Ertuğrul Mat-Günün Getirdikleri-E.Milletvekili
Köşe Yazarı
Ertuğrul Mat-Günün Getirdikleri-E.Milletvekili
 

DİNDARIN, KİNDARA DÖNÜŞMESİ (1)

Bazı geri zekâlılar soruyorlar: -Sen de mi CHP'li oldun? diye, Ben de aynı cevabı veriyorum: Bak AK Partili kardeşim, Ben 1957 senesinde, İstanbul’da DP Gençlik Kollarını arkadaşlarımla yeniden kurduğumda ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı Üniversite’de bayrak açtığımda,Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz 3 yaşındaydı.. Ben 23 yaşındaydım ve  CHP’nin karşısındaydım. O tarihlerde, Üniversite’de ”Demokrat Partiliyim” demek, yürek işiydi.. Çünkü, CHP’nin başında  Kemâl bey değil, İsmet Paşa vardı. CHP Gençlik Kolları Başkanı Nurettin Sözen’di.. Erdoğan Teziç, Erdoğan Moroğlu, Ersin Çamoğlu, Özcan Şen, Sabih Kanadoğlu, Alev Coşkun, Şevket Çizmeci, Sina Akşin, Engin Ünsal , Özer Gürbüz gibi son elli yılın, siyaset ve hukuk dünyasına damga vurmuş isimler, ya fiilen CHP gençlik kollarında çalışırlardı, ya da, CHP ‘nin tüm siyasi çalışmalarını iştirake koşarlardı. Benim kavgam onlarlaydı.. O tarihte Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz anaokuluna bile gitmemişti. Ben, 1962 ‘den 1965 kadar, o günkü  CHP iktidarlarına karşı yazdığım yazılar yüzünden Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanırken, Sayın Cumhurbaşkanımız, okuduğu için hapse girdiğini iddia ettiği şiirleri henüz ezberlememişti. Ben Bursa’da, yazı hayatına  başlayıp, gerçek ve kâfi sayıda İmam Hatip Okullarının açılmasını savunurken, Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz İmam Hatip’ten ayağını içeri atmamıştı.. Ben fiili siyaseti bırakıp, başka bir hayata döndüğüm zaman, Sayın Cumhurbaşkanımız henüz 20’li yaşlarındaydı, siyaset dünyasına gözlerini yeni açıyordu.. O günlerde biz, bizim partimiz, bizim partilimiz, hep dindar neslin yanında olduk. Sanıyorduk ki, İmam Hatip Okulları’nda,” Kurandaki İslam” ı anlamış, modern Türkiye’nin modern din adamları yetişecek. Yanılmışız. Gördük ki, o okulların yanına kurulan yurtlara taşıdığınız çocuklarımızın zihnine cemaatlerin hurafelerini, rivayetlerini “İslamî Menkıbeler” diye soktunuz. Bir kısmının da tecavüze uğramasına sessiz kaldınız. Bununla yetinmediniz, iktidara gelince, size yaşatılanları başkasına yaşatmamak gibi bir insanî davranış yerine, tutup intikam almak için dindar nesli; kindar nesle döndürdünüz. Oysa ki, siz, yaşam tarzlarına yapılan müdahalelerin kalkması için mücadele ettiğinizi söylüyordunuz, Yalanmış.. Bu ülkede yaşayanların hayatına  o kadar öfke ile o kadar acımasızca müdahale ettiniz ki, ben bile; hayatları Cumhuriyet Halk Partisi ile mücadele ile geçmiş  arkadaşlarım bile size isyan etti. Siyasetin bugününde, sıkıntı çekiyorsanız bundandır. Gerçek dindarlığın kardeşliğini, barış hasretini unuttuğunuz içindir. Not: 2 inci yazıyı okuyunca, kindar mısın, dindar mısın? Sorusuna kendin cevap ver.    
Ekleme Tarihi: 11 Mart 2024 - Pazartesi

DİNDARIN, KİNDARA DÖNÜŞMESİ (1)

Bazı geri zekâlılar soruyorlar:

-Sen de mi CHP'li oldun? diye, Ben de aynı cevabı veriyorum:

Bak AK Partili kardeşim,

Ben 1957 senesinde, İstanbul’da DP Gençlik Kollarını arkadaşlarımla yeniden kurduğumda ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı Üniversite’de bayrak açtığımda,Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz 3 yaşındaydı..

Ben 23 yaşındaydım ve  CHP’nin karşısındaydım.

O tarihlerde, Üniversite’de

”Demokrat Partiliyim” demek, yürek işiydi..

Çünkü, CHP’nin başında  Kemâl bey değil, İsmet Paşa vardı.

CHP Gençlik Kolları Başkanı Nurettin Sözen’di..

Erdoğan Teziç, Erdoğan Moroğlu, Ersin Çamoğlu, Özcan Şen, Sabih Kanadoğlu, Alev Coşkun, Şevket Çizmeci, Sina Akşin, Engin Ünsal , Özer Gürbüz gibi son elli yılın, siyaset ve hukuk dünyasına damga vurmuş isimler, ya fiilen CHP gençlik kollarında çalışırlardı, ya da, CHP ‘nin tüm siyasi çalışmalarını iştirake koşarlardı.

Benim kavgam onlarlaydı..

O tarihte Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz anaokuluna bile gitmemişti.

Ben, 1962 ‘den 1965 kadar, o günkü  CHP iktidarlarına karşı yazdığım yazılar yüzünden Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanırken, Sayın Cumhurbaşkanımız, okuduğu için hapse girdiğini iddia ettiği şiirleri henüz ezberlememişti.

Ben Bursa’da, yazı hayatına  başlayıp, gerçek ve kâfi sayıda İmam Hatip Okullarının açılmasını savunurken, Sayın Cumhurbaşkanımız, henüz İmam Hatip’ten ayağını içeri atmamıştı..

Ben fiili siyaseti bırakıp, başka bir hayata döndüğüm zaman, Sayın Cumhurbaşkanımız henüz 20’li yaşlarındaydı, siyaset dünyasına gözlerini yeni açıyordu..

O günlerde biz, bizim partimiz, bizim partilimiz, hep dindar neslin yanında olduk.

Sanıyorduk ki, İmam Hatip Okulları’nda,” Kurandaki İslam” ı anlamış, modern Türkiye’nin modern din adamları yetişecek.

Yanılmışız.

Gördük ki, o okulların yanına kurulan yurtlara taşıdığınız çocuklarımızın zihnine cemaatlerin hurafelerini, rivayetlerini “İslamî Menkıbeler” diye soktunuz.

Bir kısmının da tecavüze uğramasına sessiz kaldınız.

Bununla yetinmediniz, iktidara gelince, size yaşatılanları başkasına yaşatmamak gibi bir insanî davranış yerine, tutup intikam almak için dindar nesli; kindar nesle döndürdünüz.

Oysa ki, siz, yaşam tarzlarına yapılan müdahalelerin kalkması için mücadele ettiğinizi söylüyordunuz,

Yalanmış..

Bu ülkede yaşayanların hayatına  o kadar öfke ile o kadar acımasızca müdahale ettiniz ki, ben bile; hayatları Cumhuriyet Halk Partisi ile mücadele ile geçmiş  arkadaşlarım bile size isyan etti.

Siyasetin bugününde, sıkıntı çekiyorsanız bundandır.

Gerçek dindarlığın kardeşliğini, barış hasretini unuttuğunuz içindir.

Not: 2 inci yazıyı okuyunca, kindar mısın, dindar mısın?

Sorusuna kendin cevap ver.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.