DURUŞ - Ünal Çeviköz - E.Büyükelçi-TBMM 27.Dönem Milletvekili
Köşe Yazarı
DURUŞ - Ünal Çeviköz - E.Büyükelçi-TBMM 27.Dönem Milletvekili
 

AVRUPA'NIN TERCİHİ TÜRKİYE'Yİ DE ETKİLEYECEK

2024 ve seçimler... Bu yıl dünyada bir çok ülkede gündemi yerel, genel ya da başkanlık seçimleri meşgul ediyor. 31 Mart belediye seçimleri bizim için elbette bunların en önemlisiydi. Seçimler yapıldı, sonuçlar Türkiye'de bir değişim rüzgarının esmeye başlamasına yol açtı. Aceleye gerek yok. Yelkenlerini bu rüzgarla en mahir şekilde doldurabilen kim olursa önümüzdeki dönemde açık denizlerdeki geniş ufuklara doğru yol alırken "heyamola"yı da o söyleyecek. Ha gayret! Bu yılın önemli seçimlerine şöyle bir bakalım. 17 Mart'ta Putin yeniden Rusya devlet başkanı seçildi. Dünyanın en büyük seçimi ise bir buçuk aydır Hindistan'da sürüyor ve 1 Haziran'da 998 milyon kişinin oy kullanması ile nihayet sona erdi. Sonuçlar 4 Haziran'da açıklanacak. Başbakan Narendra Modi, üst üste üçüncü kez seçimleri kazanmayı hedefliyor. 4 Temmuz'da Birleşik Krallık seçime gidiyor. Yıllardır iktidar olamayan İşçi Partisi bu defa kazanmaya çok yakın gözüküyor. 5 Kasım ise ABD'deki başkanlık seçimlerinin tarihi. Orada da ileri yaşı nedeniyle eleştirilen Biden ile hakkındaki davalarda mahkemece 34 suçlamanın tümünden suçlu bulunan eski Cumhurbaşkanı Trump karşı karşıya. Şimdilik bu seçimin galibinin kim olacağı hakkında kesin bir yargıya varabilmek kolay gözükmüyor. Bu haftanın en önemli seçimi ise Avrupa Parlamentosu'nda (AP) 6-8 Haziran tarihlerinde yapılacak olan seçimler. Küresel rekabetin giderek arttığı, Çin ve Hindistan'ın bu rekabette yükselen güç odakları olduğu, dünya üzerinde çok kutupluluğun uluslararası ilişkilerde yeniden hakim olmaya başladığı bir dönemde Avrupa kendi geleceği ile ilgili önemli bir karar verecek. Sağ ve aşırı sağ güçleniyor Bu seçimlerde Avrupa Parlamentosu'nda sağ ve aşırı sağ partilerin önemli bir ilerleme kaydedecekleri öngörüsü oldukça yaygın. Örneğin Fransa'da Ulusal Birlik partisi yeni ve genç lideri Jordan Bardella önderliğinde %34 gibi bir oy oranını yakalayacak gibi görünüyor. Bu oran, başta Macron'un partisi olmak üzere rakiplerinin neredeyse iki misli oy demek. 2019 yılında da aşırı sağ Fransa'daki AP seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştı ama Macron'un partisi ile arasındaki fark oldukça küçüktü. Bu defa durum farklı.   Belçika'da da benzer bir durum var. Vlaams Belang adlı aşırı sağ Flaman partisinin seçimleri önde bitireceği öngörüsü yaygın. Avusturya'da Jörg Haider tarafından 1956 yılında kurulan aşırı sağ Özgürlük Partisi (FPÖ) de şu anki genel başkan Norbert Hofer liderliğinde Avusturya seçmeni gözünde birinci parti olma şansını oldukça yükseltmiş durumda. FPÖ, ana akım Halk Partisi ile Sosyal Demokratlar %22 civarında bir oy potansiyeli gösterirken, %27 ile önde gidiyor. İtalya'da Başbakan Meloni'nin partisi de %27 ile birinci sırada. Meloni'nin, "İtalya'nın Kardeşleri" partisini beş yıl içinde %6'lık bir oy oranından bu seviyeye getirerek sağ ittifakın Başbakanı olabilme başarısını göstermesi ikinci dünya savaşından beri İtalya'da faşizmin ilk kez bu denli yükseldiğine işaret ediyor. Almanya'da da durum pek farklı değil. "Almanya için Alternatif" (AfD) oy oranını sürekli artırıyor. Bu defa AP seçimlerinde Sosyal Demokratları geçerek Muhafazakar ittifakın ardından  ikinci sıraya yükselme olasılığı oldukça yüksek. AP seçimleri neden önemli? 27 ülkede yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri sadece Avrupa için değil küresel düzeyde uluslararası ekonomi, siyaset ve sosyal politikalar bakımından da büyük önem taşıyor. Avrupalıların seçim sandığına gittiklerinde oy davranışlarını belirleyecek en önemli konular Ukrayna, iklim krizi ve göç. Dolayısıyla, seçim sonuçlarına göre oluşacak yeni AP de bu konularda Avrupa Birliği'nin (AB) önümüzdeki beş yıl boyunca izleyeceği politikalarda belirleyici olacak. Daha çok bütünleşme mi, yoksa daha çok ulusalcı ve bireysel politikalar mı? İklim krizi konusundaki politikalara devam ve onları güçlendirmek mi, yoksa bu konuyu öncelikli görmekten vaz geçmek mi? Göç sorunu karşısında ne yapılmalı? 2022 yılında Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş neredeyse 10 milyon Ukraynalının AB ülkelerine göç etmeleri sonucunu doğurdu. Bu durum refahın paylaşımı nedeniyle Avrupa'da artan şekilde aşırı sağ partilerin de güç kazanmasına yol açtı. Bu hafta yapılacak seçimlerde sağ ve aşırı sağ partilerin AP içinde de güç kazanması gerçekleşirse, önümüzdeki beş yıl için AB'nin politikalarının belirlenmesi bu sonuç tarafından etkilenebilecek. Örneğin, iklim krizi ile ilgili sürdürülebilirlik kanunları mevcut sosyal ve ekonomik yapılara yansıyacak şekilde frenlenebilir. Ekonomide büyüme hızının düşme eğilimi gösterdiği Avrupa ülkelerinde refahın paylaşımı ve geçim derdi AB'nin Ukrayna'ya verdiği güçlü mali ve askeri destek ile yardımların da olumsuz etkilenmesine yol açabilir.  Türkiye'yi neden ilgilendiriyor? AP seçimleri Türkiye için de önemli sonuçlar doğurabilecek. Sağ ve aşırı sağ Avrupa partilerinin çoğu AB bütünleşmesi ve genişlemesine karşılar ve daha ulusalcı politikalar izliyorlar. Türkiye'nin AB ile ilişkilerini yeniden canlandırmayı umduğu bir dönemde AP içinde bu tür görüşlerin etkinlik kazanması Türkiye karşıtlığını da güçlendirebilecektir. Türkiye'nin uluslararası konjonktürde kendi konumunu iyi belirlemesi, içinde bulunduğu örgütler, ittifaklar ve üyelik peşinde koştuğu AB gibi oluşumlar hakkında da vizyoner bir strateji oluşturması kaçınılmaz.  Bu yazıya 31 Mart belediye seçimleriyle başladık, öyle de bitirelim. Türkiye belediye seçimlerinde yeni bir tercih yaptı ve seçmen bir takım uyarılarda bulundu. Bu uyarıları iktidarın da muhalefetin de iyi okuması ve değerlendirmesi gerekiyor. Seçim bir belediye seçimiydi ama önümüzdeki dönemde yaşayacağımız süreçlere de etki edeceğini görebilmek, meselenin sadece iç politika bağlamında değil, Türkiye'nin uluslararası ilişkileri ve dış politikası açısından da yeni bir anlayış gerektirdiğini kavrayabilmek gerekiyor. Heyamola!                            
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2024 - Pazartesi

AVRUPA'NIN TERCİHİ TÜRKİYE'Yİ DE ETKİLEYECEK

2024 ve seçimler... Bu yıl dünyada bir çok ülkede gündemi yerel, genel ya da başkanlık seçimleri meşgul ediyor. 31 Mart belediye seçimleri bizim için elbette bunların en önemlisiydi. Seçimler yapıldı, sonuçlar Türkiye'de bir değişim rüzgarının esmeye başlamasına yol açtı. Aceleye gerek yok. Yelkenlerini bu rüzgarla en mahir şekilde doldurabilen kim olursa önümüzdeki dönemde açık denizlerdeki geniş ufuklara doğru yol alırken "heyamola"yı da o söyleyecek. Ha gayret!

Bu yılın önemli seçimlerine şöyle bir bakalım. 17 Mart'ta Putin yeniden Rusya devlet başkanı seçildi. Dünyanın en büyük seçimi ise bir buçuk aydır Hindistan'da sürüyor ve 1 Haziran'da 998 milyon kişinin oy kullanması ile nihayet sona erdi. Sonuçlar 4 Haziran'da açıklanacak. Başbakan Narendra Modi, üst üste üçüncü kez seçimleri kazanmayı hedefliyor.

4 Temmuz'da Birleşik Krallık seçime gidiyor. Yıllardır iktidar olamayan İşçi Partisi bu defa kazanmaya çok yakın gözüküyor. 5 Kasım ise ABD'deki başkanlık seçimlerinin tarihi. Orada da ileri yaşı nedeniyle eleştirilen Biden ile hakkındaki davalarda mahkemece 34 suçlamanın tümünden suçlu bulunan eski Cumhurbaşkanı Trump karşı karşıya. Şimdilik bu seçimin galibinin kim olacağı hakkında kesin bir yargıya varabilmek kolay gözükmüyor.

Bu haftanın en önemli seçimi ise Avrupa Parlamentosu'nda (AP) 6-8 Haziran tarihlerinde yapılacak olan seçimler. Küresel rekabetin giderek arttığı, Çin ve Hindistan'ın bu rekabette yükselen güç odakları olduğu, dünya üzerinde çok kutupluluğun uluslararası ilişkilerde yeniden hakim olmaya başladığı bir dönemde Avrupa kendi geleceği ile ilgili önemli bir karar verecek.

Sağ ve aşırı sağ güçleniyor

Bu seçimlerde Avrupa Parlamentosu'nda sağ ve aşırı sağ partilerin önemli bir ilerleme kaydedecekleri öngörüsü oldukça yaygın. Örneğin Fransa'da Ulusal Birlik partisi yeni ve genç lideri Jordan Bardella önderliğinde %34 gibi bir oy oranını yakalayacak gibi görünüyor. Bu oran, başta Macron'un partisi olmak üzere rakiplerinin neredeyse iki misli oy demek. 2019 yılında da aşırı sağ Fransa'daki AP seçimlerinden birinci parti olarak çıkmıştı ama Macron'un partisi ile arasındaki fark oldukça küçüktü. Bu defa durum farklı.

 

Belçika'da da benzer bir durum var. Vlaams Belang adlı aşırı sağ Flaman partisinin seçimleri önde bitireceği öngörüsü yaygın. Avusturya'da Jörg Haider tarafından 1956 yılında kurulan aşırı sağ Özgürlük Partisi (FPÖ) de şu anki genel başkan Norbert Hofer liderliğinde Avusturya seçmeni gözünde birinci parti olma şansını oldukça yükseltmiş durumda. FPÖ, ana akım Halk Partisi ile Sosyal Demokratlar %22 civarında bir oy potansiyeli gösterirken, %27 ile önde gidiyor.

İtalya'da Başbakan Meloni'nin partisi de %27 ile birinci sırada. Meloni'nin, "İtalya'nın Kardeşleri" partisini beş yıl içinde %6'lık bir oy oranından bu seviyeye getirerek sağ ittifakın Başbakanı olabilme başarısını göstermesi ikinci dünya savaşından beri İtalya'da faşizmin ilk kez bu denli yükseldiğine işaret ediyor. Almanya'da da durum pek farklı değil. "Almanya için Alternatif" (AfD) oy oranını sürekli artırıyor. Bu defa AP seçimlerinde Sosyal Demokratları geçerek Muhafazakar ittifakın ardından  ikinci sıraya yükselme olasılığı oldukça yüksek.

AP seçimleri neden önemli?

27 ülkede yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri sadece Avrupa için değil küresel düzeyde uluslararası ekonomi, siyaset ve sosyal politikalar bakımından da büyük önem taşıyor. Avrupalıların seçim sandığına gittiklerinde oy davranışlarını belirleyecek en önemli konular Ukrayna, iklim krizi ve göç. Dolayısıyla, seçim sonuçlarına göre oluşacak yeni AP de bu konularda Avrupa Birliği'nin (AB) önümüzdeki beş yıl boyunca izleyeceği politikalarda belirleyici olacak. Daha çok bütünleşme mi, yoksa daha çok ulusalcı ve bireysel politikalar mı? İklim krizi konusundaki politikalara devam ve onları güçlendirmek mi, yoksa bu konuyu öncelikli görmekten vaz geçmek mi? Göç sorunu karşısında ne yapılmalı?

2022 yılında Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaş neredeyse 10 milyon Ukraynalının AB ülkelerine göç etmeleri sonucunu doğurdu. Bu durum refahın paylaşımı nedeniyle Avrupa'da artan şekilde aşırı sağ partilerin de güç kazanmasına yol açtı. Bu hafta yapılacak seçimlerde sağ ve aşırı sağ partilerin AP içinde de güç kazanması gerçekleşirse, önümüzdeki beş yıl için AB'nin politikalarının belirlenmesi bu sonuç tarafından etkilenebilecek. Örneğin, iklim krizi ile ilgili sürdürülebilirlik kanunları mevcut sosyal ve ekonomik yapılara yansıyacak şekilde frenlenebilir. Ekonomide büyüme hızının düşme eğilimi gösterdiği Avrupa ülkelerinde refahın paylaşımı ve geçim derdi AB'nin Ukrayna'ya verdiği güçlü mali ve askeri destek ile yardımların da olumsuz etkilenmesine yol açabilir. 

Türkiye'yi neden ilgilendiriyor?

AP seçimleri Türkiye için de önemli sonuçlar doğurabilecek. Sağ ve aşırı sağ Avrupa partilerinin çoğu AB bütünleşmesi ve genişlemesine karşılar ve daha ulusalcı politikalar izliyorlar. Türkiye'nin AB ile ilişkilerini yeniden canlandırmayı umduğu bir dönemde AP içinde bu tür görüşlerin etkinlik kazanması Türkiye karşıtlığını da güçlendirebilecektir. Türkiye'nin uluslararası konjonktürde kendi konumunu iyi belirlemesi, içinde bulunduğu örgütler, ittifaklar ve üyelik peşinde koştuğu AB gibi oluşumlar hakkında da vizyoner bir strateji oluşturması kaçınılmaz. 

Bu yazıya 31 Mart belediye seçimleriyle başladık, öyle de bitirelim. Türkiye belediye seçimlerinde yeni bir tercih yaptı ve seçmen bir takım uyarılarda bulundu. Bu uyarıları iktidarın da muhalefetin de iyi okuması ve değerlendirmesi gerekiyor. Seçim bir belediye seçimiydi ama önümüzdeki dönemde yaşayacağımız süreçlere de etki edeceğini görebilmek, meselenin sadece iç politika bağlamında değil, Türkiye'nin uluslararası ilişkileri ve dış politikası açısından da yeni bir anlayış gerektirdiğini kavrayabilmek gerekiyor. Heyamola!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.