Ali YILMAZ - Yazar - Program Yapımcı
Köşe Yazarı
Ali YILMAZ - Yazar - Program Yapımcı
 

SUFLÖR(Fısıltıcı)

Suflör kelimesi dilimizde sıklıkla karşımıza çıkan sözcükler arasındadır. Suflör, Fransızca ve diğer dillerinden Türkçemize geçmiştir. İngilizce: Prompter, Fransızca: Souffleur, Almanca: Souffleur. Birçok konuşmacı günümüzde Prompter (konuşmacının cam ekrandan akan notlarını okuması) kullanmaktadır. Eskiden sinema filmleri sessiz çekilirdi. Sonradan stüdyoda suflör ile seslendirilirdi. Bugün genel olarak sinema filmleri sesli çekildiğinden suflör kullanılmamaktadır. Günümüzde bazı TV dizileri hala suflör vasıtası ile çekilmektedir. Yani bu bir seslendirme, hatırlatma sistem. Oyunu metinden izleyen, unutulan tümce başlarını fısıldayarak oyuncuya hatırlatan görevli kişi. (Fısıldayan). Oyunculara kopya veren kimse. Sahnenin görünmeyen bir yerinden, sahnedeki oyunculara, rollerinde unuttukları sözcükleri fısıldayarak anımsatan görevli. Günümüzde suflör kullanımı gittikçe azalmıştır. Opera ve Tiyatro dışında ayrıca sinema ve TV dizilerinde oyunculara kamera arkasından diyalogları söyleyen kişidir.* Ankara Devlet Opera ve Balesi suflözü (kadınlara suflöz) Ülkü Ünal söyleşimizde mesleği ile ilgili şunları paylaştı bizler için.  “Aslında spiker olmak istiyordum ama, varlığından hiç haberdar olmadığım bir mesleğin otuzuncu yılında görevimin başındayım”. Ülkü Ünal, babasının görevi dolayısıyla ülkemizin birçok ilinde görev yapmasından dolayı çocukluk yıllarında, çok olayı, anıyı, yaşam biçimlerini, gelenek görenekleri, konuşulan lehçeleri heybesine koymuş. Türkçeyi çok güzel konuşması yanında sesi şiirsel bir tınıya sahip Ünal. Gazi üniversitesi müzik bölümünü kazanarak eğitimine devam ederken, çocukluğundan itibaren, tek kanallı televizyon ve radyoda dedesinin hiç kaçırmadan dinlediği ajans haberlerini dinlerken, spikerlerin, konuşma şekli, duruşları, ciddiyetleri, tarzları onu etkilemiş, spiker olmayı çocuk yaşta kafasına koymuş. Tanıdığı herkesin kendisine çok düzgün konuştuğunu söylemesi spikerlik mesleğinde onu heveslendirmiş. Ülkü Ünal müzik bölümünden mezun olduktan sonra Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünün açmış olduğu Suflörlük sınavına başvuruda bulunmuş. Bu meslekle ilgili hiçbir bilgisi olmamasına rağmen, alt yapısında müzik, edebiyata, şiire olan tutkusu sınavı kazanmasında en büyük desteği olmuş. Belki de bu mesleğin hiç adını sanını bilmeyenler için, Ülkü Ünal söyleşimiz sırasında Suflörlük konusuna şöyle devam etti. “Suflörlük. (erkekler, suflör, kadınlar suflöz) Fısıltıcı demek. Sahne üzerinde, Opera, Tiyatro, Televizyon dizilerinde oyunculara, sahne üzerinde oyunculara kopya veren kişi. Oyuncuların belleğini tazelemeye yarayan görevli.” İşte Ülkü Ünal’da opera sahnesinde ki sanatçıları sahne üzerinde kurtaran bir türlü can simidi görevi üstlenmiş kişi. “Tiyatro ve müzik tutkum mesleğimi seçmemde en büyük kazancım oldu. İşimi severek yapıyorum. Bir eser yaklaşık bir, bir buçuk ay çalışılınca, gözü kapalı demesem de göz ucuyla sanatçılarımıza komple eseri Sufle edebilirim. Çalışılan bu uzun sürede eserin kitabı benim için harita gibi oluyor. Sanatçılarla karşılıklı güven çok önemli. Orkestra şefinden sonra zaman zaman kendinizi ikinci şef gibi hissediyorsunuz. Maalesef suflörlük okulu yok. Fakat müzik eğitimi almış olmak şart. Mesleğimizi usta çırak ilişkisi olarak devam ediyoruz. Suflörlüğü, sufle tatlısı zanneden de var! Operanın, tiyatronun kalıpları var, sanatçının sözlerini hatırlamasına destek oluyorum. Bunun için müziği, sözleri çok iyi takip etmelisiniz. Sanatçıların dudaklarımı okuması, bir küçük kıvılcım, gözümle, başımla komut vermem sahnedeki rolü başındaki sanatçılarımız için bazen yeterli olabiliyor. Ankara Operasında bu mesleği yapan üç kişiyiz. Büyük prodüksiyonlu eserlerde bazı zamanlar üçümüzde görev alıyoruz. Dünya sahnelerinde ve ülkemizde yerimiz sahnenin tam ortasında orkestra şefine karşısında sırtımız seyirciye dönük bir vaziyette yerimizi alıyoruz, ya da sahnenin sağ ve sol kulisinde oluyoruz İşimiz sahne üstünde ve sanatçılarla birlikte olduğu için canlı canlı çalışma gerektiriyor. Sahne üzerinde en çok ezberini tam yapamayan kısıtlı sürede sahneye çıkmak zorunda olan ve tedirgin sanatçılarla çalışmak beni bazen zorluyor.  Ama iş hayatımda bu tür olaylarla çok karşılaşmadım desem doğru olur. 20 yaşımda girdiğim Devlet opera ve Balesinde şu an otuzuncu yılım. Ne mutlu ki böyle güzel bir mesleğim var. Yerli yabancı birçok sanatçı ile çalışmanın genel kültürüme çok katkısı oldu. Eserlerin çoğu İtalyanca, Almanca Rusça, Fransızca olunca yerli, yabancı sanatçılarla hiç sıkıntı çekmiyorum. Dünyanın birçok yerinde artık klasik eserleri oynayıp seslendirdikleri için her yerde sahnelerini, duracakları yeri biliyorlar bu nedenle deneyimli sanatçılarla çalışmak rahat oluyor. Yüzde yüz ezberi olsa da sanatçıları takip ederim. Bu konuda işimi hiç şansa bırakmadım. Provalarda karşılıklı etkileşim olunca, sanatçılar içinde rahatlık oluyor, oyuna daha iyi konsantre oluyorlar. Sanatçılarla empati kurmak işimi dahada kolaylaştırıyor. İş disiplini benim için çok önemli. Ben otuz yıldır işimi hep önemsedim Yeni bir esere başlamak benim yeni doğan çocuğum gibi. Çocuk doğuyor, emekliyor, ilk adımlarını, ilk seslerini duyuyorsun bir buçuk ay sonra, sahne provaları ilerleyince, senin o bebeklerin büyümüş oluyorlar, makyaj, kostüm, aksesuar işte o an sahne benim için düğünü gibi oluyor. Alkışları en büyük ödül oluyor. İşte ben bu heyecana aşığım.” Suflöz, Ülkü Ünal, suflörlük mesleği konusunda söyleşimizi şu sözü ile noktalıyor. “Suflörlük sahnede sanatçılarla kurulan kalp bütünlüğüdür.  İyi ki bu mesleğin içindeyim.” Sevgiyle kalın.
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2024 - Salı

SUFLÖR(Fısıltıcı)

Suflör kelimesi dilimizde sıklıkla karşımıza çıkan sözcükler arasındadır. Suflör, Fransızca ve diğer dillerinden Türkçemize geçmiştir. İngilizce: Prompter, Fransızca: Souffleur, Almanca: Souffleur. Birçok konuşmacı günümüzde Prompter (konuşmacının cam ekrandan akan notlarını okuması) kullanmaktadır.

Eskiden sinema filmleri sessiz çekilirdi. Sonradan stüdyoda suflör ile seslendirilirdi. Bugün genel olarak sinema filmleri sesli çekildiğinden suflör kullanılmamaktadır. Günümüzde bazı TV dizileri hala suflör vasıtası ile çekilmektedir. Yani bu bir seslendirme, hatırlatma sistem.

Oyunu metinden izleyen, unutulan tümce başlarını fısıldayarak oyuncuya hatırlatan görevli kişi. (Fısıldayan). Oyunculara kopya veren kimse. Sahnenin görünmeyen bir yerinden, sahnedeki oyunculara, rollerinde unuttukları sözcükleri fısıldayarak anımsatan görevli.

Günümüzde suflör kullanımı gittikçe azalmıştır. Opera ve Tiyatro dışında ayrıca sinema ve TV dizilerinde oyunculara kamera arkasından diyalogları söyleyen kişidir.*

Ankara Devlet Opera ve Balesi suflözü (kadınlara suflöz) Ülkü Ünal söyleşimizde mesleği ile ilgili şunları paylaştı bizler için.

 “Aslında spiker olmak istiyordum ama, varlığından hiç haberdar olmadığım bir mesleğin otuzuncu yılında görevimin başındayım”.

Ülkü Ünal, babasının görevi dolayısıyla ülkemizin birçok ilinde görev yapmasından dolayı çocukluk yıllarında, çok olayı, anıyı, yaşam biçimlerini, gelenek görenekleri, konuşulan lehçeleri heybesine koymuş.

Türkçeyi çok güzel konuşması yanında sesi şiirsel bir tınıya sahip Ünal. Gazi üniversitesi müzik bölümünü kazanarak eğitimine devam ederken, çocukluğundan itibaren, tek kanallı televizyon ve radyoda dedesinin hiç kaçırmadan dinlediği ajans haberlerini dinlerken, spikerlerin, konuşma şekli, duruşları, ciddiyetleri, tarzları onu etkilemiş, spiker olmayı çocuk yaşta kafasına koymuş.

Tanıdığı herkesin kendisine çok düzgün konuştuğunu söylemesi spikerlik mesleğinde onu heveslendirmiş.

Ülkü Ünal müzik bölümünden mezun olduktan sonra Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünün açmış olduğu Suflörlük sınavına başvuruda bulunmuş. Bu meslekle ilgili hiçbir bilgisi olmamasına rağmen, alt yapısında müzik, edebiyata, şiire olan tutkusu sınavı kazanmasında en büyük desteği olmuş. Belki de bu mesleğin hiç adını sanını bilmeyenler için, Ülkü Ünal söyleşimiz sırasında Suflörlük konusuna şöyle devam etti.

“Suflörlük. (erkekler, suflör, kadınlar suflöz) Fısıltıcı demek. Sahne üzerinde, Opera, Tiyatro, Televizyon dizilerinde oyunculara, sahne üzerinde oyunculara kopya veren kişi. Oyuncuların belleğini tazelemeye yarayan görevli.”

İşte Ülkü Ünal’da opera sahnesinde ki sanatçıları sahne üzerinde kurtaran bir türlü can simidi görevi üstlenmiş kişi.

“Tiyatro ve müzik tutkum mesleğimi seçmemde en büyük kazancım oldu. İşimi severek yapıyorum. Bir eser yaklaşık bir, bir buçuk ay çalışılınca, gözü kapalı demesem de göz ucuyla sanatçılarımıza komple eseri Sufle edebilirim. Çalışılan bu uzun sürede eserin kitabı benim için harita gibi oluyor. Sanatçılarla karşılıklı güven çok önemli. Orkestra şefinden sonra zaman zaman kendinizi ikinci şef gibi hissediyorsunuz. Maalesef suflörlük okulu yok. Fakat müzik eğitimi almış olmak şart. Mesleğimizi usta çırak ilişkisi olarak devam ediyoruz. Suflörlüğü, sufle tatlısı zanneden de var!

Operanın, tiyatronun kalıpları var, sanatçının sözlerini hatırlamasına destek oluyorum. Bunun için müziği, sözleri çok iyi takip etmelisiniz. Sanatçıların dudaklarımı okuması, bir küçük kıvılcım, gözümle, başımla komut vermem sahnedeki rolü başındaki sanatçılarımız için bazen yeterli olabiliyor.

Ankara Operasında bu mesleği yapan üç kişiyiz. Büyük prodüksiyonlu eserlerde bazı zamanlar üçümüzde görev alıyoruz. Dünya sahnelerinde ve ülkemizde yerimiz sahnenin tam ortasında orkestra şefine karşısında sırtımız seyirciye dönük bir vaziyette yerimizi alıyoruz, ya da sahnenin sağ ve sol kulisinde oluyoruz İşimiz sahne üstünde ve sanatçılarla birlikte olduğu için canlı canlı çalışma gerektiriyor.

Sahne üzerinde en çok ezberini tam yapamayan kısıtlı sürede sahneye çıkmak zorunda olan ve tedirgin sanatçılarla çalışmak beni bazen zorluyor.  Ama iş hayatımda bu tür olaylarla çok karşılaşmadım desem doğru olur.

20 yaşımda girdiğim Devlet opera ve Balesinde şu an otuzuncu yılım. Ne mutlu ki böyle güzel bir mesleğim var.

Yerli yabancı birçok sanatçı ile çalışmanın genel kültürüme çok katkısı oldu.

Eserlerin çoğu İtalyanca, Almanca Rusça, Fransızca olunca yerli, yabancı sanatçılarla hiç sıkıntı çekmiyorum. Dünyanın birçok yerinde artık klasik eserleri oynayıp seslendirdikleri için her yerde sahnelerini, duracakları yeri biliyorlar bu nedenle deneyimli sanatçılarla çalışmak rahat oluyor.

Yüzde yüz ezberi olsa da sanatçıları takip ederim. Bu konuda işimi hiç şansa bırakmadım.

Provalarda karşılıklı etkileşim olunca, sanatçılar içinde rahatlık oluyor, oyuna daha iyi konsantre oluyorlar. Sanatçılarla empati kurmak işimi dahada kolaylaştırıyor.

İş disiplini benim için çok önemli. Ben otuz yıldır işimi hep önemsedim

Yeni bir esere başlamak benim yeni doğan çocuğum gibi. Çocuk doğuyor, emekliyor, ilk adımlarını, ilk seslerini duyuyorsun bir buçuk ay sonra, sahne provaları ilerleyince, senin o bebeklerin büyümüş oluyorlar, makyaj, kostüm, aksesuar işte o an sahne benim için düğünü gibi oluyor. Alkışları en büyük ödül oluyor.

İşte ben bu heyecana aşığım.”

Suflöz, Ülkü Ünal, suflörlük mesleği konusunda söyleşimizi şu sözü ile noktalıyor.

“Suflörlük sahnede sanatçılarla kurulan kalp bütünlüğüdür.  İyi ki bu mesleğin içindeyim.”

Sevgiyle kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.