Cumhuriyet Halk Partisinde bir önseçim telaşı başladı. Hedef cumhurbaşkanı adayını belirlemek… Peki, bu acelecilik niye? Parti, önseçimi isteyenler, istemeyenler diye şimdiden ikiye ayrıldı… Ortada konuşulan iki ad var: Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş… Her ikisi de yurtsever, dürüst, namuslu insanlar… Ama bu telaş biraz erken değil mi? Ortada fol yok, yumurta yok. Seçimin ne zaman yapılacağı belli değil. Tam da iktidarın istediği bu… Sonra halkın perişan hali, geçim derdi, bozuk düzen, pahalılık, yolsuzluklar çığ gibi artarken; bu sorunları halka anlatmak, sergilemek dururken bu acelecilik niye? İleride, CHP’nin iktidarı aldığı zaman, neler yapacağını; planlarını, programlarını halka açıklaması, onlara güven vermesi gerekmez mi? Bütün bu çalışmaları bırakıp, henüz seçim tarihi bile meçhulken, aday belirleyerek iktidara ve yandaş basına dedikodu yapma, parti içi kutuplaşmalar, düşmanlıklar yaratma imkânını vermek niye? 22 yıldan bu yana çok deneyim kazandık… Çok pisliklerle ve olaylarla karşılaştık. Hâlâ bunlardan bir ders çıkaramadıysak ve hâlâ akıntıya kürek çekiyorsak yazıklar olsun bize… İktidar partileri makamlarını, mevkilerini, zenginliklerini, ihtişamlı yaşamlarını korumak için ellerinden geleni artlarına koymazlar… Cumhurbaşkanı adayınız belli olduktan sonra emperyalizmle kol kola girip, parti içine düşmanlık tohumları ekerler. Üyeleri kamplara bölerler. Kendilerini destekleyenleri vatansever, desteklemeyenleri “Hain” ilan ederler. Geçmişte olduğu gibi asılsız videolar düzenlerler. Asılsız dedikodular çıkarırlar… Bir zamanlar, AKP’nin ekonomik ve sosyal bakımdan perişan olduğu, hızla oy kaybettiği dönemlerde de buna benzer yanlış girişimler yapılmıştı. Birbirinden değerli birçok Cumhurbaşkanı adayı varken ve hiç gereği yokken, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi Atatürk ve cumhuriyet düşmanı birisi cumhurbaşkanı adayı gösterilmişti. Bu girişim, Recep Tayyip Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmüştü. Günümüzde de yanlış adımlar atarak bitmiş, tükenmiş, son dönemlerini yaşayan bir iktidarı erken önseçim yaparak, elinden tutup ayağa kaldırmayalım… Ayrıca bize ulaşan haberlere göre Mansur yavaş bir “önseçim” taraflısı değildir. Böyle bir girişimin erken olacağı düşüncesindedir. Onun görüşüne ve kararına ters düşerek bir önseçim yapmak hem Belediye Başkanımız hem de taraftarları arasında bir huzursuzluk yaratıp; ayrışmalara, bölünmelere sebep olabilir… Benim bu konudaki düşüncem şudur: Önseçim konusunda önce iki aday ve CHP yönetimi arasında her konuda anlaşma, uzlaşma sağlanmalı sonra gerekirse önseçime girilmelidir. Bunun yanında ayrıca Atatürkçü, gerçek muhalefet partileri ile de görüşmeler yapılmalıdır. Çünkü artık AKP iktidarının iş başına gelmesine kimsenin tahammülü kalmamıştır. Bu iktidarı tüm yandaşları ve tüm eksik, aksak yapısı ile tarihin mezarlığına gömmek için CHP’nin geniş bir ittifaka, birleşmeye, bütünleşmeye ihtiyacı vardır…