UNRWA bir Birleşmiş Milletler kuruluşu. Tam adıyla “ BM, Orta Doğudaki Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı /UN Relief and Works Agency for Palastine Refugees in the Near East”.
1948 yılında İsrail devletinin kurulmasından sonra çıkan Arap-İsrail savaşlarında evlerini ve geçim kaynaklarını kaybeden Filistinlilere yardım amacıyla 1949’da Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulmuş.
7 Ekimde başlayan olaylardan sonra Gazze Şeridini neredeyse dümdüz eden ve bölgeye dışardan yarım gelmesini engelleyerek halkı teslim olmaya zorlamaya çalışan İsrail, bir çok yasaklama, kısıtlama, sınır kapısı kapatma çabalarını yeterli görmeyince bu kez gözünü UNRWA’nın Gazze Ofisine dikti.
Neymiş Efendim, burada çalışanlardan bazıları Hamas ile birlikte 7 Ekim saldırısına karışmışlarmış, Hamas’a yardım ediyorlarmış. Bu nedenle UNRWA kapatılmalıymış.
İsrail böyle bir iddiada bulunur da geleneksel destekçileri geri kalır mı hiç. Batılı 16 devlet anında URWA’ya yaptıkları yardımları dondurdular. Gazze’de insanlar açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölüyorlarmış, ne gam. İsrail istedi ya, onun paşa gönlünü mü kıracaklar.
UNRWA pasifleştirilince, uzun bekleyiş sonunda nihayet açılabilen Mısır’ın Refah Kapısından gelen yardım konvoylarının denetlenmesini, kimden, nereden, nasıl aldığı meçhul İsrail askerleri üstlendi.
Netice malum…..Askerlerin “uyarı ateşi” açması sonucunda kadın, erkek, çoluk çocuk 118 sivil Filistinli hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı.
Bu “uyarı ateşi” ABD dahil, neredeyse tüm İsrail destekçisi devletlerin tepkisine yol açtı. Bazıları UNRWA’ya dondurmuş oldukları yardımı yeniden açtılar. :Bazı ülkeler de Gazze’ye yardım yollamanın yeni yollarını aramaya başladılar.
Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE),Ürdün, Umman ve Katar askeri uçaklarla havadan yardım yollanması amacıyla ortak operasyonlara giriştiler.
Tabii pilotlar çok mahir (!) olduklar için attıkları paraşütler denize düştü.
Haydaa, Gazze halkı cümbür cemaat sandallara doluşup denizde yardım paketi aradı. Sandallarda yer bulamayan bazıları da kolilere ulaşmak için soyunup denize atladılar.
Daha dikkatli olma talimatını alan pilotlar yardım kolilerini bu kez, boş alanlara değil kentlerin ortasına attılar. Bazı paraşütler açılmayınca 5 Filistinli öldü, bir çoğu yaralandı. Tam bir “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” durumu.
Komedi mi desem, trajedi mi, bilemedim.
…………………..
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Başkanı ve “yine, yeni, yeniden” başkan adayı Biden Ulusun Durumu (State of the Nation) konuşmasını yaptı.
Konuşmasının bir bölümünde sözü Gazze'ye getirerek “Amerikan Ordusuna, bölgeye insani yardımların denizden gelebilmesi için Gazze’de geçici bir liman kurulması emrini verdim” dedi.. Hemen arkasından ilave etti “Ama Amerikan askeri Gazze’ye ayak basmayacak”.
Eh, Amerika şu veya bu nedenle Gazze’ye denizden çıkarma yapacaksa, hazır gitmişken bölgeye demokrasi, insan hakları falan da getirir herhalde. Vietnam’da, Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de yaptığı gibi.
Eyvah, eyvah.
Bu fikir de nereden çıktı derken, Avrupa Komisyonu Başkanı, 7 çocuk sahibi, Almanya’nın Savunma eski Bakanı Ursula von der Leyen GKRY’ni ziyaret edince “Vehbinin kerrakesi ortaya çıktı”.
Meğer ne planlar yapılıyormuş.
AB, ABD ve BAE ortaklaşa bir plan hazırlamışlar. Vaşington merkezli “Dünya Merkezi Mutfağı / WorldCentral Kitchen” isimli bir yardım kuruluşunun BAE finansmanıyla hazırladığı gıda kolileri bir süredir Larnaka’da depolanıyormuş. Sayın Asrın liderimizin kendisini “kadın ve Avrupalı olmadığı için” baş köşeye oturtmadığını iddia eden Leyen hanım Larnaka’dan Gazze’de ABD’nin kuracağı limana denizden gıda yardımı koridoru oluşturulması hususunda temas ve incelemelerde bulunmuş.
(Ara not. Von der Leyen oturma konusundaki iddiasında tamamiyle haksızdır. Olay Avrupa Konseyi Başkanı George Michel’in Ankara’yı ziyareti sırasında meydana gelmişti. Türk protokol görevlileri karşıtlarına heyet başkanını kim olduğunu sormuşlar, Michel olduğunu öğrenince Cumhurbaşkanımızın yanına onu oturtmuşlardı).
Nerede kalmıştık?
Vay, vay, vay. Meğer Biden ulusuna seslenirken, Gazze’de yapılacak geçici liman konusunda “minareyi yaparken kılıfını da çoktan hazırlamış”. AB’yi ayarlamış, BAE’yi ikna (!) etmiş, ilaveten İspanya doğumlu Amerikan vatandaşı Şef Jose Andres’in 2010’da oluşturduğu yardım kuruluşunu da apikoda bekliyor zaten. GKRY mi dediniz? Onlar “Sahibinin Sesi /His Master’s Voice) plakları gibi hattızatında.
Vay, vay, vay.
Böylesine ayrıntılı planı, programı, hazırlığı ne zaman yaptınız yahu?
Amacınız Gazzelilere yardım etmek mi, veya başka bir düşünce mi var aklınızda? Bir diğer ifade ile “üzüm mü yemek istiyorsunuz yoksa bağcıyı sevmek (!) mi ?”
Bu kadar uğraşacağınıza İsrail’e bir höt” çekip “yardımların ulaşmasını engelleme” deseydiniz daha kolay ve pratik olmaz mıydı ?
Bir soru daha takılıyor kafama…..Bu hazırlıklardan, plalamalardan, programlamalardan İsrail’in hiç haberi olmadı mı acaba ? Yoksa o planlayıcılardan biri mi, yahut en azından önceden “yeşil ışık” yakmış, onay vermiş olabilir mi ?