Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

TÜRKİYE’NİN CİĞERLERİ YANIYOR…

Ormanlarımız yanıyor. Denetleyen yok. Kimsenin umurunda değil. Ciğerlerimiz yanıyor. Nefesimizi kesiyorlar. Belki de yakılıyor. Kundakçılar yakıyor. Hep de bu Çanakkale, Bursa, Balıkesir, İzmir, Aydın’da alevler göklere yükselmeye başladı. Yerleşim yerlerini tehdit ediyor. Ciğerlerimiz yanıyor. Bizi soluksuz bırakıyorlar. Geleceğimizi yakıyorlar. Ülkemizde orman kalmadı. Bir taraftan satılıyor, bir taraftan yakılıyor, bir taraftan madenciler, inşaatçılar el koyuyorlar. Talan ediyorlar. Açılan orman sahalarında denize nazır oteller, villalar, köşkler, iş yerleri yapılıyor. Bu nedenle diyorum ki, “Yangın sonrası açılan orman sahalarında inşaatlara izin yasağı getirilmelidir.” Ormancılar Derneği Başkanı Özkara, İktidarın doğayı koruyan yasaları değiştirip sözleşmeleri yok saydığını vurguladı. Bu gerçeği bir konuşmasında bakan Mehmet Özhaseki de itiraf etmişti. Demişti ki "Her tarafı yemyeşil, zümrüt gibi olan Anadolu coğrafyasını adeta talan ettik. Ağaçlarımızı yok ettik, ormanlarımızı da kel hale getirdik…” Parasızlıktan, israftan, ihmalden, yangın söndürme cihazlarının yetersizliğinden orman ülkesi Türkiye çöle dönmeye başladı. Ormanlarımız kelaynaklara benzedi. Siyasal İslamcı zihniyet, tıpkı mirasyediler gibi kan ve canla alınan bu ülkeyi çarçur ediyor. Satıp savıyor. Koruyamıyor. Toplumsal yapımız, ekonomik yaşantımız nasıl bozulduysa, doğamız da bozulmaya başladı. Açgözlü yağmacıların yüzünden ormanlarımız, akarsularımız, kurtlarımız, kuşlarımız, böceklerimiz de rahat yüzü görmüyorlar. İkiz Dere vadisi, zümrüt yeşili Kaz Dağları, bünyesinde 1518 bitki barındıran Munzur, Munzur’un bağrında görkemli boynuzları ile özgürce dolaşan dağ keçileri, geyikler, yüz yıllık kaplumbağalar, bülbüller, keklikler yok edildiler… Bir zamanlar devlet, ormanları vatandaşa karşı korurdu, şimdi vatandaşlar devlete karşı korumaya çalışıyorlar… Siyanürle altın aramak için Kaz dağlarında, tamı tamamına, 195 bin ağaç kesilmiş. Bu gidişe dur diyelim. Bu gidişi engelleyelim. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım. Direnelim. Mücadele edelim. Tüm demokratik haklarımızı kullanalım. Eylemler gerçekleştirelim. Mitingler, toplantılar düzenleyelim, yürüyüşler yapalım. Türkiye’mizi, doğamızı, doğal dengemizi, güzel yurdumuzu, soygunculardan kurtaralım…    
Ekleme Tarihi: 03 Temmuz 2024 - Çarşamba

TÜRKİYE’NİN CİĞERLERİ YANIYOR…

Ormanlarımız yanıyor. Denetleyen yok. Kimsenin umurunda değil.

Ciğerlerimiz yanıyor. Nefesimizi kesiyorlar.

Belki de yakılıyor. Kundakçılar yakıyor.

Hep de bu

Çanakkale, Bursa, Balıkesir, İzmir, Aydın’da alevler göklere yükselmeye başladı. Yerleşim yerlerini tehdit ediyor.

Ciğerlerimiz yanıyor. Bizi soluksuz bırakıyorlar. Geleceğimizi yakıyorlar. Ülkemizde orman kalmadı.

Bir taraftan satılıyor, bir taraftan yakılıyor, bir taraftan madenciler, inşaatçılar el koyuyorlar. Talan ediyorlar.

Açılan orman sahalarında denize nazır oteller, villalar, köşkler, iş yerleri yapılıyor.

Bu nedenle diyorum ki, “Yangın sonrası açılan orman sahalarında inşaatlara izin yasağı getirilmelidir.”

Ormancılar Derneği Başkanı Özkara, İktidarın doğayı koruyan yasaları değiştirip sözleşmeleri yok saydığını vurguladı.

Bu gerçeği bir konuşmasında bakan Mehmet Özhaseki de itiraf etmişti. Demişti ki "Her tarafı yemyeşil, zümrüt gibi olan Anadolu coğrafyasını adeta talan ettik. Ağaçlarımızı yok ettik, ormanlarımızı da kel hale getirdik…”

Parasızlıktan, israftan, ihmalden, yangın söndürme cihazlarının yetersizliğinden orman ülkesi Türkiye çöle dönmeye başladı.

Ormanlarımız kelaynaklara benzedi.

Siyasal İslamcı zihniyet, tıpkı mirasyediler gibi kan ve canla alınan bu ülkeyi çarçur ediyor. Satıp savıyor. Koruyamıyor.

Toplumsal yapımız, ekonomik yaşantımız nasıl bozulduysa, doğamız da bozulmaya başladı.

Açgözlü yağmacıların yüzünden ormanlarımız, akarsularımız, kurtlarımız, kuşlarımız, böceklerimiz de rahat yüzü görmüyorlar.

İkiz Dere vadisi, zümrüt yeşili Kaz Dağları, bünyesinde 1518 bitki barındıran Munzur, Munzur’un bağrında görkemli boynuzları ile özgürce dolaşan dağ keçileri, geyikler, yüz yıllık kaplumbağalar, bülbüller, keklikler yok edildiler…

Bir zamanlar devlet, ormanları vatandaşa karşı korurdu, şimdi vatandaşlar devlete karşı korumaya çalışıyorlar…

Siyanürle altın aramak için Kaz dağlarında, tamı tamamına, 195 bin ağaç kesilmiş. Bu gidişe dur diyelim. Bu gidişi engelleyelim. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkalım.

Direnelim. Mücadele edelim. Tüm demokratik haklarımızı kullanalım.

Eylemler gerçekleştirelim.

Mitingler, toplantılar düzenleyelim, yürüyüşler yapalım.

Türkiye’mizi, doğamızı, doğal dengemizi, güzel yurdumuzu, soygunculardan kurtaralım…


 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.