Yurduna yurttaş olma bilinci ve sorumluğunun farkında olan yurttaşlarımız, Ulusal Kurtuluş Savaş’ımızın nedenli güçlükler ve engellemeler karşın kazanıldığını, bu kazanımla; ülkemizin düşmandan kurtarıldığı gibi nice masumların ar ve namusunun da kurtarıldığının bilincinde olarak, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına erişmenin, onur ve gururunu taşıyarak, sevincini yaşamaktadırlar.
Gerek 29 Ekim’de gerek ise 10 Kasım günü Ankara’da Anıtkabir, diğer yörelerde Atatürk anıtları yurttaşlarımızın akınına uğramış, Cumhuriyetimizin kurucusu bilgi insan Kemal Atatürk’e dualarını yapmışlar, saygılarını sunmuşlardır.
Bağımsızla, ulusal onura, namus kavramına gereği gibi değer verenler için, düşündürücü olan ise; “Allah ile aldatanlar” (Fatır-5) değil de gerçekten anlayarak inananlar için; “Hakkı bâtıldan, doğruyu yanlıştan, yararlıyı zararlıdan, mü’mini münafıktan ayıran”(Enfal-29), “Ayetleri ağır ağır düşünerek” okumasını (Müzemmil-4) belirten Kur’an’ın kendi dilimize çevirterek doğru anlaşılmasını sağlayan,
Kemal Atatürk’ün Hakk’a yürüdüğü tarih olan 10 Kasım günü, Cuma gününe denk gelmesine karşın, Kemal Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı’nca hazırlanan Cuma hutbelerinde O’nun adın yer verilmemiş, verilmemektedir.
Kemal Atatürk’ü ve O’nun devrimlerine mesafeli duran, bu evrensel değerlerden kendilerini uzak tutanlara, çok özet olarak şu tarihi gerçekleri hatırlatmak gerekir:
*İzmir’de ezan vakitleri Hisar Camii’ne çekilen bayrak hedef alınarak, cami kurşun yağmuruna tutulup, giriş kapısı ve âlemi tahrip edilmiştir.
*İşgal günlerinde, İzmir ve çevresindeki köy ve kasabalarda 150 cami tahrip edilmiştir.
*İnsanlar diri diri yakılmışlardır.
*Ramazan ayında, Müslümanların, camiye gitmeleri engellenmiştir.
*Nice hamile kadın (karnı yarılarak) öldürülmüşlerdir.
*Nice yerleşmiş yerleri örneğin Manisa, neredeyse tamamı harap edilmiş,
10.300 ev, 2 hamam, 2.278 dükkân, 19 otel, 26 villa yanında 15 de cami de yakılmıştır.
*Eskişehir'in Sazak köyünde evlere kapanan kadınlarla 8 ve 11 yaşlarında iki kızın ırzına geçen Yunan askerinin; götüremedikleri eşyalarla birlikte okulu ve camiyi de yakmışlardır.
*Birçok köyü taş yığınına çevirmişlerdir.
Ayrıca Kemal Atatürk’ün;
*Çankaya Köşkü’nde Kemal Atatürk’ün hizmetinde bulunan Ali Çavuş’a ziyaret için Mihalıççık’tan Ankara’ya gelen asker arkadaşları, camilerinin harap olduğunu söyleşiler. O da durumu Atatürk’e iletmiş, “Atatürk, Kurtuluş Savaşı’ndan Eskişehir ve yöresinin durumunu çok iyi bildiği için, hemen Mihallıççık’a cebinden beş bin lira para” göndermiştir. Bu parayla. “Mihalıççık’taki Aşağı Camii” yapıldığını,
*Japonya’nın başkenti Tokyo’daki camiyi de kendi kazancından yaptırdığını,
*Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan camiye de önemli katkıda bulunduğunu,
*Ayrıca Kurtuluş Savaşı sonrasında yüzlerce caminin yapılmasını ve onarılmasını da sağladığını,
Anımsatmak gerekir, anlama yetenekleri var ise.
**
Bu bağlamda yine hatırlanmalıdır ki, Ulusal sınırlarımız dışında (misak-ı milli) kaldığından ve Osmanlı döneminde yurt toprağı olmaktan çıkarılan;
*Bulgaristan'da 117 cami, 7 tekke-türbe ve 1 medrese,
*Hırvatistan’da 8 cami,
*Kırım'da 6 cami,
* Kosova'da 1 cami,
*Ukrayna'da 2 cami,
*Makedonya'da 3 cami,
*Sırbistan'da 15 cami,
*Bosna Hersek'teki 3 cami,
*Cezayir'de 3 cami,
… ,
Kiliseye dönüştürülmüşlerdir.
500 yıl Türk kenti olan Selanik'te ibadete açık cami bulunmamaktadır.
**
Başka bir tarihi hatırlatma, Mutlu Çelik’ten;
İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...