Sevgili dostlar söz verdiğim gibi elime geçen kitapları tanıtmaya devam ediyorum. Kitaplar elime geçtikçe ve okudukça kitaplarınızı tanıtmaya çalışacağım.
Gazi’de 68 Rüzgârı (1967-1970)
Tüm dünyada ve Türkiye’de gençlik hareketlerinin yükseldiği 1967-1970 yılları arasında Gazi Eğitim’de öğrenci olan Zeki Sarıhan tarafından kaleme alınan bu kitap kendisinin ve arkadaşlarının verdiği mücadeleyi ve sonuçlarını anlatıyor bu kitapta. Gazi o yıllarda Milli Eğitim’e bağlı idi. Daha çok köylü, memur, işçi ve esnaf çocuklarının yoğunlukta olduğu bir okuldu ve orada mücadele etmek iki kat dikkatli olmak demekti. Ankara Dil Tarih, Siyasal ve ODTÜ kadar öne çıkmamış olsa da çok da geri durmamıştır. İşte o dönemi ve o gençlerin mücadelelerini çok güzel anlatıyor bizlere. Bu kitap içinde bulunan belgeler ve anılarla 68 hareketi tarihine önemli bir katkı niteliğinde. Zeki Sarıhan’ın bu eseri İzan Yayıncılıktan çıktı ve 293 sayfadan oluşuyor. Keyifli okumalar…
Fiilsiz Fail
“Hemen hemen dünyanın geri kalmış tüm ülkelerinde işkencehaneler, cezaevleri binlerce fiilsiz faille doludur. O kadar çok insan bir pardon bile denilmeden işkencelerden geçirilmiş, suçsuz yere yıllarını mahpushanelerde geçirmiştir…” diye yazmış yayınevi sahibi Ahmet İzan “Fiilsiz Fail” isimli Ahmet Kılıç’ın kitabının arkasına. Gerçekten de bu topraklar bu tarz olaylara çok sahne olmuş, derin acılar ve izler bırakmıştır insanlar üzerinde. İşte “Fiilsiz Fail”de Ahmet Kılıç bize böylesi bir acının romanını sunuyor. Roman kahramanının dilinden yaşanılan acılar sizi öyle sarıp sarmalıyor ki bırakamıyorsunuz elinizden. Okurken bir üzülüyor, bir tebessüm ediyor ama en çok da öfke duyuyorsunuz yaşanılanlara. Sonra aklınıza çevrenizde yaşayanlar geliyor ve… İzan yayıncılıktan çıkan bu roman 223 sayfadan oluşuyor. Okunmasını öneririm.
Naze
“Bazı yolları değer diye, bazılarını da değmeyeceğini bile bile yürüdüm. Değenler yüreğimde iz bıraktı, değmeyenler yara bıraktı.” Sözleri ile başlıyor Onur Kutlu’nun kaleme aldığı bu roman. Kitapta sürekli “Ben okumamış bir Kürdüm” tümcelerini kullanıyor. Bununla belki yaşadığı yıllarda o bölgelerde okumanın zorluklarını anlatmak istiyor, belki de bu ortamı yaratanlara bir nazire yapıyor. Ama ne olursa olsun Yaşam okulu hatta yaşam üniversitesinde tescilli bir öğrenci olduğunu da görüyoruz.
Onur Kutlu Naze isimli romanında aslında kendini ve aşkını anlatıyor. Aşkı çerçevesinde kendini ve hayatı sorguluyor. Birinci tekil dille yazılan romanda en çok göze çarpan şey belki de yaşanmışlığın sonucu yazıldığı için doğallık, sıcaklık. Okumaya başladığınızda sizi sarıp sarmalıyor ve okurken yazarla birlikte siz de hayatı sorguluyorsunuz. Okumanızı öneririm. Kitap Sidar Yayınevi’nden çıkmış ve 99 sayfadan oluşuyor.
Fesih ya da Tat Twam Asi
Brahman felsefesinin özü olarak bildiğim bir sözü kitap üzerinde görünce ilgimi çekti aslında ilk etapta. Bu söz çevrildiğinde “Sen O’sun.” olarak çevrilse de “Anladığın her şey sensin.” diye anlamışımdır ben bu sözü. Yazar Haydar Yalçınoğlu kitabın sunuş kısmında şöyle açıklıyor: “Onlar 12 yaşına gelen her çocuğu tapınağa götürerek kulağına bu cümleyi okurlar. Tümcenin meali şöyledir. İşte bu sensin, sen yalnız olanın yalnız olana yolculuğusun.” Aslında romanı okuyunca benim bakış açımla daha doğru bir tanım yaptığımı gördüm. Aslında bu roman bir olay roman değil, zamansız, sizi çok derin düşüncelere salan bir kitap. Glaskow edebiyatının Türkiye’deki en iyi örneklerinden biri diyebileceğim bir eser. Kitap hakkında çok fazla şey söylemek istemiyorum, çünkü gerçekten okunması gereken ve her okuyucunun farklı şeyler alabileceği bir eser ve ben bir yorum yaparak okuyucuyu yönlendirmek istemem doğrusu.
Eser İzan Yayıncılık’tan çıktı, 120 sayfadan oluşuyor. Keyifli okumalar.
Edebiyat ve İktisat Döngüsünde Düşünsel Yazılar
Kitabın başlığını okuyunca insanın aklına ‘İktisat ile Edebiyatın ne alakası var?’ sorusu geliyor. Oysa iktisat ve edebiyat iç içe geçmiştir. Yazılan romanların, hikâyelerin ve şiirlerin o dönemin ekonomik ilişkilerini yansıttığını kimse inkâr edemez sanırım. Edebiyat eserlerinin, çağının ekonomik ve siyasi yapısından pek de bağımsız olmadığını görebiliriz. Birçok eserde dönemin iktisadi yansımalarının izleri karşımıza çıkmaktadır. İktisat ve edebiyat İlişkisi çerçevesinde “İnce Memed” unutulmaz betimlemeleri ve kuvvetli bir edebi duruşa sahiptir. Roman Osmanlı’daki devlet ve tebaa arasındaki ilişkiye, sosyal ve iktisadi tarihsel gerçeklikleri göstermesi adına oldukça başarılı bir yapıttır. Halit Suiçmez de kitabında insanın toplumsal ilişkilerinin özüne inmeye, paylaşımcı üretkenliğin izlerini sürmektedir bu denemeler kitabında. Kitabın kapağında son olarak der ki; “Edebiyat insanın dramını, iktisat ise durumunu anlatır. İnsanın dramını bilmeden durumunu anlayamayız.” Gerçek anlamda okunması gereken, okuduğumuz kitapları farklı bir açıdan da görmenin yollarını açan bir kitap. Öneririm mutlaka. Kitap İzan Yayıncılıktan çıktı. On altı denemenin yer aldığı kitap 178 sayfadan oluşuyor.