Yeni Anayasa-yeni Anayasa diye tutturduklarına, vesayet-vesayet diye yırtındıkarına bakan; hukuk ve adalet yolunda yanıp coşup kül olduklarını sanır.
Oysa; Mustafa Kemal tarafından tüm ulusa "lütfedilmiş" egemenliği, yüz yıl sonra yeniden tekbi şahsın iki dudağı arasına geri vermiş bi güruhtan öte bişey değiller.
Kimdir bunlar?
***
akp zihniyeti mi...
Türklük bilincini askıya almış yeni ürün mhp zihniyeti mi...
Etnik bölücü kıytırık tayfa zihniyeti mi?
Bilemediniz.
Yetmez ama evetçi dangalaklardan söz ediyorum.
Dünya devletler tarihi... Gezegenimizin diplomasi mazisi... Gelmiş geçmiş bilcümle hükümetlerin iç ve dış siyaset vizyonu... Tüm galaksiler arası siyaset literatürü... Gelenekler, prosedürler, konjonktürler...
Kuzey yarımküre kuzey yarımküre olalı böylesi bi gerizekalılık görmedi.
***
Ölmeye üç günü kalmış bunak Kenan Evren'i hapse attırabileceklerini sanarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni bi ucubeye dönüştürme hakkını bi kişiye vermek?
Hadi hainliğe girmedi diyelim.
Hadi deliliğe girmedi diyelim.
Hadi gafilliğe girmedi diyelim.
Cehalettir.
***
Bu mendeburluktan güç alan daha da büyük cehalet, icraata, eğitim sistemimizi allak bullak ederek başladı. Anımsamayanınız var mıdır?
4 artı 4 artı 4 konusu değil.
Müfredattaki gericilik değil.
Kitaplardan Atatürk'ün, okullardan Andımızın yok edilmesi değil.
Asıl, öğretmenlerimizin giysilerini paçavraya çevirerek attılar bize, o şerefsiz golü.
Kot pantolonlu, sakallı, at kuyruklu saçlı, şunlu bunlu her çeşit öğretmene, bu özgürlüğün tanınmasındaki asıl amacın, tesettürlü öğretmenlerce evlatlarımızın ele geçirilmesi olduğunu görmemek için ahmak olmak gerekir.
Yetmez ama evetçiler bu derece ahmaktı işte. Sözümona Evren Paşa’dan öç alma üçkağıtçılğıyla Atatürk'e olan salyalarını akıtmış oldular.
Olan Türkiye Cumhuriyeti'ne oldu tabi.
***
(Nedense hep, öğretmenlerin kadın olması gerektiğini düşünürdüm. Hemşirenin duru Türkçe karşılığı olarak bacı sözcüğünün önerilmesi gibi... Öğretmenlik mesleğinde de bi kadınsılık, bi anne sevecenliği algılardım... Sıkmabaşlı öğretmenleri gördükçe nefret ettim bu fikrimden. Uzak dursunlar çocuklarımızdan)
***
Tüm bunlardan bi zaman sonra.
2023 yılının Eylül ayı idi.
Öğretmenlere beyaz önlük giyme zorunluluğu gündeme geldi.
Normal koşullarda hiç işim olmaz bu operasyonla ama öyle bi hoşuma gitti ki... Öyle bi sevindim ki... Öyle bi gülesim geldi ki...
İçin için baş destekçisi oldum bunun.
Giyinin bakiim oğlum şimdi önlüğü dedim. Hadi hadi, marş marş dedim. Tıpış tıpış dedim.
Görün vesayet nasıl bişeymiş dedim.
Atatürk faşistti size göre, bakın şimdi faşizm neymiş dedim.
İndi mi Allah'ın sopası tepenize, eyyy densizler dedim.
Dedim de dedim işte.
Buldunuz mu layığınızı da dedim hatta.
Sonra bi de...Nerenize battı ulan, Atatürk'ün kravatlı ve sakal tıraşlı erkek öğretmenleri, bakımlı ve dünya güzeli kadın öğretmenleri demişimdir elbette, ağzımı seveyim.
***
Öğretmenlere, tektip beyaz önlük giydirilme zorunluluğu, sanırım ertelendi. Bi olta attılar ve çekildiler. Kuşkusuz ki, sırası ve zamanını bekliyorlar. Kuşkusuz ki yapacaklar.
Yeri geldi vallahi.
Nas varken ekonomi kuralları da neymiş misali, atasözü kültürümüz varken Anayasaya falan ne gerek görülür ki;
"Çarşıdaki beyaz itin pazardaki pamuk helvacıya zararı olur" demiş atalar. Ne güzel demişler.
Pamuk helvacı öğretmenlerimizdir tabi.
Beyaz it ise yetmez ama evetçi dangalaklar olsa gerektir.
***
Artık anaokulu sınıflarına girdi imamlar, salt imam girse hadi kibarca susayım, tarikatlar girmeye başladı. Tebliğciler. Bademlemeci sapıklar.
Allah çocuklarımızı bunlardan korusun, esirgesin.
Ötekiler mi?
Kına yaksınlar kına.
Yetmez ama Allah belalarını versin.