Ülkemizde bir çok insanın hayalini süsleyen Avrupa Birliği ekonomik açıdan fena sallanmaya başladı.
Bazı bilmişlerin “AB’ye beyin göçü hızlandı”, “Binlerce doktor ve mühendis AB’ye göç etti”, “Gençlerimiz bir bir AB’ye kaçıyor” gibi boylarından büyük lafların pek bir geçerliliği yok.
Avrupa Birliği asırlar boyunca Asya’daki, Karaipler’deki, Afrika’daki ve Okyanus ülkelerindeki birçok ülkeyi işgal etmiş ve sömürgeye dönüştürmüş şaibeli bir kıta. Sömürdüğü ülkelerin insanlarının hayatlarını kabusa çevirmiş, ezmiş, örnek olsun diye acımasız yaptırımlar uygulamış, bu topraklarındaki gümüş, altın, pırlanta, petrol, doğalgaz ve uranyum gibi zenginliklere vahşi bir şekilde el koymuş bir topluluk. Artık deniz bitmiş ve kara görünmüş. Görünmekten de öteye gemi karaya oturmuş.
Ki, AB yönetimi ekonomik sıkıntılarını biraz daha azaltmak için diplomatik ağını küçültmek, yani dış ülkelerdeki Büyükelçilik, Konsolosluk, Temsilcilik ve Misyonlarında kesinti yapmak kararı aldı. Son alınan karara göre AB, diplomatik ağından, bütçede öngörülen mikarın yüzde 5’ini, yani 43 milyon Avro’yu kesecek ve giderlerini aşağı çekecek. Gelecek yıl ve diğer yıllarda bu kesintiler her yıl yüzde 5 daha arttırılacak. Bu durumda yüksek maaşlar ve maliyetlere ilaveten gittikçe yükselen enflasyon baskısı nedeni ile Avrupa Birliği, Güney (Latin) Amerika ve Afrika’da halen faaliyette olan Büyükelçilik, Konsolosluk, Temsilcilik ve Misyonlarının faaliyetlerini bu yıldan başlamak üzere azaltacak, birkaç yıl içinde de “tek kişilik ordu” tabiriyle devam ettirmek zorunda kalacak.
İşin ilginç ve şaşkınlık yaratacak olan tarafı, kapatılacak diplomatik misyonlardaki mal varlıkları ile taşınmazların da satılacak olması. 2024 yılında, güvenlik nedeni ile yanından geçilmesi bile yasaklanmış olan “A” ülkesinin Büyükelçilik binası, 2025 yılında, halkın içine kolayca girebileceği ünlü bir markanın mağazasına dönüşecek.
Bununla da bitmiyor bu kesintilerin etkisi. AB’nin 145 sınır ötesi ülkede faaliyet gösteren diplomatik misyonunun neredeyse üçte birinin kesintilerden dolayı ciddi bir güvenlik sorunu taşıması ve bu sayının her yıl artış göstermesi olası.
Bütçede öngörülen miktarın yüzde 5’inin, yani 43 milyon Avro’nun kesilecek olmasının, mesleğim olan inşaat mühendisliği açısından açıklaması; binalardaki teknolojik malzeme ve aletlerin bakımın yapılamayacağı ve yenilenemeyeceğine ilaveten binaların rutin bakım ve tamirlerinin yapılamayacağı. Bu da binaların zamanla bakımsızlıktan konforlu bir şekilde oturulamaz ve çalışılamaz hale dönüşeceği, elektrikli, elektronik ve digital aletlerin de diplomatik misyonun çağdaş isteklerine yanıt veremeyecek hale geleceği, teknolojik güvenlik zaafiyetlerinin artacağı anlamına geliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, çok değil 3 ay evvel, -Mayıs ayında- söylediği “Avrupa’mızın ölebileceği varoluşsal bir an yaşıyoruz” sözleri zaten AB’nin durumunu çok iyi açıklamakta. Gerekçe olarak da Ukrayna-Rusya çatışması ile artık iyice suyun yüzüne çıkarak elle tutulur, yaşamda hissedilir hale gelen “ekonomik zorlukları ve sıkıntıları” öne sürmüştü Makron.
Geçmiş yıllarda giderleri azaltmak için AB yönetiminin aldığı “haftalık duş sayısı” azaltılacak kararı, esnedi, uzadı ve dış ülkelerdeki Büyükelçilik, Konsolosluk, Temsilcilik ve Misyonlarında kesinti yapmak ve kapatmak kararına kadar büyüdü.
Başta Fransa olmak üzere Güney (Latin) Amerika ve Afrika ülkelerinden kapı dışarı edilen emperyalist Batı, bağlantılarının olduğu diğer ülkeleri parasızlıktan kapının önüne konmalarına gerek kalmadan kendileri terk etmek zorunda kalacaklar.
Boşuna atalarımız “Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” dememiş.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili