Çeviköz'ün önerisiyle kurulan ve istişare organı olan, Kılıçdaroğlu'nun da toplantılarına katıldığı Dış Politika Danışma Kurulu yeni dönemde ortada gözükmüyor. Bu kurulun çalışmalarına son verildiyse son verildiği deklare edilmeli.
CHP'nin dış politika ve dış ilişkiler alanına yeni dönemde önem vereceğine dair Özgür Özel'den henüz kurultayda seçilmeden güçlü bir işaret geldi. Özel'den bir televizyon programında, CHP'de bu alandaki Osman Korutürk ve Faruk Loğoğlu dönemini referans gösteren sözler duydum. Hakikaten de emekli büyükelçiler Korutürk ve Loğoğlu döneminde son 14 yıldaki en güçlü dış politika ekibine sahipti CHP. 2010 sonlarında PM'ye seçilen bu iki isim 2011 genel seçimlerinde milletvekili de seçildiler. Önce Korutürk genel başkan yardımcısı olarak MYK'da yer aldı. Bilahare Korutürk TBMM'de ağırlıklı olarak görevlendirildi ve MYK'da Loğoğlu görev aldı. Ancak söz konusu güçlü ve birikimli ikili birlikte, istişare içinde kolektif bir çalışmayı da başararak sinerji oluşturdular. İkisi de genel başkan yardımcısı iken yekdiğeri ile yakın çalışmayı ihmal etmedi.
Dahası var; Korutürk ve Loğoğlu PM'ye seçildiğinde onlarla birlikte söz konusu alandan E. Büyükelçi ve AİHM yargıcı Rıza Türmen ile Prof. Dr. Hüseyin Pazarcı da Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinden PM'ye seçildiler. Korutürk ve Loğoğlu 2014'e kadar CHP'nin dış politika ve dış ilişkiler alanındaki kurmayları olarak falsosuz ve üstelik parlak bir görev yaptılar. Özel, 2011'de onlarla beraber milletvekili oldu ve çalışmalarını yakından bilen birisi olarak refere edip haklarını teslim etti. Özel, aynı zamanda onlardan sonraki dönemlere de üstü örtülü bir eleştiri getirmiş oldu.
Kılıçdaroğlu’ndan 180 derece dönüş
Enteresandır; 2010-2014 arasındaki dış politika ekibini kuran da Kılıçdaroğlu idi, sonradan ekibi sadece bir diplomata, üstelik yeterliliği tartışılır diplomatlara (Murat Özçelik ve Öztürk Yılmaz) indirgeyen de Kılıçdaroğlu!.. Nitekim kısa süren Özçelik ve Yılmaz dönemini kimse hatırlamak bile istemiyordur. Korutürk ve Loğoğlu ile onları izleyen dönem kıyas bile kabul etmez. Korutürk ve Loğoğlu, Dışişleri Bakanlığı'nda merkezde ve diplomatik misyonlarda önemli görevler yapmış parlak diplomatlar. Korutürk'ün son iki Büyükelçilik görevi Berlin ve Paris. Loğoglu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı ve Vaşington'da Büyükelçilik yaptı. İkisi de entelektüel derinliği ve bilgi birikimi, siyasete ilgisi ile de öne çıkan, temsil gücü yüksek isimler. Korutürk'ün mecliste konuştuğunda AK Parti sıralarında dahi dikkatle dinlendiğini görmüşümdür. Özçelik'i, Kamu Güvenliği Müsteşar Yardımcısı ve Bağdat Büyükelçisi olarak tanıdık. Bir ABD düşünce kuruluşunun danışmanı olarak da gördük. Yılmaz ise şu malum enteresan kaçırılma olayının kahramanı olan başkonsolos. Yurda döndükten sonra büyükelçi yapılıp Duşanbe'ye atandı ama gitmedi de yanılmıyorsam.
Bu noktada, Özçelik ve Yılmaz sonrasında parti yakın tarihi için önemli bir gelişme de yaşandı ama onu anlatmanın şimdi sırası değil.
Çeviköz ve Tan ile tek kişiye devam
Sonra Kılıçdaroğlu son olarak Londra'da görev yapan ve Murat Karayalçın'ın İstanbul İl Başkanlığı sırasında danışmanı olan E. Büyükelçi Ünal Çeviköz ile devam etti. Çeviköz 2018'de milletvekili de oldu. Bu dönem de tek kişilik bir dönem oldu. Çeviköz, meslek açıdan kıymetli bir diplomat olmakla birlikte reel politik açıdan politikaya pek ısınamadı gördüğüm kadarıyla. Ardından Kılıçdaroğlu, 2023 genel seçimlerinde Tel Aviv ve Vaşington'da Büyükelçilik yapan E. Büyükelçi Namık Tan'la yürüdü tek isim olarak.
Özel tutarlı bir adım attı
38. Olağan CHP Kurultayı’nda genel başkan seçilen Özgür Özel, PM listesine Prof. Dr. İlhan Uzgel'i alıp MYK'ya da taşıdı ve dış politika ile dış ilişkiler alanındaki isim sayısını ikiye çıkardı. E. Büyükelçi Tan, TBMM'de çalışırken, Prof. Dr. Uzgel de "gölge bakan" ve genel başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Böylece, Korutürk ve Loğoğlu dönemini refere eden Özel, uygulamada tutarlı hareket etmiş oldu. Akademik düzlemdeki Uzgel ile mesleki kariyerden gelen diplomat Tan, Korutürk ve Loğoğlu gibi birlikte çalışmayı başarıp sinerji oluşturabilirler. Uzgel, beğendiğim bir akademisyen, alanında doyurucu bir otorite. Tan'ın pratik deneyimi de onu tamamlayacaktır.
Dış Politika Danışma Kurulu
Bu arada, Çeviköz'ün önerisiyle kurulan ve istişare organı olan, Kılıçdaroğlu'nun da toplantılarına katıldığı Dış Politika Danışma Kurulu yeni dönemde ortada gözükmüyor. Bu kurulun çalışmalarına son verildiyse son verildiği deklare edilmeli. Devam edecekse de Kılıçdaroğlu dönemindeki gibi değil de yararlanılan bir istişare zemini olarak değerlendirilmeli. Bu kurulda ilgili genel başkan yardımcısı yanında Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın gibi partili eski Dışişleri Bakanları ile Korutürk, Loğoğlu, Öymen gibi konuyla ilgili eski genel başkan yardımcıları bulunuyordu. Genel Başkan da toplantılara katılıyordu.
Başka bir yazıda Özel'in referans gösterdiği dönemdeki çalışmalarla ilgili notlar düşeceğim. Belki yeni dönemdeki çalışmalara ışık tutar.