DEM Parti İstanbul'da 50 gün sonraki yerel seçimin anahtar partisi değil. Başak Demirtaş aday olamazdı, ayrıca olsaydı da sonuç değişmezdi.
DEM Parti cenahındaki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı krizi nihayet çözüldü, iki milletvekili Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni "eşbaşkan" olarak açıklandı. Seçim pusulasında tabii bu iki isimden birisi yer alacak. Başak Demirtaş ismi kamuoyunu ve medyayı epeyce meşgul etse de onun adaylığının söz konusu olacağını hiç düşünmeyenlerdendim. Çünkü o cenahta neler olup bittiğini iyi izlediğimi düşünüyorum.
Demirtaş’ın adaylığı mümkün değildi
Şöyle: DEM Parti'nin geleneğinde sonsuz-sürekli yıldızlara yer yoktur. Bir dönem bir isim parlatılır, sonra bir bakarsınız o yıldız söndürülmüş... Bu hep böyledir. Bir dönemin yıldızı Osman Baydemir'i hatırlayın... Leyla Zana'yı... Esamileri okunuyor mu? Selahattin Demirtaş da dönemlik bir yıldızdı, karar vericiler onun da ismini çizdi ve yıldızını söndürdü. İşte tam da bu yüzden Başak Demirtaş'ın aday gösterilmeyeceği belliydi. Karar vericilerin kimler olduğunu, adreslerini de herhalde belirtmeye gerek yoktur.
Zorluk çektiğim bir nokta da DEM Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayının belirlenmesi sürecinde, adayın CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun oylarını nasıl etkileyeceğiydi! Neymiş efendim? Başak Demirtaş aday olursa İmamoğlu'nun aleyhine olurmuş!.. Siyaseti biraz okuyabilen, DEM Parti cenahında olup bitenleri izleyebilenler Demirtaş'ın adaylığının mümkün olmadığını bildiklerinden bu tip faraziyelerden kaçındı. Ancak medyada çok kimse Demirtaş'ın adaylığı üzerinden İstanbul seçimlerini tartışıp durdu. Oysa İmamoğlu'nun oyun planı çoktan belliydi; kimseye bel bağlamadan "İstanbul İttifakı" çağrısıyla yelkeninin rüzgarını oluşturmaya başladı.
2014’te İstanbul’da HDP ne yapmıştı?
Gelin, sizi 2014 İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimine götüreyim. 2019'a değil, çünkü 2019'da HDP aday göstermemiş ve İmamoğlu'nu desteklemişti. 2014'te DEM Parti'nin öncülü HDP İstanbul Büyükşehir için Sırrı Süreyya Önder'i aday göstermişti. Şimdi de adı bir ara İzmir için geçen Önder o zaman yüzde 4,8 oy almıştı. Herhalde Önder de en az Başak Demirtaş kadar tanınan bir isimdir. Özgül ağırlığı olan bir isimdir.
Bir nokta daha var; Ekrem İmamoğlu'na 2019'da destek veren ve kazanmasına katkıda bulunan Kürt seçmen bu seçimde de kazanacak adaya yönelecektir. Bu seçmen grubu yereldeki talepleri, yaklaşımları nedeniyle kazanacak olan iktidar karşıtı aday için oy kullanma eğiliminde olacaktır. Şu da var; Güneydoğu'daki Kürt seçmenle İstanbul'daki Kürt orijinli seçmenin sandıktaki davranışı aynı olmuyor. İstanbul ve başka metropollerde ancak gettolaşmış lokasyonlarda DEM Parti'ye Kürt yurttaşlardan oy gelir. Uzun yıllardan beri metropolde dağınık şekilde yerleşik ve kent aidiyeti olan Kürt orijinli seçmen daha çok merkez sol eğilimli ve özellikle yerel seçimde CHP'nin adayı için oy kullanmaya meyilli.
DEM Parti İstanbul’da anahtar değil
Bu arada geçenlerde Halk TV'deki bir programda DEM Parti sözcüsü Ayşegül Doğan'ın bazı açıklamalarını hayretle karşıladım. Ona göre İstanbul'da altı milyon Kürt var! Hangi istatistiki veri ile konuştuğunu programının moderatörü sormalıydı ama pas geçti. Bu tıpkı İstanbul'da iki milyon Sivaslının yaşadığını ileri süren Sivaslıların savına benziyor! (Yeni açıklanan TÜİK verilerine göre İstanbul'da yedi yüz bin küsur Sivaslının yaşadığı anlaşıldı)
Kısacası DEM Parti İstanbul'da 50 gün sonraki yerel seçimin anahtar partisi değil. Başak Demirtaş aday olamazdı, ayrıca olsaydı da sonuç değişmezdi.