Vatan hainliği sadece savaşta olmaz. Doğada da olur. Toplum yaşamında da olur.
Kaz dağlarını gördünüz mü? Kaz dağları kan ağlıyor.
Cengiz Holding, Kaz Dağlarındaki Halilağa Altın Bakır Madeni için, yürütmeyi durdurma davasının sonucunu beklemeden orman kıyımına başladı:
Bir milyon ağaç kesilecek…
Daha önce de bu bölgede orman katliamı yapılmış. Siyanürle altın aramak için bir Kanadalı şirket tamı tamamına 195 bin ağaç kesmişti…
Ağaç katliamını protesto edenler bir pankart açmışlardı: “DOĞAYI KATLEDENLER VATAN HAİNİDİR…”
Bir holdingin çıkarı için şimdi bir milyon ağaç kesilecek… Bu kadar ağaç katledilir mi?
Yüreğiniz yanmıyor mu?
Sadece Kaz dağlarında değil, yurdun her yanında bu işlemi yürütüyorsunuz…
İnsanlık mıdır bu? Müslümanlık mıdır bu? Ne diyor Hz. Muhammed?
“Kıyamet kopsa bile, o zaman elinizde bir fidan bulunuyorsa ve onu dikmek için de bir engel yoksa derhal o fidanı dikin.”
Halkımız, “ÇANAKKALE GEÇİLMEZ” dedi ve 250 binden fazla şehit verdi.
Çanakkale’nin her karış toprağında şehit kanı var… Sizin hiç saygınız yok mu bu vatanın şehitlerine? Sevginiz yok mu orada yaşayan canlılara, topluma?
İnsanların hava almalarını engelliyorsunuz… Yüreğinizde azıcık da olsa merhamet duygusu kalmadı mı? O ruhsata imza atarken hiç mi eliniz titremedi?
Atatürk, 1929 yılının ağustos ayında, Yalova'da bir köşk yapılmasını istedi. Köşkün yapımı eylül ayında tamamlandı.
Ancak Atatürk 1930 yılının haziran ayında Yalova'daki köşke gittiğinde, çalışanlar köşkün yanındaki çınar ağacının dalının köşkün çatısına vurduğunu, çatı ve duvara zarar verdiğini söyleyip, çınarın köşke uzanan dalını kesmek istediklerini söylediler.
ATAMIZ, “Dal kesilmeyecek, köşk yürüyecek” dedi.
Çınar ağacının dalının kesilmesi yerine binanın tramvay rayları üzerinde birkaç metre ileriye yürütülmesi talimatını verdi.
Bu nedenle o köşkün adı “YÜRÜYEN KÖŞK” oldu. Yürüyen Köşk’ün o çınar ağacı bugün 390 yaşında ve çok sağlıklı. Her yıl onu binlerce kişi ziyaret ediyor…
Şimdi anladınız mı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü neden bu kadar çok sevdiğimizi? Şimdi anladınız mı onu yobazlara, gericilere neden yedirmeyeceğimizi?