Arzu Kök - Şair ve Yazar
Köşe Yazarı
Arzu Kök - Şair ve Yazar
 

Yaşamı Sevmek!..

“İnletmeyene yiğit mi denir? Diz vurup da yere Kavrayıp da yaşamı Yaşamayana yiğit mi denir?”    Eski bir Ellen türküsünün sözleri bunlar. Kısaca bizlere diyor ki; eğer kavramışsa yaşamı insan, katılmak zorundadır bu büyük oyuna. Kelepçelerimiz, diz vurup da yere doyasıya zeybek oynamamıza engel olsa da çoğu zaman, yaşamak zorundayız. Üzerimizde oynana oyunların hepsini boşa çıkarmak zorundayız. “Yoksa ne anlamı var yaşamanın?” diyor bizlere. İsyan ediyor, isyanlarımızı büyütüyoruz ha bire. Üzgün bir ifadeyle dönüp dönüp birbirimize “Ne yapabilirim ki bırakmıyor kelepçem zeybek oynamama?” diyoruz. Aslında böyle söylesek de biliyoruz ki asıl kelepçe yürekte taşınandır. Ki o en kötüsüdür tutsaklıkların. Canımızı en çok yakandır. Mücadele ruhumuzu alıp götürendir. Yaşama tutunmamıza engel olandır. Asi bir yürekle yaşayanlar ise, nerede ve nasıl yaşarlarsa yaşasınlar hiçbir kelepçe kâr etmez onlara. Yaşamak, serüvenlerin en heyecan vericisi olup çıkar onlar için. Her yeni gün sımsıcak bir yüreğin gülümseyişi olarak gelir onlara. Dost şafaklara varmak adına verirler mücadelelerini. Eninde sonunda da kendilerinden sevdiklerinden çok şeyler vermek adına da olsa varırlar o çok özledikleri güzel şafaklara. “Yaşamı ciddiye alacaksın Hem de o derece öylesine ki Mesela kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda Yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle Bir labaratuarda insanlar için ölebileceksin Hem de yüzünü hiç görmediğin insanlar için Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken Hem de en güzel şeyin, en gerçek şeyin Yaşamak olduğunu bildiğin halde” “Yaşamaya Dair” şiirinde böyle diyordu Nazım Hikmet. Kuşkusuz en gerçek, en güzel şeydir yaşamak. Birçoğumuz da seviyoruz yaşamayı. Ama hep unutuyoruz, zira yaşamayı sevmek demek, şiirde de geçtiği gibi yaşamı dönüştürme ve değiştirme bilincidir de aynı zamanda. Yeni, yepyeni bir yaşam için mücadele etmektir. Seviyorsak eğer yaşamayı; yeni bir dünya istemeli ve hatta istemekle de yetinmemeli yeni bir dünya kurmalıyız. Yeni bir yaşam demektir bu. Yeni bir yaşam ise birliktelik demektir. Kardeşlik demektir. Aynı amaçlar uğruna bir araya gelebilmek ve birlikte mücadele edebilmek demektir. Çünkü tek bir birey asla kendi bireyselliğinin ötesine geçemez. Ancak bir birlikteliğin içinde yer alırsa yaşamı, geleceği ve kendi mutluluğunu fetheder ve aslında hedefe ulaşmanın ne kadar kolay olduğunu o zaman anlar. Archimendes; “Manivelama bir dayanak bulun, dünyayı yerinden oynatayım” demiş. Bizim dayanağımız kolektif çalışma olmalıdır. Bizi o güzel şafaklara götürecek olan budur. Yaşamı sevmek demek yaşama sevinciyle dolu olmak, hiçbir kelepçenin yeni bir dünya yaratma azminden bizleri alıkoyamaması demektir. Yaşanılası bir ülke yaratmak demektir… Güzel şafakları birlikte karşılayabilmek demektir… Gerçekten seviyor musunuz yaşamı?...
Ekleme Tarihi: 12 Şubat 2025 - Çarşamba

Yaşamı Sevmek!..

“İnletmeyene yiğit mi denir?

Diz vurup da yere

Kavrayıp da yaşamı

Yaşamayana yiğit mi denir?”

 

 Eski bir Ellen türküsünün sözleri bunlar. Kısaca bizlere diyor ki; eğer kavramışsa yaşamı insan, katılmak zorundadır bu büyük oyuna. Kelepçelerimiz, diz vurup da yere doyasıya zeybek oynamamıza engel olsa da çoğu zaman, yaşamak zorundayız. Üzerimizde oynana oyunların hepsini boşa çıkarmak zorundayız. “Yoksa ne anlamı var yaşamanın?” diyor bizlere.

İsyan ediyor, isyanlarımızı büyütüyoruz ha bire. Üzgün bir ifadeyle dönüp dönüp birbirimize “Ne yapabilirim ki bırakmıyor kelepçem zeybek oynamama?” diyoruz. Aslında böyle söylesek de biliyoruz ki asıl kelepçe yürekte taşınandır. Ki o en kötüsüdür tutsaklıkların. Canımızı en çok yakandır. Mücadele ruhumuzu alıp götürendir. Yaşama tutunmamıza engel olandır.

Asi bir yürekle yaşayanlar ise, nerede ve nasıl yaşarlarsa yaşasınlar hiçbir kelepçe kâr etmez onlara. Yaşamak, serüvenlerin en heyecan vericisi olup çıkar onlar için. Her yeni gün sımsıcak bir yüreğin gülümseyişi olarak gelir onlara. Dost şafaklara varmak adına verirler mücadelelerini. Eninde sonunda da kendilerinden sevdiklerinden çok şeyler vermek adına da olsa varırlar o çok özledikleri güzel şafaklara.

“Yaşamı ciddiye alacaksın

Hem de o derece öylesine ki

Mesela kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda

Yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle

Bir labaratuarda insanlar için ölebileceksin

Hem de yüzünü hiç görmediğin insanlar için

Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken

Hem de en güzel şeyin, en gerçek şeyin

Yaşamak olduğunu bildiğin halde”

“Yaşamaya Dair” şiirinde böyle diyordu Nazım Hikmet. Kuşkusuz en gerçek, en güzel şeydir yaşamak. Birçoğumuz da seviyoruz yaşamayı. Ama hep unutuyoruz, zira yaşamayı sevmek demek, şiirde de geçtiği gibi yaşamı dönüştürme ve değiştirme bilincidir de aynı zamanda. Yeni, yepyeni bir yaşam için mücadele etmektir.

Seviyorsak eğer yaşamayı; yeni bir dünya istemeli ve hatta istemekle de yetinmemeli yeni bir dünya kurmalıyız. Yeni bir yaşam demektir bu. Yeni bir yaşam ise birliktelik demektir. Kardeşlik demektir. Aynı amaçlar uğruna bir araya gelebilmek ve birlikte mücadele edebilmek demektir. Çünkü tek bir birey asla kendi bireyselliğinin ötesine geçemez. Ancak bir birlikteliğin içinde yer alırsa yaşamı, geleceği ve kendi mutluluğunu fetheder ve aslında hedefe ulaşmanın ne kadar kolay olduğunu o zaman anlar.

Archimendes; “Manivelama bir dayanak bulun, dünyayı yerinden oynatayım” demiş. Bizim dayanağımız kolektif çalışma olmalıdır. Bizi o güzel şafaklara götürecek olan budur.

Yaşamı sevmek demek yaşama sevinciyle dolu olmak, hiçbir kelepçenin yeni bir dünya yaratma azminden bizleri alıkoyamaması demektir. Yaşanılası bir ülke yaratmak demektir… Güzel şafakları birlikte karşılayabilmek demektir…

Gerçekten seviyor musunuz yaşamı?...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (4)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Güler Dost
(12.02.2025 09:37 - #2551)
Arzu Kök Hanımefendi merhabalar, YAŞAMI SEVMEK kadar sizi sevdim .Nefis anlatım .. Teşékkürler ..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
ULUS okuru
(12.02.2025 10:46 - #2553)
Fevkalade güzel ve duygu ddolu bir yazı. Elinize, yüreğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
ULUS okuru
(12.02.2025 10:46 - #2554)
Fevkalade güzel ve duygu ddolu bir yazı. Elinize, yüreğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ulus'un okuru
(12.02.2025 14:08 - #2563)
''Yaşamaya Dair'' ne varsa hayatın içinde olmamızı, umudumuzu kaybetmeden diri ve bir olmayı ne güzel dile getirmişsiniz.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.