Son yıllarda Türkiye’de pandemi, deprem ve ekonomik kriz gibi olağanüstü durumlar, birçok öğrencinin yükseköğretim eğitimini bırakmak zorunda kalmalarına neden olmuştur. Gençler, çeşitli sosyal medya platformundan seslerini duyurmaya çalışıyorlar ve tek istekleri üniversitelerine geri dönmek ve eğitimlerine devam etmektir. Kendi açıklamalarına göre, yaklaşık 480 bin öğrenci af bekliyor. Bu sayı azımsayacak kadar çoktur.
Büyük bir ekonomik krizden geçerken, gençlerin eğitim sistemine yeniden dahil olması, pek çok açıdan büyük önem arz etmektedir. Gençlerin eğitim hayatına dönmesi, hem bireysel gelişimleri hem de ülkemizin ve toplumun geleceği açısından kritik öneme sahiptir. Zira bir önceki yazımda da belirttiğim gibi, bir ülkenin kalkınması eğitimden geçer.
Eğitim, bireylerin sosyal becerilerini geliştirmelerine ve sağlıklı ilişkiler kurmalarına yardımcı olduğu için, okul hayatından kopmak bu becerileri zayıflatır. Ayrıca, sosyal çevre değişiklikleri ve maddi zorluklar, gençlerin stres ve kaygı düzeylerini artırarak kötü alışkanlıklara yönelmelerine neden olabilir. Farklı şartlarda ülkesine ve milletine faydalı olabilecek gençlerin kötü yollara sapmalarına neden olabilirken, toplumdaki suç oranını da yükseltebilmektedir.
Örneğin, özellikle son yıllarda uyuşturucu kullanımı ve ticareti ülkemizde büyük bir sorundur. Eğitim hayatından kopan gençler, alternatif yaşam alanları ararken uyuşturucu gibi tehlikeli yollara yönelme riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Uyuşturucu mafyası, bu durumda savunmasız bireyleri hedef alarak onlara hızlı para kazanma vaadiyle yaklaşabilir. Ayrıca; uyuşturucu kullanımı, sadece bireysel sağlığı değil, aynı zamanda aile yapısını ve toplumsal düzeni de olumsuz etkiler.
Bu bağlamda; öğrencilerin eğitim hayatına dahil olması, toplumsal gelişim açısından son derece önemlidir. Eğitim, yalnızca bireylerin bilgi ve beceri edinmelerini sağlamaz, aynı zamanda; sosyal beceriler geliştirmelerine, eleştirel düşünme yeteneği kazanmalarına ve topluma katkıda bulunacak nitelikli bireyler olarak yetişmelerine olanak tanır. Ekonomik gelişimden sosyal adalete, toplumsal dayanışmaya kadar pek çok alanda olumlu etkiler yaratır. Nelson Mandela’nın dediği gibi, "Eğitim, dünyanın en güçlü silahıdır." Bu silahın etkin kullanımı, bireylerin potansiyelini gerçekleştirmesini sağlar ve toplumsal eşitsizlikleri azaltır. Dolayısıyla, gençlerin eğitim sistemine entegre olması, hem bireysel hem de toplumsal fayda sağlamak adına kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, öğrenci affı gibi düzenlemeler, devletin eğitim alanına verdiği önemi göstererek, toplumsal güven duygusunu artırır ve zor durumda kalan bireylerin yeniden hayata tutunmalarını destekler.
Bu nedenlerle; umarım yetkililer, öğrencilerin “öğrenci affı” taleplerini bir an önce dikkate alarak gerekli adımları atar ve geleceğin teminatı olan gençlerin eğitim hayatına yeniden dahil olmalarına destek verirler.