müttefiklerimiz: Güçlü durun. Türk Silahlı Kuvvetlerinin saldırısını durduracağız” da demişti. Yılbaşı gecesi ABD de başlayan terör saldırılarında DAEŞ/IŞİD bayrağını, insanların gözüne sokarcasına  yapılan eylemler Ulusal İstihbarat Direktörü olarak yer alan Tulsi Gabbard’ın daha göreve başlamadan gerçekleştirilmesi, onun da sözü ile sınandığını gösteriyor. HTŞ liderliginden  geçici Cumhurbaşkanlığına Terör listesine alınmış, kapalı ve askeri bir yapıdan geniş bir coğrafi alanı kontrol eden, ekonomik kaynaklara ve teknokrat bir hükümete sahip bir yapıya dönüşmek HTŞ’ye uluslararası alanda daha fazla tanınırlık ve diğer ülkelerle ilişki kurma fırsatı yarattı. HTŞ kendi radikallerini kusabilme ve istediği grupları yutabilme kabiliyetine sahip bir örgüt olarak “devlete” evrilme aşamasında. Bu evrimi başarıp başaramayacağını önümüzdeki süreçte hep beraber göreceğiz. HTŞ 13 yıldır düşüremediği Esed’i düşürdü ve Şam’ı ele geçirdi. Bu işten Suudi Arabistan, Mısır, Katar, BAE, İsrail ve Amerika oldukça memnun kalmış gözüküyor. Türkiye zaten hem masaya oturtamadığı Esad’dan kurtuldu hem de yıllardır ağır bedeller ödeyerek misafir ettiği göçmenler için onurlu bir gidiş yolu bulmuş oldu. HTŞ’nin yerelleşmesi, odağını yalnızca Suriye içine çevirmesi Rusya ve İran dışında herkesi memnun etmiş gözüküyor. Yeni Suriye hükümeti yurt dışına ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi Dışişleri Bakanı Asaad Hasan el Şibani başkanlığındaki Suriye heyeti ilk resmi ziyaret için Riyad’a geldi. Heyette Dışişleri Bakanı Asaad Hasan el Şibani, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Suriye istihbaratı başkanı Anas Hasan Hattab da yer aldı. Enes Hasan Enes Hasan Hattap hakkında ne biliyoruz? Enes Hasan Hattab, 1987 yılında Şam kırsalında bulunan Jirod şehrinde Doğu Kalamun’un Al-Ruhaiba kasabasında muhafazakar bir orta sınıf ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 2008 yılına kadar Şam Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne kaydoldu, o zamanlar kentindeki islami bir grupla olan ilişkisinin ardından sınırı geçti ve bu nedenle adı Ebu Ahmed Hudud oldu. Ebu Ahmed Hudud (Badran)” olarak bilinen Anas Hattab , Şam kırsalının batı Kalamun bölgesinde yer alan Ceyrud şehrinden gelmektedir ve Heyet Tahrir el-Şam’ın önde gelen isimlerinden biridir. Suriye istihbaratının Doğu Kalamun’daki cihatçı hücreleri takip etmesi üzerine 2008 yılında “Amerikan işgaline karşı cihad” yapmak üzere Suriye’yi terk ederek Irak’a gitti ve kendi yaşıtları arasındaki hücrelerin bazı üyeleriyle dostane ilişkileri vardı. Hattab, el-Julani’nin ikinci komutanı ve yardımcısı olarak gruptaki en yüksek güvenlik görevini üstlendi. Önce İdlib’de “Hay’at Tahrir el-Şam” istihbarat teşkilatını, ardından da “Genel Güvenlik Teşkilatı”nı kurdu. Güvenlik/organizasyon ve istihbarat/bilgi deneyimi ve geçmişi olan birisi. Hattab”, özellikle “Dinin Koruyucuları” örgütünü ortadan kaldırma kararından sonra, sosyal medya platformlarında kendisine yakın hesaplar “Hudood/Badran”ın başarılı olduğunu aktarıyor. Ancak karşıtları onu küresel cihatçı figürlere karşı Amerikan insansız hava araçları aracılığıyla gerçekleştirilen tüm suikastların arkasında olmakla suçluyor. Irak istihbarat şefi Suriye’yi ziyaret ederek sınır güvenliğini görüştü: Suriyeli heyet, Riyada  gitmeden önce 2024 Aralık ayının son Perşembe günü Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri ile bir araya geldi. Toplantıya, Suriye’nin fiili yönetim grubu lideri ve Heyet Tahrir eş-Şam Komutanı Ahmed eş-Şara, Suriye Geçici Dışişleri Bakanı Asad Hasan eş-Şeybani ve yeni atanan istihbarat şefi Enes Hattab da eş-Şatri başkanlığındaki Irak heyetiyle katıldı. Ebu Ahmed Hudud/Enes Hasan Hattap neden  istihbarat  baskanı seçildi ? Herşeyden önce Ahmet El Şara’nın yakın dostu ve HTŞ içindeki en önemli destekçisi. Hattab’ın atanması kararı, güvenlik aygıtının verimliliğini artırmak ve performansını geliştirmek amacıyla yeni Suriye yönetiminin güvenlik kurumlarında yapılan bir dizi yapısal değişikliğin parçası. Yeni istihbarat başkanının hedefinde ne var ? Suriye istihbaratının yeni başkanı Enes Hasan Hattab, Suriye’nin güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının dağıtılacağını ve “Suriye halkının isteklerini” karşılayacak şekilde yeniden yapılandıracağını hedefliyor. Halep, Lazkiye, Hama, Humus ve Tartus’taki eski rejimin destekçilerine ellerindeki silahları gönüllü olarak teslim etme çağrısında bulunan Hattap,  bu şehirlerde yeraltı direniş gruplarına karşı operasyonlar yapılması, güvenlik teşkilatlarında üst düzey görevlerde bulunan birkaç eski subay gözaltına alınması talimatı verdi. Bu çerçevede Şam’da Cebel el-Varde, Kudsaya, Hay el-Wurud ve El-Himma mahallelerinde “halkın elinde bulunan yasadışı silahların ele geçirilmesi amacıyla” baskınlar ve aramalar yapıldı. Otorite tarafından kontrol edilen valiliklerin çoğunda yayılan Genel Güvenlik Hizmetini denetleme görevini üstlendi ve her bölge halkı hakkında güvenlik kurma, bilgi toplama ve istihbarat (casusluk) ağları kurma görevlerini devralmaya başladı. Ukrayna istihbaratının  yayın organı sayılan  Guılhald / ghall.com.ua sitesinde  ilginç bilgiler veriliyor. Hattab’ın Suriye istihbaratının başına getirilmesinin Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzunu güçlendirme arzusunun bir göstergesi olduğu kaydedildi. Ancak bu tür eylemler Ankara’nın aleyhine sonuçlanabilir. Uzmanlar bunu, cihatçı gruplara verilen desteğin ülke içinde şiddetin artmasına yol açtığı Pakistan deneyimine benzetiyor. Hattab’ın El Nusra Cephesi ile bağlantıları nedeniyle 2012 yılında ABD tarafından terörist olarak tanımlanmasına ve ardından 2014 yılında BM yaptırımlar listesine dahil edilmesine rağmen Türkiye ona karşı uluslararası yaptırım uygulamadı. Uzmanlar bunu Ankara’nın BM Güvenlik Konseyi kararlarını ve NATO müttefikinin kararlarını göz ardı etmesi olarak görüyor. Suriye hakkında hüküm vermek için acele etmeyin. Daha ikinci perde açılmadı .
Ekleme Tarihi: 05 Ocak 2025 - Pazar

Yeni Suriye’nin Yeni İstihbarat Başkanı

Türk medyasına servis edilen haberlerde ABD’nin  özellikle Türkmen Pınarı Ayn/El Arap/Kobani’de askeri üs kurma çalışmalarını hızlandırdığı belirtiliyor. Kamuoyundaki yaygın kanaat  ABD’nin DAEŞ mücadelesi yalanına  sarılacağı.

Nitekim New Orleans’da yılbaşı günü meydana gelen terör saldırısı soruşturmasından elde edilen ilk bulgularda  42 yaşındaki ABD vatandaşı ve eski bir asker olan Shamsud-Din Jabbar’ın “sosyal medyada IŞİD’den esinlendiğini gösteren videolar yayınladığı ortaya çıkmıştı. Enteresan olan IŞİD’in saldırıyı üstlenmemesi.

Tesadüf mü planlı saldırı mı?

Trump’ın ABD İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard, “Türkiye El Kaide’ye desteğinin bedelini ödeyecek!” sözleriyle hatırlanıyor. Gabbard, Türkiye’nin sadece ‘ismen’ NATO üyesi olduğunu savunurken, Kıbrıs’ın ‘birleştirilmesini’ istiyor ve terör örgütü PKK’ya yönelik harekatların ‘katliam’ olduğunu düşünüyor.

Gabbard, 2017’de gerçekleştirdiği Yunanistan ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, ‘Ege’de artan Türk saldırganlığı’ hakkında ABD ve Yunanistan’ın bölgede ‘işbirliğini’ güçlendirmesi gerektiğini belirtmiş ve ‘Teröristleri Silahlandırmayı Durdurma Yasası’ adlı yasa tasarısından bahsetmişti.

ABD’nin eski bir ordu mensubu olan Gabbard, ABD’nin Irak’ı işgali esnasında görev alan isimlerden biri olarak biliniyor. Gabbard, Türkiye’nin  2019’da başlattığı Barış Pınarı Harekâtı sonrasında Türkiye’ye yaptırım öngören tasarıya destek vermişti. Terör örgütü YPG/PKK’yı ABD müttefiki olarak kabul eden Gabbard, “Kürt müttefiklerimiz: Güçlü durun. Türk Silahlı Kuvvetlerinin saldırısını durduracağız” da demişti.

Yılbaşı gecesi ABD de başlayan terör saldırılarında DAEŞ/IŞİD bayrağını, insanların gözüne sokarcasına  yapılan eylemler Ulusal İstihbarat Direktörü olarak yer alan Tulsi Gabbard’ın daha göreve başlamadan gerçekleştirilmesi, onun da sözü ile sınandığını gösteriyor.

HTŞ liderliginden  geçici Cumhurbaşkanlığına

Terör listesine alınmış, kapalı ve askeri bir yapıdan geniş bir coğrafi alanı kontrol eden, ekonomik kaynaklara ve teknokrat bir hükümete sahip bir yapıya dönüşmek HTŞ’ye uluslararası alanda daha fazla tanınırlık ve diğer ülkelerle ilişki kurma fırsatı yarattı.

HTŞ kendi radikallerini kusabilme ve istediği grupları yutabilme kabiliyetine sahip bir örgüt olarak “devlete” evrilme aşamasında. Bu evrimi başarıp başaramayacağını önümüzdeki süreçte hep beraber göreceğiz.

HTŞ 13 yıldır düşüremediği Esed’i düşürdü ve Şam’ı ele geçirdi. Bu işten Suudi Arabistan, Mısır, Katar, BAE, İsrail ve Amerika oldukça memnun kalmış gözüküyor. Türkiye zaten hem masaya oturtamadığı Esad’dan kurtuldu hem de yıllardır ağır bedeller ödeyerek misafir ettiği göçmenler için onurlu bir gidiş yolu bulmuş oldu.

HTŞ’nin yerelleşmesi, odağını yalnızca Suriye içine çevirmesi Rusya ve İran dışında herkesi memnun etmiş gözüküyor.

Yeni Suriye hükümeti yurt dışına ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdi

Dışişleri Bakanı Asaad Hasan el Şibani başkanlığındaki Suriye heyeti ilk resmi ziyaret için Riyad’a geldi. Heyette Dışişleri Bakanı Asaad Hasan el Şibani, Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra ve Suriye istihbaratı başkanı Anas Hasan Hattab da yer aldı.

Enes Hasan

Enes Hasan Hattap hakkında ne biliyoruz?

Enes Hasan Hattab, 1987 yılında Şam kırsalında bulunan Jirod şehrinde Doğu Kalamun’un Al-Ruhaiba kasabasında muhafazakar bir orta sınıf ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 2008 yılına kadar Şam Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne kaydoldu, o zamanlar kentindeki islami bir grupla olan ilişkisinin ardından sınırı geçti ve bu nedenle adı Ebu Ahmed Hudud oldu.

Ebu Ahmed Hudud (Badran)” olarak bilinen Anas Hattab , Şam kırsalının batı Kalamun bölgesinde yer alan Ceyrud şehrinden gelmektedir ve Heyet Tahrir el-Şam’ın önde gelen isimlerinden biridir.

Suriye istihbaratının Doğu Kalamun’daki cihatçı hücreleri takip etmesi üzerine 2008 yılında “Amerikan işgaline karşı cihad” yapmak üzere Suriye’yi terk ederek Irak’a gitti ve kendi yaşıtları arasındaki hücrelerin bazı üyeleriyle dostane ilişkileri vardı.

Hattab, el-Julani’nin ikinci komutanı ve yardımcısı olarak gruptaki en yüksek güvenlik görevini üstlendi. Önce İdlib’de “Hay’at Tahrir el-Şam” istihbarat teşkilatını, ardından da “Genel Güvenlik Teşkilatı”nı kurdu.

Güvenlik/organizasyon ve istihbarat/bilgi deneyimi ve geçmişi olan birisi. Hattab”, özellikle “Dinin Koruyucuları” örgütünü ortadan kaldırma kararından sonra, sosyal medya platformlarında kendisine yakın hesaplar “Hudood/Badran”ın başarılı olduğunu aktarıyor. Ancak karşıtları onu küresel cihatçı figürlere karşı Amerikan insansız hava araçları aracılığıyla gerçekleştirilen tüm suikastların arkasında olmakla suçluyor.

Irak istihbarat şefi Suriye’yi ziyaret ederek sınır güvenliğini görüştü:

Suriyeli heyet, Riyada  gitmeden önce 2024 Aralık ayının son Perşembe günü Irak istihbarat şefi Hamid el-Şatri ile bir araya geldi. Toplantıya, Suriye’nin fiili yönetim grubu lideri ve Heyet Tahrir eş-Şam Komutanı Ahmed eş-Şara, Suriye Geçici Dışişleri Bakanı Asad Hasan eş-Şeybani ve yeni atanan istihbarat şefi Enes Hattab da eş-Şatri başkanlığındaki Irak heyetiyle katıldı.

Ebu Ahmed Hudud/Enes Hasan Hattap neden  istihbarat  baskanı seçildi ?

Herşeyden önce Ahmet El Şara’nın yakın dostu ve HTŞ içindeki en önemli destekçisi. Hattab’ın atanması kararı, güvenlik aygıtının verimliliğini artırmak ve performansını geliştirmek amacıyla yeni Suriye yönetiminin güvenlik kurumlarında yapılan bir dizi yapısal değişikliğin parçası.

Yeni istihbarat başkanının hedefinde ne var ?

Suriye istihbaratının yeni başkanı Enes Hasan Hattab, Suriye’nin güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının dağıtılacağını ve “Suriye halkının isteklerini” karşılayacak şekilde yeniden yapılandıracağını hedefliyor.

Halep, Lazkiye, Hama, Humus ve Tartus’taki eski rejimin destekçilerine ellerindeki silahları gönüllü olarak teslim etme çağrısında bulunan Hattap,  bu şehirlerde yeraltı direniş gruplarına karşı operasyonlar yapılması, güvenlik teşkilatlarında üst düzey görevlerde bulunan birkaç eski subay gözaltına alınması talimatı verdi.

Bu çerçevede Şam’da Cebel el-Varde, Kudsaya, Hay el-Wurud ve El-Himma mahallelerinde “halkın elinde bulunan yasadışı silahların ele geçirilmesi amacıyla” baskınlar ve aramalar yapıldı.

Otorite tarafından kontrol edilen valiliklerin çoğunda yayılan Genel Güvenlik Hizmetini denetleme görevini üstlendi ve her bölge halkı hakkında güvenlik kurma, bilgi toplama ve istihbarat (casusluk) ağları kurma görevlerini devralmaya başladı.

Ukrayna istihbaratının  yayın organı sayılan  Guılhald / ghall.com.ua sitesinde  ilginç bilgiler veriliyor.

Hattab’ın Suriye istihbaratının başına getirilmesinin Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzunu güçlendirme arzusunun bir göstergesi olduğu kaydedildi. Ancak bu tür eylemler Ankara’nın aleyhine sonuçlanabilir. Uzmanlar bunu, cihatçı gruplara verilen desteğin ülke içinde şiddetin artmasına yol açtığı Pakistan deneyimine benzetiyor.

Hattab’ın El Nusra Cephesi ile bağlantıları nedeniyle 2012 yılında ABD tarafından terörist olarak tanımlanmasına ve ardından 2014 yılında BM yaptırımlar listesine dahil edilmesine rağmen Türkiye ona karşı uluslararası yaptırım uygulamadı. Uzmanlar bunu Ankara’nın BM Güvenlik Konseyi kararlarını ve NATO müttefikinin kararlarını göz ardı etmesi olarak görüyor.

Suriye hakkında hüküm vermek için acele etmeyin. Daha ikinci perde açılmadı .

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.