Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

İLK İŞİMİZ MUHALEFETİ ATATÜRK İLKELERİNE DÖNDÜRMEK OLMALIDIR…

Demokrat Parti (DP), Adalet Partisi (AP), Anavatan Partisi (ANAP), Doğru Yol Partisi (DYP) nasıl gittiyse, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) de vakti saati geldiğinde gidecektir. Çok bile kaldı iktidarda… Bu partinin bu kadar uzun kalması ve her tarafı laiklik düşmanları ile doldurması muhalefetin acizliğinden kaynaklanmaktadır. Muhalefetin bu uyuşukluğu ve sessizliği nedeni ile taciz, tecavüz önümüzdeki günlerde daha da artacaktır… Kadın çocuk cinayetleri, tecavüzleri ve pahalılık her geçen yıl daha da çoğalacaktır. Ülkemizde baskı ve korku düzeni kuruldu… Kimse düşündüğünü söyleyemiyor. Muhalefet 22 yıldan bu yana sadece seyrediyor. Konuşmak, eleştirmek, gerçekleri açıklamak, kirli çamaşırları ortaya dökmek; yolsuzlukları, hırsızlıkları gözler önüne sermek yasak. Ama taciz, tecavüz, katliam, orman talanı, Atatürk heykellerine balyozla saldırmak, şeriatçılık serbest… Konuşursan hemen terörist ilan ediliyorsun… AKP’ye yan gözle bakanın gözünü çıkarıyorlar. Özgürlük denilince, sadece emlak çetelerinin ve cemaatlerin özgürlüğünü anlıyorlar. Okullarda “Allah’tan korkma, kuldan utanma” eğitimi veriyorlar ama kendileri yaptıklarından hiç utanmıyorlar  Peki, bilim özgürlüğü, eğitim, öğretim özgürlüğü, yazma çizme, düşünce, konuşma özgürlüğü nerede? Neden kısıtlıyorsunuz onları? Neden ulusal düşünceden yana olan, ülkenin tam bağımsızlığını isteyen Kemalist aydınların özgürlüğünü ellerinden alıyorsunuz? Ama Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı gibi: “Düşünceler; şiddetle, topla, tüfekle asla öldürülemez.”  Çünkü İnsan düşündüğü sürece haksızlıklara, işkencelere, acılara başkaldırmıştır. Direnmiştir. Direnmeye de devam edecektir. 12 Martlarda, 12 Eylüllerde gençleri, aydınları hapishanelere doldurdular, 17 yaşındaki çocukları idam ettiler de ne oldu? Tarihin akışını geriye çevirebildiler mi?  Hitler gibi, Mussolini gibi faşistler geçici başarılar elde etmiş olsalar bile, sonları her zaman için kötü olmuştur, hüsranla sonuçlanmıştır. Bakın bu konuda Ahmet Taner Kışlalı neler demiş: “Mussolini de bacağından asılarak noktaladığı yoluna, sol yumruğunu göstererek başlayanlardandı. Önce düzene tepki duyan kitleleri peşine taktı. Oyların üçte birini topladı. O üçte bir oyla meclisteki sandalyelerin üçte ikisini ele geçirdi. Ve sonunda, o üçte ikilik çoğunluğa dayanarak, anayasayı değiştirdi. Diğer partileri kapattı. Tarihin karanlık bir dönemine damgasını vuracak olan “faşizm”i kurdu. Her şey yasalara uygundu. Seçimler de, anayasa değişikliği de, yeni çıkardığı yasalar da… Her şey kitabına uygundu, yasaldı, ama meşru değildi…” Sanki şu içinde yaşadığımız günleri anlatmış Kışlalı. Siyasal İslamcı zorbaların sonu da önceki faşistlere benzeyecektir… Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Ama bir tek sorunumuz var; muhalefetin yandaşlıktan, iktidar şakşakçılığından kurtulmasını gerçekleştirmek, Atatürk’e dönmesini sağlamak… Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir…
Ekleme Tarihi: 13 Ekim 2024 - Pazar

İLK İŞİMİZ MUHALEFETİ ATATÜRK İLKELERİNE DÖNDÜRMEK OLMALIDIR…

Demokrat Parti (DP), Adalet Partisi (AP), Anavatan Partisi (ANAP), Doğru Yol Partisi (DYP) nasıl gittiyse, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) de vakti saati geldiğinde gidecektir.

Çok bile kaldı iktidarda…

Bu partinin bu kadar uzun kalması ve her tarafı laiklik düşmanları ile doldurması muhalefetin acizliğinden kaynaklanmaktadır.

Muhalefetin bu uyuşukluğu ve sessizliği nedeni ile taciz, tecavüz önümüzdeki günlerde daha da artacaktır… Kadın çocuk cinayetleri, tecavüzleri ve pahalılık her geçen yıl daha da çoğalacaktır.

Ülkemizde baskı ve korku düzeni kuruldu… Kimse düşündüğünü söyleyemiyor. Muhalefet 22 yıldan bu yana sadece seyrediyor.

Konuşmak, eleştirmek, gerçekleri açıklamak, kirli çamaşırları ortaya dökmek; yolsuzlukları, hırsızlıkları gözler önüne sermek yasak. Ama taciz, tecavüz, katliam, orman talanı, Atatürk heykellerine balyozla saldırmak, şeriatçılık serbest…

Konuşursan hemen terörist ilan ediliyorsun… AKP’ye yan gözle bakanın gözünü çıkarıyorlar.

Özgürlük denilince, sadece emlak çetelerinin ve cemaatlerin özgürlüğünü anlıyorlar. Okullarda “Allah’tan korkma, kuldan utanma” eğitimi veriyorlar ama kendileri yaptıklarından hiç utanmıyorlar

 Peki, bilim özgürlüğü, eğitim, öğretim özgürlüğü, yazma çizme, düşünce, konuşma özgürlüğü nerede? Neden kısıtlıyorsunuz onları? Neden ulusal düşünceden yana olan, ülkenin tam bağımsızlığını isteyen Kemalist aydınların özgürlüğünü ellerinden alıyorsunuz?

Ama Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı gibi: “Düşünceler; şiddetle, topla, tüfekle asla öldürülemez.” 

Çünkü İnsan düşündüğü sürece haksızlıklara, işkencelere, acılara başkaldırmıştır. Direnmiştir. Direnmeye de devam edecektir.

12 Martlarda, 12 Eylüllerde gençleri, aydınları hapishanelere doldurdular, 17 yaşındaki çocukları idam ettiler de ne oldu? Tarihin akışını geriye çevirebildiler mi?

 Hitler gibi, Mussolini gibi faşistler geçici başarılar elde etmiş olsalar bile, sonları her zaman için kötü olmuştur, hüsranla sonuçlanmıştır.

Bakın bu konuda Ahmet Taner Kışlalı neler demiş:

“Mussolini de bacağından asılarak noktaladığı yoluna, sol yumruğunu göstererek başlayanlardandı.

Önce düzene tepki duyan kitleleri peşine taktı. Oyların üçte birini topladı. O üçte bir oyla meclisteki sandalyelerin üçte ikisini ele geçirdi.

Ve sonunda, o üçte ikilik çoğunluğa dayanarak, anayasayı değiştirdi. Diğer partileri kapattı. Tarihin karanlık bir dönemine damgasını vuracak olan “faşizm”i kurdu.

Her şey yasalara uygundu. Seçimler de, anayasa değişikliği de, yeni çıkardığı yasalar da…

Her şey kitabına uygundu, yasaldı, ama meşru değildi…”

Sanki şu içinde yaşadığımız günleri anlatmış Kışlalı. Siyasal İslamcı zorbaların sonu da önceki faşistlere benzeyecektir… Bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Ama bir tek sorunumuz var; muhalefetin yandaşlıktan, iktidar şakşakçılığından kurtulmasını gerçekleştirmek, Atatürk’e dönmesini sağlamak… Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.