Sevgi, insanın sahip olduğu en ulvi değerlerden biridir. Yaşamımızı anlamlı kılan sevgi, insanı canlı ve cansız varlıklarla bir arada yaşatan en değerli bir bağdır.
Sevgisiz yaşam; kalplerin körleştiği, dillerin ayrıştığı, sevenlerin ayrı düştüğü ve insanların özünden koparak değiştiği bir yaşamdır.
Sevgi, insan yaşamında yükselen bir değerdir.
Sevgiye hak ettiği değer verilmezse; sevginin yerine öfke, kin ve nefret gibi insanları birbirinden uzaklaştıran olumsuz duygular alır.
Öfke, kin ve nefret dili; kötülükleri çağrıştırır, insanları dargınlaştırır ve toplumu ayrıştırır.
Sevgi öyle mi ya!
Uzun senelerdir sevgiye hayatımızda yer bulamadığımız kanısındayım. Sevgi kavramı insanımızı ve ülkemizi terk edeli hayli zaman oldu. Ara ki bulasın? Büyük/küçük kimsenin umurunda bile değil açıkçası!
Nefretin, hamasetin, ayrıştırmanın, ötekileştirmenin tavan yaptığı kavramlar devam ettikçe sevgiyi aramak bulmak nafile?
Bize sevgiyi anlatan bir olayı haber yapamıyoruz. Bize sevgiyi anlatan bir kişiyi dinlemiyoruz. Bize sevgiyi hissettiren bir duyguyu görmüyoruz. Bize sevgiyi anlatan bir yazı yazmıyoruz, böyle bir yazıyı okumuyoruz? Bile!
İnsan ruhu da doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi barındırmayan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır.
Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız?
Nefret etmeden birini öldüremezsiniz?
Nefreti içinde barındırmak isteyen insan önce kendisinden nefret etmek zorundadır.
İçinde nefreti yaşayan insan yüreğindeki sevgiyi kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun ağır bedelini ödeyecektir.
SEVGİSİZLİK AĞIR BİR YÜKTÜR!
“Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabulüdür.
Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır.
Bağımsızlık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır.
Sevgi, değer vermesini bilmektir.
Sevgi, var olmaktan kıvanç duymaktır.
Sevgi, birlikte olmaktan sevinç duymaktır.
Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.
Sevgi, bütün yapay ayrımların hayattan çıkarılmasıdır.
Sevgi, bilinçtir.
Sevgi, insan olmaktır.
Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve yerine cüzdanı, hamaseti ve bireyselliği koyduk.”
Para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz, para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, para için birbirimizi çiğniyoruz, para için birbirimizi aldatıyoruz, para için savaşıyoruz. Sadece sende/bende mi? Neredeyse toplumun her katmanında geçerli akçe oldu.
Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve yerine üstün olmayı koyduk.
Üstün olmak için yaşıyoruz, üstün olmak için yarışıyoruz, üstün olmak için kendimizden başkasının aşağı olmasına çalışıyoruz.
PARA, ÜSTÜN OLMAK VE NEFRET ETMEK HAYATIMIZI DOLDURUYOR.
Hayatımız da savaşlarla, dünyayı yağmalamakla, birbirimizi boğazlamakla geçiyor. Sevginiz olmadıktan sonra daha çok paranız olsa, daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz, arabanız, malınız olsa ne olur?
Demedi demeyin!
Sevginiz yoksa hiçbir şeyiniz yoktur.
Belki de yeniden, tez elden öğrenmemiz gereken sevgi değil midir?