Şükrü Altınel  Halk Şairi/Yazar
Köşe Yazarı
Şükrü Altınel Halk Şairi/Yazar
 

Herkes Sevdiği İşi Yapmalı

Hislerimizi, karşı tarafa ifade etmek için kullandığımız, sözsüz iletişim biçimi olan yüz, göz, el kol reaksiyonlarına, beden dili deriz. Beden dili ile, duygularımızı güçlendirir, güven aşılarız, hislerle empati kurar, isteklerini daha net anlarız.  Bir çocuk konuşma aşamasına gelene kadar, iletişimlerini, beden dili ile kurar. Duygularını, hislerini onun kurduğu beden dili ile ruh hallerini bakarak, arzularını yerine getirir, ihtiyaçlarını gideririz. Ömür boyu kullanmamız gereken beden dilini, ta çocuklukta öğrendiğimiz halde, geliştirerek devam etmek yerine, konuşmaya başlar başlamaz beden dilimizi terk eder, adeta utanılacak bir şeymiş gibi algılarız. En çok rahatsız olduğum da spikerlikle uzaktan yakından hiçbir ilgi alakası olmayan, sırf yakışıklı veya güzel diye liyakatsiz kişi ve kişileri haber spikeri yapmalarıdır. Bu kişilerden herhangi birinin, arka arkaya sunmuş olduğu üç tane haberden örnekler vereyim sizlere. 1. haber: “Türk milli futbol takımı dünya şampiyonu oldu, içte ve dışta kutlamalar coşku ile devam ediyor. “ Yüzünde en küçük bir mimik yok. 2. haber: “İstanbul Eyüp’te, yine bir banka soygunu. Maskeli soyguncular alarmı susturup kasayı boşaltıp, geldikleri sahte plakalı, çalıntı bir otomobille ile olay mahallinden uzaklaştılar.” İstanbul Eyüp ilçesini bilmeyenler sanır ki burada her gün banka soyuluyor, terör odaklı olaylar cereyan ediyor. Ama ne hikmetse, gene yüzünde bir mimik yok. 3. haber: “Boşanma aşamasındaki bir çift, sokak ortasında eşini tabancaya vurarak öldürdü.” Yine yüzünde mimik yok. Her üç haberi de aynı ses tonu aynı mat bir yüz ifadesi ile monitörden okuyor. Ne acıma ne sevinme hiçbir belirti yok. Sanki haberleri sunan insan değil de bir robot. Takındığı o soğuk, duygusuz ifade izleyicinin anlamasını da sevinip üzülmesine de kızgınlığına da engel oluyor. Onlardaki bu ruh hali toplumun da ruh halini bozuyor. Artık kimse birbirine tahammül edemiyor. Önce aile içi geçimsizlikler, parçalanmalar, ardından eş dost yaren ilişkilerimiz de bozulmalar baş gösteriyor. Bunlar yetmezmiş gibi hemen akabinde bir de mafya dizisi başlayınca ister istemez şiddet bağımlısı biri olup çıkıyoruz. “Acaba gelmemizi istedikleri nokta bu mu?” diye sormadan geçemiyor insan. Oysa herkes sevdiği işi yapsa, yaptığı işe sevgisini katsa böyle mi olurdu? “Düzelir mi?” derseniz bazı başka şeylerin de yerine gelmesiyle tabii ki. Çünkü biz ulus olarak zaten bunu başarmış bir ulusuz. Yandaşlıktan vazgeçip, hak edeni hak ettiği koltuğu oturtup, televizyonlarda, mafya dizileri yerine örf, adet, gelenek ve göreneklerimize bağlı, sevgi ve saygının tavan yaptığı aile dizileri yayımlanırsa neden düzelmesin? Düzelir elbet. Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün, kurup emanet ettiği, yüce bir ulusun halkıyız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Birlik beraberlik içinde olduğumuzda önümüzde hiçbir engel kalmaz, kalamaz.
Ekleme Tarihi: 02 Aralık 2024 - Pazartesi

Herkes Sevdiği İşi Yapmalı

Hislerimizi, karşı tarafa ifade etmek için kullandığımız, sözsüz iletişim biçimi olan yüz, göz, el kol reaksiyonlarına, beden dili deriz.

Beden dili ile, duygularımızı güçlendirir, güven aşılarız, hislerle empati kurar, isteklerini daha net anlarız.  Bir çocuk konuşma aşamasına gelene kadar, iletişimlerini, beden dili ile kurar. Duygularını, hislerini onun kurduğu beden dili ile ruh hallerini bakarak, arzularını yerine getirir, ihtiyaçlarını gideririz.

Ömür boyu kullanmamız gereken beden dilini, ta çocuklukta öğrendiğimiz halde, geliştirerek devam etmek yerine, konuşmaya başlar başlamaz beden dilimizi terk eder, adeta utanılacak bir şeymiş gibi algılarız.

En çok rahatsız olduğum da spikerlikle uzaktan yakından hiçbir ilgi alakası olmayan, sırf yakışıklı veya güzel diye liyakatsiz kişi ve kişileri haber spikeri yapmalarıdır. Bu kişilerden herhangi birinin, arka arkaya sunmuş olduğu üç tane haberden örnekler vereyim sizlere.

1. haber: “Türk milli futbol takımı dünya şampiyonu oldu, içte ve dışta kutlamalar coşku ile devam ediyor. “ Yüzünde en küçük bir mimik yok.

2. haber: “İstanbul Eyüp’te, yine bir banka soygunu. Maskeli soyguncular alarmı susturup kasayı boşaltıp, geldikleri sahte plakalı, çalıntı bir otomobille ile olay mahallinden uzaklaştılar.” İstanbul Eyüp ilçesini bilmeyenler sanır ki burada her gün banka soyuluyor, terör odaklı olaylar cereyan ediyor. Ama ne hikmetse, gene yüzünde bir mimik yok.

3. haber: “Boşanma aşamasındaki bir çift, sokak ortasında eşini tabancaya vurarak öldürdü.” Yine yüzünde mimik yok.

Her üç haberi de aynı ses tonu aynı mat bir yüz ifadesi ile monitörden okuyor. Ne acıma ne sevinme hiçbir belirti yok. Sanki haberleri sunan insan değil de bir robot. Takındığı o soğuk, duygusuz ifade izleyicinin anlamasını da sevinip üzülmesine de kızgınlığına da engel oluyor. Onlardaki bu ruh hali toplumun da ruh halini bozuyor. Artık kimse birbirine tahammül edemiyor. Önce aile içi geçimsizlikler, parçalanmalar, ardından eş dost yaren ilişkilerimiz de bozulmalar baş gösteriyor. Bunlar yetmezmiş gibi hemen akabinde bir de mafya dizisi başlayınca ister istemez şiddet bağımlısı biri olup çıkıyoruz. “Acaba gelmemizi istedikleri nokta bu mu?” diye sormadan geçemiyor insan.

Oysa herkes sevdiği işi yapsa, yaptığı işe sevgisini katsa böyle mi olurdu? “Düzelir mi?” derseniz bazı başka şeylerin de yerine gelmesiyle tabii ki. Çünkü biz ulus olarak zaten bunu başarmış bir ulusuz.

Yandaşlıktan vazgeçip, hak edeni hak ettiği koltuğu oturtup, televizyonlarda, mafya dizileri yerine örf, adet, gelenek ve göreneklerimize bağlı, sevgi ve saygının tavan yaptığı aile dizileri yayımlanırsa neden düzelmesin? Düzelir elbet. Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün, kurup emanet ettiği, yüce bir ulusun halkıyız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Birlik beraberlik içinde olduğumuzda önümüzde hiçbir engel kalmaz, kalamaz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.