İnsanlarımız perişan. Aç. Susuz. Evsiz barksız...
Hayatımızı sıfırladılar… Hayatımızın bir anlamı kalmadı…
Hiçbir iktidar döneminde insanlarımız bu kadar ezilmemiş, sömürülmemiş, horlanmamıştı…
Pazar atıklarından, çöplerden topladıkları meyvelerle, sebzelerle ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Ama iktidar, bu yaşamı da onlara çok görmüş olmalı ki üstüne üstlük bir de vergiler, zamlar getirdi...
Hem de iğneden ipliğe…
Bir gecede benzin, mazot fiyatları uçtu, gitti… Artık alıştık; onlar uçunca, malum, tüm fiyatlar da uçuyor…
Bir küçük azınlık cennette yaşarken, büyük bir çoğunluk bu dünyada cehennemi yaşıyor.
Daha doğrusu, o mutlu azınlık, mutluluğunu sürdürsün diye o çoğunluğa cehennemi yaşatıyorlar.
Hazinenin açığını onlardan aldıkları vergilerle, mallara yaptıkları zamlarla tamamlamaya çalışıyorlar.
5’li çete daha da büyüsün, servetine servet katsın diye onlara dokunmuyorlar. Vergilerini affediyorlar. Hem de bir kez değil; iki kez değil; beş kez, 10 kez…
Onların yaptığı köprülerin, yolların maliyetini köprüden hiç geçmeyen vatandaşlara ödetiyorlar.
Diyanetin lüks arabalarına, köşklerine; imamların maaşlarına hiç dokunmuyorlar. Bütçe açığını kapatmak için zam üstüne zam yapıyorlar. Ama emekliye, emekçiye zam yok.
Çiftçilere, köylülere, esnafa para desteği yok. Ama tarikatlara, cemaatlere, din görevlilerine para çok. Hem de sınırsız…
11 uçak ülkenin semalarında fır dönüyor…
Bakanlar bile komşu ülkelere özel uçaklarla gidip geliyorlar. Onlarda tasarrufun “T”si yok.
Tasarrufu sadece yoksul, geniş halk yığınları uyguluyor.
Doğuya, Batıya, orta Anadolu’ya durmadan saraylar yapıyorlar… Ayrıca Diyanet’in de sarayları var. Ama hazine tamtakır.
Şimdi sıra geride kalan Cumhuriyet mallarına geldi. Yakında onları da satmaya başlarlarsa kimse şaşırmasın…
Çünkü üretim yok. İhracat yok. Fabrika yok. İş yok.
Olup biteni muhalefet sadece seyrediyor. Bir de kapı arkalarında “Yumuşama”, “Normalleşme” görüşmeleri yapıyor.
Ülke satılıyor. Vatan satılıyor. Zeytinlikler yok ediliyor. Sendikalar, dernekler seyrediyorlar… Kendi üyelerinin haklarını bile almaktan acizler…
Şehit edilen DİSK başkanı Kemal Türkler bu günleri görse, yani yaşasaydı kahrından ölürdü.
CHP parti Genel Başkanı, Reis ile kapalı kapılar arkasında “Yumuşama, Normalleşme” görüşmeleri yapıyor. O da yetmeyince kendi milletvekilini uzaktan kumandalı maliye bakanının yanına gönderiyor.
Hem de sorunların çözülmeyeceğini bile bile. Maksat, dostlar alışverişte görsün.
Adamlar 4 saat konuşuyorlar, dertler dinleniyor. Peki, sonuç? Sonuç sıfır. Sıfıra sıfır, elde var sıfır.
Sıfırlı günler yaşıyoruz… Hayatımızı sıfırladılar…