Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

TÜM ZALİMLERİN SONU HEP AYNI OLUR. TARİH BUNU BÖYLE YAZAR…

“Sevginin ne olduğunu” bilmez zalim bir insan. Sevginin ne olduğunu bilmez bencil insan. Hele hele diktatörler hiç bilmez. “Dert, sıkıntı, acı, çekmek, evine ekmek götürememek…” nedir, bilmez… İnsanları mutlu etme düşüncesi ona çok uzaktır. Bu duyguya, düşünceye yabancıdır o... Yardımlaşmayı, bölüşmeyi, paylaşmayı, gülmeyi bilmez. Kadın hakları, eşitlik, özgürlük onun sorunu değildir. Kitabında yazmaz. Onun bir tek hedefi vardır; iktidarını, malını – mülkünü, yakınlarını, korumak… Onlar su gibi yalan söylerler. Bugün ak dediğine ertesi gün kara derler. Hak hukuk tanımaz diktatörler. Adalet sistemini emrine alırlar ve mahkemelerden dilediği kararları çıkartırlar. Mesela Mussolini meclisi ve siyasal partileri kapatmıştı. Medyayı, emniyeti, iş adamlarını, eğitimi kendilerine bağlarlar. Onun yolundan gitmeyenler dört duvar arasına atılır. İşinden – aşından edilirler… Her şeyi en iyi onlar bilir. Her konuda uzmandırlar. Durmadan konuşurlar… Kendilerini ilahi bir güç, kutsal bir varlıkmış gibi tanıtırlar. Çevresine topladığı devlet adamları ve yandaşları ile halkı yönlendirmeye, beyinlerini şekillendirmeye çalışırlar. Ama gölgelerinden bile korkarlar. Çünkü halkına uyguladığı zulmün farkındadırlar… Onun sosyal – ekonomik politikaları yüzünden yaşlı, hasta, çoluk çocuk, milyonlarca insan yokluk, yoksulluk içinde can verir. Bu yüzden bir koruma ordusu ile gezerler… O da yetmez ülkesinde bir de“Korku İmparatorluğu” kurarlar. Ama tarih gerçekçidir… Tarih acımasızdır… Tarih affetmez… Tarih silinmez… “Güç bende… Dilediğimi yaparım. Kanun benim… İstersem asarım, istersem keserim…”diyen, nice krallar, prensler, sultanlar, padişahlar dünyaya ve halkına hükmettiğini sanırken, saraylarının enkazı altında kaldılar… Hitler, Mussoliniler, Evrenler günümüzde iyilikle anılmamaktadırlar… Şimdi bunların yanında bir de Atatürk’ün resimlerine bakınız. Ama dikkatli bakınız. İş olsun diye değil. Alıcı gözle bakınız…   Birçok devlet adamında göremeyeceğiniz, bulamayacağınız bir özellik vardır onda. Nedir bu özellik? Halkı ile iç içe geçmiş, bütünleşmiş, kaynaşmış bir liderdir o. Halkını sever. Yalan söylemez. Bağırmaz, çağırmaz. Öfkelenmez. Bu fotoğraflarda kurgu yoktur… Tümü de doğaldır… Sadece sevgi, saygı seli vardır. Sevginin. Saygının resmidir onlar… İnsanlara değer vermenin, insanları önemsemenin, onları ön plana almanın resimleridir onlar… Güv enlik çemberi, koruma ordusu yoktur çevresinde. Sahilde, yolda, tarlada evindeymiş gibi gezer, yürür… Gösterişi sevmez. Sadece sevgi yumağı vardır çevresinde. Bütünleşmiş, iç içe geçmiş sevgi yumağı… Sadece gözler ve kalpler konuşur o çevrede…
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2024 - Pazartesi

TÜM ZALİMLERİN SONU HEP AYNI OLUR. TARİH BUNU BÖYLE YAZAR…

“Sevginin ne olduğunu” bilmez zalim bir insan. Sevginin ne olduğunu bilmez bencil insan. Hele hele diktatörler hiç bilmez.

“Dert, sıkıntı, acı, çekmek, evine ekmek götürememek…” nedir, bilmez…

İnsanları mutlu etme düşüncesi ona çok uzaktır. Bu duyguya, düşünceye yabancıdır o...

Yardımlaşmayı, bölüşmeyi, paylaşmayı, gülmeyi bilmez.

Kadın hakları, eşitlik, özgürlük onun sorunu değildir. Kitabında yazmaz.

Onun bir tek hedefi vardır; iktidarını, malını – mülkünü, yakınlarını, korumak…

Onlar su gibi yalan söylerler. Bugün ak dediğine ertesi gün kara derler.

Hak hukuk tanımaz diktatörler. Adalet sistemini emrine alırlar ve mahkemelerden dilediği kararları çıkartırlar. Mesela Mussolini meclisi ve siyasal partileri kapatmıştı.

Medyayı, emniyeti, iş adamlarını, eğitimi kendilerine bağlarlar.

Onun yolundan gitmeyenler dört duvar arasına atılır. İşinden – aşından edilirler…

Her şeyi en iyi onlar bilir. Her konuda uzmandırlar. Durmadan konuşurlar… Kendilerini ilahi bir güç, kutsal bir varlıkmış gibi tanıtırlar.

Çevresine topladığı devlet adamları ve yandaşları ile halkı yönlendirmeye, beyinlerini şekillendirmeye çalışırlar.

Ama gölgelerinden bile korkarlar.

Çünkü halkına uyguladığı zulmün farkındadırlar… Onun sosyal – ekonomik politikaları yüzünden yaşlı, hasta, çoluk çocuk, milyonlarca insan yokluk, yoksulluk içinde can verir.

Bu yüzden bir koruma ordusu ile gezerler…

O da yetmez ülkesinde bir de“Korku İmparatorluğu” kurarlar.

Ama tarih gerçekçidir… Tarih acımasızdır… Tarih affetmez… Tarih silinmez…

“Güç bende… Dilediğimi yaparım. Kanun benim… İstersem asarım, istersem keserim…”diyen, nice krallar, prensler, sultanlar, padişahlar dünyaya ve halkına hükmettiğini sanırken, saraylarının enkazı altında kaldılar…

Hitler, Mussoliniler, Evrenler günümüzde iyilikle anılmamaktadırlar…

Şimdi bunların yanında bir de Atatürk’ün resimlerine bakınız. Ama dikkatli

bakınız. İş olsun diye değil. Alıcı gözle bakınız…

 

Birçok devlet adamında göremeyeceğiniz, bulamayacağınız bir özellik vardır onda.

Nedir bu özellik? Halkı ile iç içe geçmiş, bütünleşmiş, kaynaşmış bir liderdir o.

Halkını sever. Yalan söylemez. Bağırmaz, çağırmaz. Öfkelenmez.

Bu fotoğraflarda kurgu yoktur… Tümü de doğaldır… Sadece sevgi, saygı seli vardır. Sevginin. Saygının resmidir onlar…

İnsanlara değer vermenin, insanları önemsemenin, onları ön plana almanın resimleridir onlar…

Güv enlik çemberi, koruma ordusu yoktur çevresinde. Sahilde, yolda, tarlada evindeymiş gibi gezer, yürür… Gösterişi sevmez.

Sadece sevgi yumağı vardır çevresinde. Bütünleşmiş, iç içe geçmiş sevgi yumağı… Sadece gözler ve kalpler konuşur o çevrede…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.