Deprem felaketini profesörler, bilim adamları, yer bilimciler 3 ay önceden haber vermişlerdi…
Ama biz onları ne duyduk, ne dinledik. Ne de önlem aldık.
Dinle yatıp, imanla kalktık. Hadi, şimdi onları dualarla kurtaralım.
Fen liselerini, bilim okullarını, askeri liseleri kapatıp imam hatip okulları açtık. İmam hatip okulları üçe dörde katlandı.
Atatürk’ün “HAYATTA EN EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR” lafını bıraktık. Tarikatların, cemaatlerin çoğalmasını sağladık. Peki, hani nerde milyarlık, trilyonluk tarikatlar, cemaatlar? Hani nerde onların şeyhleri?
Milletvekilleri orada. Yardımseverler orada. Hani nerde imamlar?
AFAD bir kurum (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.) Görevi ne? Deprem bölgesinde zorda kalan insanlara yardımcı olmak… Peki, bütçesi ne kadar? 2,5 milyar TL. Bunun yanında bir de Diyanet İşleri var. Peki, görevi ne? Hayata tutunmaya çalışarak AFAD'ı bekleyenlere sela okumak. Peki bütçesi ne kadar? 36 milyar TL.
Gel de bu felaketin içinden çık…
Ülkemize Azerbaycan, Almanya, İsveç, Hindistan, Polonya, Avrupa Birliği, Ukrayna, Tayvan, Rusya, Yunanistan, İspanya, İsrail, İtalya, İngiltere, Finlandiya, Sırbistan, Fransa, Macaristan, İsviçre, Japonya, ABD gibi ülkeler yardım gönderiyor.
Çok sevdiğimiz, sıkı, sağlam ilişkiler kurduğumuz, gidip gidip geldiğimiz, orasını yol yaptığımız Arap ülkelerinden ses yok. Çıt yok. Hani nerede Müslüman dostlarımız?
Güneydoğuda kıyamet kopuyor. Anne yaralı yavrusuna sarılmış; anne yaralı annesine sarılmış, yaralı ana çocuğuna sarılmış, dondurucu kar altında yardım bekliyor. Ağlıyor. Feryat ediyor. Biz de onlarla beraber ağlıyoruz.
Kendi kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Yardım yok… Yıkık binaların altından sesler geliyor. Feryat ediyorlar.
Hani nerde bu çürük binaları yapan müteahhitler? Hani nerde “Depreme dayanıklıdır” diye ruhsat veren görevliler?
7.7’lik depremde devlet hastaneleri ile polis evleri yıkıldı…
Dövdüğümüz, kovduğumuz, sürgüne yolladığımız doktorlar, hemşireler can havliyle çalışıyorlar. Ama yetişemiyorlar. Çünkü sayıları az. Çünkü onların bir kısmı kötü koşullardan yabancı ülkelere kaçtılar…
Keşke üstünden geçmediğimiz paralı köprüler, paralı yollar yapacağımıza doktorlarımızı, bilim adamlarımıza sahip çıksaydık. Deprem için önlemler alsaydık.
Ateist Japonya bugün, dünyada, afetlere karşı en iyi hazırlanan, vatandaşlarının canını ve malını en iyi koruyan ülkedir.
CULTURE TRİP'DE yer alan bir makaleye göre, Japonya'nın yeniliğe uyum sağlama, yatırım yapma, eğitime önem verme ve geçmiş hatalardan ders alma yeteneği, onu dünyada depreme en hazır ülke yaptı.
Japonya'daki depremlerin devamlılığı göz önüne alındığında, tüm evler olası sarsıntılara dayanacak şekilde inşa edilmiş olduğu ortaya çıkıyor. Bunun temel nedeni; Japonya'daki mevcut yasaların sadece depreme dayanıklı olan binaların yapımına izin vermesi ve bunu belli ölçümlerle denetlemesi. Bu yasalar, okullar ve ofis binaları da olmak üzere tüm yapıları kapsıyor.
Şu anda ülkemizdeki yollar paramparça. Bir kentten bir kente gidilemiyor. Yardımlar taşınamıyor. Teknik elemanlar, sağlıkçılar yerlerine ulaşamıyor.
Bu durumda diyoruz ki 11 uçak boşu boşuna beklemesin… Perişan insanlara yardım etmeye çıksın…
İyi olmaz mı?
(*) NOT: Geçen sene, depremden bir gün sonra yazdığım yazı.