Arzu Kök - Şair ve Yazar
Köşe Yazarı
Arzu Kök - Şair ve Yazar
 

Elime Ulaşan Kitaplardan -1-

Bundan sonra arada bir elime geçen kitapları sizlere tanıtmak istiyorum. Kitaplar elime geçtikçe ve okudukça yazmaya çalışacağım ara ara. Geçen ay elime ulaşan sevgili dostların kitaplarıyla tanıştırayım sizlere.   Çiçek Açan Şiirler Kurallı şiirlerden oluşan bir kitap bu elimdeki. Ancak şiirleri masanın başına oturup özel yazılmış şiirler değil gördüğüm kadarıyla. Gerçekten yaşamın ve bu yaşamdaki Medine Çınar’ın özünden damıtılmış şiirler. Adeta kendini yazdırmış şiirler okuduklarım. Mısralarla yaşama ses veren, kendine özgü bir müziği olan şiirler. Özellikle bazı halk şiirlerinde rastladığımız arabesk basitliğine düşmeden sözü duyguyla yoğurup kaleme dökmüş. Kafiye avcılığı yapmaya gerek duyulmamış, gereksiz söz kalabalığına düşülmemiş şiirler. Hepsi o kadar gerçekçi ki okuyanı derinden etkiliyor. Herkesin yüreğine dokunuyor. Karanlık dehlizlerimize ışık oluyor, yaralarımıza merhem oluyor. İzan Yayıncılıktan çıkan bu kitabı ve kitap içerisindeki şiirleri okumanızı tavsiye ederim.   Nar Düşleri Filiz Yavuz’un kaleminden dökülen düşlere güç veren bir kitap bu elimdeki. Yazdıkları sadece kendi düşleri değil, okuyan her insanın düşleriyle harmanlanmış. Güzel ve güçlü bir bağ kuruyor okuyucusuyla. Okuduğu kitaplar, şiirler ve ünlü sözlerle harmanlamış yazdıklarını ki bu da ayrı bir tat katıyor yazdıklarına. Sanki kendisini anlatırken okuyucuya farklı dünyaları gösteriyor. Felsefe ile şiirle, öyküyle harmanlanmış sanki yazdıkları. Dünü bugüne taşıyarak yarın düşü kurduruyor adeta ve getirip bırakıyor yüreğimizin eşiğine. Düş kurmaktan kaçar, korkar hale gelen insanları yeniden düş kurmaya çağırıyor. Güzel, duru bir dili var. İzan Yayıncılıktan çıkan bu kitabı okumanızı öneriyorum.   Hüzünlü Kadınlar Sokağı Bu sokaklarda dolaşırken, söz içinde ışıldayan eş, dost, yoldaş, sevgili yeniden devroluyordu yaşantıma. Çepeçevre hayatın kuşatılıcığı, yaşama coşkusu, aşkı da bir katalizör gibi kullanıp yürüdüğümü hissediyorum o sakakları yürürken. He şiir ayrı bir çıkmaz sokağa sürüklüyor beni. Hemen he şiirin ardında bir dünya yorumu, bir merhamet hırkası asılı. ‘Eyvah’ demeyen ama ‘Ey’ demekten çekinmeyen, kentin debdebesini, yorgunluğunu anımsatan dizeler var karşımızda. Gerek imgesel kuruluşun gerekse tinsel evrenin şiirde konuşan anlatıcı benin varlık problemine göre betimlenişindeki süreklilik dikkate değer. Sanki alnımıza dayalı bir namlu olan şiirin tetiğini çekmek için hüzne sarılmalı der gibi kitabın adı. Sevinçleri, acıları, umutları ve hayal kırıklıklarıyla yaşam denen kısırdöngünün, onun akıldışılığını, kendi cehennemini yaratan insanın trajedisini çarpıcı bir ironi ile anlatıyor bize Özcan Öztürk. Elimdeki kitap 3. Uluslararası İstanbul Beyoğlu Şiir Festivali, 2008 Sevda Ergin Şiir Ödülü sahibi olan eserin ikinci baskısı. İkinci Baskı Sole Yayınlarından çıkmış. Kitapta toplam 38 şiir bulunmakta. Derim ki Hüzünlü Kadınlar Sokağı’na uğramadan geçmeyin. Eminim pişman olmayacaksınız.   dArjin Kitabın adını okuduğunuzda şaşırıyorsunuz önce ve bir anlam veremiyorsunuz. Sonra bakıyorsunuz ki kitabın ilk iki bölümünün(Dar-Arjin) adının birleşmesi ile oluşmuş ve güzel, enterasan bir isim olmuş. Bir kitabın yapraklarını açtıkça şairinin sırları çoğalan dünyasının taşkınlığını da kurcalamaya başladığınızı hissediyorsunuz. Şiirleri okurken öyle dizeler okuyorsunuz ki dilsizliğinize dil oluyor, içe uzanıp giden bir bakışta size yoldaşlık ediyor. Bu esrime anlarında ise o dizeleri yazan şaire hayatın sırlarını bize fısıldamaktaki eli açıklığı için teşekkür ediyorsunuz içtenlikle. Hele bazı şiirlerin ifadesi silinmez bir biçimde, hayatın geçip giderken bıraktığı izlerden biri olarak eklendiğini hissediyorsunuz suretinize. Toplumsal bir alt üst oluşun fırtına sonrası dinginliği var bu şiirlerde. Zaten ne derler; Şiirin hası, sadece güzel olmakla kalmaz, toplumsal bir işlevi de içerir aynı zamanda. Şiir, sırça köşklerde ‘bade içip, güzel sevmek’le olmaz. Şair, zalime kılıç sallayan bilekteki nabız gibidir, halkıyla birlikte atar. İşte Aydın Zeyfeoğlu da şiirini yitirmiş bu dünyada şiir kalesini korumaya çalışan bir şövalye gibi çıkıyor karşınıza. dArjin’in, üçüncü baskısı var elimde. Üçüncü baskı Aleni yayıncılıktan çıkmış. Kitapta üç bölüm ve toplamda 28 şiir bulunmakta. Okumadan geçmeyin derim. 
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2024 - Çarşamba

Elime Ulaşan Kitaplardan -1-

Bundan sonra arada bir elime geçen kitapları sizlere tanıtmak istiyorum. Kitaplar elime geçtikçe ve okudukça yazmaya çalışacağım ara ara. Geçen ay elime ulaşan sevgili dostların kitaplarıyla tanıştırayım sizlere.

 

Çiçek Açan Şiirler

Kurallı şiirlerden oluşan bir kitap bu elimdeki. Ancak şiirleri masanın başına oturup özel yazılmış şiirler değil gördüğüm kadarıyla. Gerçekten yaşamın ve bu yaşamdaki Medine Çınar’ın özünden damıtılmış şiirler. Adeta kendini yazdırmış şiirler okuduklarım. Mısralarla yaşama ses veren, kendine özgü bir müziği olan şiirler.

Özellikle bazı halk şiirlerinde rastladığımız arabesk basitliğine düşmeden sözü duyguyla yoğurup kaleme dökmüş. Kafiye avcılığı yapmaya gerek duyulmamış, gereksiz söz kalabalığına düşülmemiş şiirler. Hepsi o kadar gerçekçi ki okuyanı derinden etkiliyor. Herkesin yüreğine dokunuyor. Karanlık dehlizlerimize ışık oluyor, yaralarımıza merhem oluyor. İzan Yayıncılıktan çıkan bu kitabı ve kitap içerisindeki şiirleri okumanızı tavsiye ederim.

 

Nar Düşleri

Filiz Yavuz’un kaleminden dökülen düşlere güç veren bir kitap bu elimdeki. Yazdıkları sadece kendi düşleri değil, okuyan her insanın düşleriyle harmanlanmış. Güzel ve güçlü bir bağ kuruyor okuyucusuyla. Okuduğu kitaplar, şiirler ve ünlü sözlerle harmanlamış yazdıklarını ki bu da ayrı bir tat katıyor yazdıklarına. Sanki kendisini anlatırken okuyucuya farklı dünyaları gösteriyor. Felsefe ile şiirle, öyküyle harmanlanmış sanki yazdıkları. Dünü bugüne taşıyarak yarın düşü kurduruyor adeta ve getirip bırakıyor yüreğimizin eşiğine. Düş kurmaktan kaçar, korkar hale gelen insanları yeniden düş kurmaya çağırıyor. Güzel, duru bir dili var. İzan Yayıncılıktan çıkan bu kitabı okumanızı öneriyorum.

 

Hüzünlü Kadınlar Sokağı

Bu sokaklarda dolaşırken, söz içinde ışıldayan eş, dost, yoldaş, sevgili yeniden devroluyordu yaşantıma. Çepeçevre hayatın kuşatılıcığı, yaşama coşkusu, aşkı da bir katalizör gibi kullanıp yürüdüğümü hissediyorum o sakakları yürürken. He şiir ayrı bir çıkmaz sokağa sürüklüyor beni. Hemen he şiirin ardında bir dünya yorumu, bir merhamet hırkası asılı. ‘Eyvah’ demeyen ama ‘Ey’ demekten çekinmeyen, kentin debdebesini, yorgunluğunu anımsatan dizeler var karşımızda.

Gerek imgesel kuruluşun gerekse tinsel evrenin şiirde konuşan anlatıcı benin varlık problemine göre betimlenişindeki süreklilik dikkate değer. Sanki alnımıza dayalı bir namlu olan şiirin tetiğini çekmek için hüzne sarılmalı der gibi kitabın adı. Sevinçleri, acıları, umutları ve hayal kırıklıklarıyla yaşam denen kısırdöngünün, onun akıldışılığını, kendi cehennemini yaratan insanın trajedisini çarpıcı bir ironi ile anlatıyor bize Özcan Öztürk.

Elimdeki kitap 3. Uluslararası İstanbul Beyoğlu Şiir Festivali, 2008 Sevda Ergin Şiir Ödülü sahibi olan eserin ikinci baskısı. İkinci Baskı Sole Yayınlarından çıkmış. Kitapta toplam 38 şiir bulunmakta. Derim ki Hüzünlü Kadınlar Sokağı’na uğramadan geçmeyin. Eminim pişman olmayacaksınız.

 

dArjin

Kitabın adını okuduğunuzda şaşırıyorsunuz önce ve bir anlam veremiyorsunuz. Sonra bakıyorsunuz ki kitabın ilk iki bölümünün(Dar-Arjin) adının birleşmesi ile oluşmuş ve güzel, enterasan bir isim olmuş. Bir kitabın yapraklarını açtıkça şairinin sırları çoğalan dünyasının taşkınlığını da kurcalamaya başladığınızı hissediyorsunuz.

Şiirleri okurken öyle dizeler okuyorsunuz ki dilsizliğinize dil oluyor, içe uzanıp giden bir bakışta size yoldaşlık ediyor. Bu esrime anlarında ise o dizeleri yazan şaire hayatın sırlarını bize fısıldamaktaki eli açıklığı için teşekkür ediyorsunuz içtenlikle. Hele bazı şiirlerin ifadesi silinmez bir biçimde, hayatın geçip giderken bıraktığı izlerden biri olarak eklendiğini hissediyorsunuz suretinize. Toplumsal bir alt üst oluşun fırtına sonrası dinginliği var bu şiirlerde.

Zaten ne derler; Şiirin hası, sadece güzel olmakla kalmaz, toplumsal bir işlevi de içerir aynı zamanda. Şiir, sırça köşklerde ‘bade içip, güzel sevmek’le olmaz. Şair, zalime kılıç sallayan bilekteki nabız gibidir, halkıyla birlikte atar. İşte Aydın Zeyfeoğlu da şiirini yitirmiş bu dünyada şiir kalesini korumaya çalışan bir şövalye gibi çıkıyor karşınıza.

dArjin’in, üçüncü baskısı var elimde. Üçüncü baskı Aleni yayıncılıktan çıkmış. Kitapta üç bölüm ve toplamda 28 şiir bulunmakta. Okumadan geçmeyin derim. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nevzat
(03.10.2024 09:50 - #1989)
Ancak bu kadar güzel yorum, bu kadar güzel ifade olur. Basında bir eksikliği gideren, yazanlara destek olan bir çalışma. Teşekkürler Arzu
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İmgece@yahoo.com
(03.10.2024 10:27 - #1990)
Hüzünlü Kadınlar Sokağından geçenlere kapımız her daim açık olur. Yaşadığımız coğrafyada çağının şahitliğini yapan edebiyatçılara selam olsun. Kaleminize sağlık hocam...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.