Halkımız, demokrasi yolunda ilk adımını attı.
Tek adam düzenine, din sömürücülüğüne, bozuk ekonomik yapılanmaya ve talana hayır dedi. Şimdi mücadele sırası Atatürkçü partilerde, sendikalarda, derneklerde, devrimcilerdedir.
Laf ebeliği bitti artık.
Vatansızlara laf yetiştirip, kendisinin ne kadar yurtsever olduğunu kanıtlama dönemi geçti.
Şimdi iş zamanıdır.
Şimdi tarikatlarla, cemaatlerle, Atatürk’e küfredenlerle, vurguncu müteahhitlerle ve bu çeteleri destekleyenlerle mücadele verme zamanıdır.
Şimdi yandaş yargının pisliklerini ortaya çıkarma zamanıdır.
Ta ki onlar yüce divanın önünde hesap verene kadar…
Ta ki Laiklik, cumhuriyet, demokrasi, Atatürk yasaları bu ülkede yeniden egemen olana kadar…
Sağda solda, orada burada, Meclis kürsüsünde iktidara, iktidar partilerine ve milletvekillerine esip, yağıp sonra da onlarla karanlık meclis koridorlarında kol kola girmek sarılıp öpüşmek yok artık…
Sendika, dernek başkanları sözüm ona Atatürkçü geçinen kuruluşlar, bundan böyle kulaklarının üstüne yatıp maaşlarını almaya devam edemezler.
Hele hele makam, mevki, koltuk düşkünü milletvekilleri artık talanları, ülkenin yok edilmesini, ormanlarının kesilmesini, maden soygunlarını, ülkenin Araplaştırılmasını sessiz sedasız izleyemezler.
Ya adam olurlar, vatanlarına sahip çıkarlar ya da iktidarla birlikte giderler.
Yapan gelir, yapamayan gider.
Bu millet uyandı, aydınlığa doğru ilk adımını attı.
Bu uyanmada etken olan unsur tenceredir. Açlıktır. Yoksulluktur. Egemen güçlerin yolsuzluğudur. Bencilliğidir.
Elbette yandaş muhalefetin, kontrollü muhalefet liderlerinin temizlenmesinin de atılan bu ilk adımda rolü olmuştur. Yani “Değişim” sonuç vermiştir.
Bundan sonra yeni seçilen CHP belediye başkanları yanlışlıklara düşmeden, çıkarcı girişimlere kapılarını kapatarak bu aydınlık yolda ilerlemelerini gerçekleştirmelidirler.
Doğruluğun, dürüstlüğün ne olduğunu, Atatürkçü yönetimin örneklerini sergilemelidirler.
Kendilerine halkın güvenini sağlamalıdırlar.
İlk işleri iktidar tarafında kaldırılan TC’leri tabelalara yeniden yazmak, Türk bayraklarını yeniden asmak ve yok edilen Atatürk heykellerini yerlerine yeniden koymak olmalıdır.
Bu uğraşın bir yanında ABD, Fethullah Gülenler, Hüda Parlar, Menziller, Kubilay’ı kör bağ bıçağı ile kesenler; öte yanında Mustafa Kemaller, devrimciler, antiemperyalistler vardır
Bu mücadele, ezenle ezilenin, sömürenle sömürülenin, aydınlıkla karanlığın, şeriatla cumhuriyetin, ABD ile Türkiye’nin kavgasıdır.
AKP, bu maçı kazanmak zorunda olduğunu çok iyi biliyor… Bu nedenle neyi var, neyi yok, ortaya koyuyor. Tüm gücüyle savaşıyor. Yoksa yolunun üzerinde yüce divan vardır, hesap vermek vardır.