Özcan Öztürk-Şair-Yazar
Köşe Yazarı
Özcan Öztürk-Şair-Yazar
 

Okumuş Olmak İçin Okumak Mı?

 Geçen yıl okuduğum kitaplardan ve sahaftan aldığım kitaptan bahsetmek istiyorum. Kimi notlar alıp sonra dönerim diyerekten biriken not yığınları. Bu notlarımın arasında yeniden elden geçirerek eleştiri yazılarını oluşturacak kapsamlı dosyalar hazırlamak. Notlarıma döndükçe imkânlar çerçevesinde bana ayrılan sayfadan tadımlık olsa da sizlerle paylaşmak. Öncelikle rahmet, saygı, sevgi ve özlemle anmak istediğim dostum, önce şair ve çok iyi edebiyat adamı Murathan Çarboğa bu yıl aramızdan ayrılalı 4 yıl olacak. Her ölüm erkenedir 10 Ocak 2021 pazar günü akşamı, Hatay-Antakya Ekinci Mahallesi’ndeki evlerinin balkonundan aşağı düşerek, 46 yaşındayken ölen öğretmen şair. Bir kaç ay önce kötü bir trafik kazası geçirmiş, yakın bir gelecekte yeniden ameliyat olmayı planlıyordu. Ani ölümüyle kendisi gibi öğretmen olan eşi Kezban Çarboğa'yı, oğlu Deniz’i ve kızı Asya’yı yapayalnız bıraktı bu dünyada. Murathan Çarboğa kimdir derseniz şöyle tanıtmış kendini: Kendi anlatımıyla: “1974 Dörtyol doğumluyum. Aslen Adanalıyım, fakat hayatımın büyük bir bölümü Hatay’da geçti.  Çocukluğum, üniversite öğrenimim ve öğretmenlik hayatım. Hatay bir şekilde hayatımda hep belirleyici oldu. Dörtyol doğumluyum. On yaşıma kadar Dörtyol’da bahçeler içinde yaşadım. Babam Demirçelik fabrikasında çalışıyordu. 1984’te Adana’ya  (memlekete) taşındık.  Adana hayal kırıklığının, yoksulluğun, acının şehridir benim için. Adana hüzündür. Babamı kaybettiğim şehirdir. Edebiyat öğretmeniyim. Hasbelkader şiire ve edebiyata bulaşmışlığım var” Eserleriyle edebiyatın neredeyse her dalında ödülle taçlandırılmış çok yakın dostuma çok sevdiği ve Cemal SÜREYA adına düzenlenen şiir ödülü sahibi olması ayrı bir onurdur. Bu şiiri onu sevenlerine, yakınlarına ve ruhuna gönderiyorum. ÜSTÜ KALSIN Ölüyorum tanrım Bu da oldu işte. Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım. Ama ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir... Üstü kalsın...                Cemal Süreya Her ölüm erken ölümdür. Dizesiyle ölümsüz şairlerimizden İkinci Yeni Şiir Akımının öncüsü olmuş Cemal Süreya’nın 9 Ocak 1990 günü aramızdan ayrılışının 35. Yılında. Rahmet, saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. 09.01.2025 Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezinde A Salonunda saat 20: 00 başlayacak etkinlikte şiirleri, eserleri ve çevirileriyle anılacak. Sevenleriyle bir araya geleceklere Ankara’dan kucak dolusu selam ve sevgiler. Etkinlik için bilgilendirme https://kultursanat.kadikoy.bel.tr/tr/kadikoyde-kultur-sanat/cemal-sureya-anma-gecesi-9-1-25 Okumuş olmak için okumak mı? Hayır. Okuduklarımız nitelikli eserler bizlerde kalıcı izler bırakacaktır. Bıraktığı içindir ki buradan sizlere seslenişimiz, paylaşımlarımız boşuna gitmesin diyedir. Murathan Çarboğa bir söyleşisinin sonunda şu cümleleriyle bizleri uyarmış olması dikkate değerdir.  … Sürgit bilinçsiz bir arayış, tutanın kendi tarafına çektiği bir çırpınma nöbeti, ilgisizliğin doğurduğu yoğun bir kırılganlık psikolojisi ve çıkarların, saygının, çekingenliğin yarattığı “kral çıplak” diyememe ezikliği ve nihayetinde taşranın uzak köşelerine çekilmiş koskoca bir “hayali çalınmış genç ihtiyarlar” ordusu… Durum budur. Bu nedenle şahsım adına yaşadığımız dönemde değerlendirmeyi reddediyorum. Türk şiirinin devasa mecrasında bir toz zerresi kadar bile olsa yeşerteceğim bir mekân yaratabilirsem ne mutlu bana. Gerisi al gülüm, ver gülüm hikâyesi… Yirminin üzerinde edebiyatın her dalında nitelikli ödülleriyle eserlerini taçlandırılmış yaşının üzerinde büyük başarılara imza atan bir edebiyat insanı var karşımızda. Şimdilerde yeni yayımlanan Hayata Manifesto tanıtım kapağında şunlar yazılı öne çıkan izlekler açısından düşünüldüğünde, Çarboğa’nın mevziiyi terk etmediğini fark edebiliyoruz. Murathan Çarboğa, Hayata Manifesto’da kişisel duyarlılıklarına dair tüm örtüleri ortadan kaldırıyor. Cesareti, şair olmanın gereksinimi olarak iyi metinlere ulaşan yolların görünür kısımlarına yerleştiren şair, halkına aldanmanın bilgeliğinden seslenir. Çünkü Çarboğa, Hayata Manifesto’da çoğunlukla itirazın sesini yükseltme girişimini isyanın renginin olamayacağı düşüncesiyle desteklemektedir. Kişisel duyarlılıkları evrensel bir boyuta taşımayı edebiyatın işlevi olarak karşımıza çıkaran şair yaşadığı yüzyılın tarihsel bağlamıyla kurduğu ilişkiyi halkın gündemine işlemeye devam ediyor. Şairin özen gösterdiği konular hakkında konuşurken belki şunu da düşünmek durumunda olabiliriz: Murathan Çarboğa “yaşamak, yıkımın şerrinden arınmaktır şair” derken aslında modern yaşamın yaşamaya engel bir içerikle yüklendiğini bir defa daha hatırlatmak istemiş olabilir mi? Hayata Manifesto 54 sayfadan oluşuyor. 3 Bölüm başlığı altında toplanmış. I.Yüzyıllık Yıkım (on şiir) II. Yitirilmiş İsimler Sözlüğü (on şiir) her şiir bir edebiyatçı, düşünüre hitaben adanmış. III.Hayata Tahammül Duâları (beş sone) Çocuk, Aşk, Şiir, Barış, Hayat’a adanmış toplam 25 şiirden oluşan ve her bölüme geçişte bütünlüğü sağlayan şair ve düşünürlerin dizeleriyle selamlıyor. Aleni Kitap’tan çıkan eseri hem genç kuşaklara hem yaşıtlarına ve edebiyat severlere bir sesleniş. Yaşarken yayımlanamayan Hayata Manifesto onun naçiz anısına saygıyla bizlere ulaştıran arkadaşlara selam olsun. Tüm dileğimiz yayımlanmamış dosyalarına sahip çıkıp okuruna ulaştırmak olsun M. Çarboğa’nın önce bir şair, öğretmen, bir eş ve baba olarak her zaman verici olmuş kişiliği bizlere örnek oldu.  Şairler Erken Ölür “Ah, uzağa her şeyden. Ah, uzağa her şeyden. Ey kimsesiz !, yollara düşme saati şimdi.”                                                      Pablo NERUDA avuçlarında yuvarlanan sırça bir heyecan, sokaklardan geçiyorsun, salyalı caddelerden, eşiklerde oturup bastırıyorsun soluğunu. kımıl kımıl insancıklar geçiyor önünden, şehre doğru, gözleri ayaklarında yürüyen dualar avuçların ısınıyor yavaş yavaş, tutuşuyor. pencerelerden uzanıyorsun rüzgâra, meyvaya durmuş bir dal gibi avuçların ısınıyor. kuşlar gelip yemleniyor parmaklarından, karıncalar bacaklarına tırmanıyor, toprak kokusu siniyor saçlarına, yağmura inanan uzaklıklardan şeytan uçurtmaları sözcükler döküyor alçalarak, resimli rüyalar… kalabalığa karışıyor adımların, hıza mürid oluyorsun, homurtular, patlayan kahkahalar yükseliyor çepeçevre, leşe konmuş bakışlar… usulca kapıyorsun avuçlarını. bir yıldız çakıyor ışığı çekilmiş gökte, vitrinlerin önünde dikilip bakıyorsun düşlere çalınan kornalar yırtıyor dalgınlığını, kaçıyorsun akşamın yaralanmış dilinden. pavyonlar çağırıyor susamışlığını, otel tabelaları yanıp yanıp sönüyor, neon kırıkları saplanıyor bedenine, dolmuşlar toplamaya çalışıyor telaşını, pezevenklerin işkilli merakı peşinde kaçıyorsun, asfalta açılmış çukurların karanlığından, ter içinde sıyrılan dönerlerin yağlı kokusundan kaçıyorsun avuçların ısınıyor biteviye. şehre yanaşan küçük bahçelerde alıyorsun soluğu, ağaçlara karışıyor ürkekliğin, kokular örtüyor terli sırtını toprağa uzanıyorsun incitmekten korkarak rüzgârı dinliyorsun. çiçeğin karanlığa açmış küskünlüğü salınıyor, yıldızlar ipildiyor dallar arasından kuşları toplanmış yapraklar hışırdıyor belli belirsiz derken uzunlarını yakıyor bir motor gürültüsü kaçıyorsun avuçlarında kıvranan kırılgan bir soluk, koşuyorsun cüzzamlı bir yasla annenin sesi bir gölge gibi ardında sürünüyor: “Şair olma oğul ! Şairler erken ölür! Ardından bir dua okuyanın olmaz!”. kaçıyorsun yazgının genişleyen ağından. Murathan Çarboğa
Ekleme Tarihi: 08 Ocak 2025 - Çarşamba

Okumuş Olmak İçin Okumak Mı?

 Geçen yıl okuduğum kitaplardan ve sahaftan aldığım kitaptan bahsetmek istiyorum. Kimi notlar alıp sonra dönerim diyerekten biriken not yığınları. Bu notlarımın arasında yeniden elden geçirerek eleştiri yazılarını oluşturacak kapsamlı dosyalar hazırlamak. Notlarıma döndükçe imkânlar çerçevesinde bana ayrılan sayfadan tadımlık olsa da sizlerle paylaşmak.

Öncelikle rahmet, saygı, sevgi ve özlemle anmak istediğim dostum, önce şair ve çok iyi edebiyat adamı Murathan Çarboğa bu yıl aramızdan ayrılalı 4 yıl olacak.

Her ölüm erkenedir 10 Ocak 2021 pazar günü akşamı, Hatay-Antakya Ekinci Mahallesi’ndeki evlerinin balkonundan aşağı düşerek, 46 yaşındayken ölen öğretmen şair. Bir kaç ay önce kötü bir trafik kazası geçirmiş, yakın bir gelecekte yeniden ameliyat olmayı planlıyordu. Ani ölümüyle kendisi gibi öğretmen olan eşi Kezban Çarboğa'yı, oğlu Deniz’i ve kızı Asya’yı yapayalnız bıraktı bu dünyada.

Murathan Çarboğa kimdir derseniz şöyle tanıtmış kendini:

Kendi anlatımıyla: “1974 Dörtyol doğumluyum. Aslen Adanalıyım, fakat hayatımın büyük bir bölümü Hatay’da geçti.  Çocukluğum, üniversite öğrenimim ve öğretmenlik hayatım. Hatay bir şekilde hayatımda hep belirleyici oldu. Dörtyol doğumluyum. On yaşıma kadar Dörtyol’da bahçeler içinde yaşadım. Babam Demirçelik fabrikasında çalışıyordu. 1984’te Adana’ya  (memlekete) taşındık.  Adana hayal kırıklığının, yoksulluğun, acının şehridir benim için. Adana hüzündür. Babamı kaybettiğim şehirdir. Edebiyat öğretmeniyim. Hasbelkader şiire ve edebiyata bulaşmışlığım var

Eserleriyle edebiyatın neredeyse her dalında ödülle taçlandırılmış çok yakın dostuma çok sevdiği ve Cemal SÜREYA adına düzenlenen şiir ödülü sahibi olması ayrı bir onurdur. Bu şiiri onu sevenlerine, yakınlarına ve ruhuna gönderiyorum.

ÜSTÜ KALSIN

Ölüyorum tanrım

Bu da oldu işte.

Her ölüm erken ölümdür

Biliyorum tanrım.

Ama ayrıca, aldığın şu hayat

Fena değildir...

Üstü kalsın...

               Cemal Süreya

Her ölüm erken ölümdür. Dizesiyle ölümsüz şairlerimizden İkinci Yeni Şiir Akımının öncüsü olmuş

Cemal Süreya’nın 9 Ocak 1990 günü aramızdan ayrılışının 35. Yılında. Rahmet, saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. 09.01.2025 Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezinde A Salonunda saat 20: 00 başlayacak etkinlikte şiirleri, eserleri ve çevirileriyle anılacak. Sevenleriyle bir araya geleceklere Ankara’dan kucak dolusu selam ve sevgiler. Etkinlik için bilgilendirme https://kultursanat.kadikoy.bel.tr/tr/kadikoyde-kultur-sanat/cemal-sureya-anma-gecesi-9-1-25

Okumuş olmak için okumak mı? Hayır. Okuduklarımız nitelikli eserler bizlerde kalıcı izler bırakacaktır. Bıraktığı içindir ki buradan sizlere seslenişimiz, paylaşımlarımız boşuna gitmesin diyedir.

Murathan Çarboğa bir söyleşisinin sonunda şu cümleleriyle bizleri uyarmış olması dikkate değerdir.

 … Sürgit bilinçsiz bir arayış, tutanın kendi tarafına çektiği bir çırpınma nöbeti, ilgisizliğin doğurduğu yoğun bir kırılganlık psikolojisi ve çıkarların, saygının, çekingenliğin yarattığı “kral çıplak” diyememe ezikliği ve nihayetinde taşranın uzak köşelerine çekilmiş koskoca bir “hayali çalınmış genç ihtiyarlar” ordusu… Durum budur. Bu nedenle şahsım adına yaşadığımız dönemde değerlendirmeyi reddediyorum. Türk şiirinin devasa mecrasında bir toz zerresi kadar bile olsa yeşerteceğim bir mekân yaratabilirsem ne mutlu bana. Gerisi al gülüm, ver gülüm hikâyesi…

Yirminin üzerinde edebiyatın her dalında nitelikli ödülleriyle eserlerini taçlandırılmış yaşının üzerinde büyük başarılara imza atan bir edebiyat insanı var karşımızda. Şimdilerde yeni yayımlanan Hayata Manifesto tanıtım kapağında şunlar yazılı öne çıkan izlekler açısından düşünüldüğünde, Çarboğa’nın mevziiyi terk etmediğini fark edebiliyoruz. Murathan Çarboğa, Hayata Manifesto’da kişisel duyarlılıklarına dair tüm örtüleri ortadan kaldırıyor. Cesareti, şair olmanın gereksinimi olarak iyi metinlere ulaşan yolların görünür kısımlarına yerleştiren şair, halkına aldanmanın bilgeliğinden seslenir. Çünkü Çarboğa, Hayata Manifesto’da çoğunlukla itirazın sesini yükseltme girişimini isyanın renginin olamayacağı düşüncesiyle desteklemektedir. Kişisel duyarlılıkları evrensel bir boyuta taşımayı edebiyatın işlevi olarak karşımıza çıkaran şair yaşadığı yüzyılın tarihsel bağlamıyla kurduğu ilişkiyi halkın gündemine işlemeye devam ediyor. Şairin özen gösterdiği konular hakkında konuşurken belki şunu da düşünmek durumunda olabiliriz: Murathan Çarboğa “yaşamak, yıkımın şerrinden arınmaktır şair” derken aslında modern yaşamın yaşamaya engel bir içerikle yüklendiğini bir defa daha hatırlatmak istemiş olabilir mi?

Hayata Manifesto 54 sayfadan oluşuyor. 3 Bölüm başlığı altında toplanmış. I.Yüzyıllık Yıkım (on şiir) II. Yitirilmiş İsimler Sözlüğü (on şiir) her şiir bir edebiyatçı, düşünüre hitaben adanmış. III.Hayata Tahammül Duâları (beş sone) Çocuk, Aşk, Şiir, Barış, Hayat’a adanmış toplam 25 şiirden oluşan ve her bölüme geçişte bütünlüğü sağlayan şair ve düşünürlerin dizeleriyle selamlıyor. Aleni Kitap’tan çıkan eseri hem genç kuşaklara hem yaşıtlarına ve edebiyat severlere bir sesleniş. Yaşarken yayımlanamayan Hayata Manifesto onun naçiz anısına saygıyla bizlere ulaştıran arkadaşlara selam olsun. Tüm dileğimiz yayımlanmamış dosyalarına sahip çıkıp okuruna ulaştırmak olsun M. Çarboğa’nın önce bir şair, öğretmen, bir eş ve baba olarak her zaman verici olmuş kişiliği bizlere örnek oldu.

 Şairler Erken Ölür

“Ah, uzağa her şeyden. Ah, uzağa her şeyden.
Ey kimsesiz !, yollara düşme saati şimdi.”
                                                     Pablo NERUDA

avuçlarında yuvarlanan sırça bir heyecan,
sokaklardan geçiyorsun, salyalı caddelerden,
eşiklerde oturup bastırıyorsun soluğunu.
kımıl kımıl insancıklar geçiyor önünden,
şehre doğru, gözleri ayaklarında yürüyen
dualar avuçların ısınıyor yavaş yavaş, tutuşuyor.

pencerelerden uzanıyorsun rüzgâra, meyvaya
durmuş bir dal gibi avuçların ısınıyor.
kuşlar gelip yemleniyor parmaklarından, karıncalar
bacaklarına tırmanıyor, toprak kokusu siniyor
saçlarına, yağmura inanan uzaklıklardan şeytan
uçurtmaları sözcükler döküyor alçalarak, resimli rüyalar…

kalabalığa karışıyor adımların, hıza mürid oluyorsun,
homurtular, patlayan kahkahalar yükseliyor çepeçevre,
leşe konmuş bakışlar… usulca kapıyorsun avuçlarını.
bir yıldız çakıyor ışığı çekilmiş gökte, vitrinlerin
önünde dikilip bakıyorsun düşlere çalınan kornalar
yırtıyor dalgınlığını, kaçıyorsun akşamın yaralanmış dilinden.

pavyonlar çağırıyor susamışlığını, otel tabelaları
yanıp yanıp sönüyor, neon kırıkları saplanıyor bedenine,
dolmuşlar toplamaya çalışıyor telaşını, pezevenklerin
işkilli merakı peşinde kaçıyorsun, asfalta açılmış
çukurların karanlığından, ter içinde sıyrılan dönerlerin
yağlı kokusundan kaçıyorsun avuçların ısınıyor biteviye.

şehre yanaşan küçük bahçelerde alıyorsun soluğu, ağaçlara
karışıyor ürkekliğin, kokular örtüyor terli sırtını toprağa
uzanıyorsun incitmekten korkarak rüzgârı dinliyorsun.
çiçeğin karanlığa açmış küskünlüğü salınıyor, yıldızlar ipildiyor
dallar arasından kuşları toplanmış yapraklar hışırdıyor
belli belirsiz derken uzunlarını yakıyor bir motor gürültüsü

kaçıyorsun avuçlarında kıvranan kırılgan bir soluk, koşuyorsun
cüzzamlı bir yasla annenin sesi bir gölge gibi ardında sürünüyor:
“Şair olma oğul ! Şairler erken ölür! Ardından bir dua okuyanın
olmaz!”. kaçıyorsun yazgının genişleyen ağından.

Murathan Çarboğa

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.