Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Ali Eralp - Eğitimci-Araştırmacı-Yazar
 

YENİ OYUNLAR KURULUYOR

Meral Akşener saraya çağrıldı. Recep Tayyip Erdoğan’la eski İYİ parti başkanı uzun uzun görüştüler. Sohbet ettiler… Bu bir işbirliği başlangıcı mı acaba? Yoksa Devlet Bahçeli’yi artık emekliye mi sevk edecekler? Ya da AKP, anayasa çalışmaları için kendisine bir ortak, bir destekçi mi arıyor? Akşener’in Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirileceği de söyleniyor. Erdoğan’ın ondan “Yumuşama sürecine” destek isteyeceğini ileri sürenler var… Ya da yeni bir oyun mu kuruluyor? Tıpkı “Yumuşama, normalleşme” girişimlerinde olduğu gibi… Halkın desteklediği partiyi ya da partileri denetimli muhalefet haline getirme uğraşıları olmasın bütün bu çabalar? Yukarıda saydıklarımın tümü de bu gerçekleri doğrulayabilir… Böyle bir buluşmayı zaten bekliyorduk. Yumruğunu masaya vurup, Altılı Masadan Meral Hanımın ayrılması, AKP ile iyi Partinin yakınlaşmasının sinyallerini veriyordu… Ve her iki lider de 31 Mart seçimlerinden sonra köşeye sıkıştı. Meral Akşener’in partisine destek olanların oranı yüzde 9’lardan yüzde 2 - 3’lere düştü. AKP ikinci parti konumuna geldi. Her iki parti de çok büyük yaralar almıştı. Yeni çözümler gerekiyordu. Geçmişte bu tür örneklere çok rastladık. Aklıma ilk gelenler, Numan kurtulmuşlar, Süleyman soylular, Mehmet Ali Çelebiler, Sinan Oğanlar, Devlet Bahçeliler… Bu kişilerin saraya davetinden sonra ne konuşuldu ne vaatler verildiyse bu “Vatan, millet, Sakarya” milliyetçileri hemen yön değiştirdiler. Bazıları AKP’ye katıldılar. Bazıları lüks konutlarında oturup, son model arabalarına binerek bu dünyada cenneti yaşadılar. Politikadan uzaklaştılar. AKP için söyledikleri ağır ve suçlayıcı sözleri hemen unuttular… Bu ziyaretlerde kârlı çıkan yine saray oldu. Partileri, liderleri destekleyen büyük halk yığınları umutsuzluğa kapıldılar ve kendi kendilerine sordular: “Madem liderimiz, mücadele ettiği kişinin sarayına gidiyor, onunla hoş, dostça sohbetler yapıyor, ona destek çıkıyor, biz neden bu liderin peşine takıldık? Neden ona güvendik? Bu saatten sonra kime güveneceğiz?” Bu sözler çok gerçekçi, çok doğru sözlerdir… İçinde yaşadığımız pislik ortamını en çarpıcı bir biçimde ifade etmektedir… Ülkemizde bu ihanetler, Atatürk’ün ölümünden hemen sonra başladı ve hâlâ devam ediyor. Kurtuluşun tek yolu Mustafa Kemal’in yolundan gitmektir. İktidar olsun, muhalefet olsun, kim Mustafa Kemal’e ihanet ediyor ve onun ilkelerinden ayrılıyorsa; bu haini ya da hainleri hemen saf dışı bırakıp, mücadeleye kaldığımız yerden devam etmeliyiz… Ve bu mücadeleyi dönek insanların dışında, AKP’yi ikinci parti durumuna gtiren halkla birlikte yürütmeliyiz…
Ekleme Tarihi: 11 Haziran 2024 - Salı

YENİ OYUNLAR KURULUYOR

Meral Akşener saraya çağrıldı.

Recep Tayyip Erdoğan’la eski İYİ parti başkanı uzun uzun görüştüler. Sohbet ettiler…

Bu bir işbirliği başlangıcı mı acaba?

Yoksa Devlet Bahçeli’yi artık emekliye mi sevk edecekler?

Ya da AKP, anayasa çalışmaları için kendisine bir ortak, bir destekçi mi arıyor?

Akşener’in Cumhurbaşkanı yardımcılığı görevine getirileceği de söyleniyor.

Erdoğan’ın ondan “Yumuşama sürecine” destek isteyeceğini ileri sürenler var…

Ya da yeni bir oyun mu kuruluyor? Tıpkı “Yumuşama, normalleşme” girişimlerinde olduğu gibi…

Halkın desteklediği partiyi ya da partileri denetimli muhalefet haline getirme uğraşıları olmasın bütün bu çabalar?

Yukarıda saydıklarımın tümü de bu gerçekleri doğrulayabilir…

Böyle bir buluşmayı zaten bekliyorduk.

Yumruğunu masaya vurup, Altılı Masadan Meral Hanımın ayrılması, AKP ile iyi Partinin yakınlaşmasının sinyallerini veriyordu…

Ve her iki lider de 31 Mart seçimlerinden sonra köşeye sıkıştı. Meral Akşener’in partisine destek olanların oranı yüzde 9’lardan yüzde 2 - 3’lere düştü. AKP ikinci parti konumuna geldi.

Her iki parti de çok büyük yaralar almıştı. Yeni çözümler gerekiyordu. Geçmişte bu tür örneklere çok rastladık.

Aklıma ilk gelenler, Numan kurtulmuşlar, Süleyman soylular, Mehmet Ali Çelebiler, Sinan Oğanlar, Devlet Bahçeliler…

Bu kişilerin saraya davetinden sonra ne konuşuldu ne vaatler verildiyse bu “Vatan, millet, Sakarya” milliyetçileri hemen yön değiştirdiler.

Bazıları AKP’ye katıldılar. Bazıları lüks konutlarında oturup, son model arabalarına binerek bu dünyada cenneti yaşadılar. Politikadan uzaklaştılar.

AKP için söyledikleri ağır ve suçlayıcı sözleri hemen unuttular…

Bu ziyaretlerde kârlı çıkan yine saray oldu. Partileri, liderleri destekleyen büyük halk yığınları umutsuzluğa kapıldılar ve kendi kendilerine sordular:

“Madem liderimiz, mücadele ettiği kişinin sarayına gidiyor, onunla hoş, dostça sohbetler yapıyor, ona destek çıkıyor, biz neden bu liderin peşine takıldık?

Neden ona güvendik?

Bu saatten sonra kime güveneceğiz?”

Bu sözler çok gerçekçi, çok doğru sözlerdir… İçinde yaşadığımız pislik ortamını en çarpıcı bir biçimde ifade etmektedir…

Ülkemizde bu ihanetler, Atatürk’ün ölümünden hemen sonra başladı ve hâlâ devam ediyor. Kurtuluşun tek yolu Mustafa Kemal’in yolundan gitmektir.

İktidar olsun, muhalefet olsun, kim Mustafa Kemal’e ihanet ediyor ve onun ilkelerinden ayrılıyorsa; bu haini ya da hainleri hemen saf dışı bırakıp, mücadeleye kaldığımız yerden devam etmeliyiz…

Ve bu mücadeleyi dönek insanların dışında, AKP’yi ikinci parti durumuna gtiren halkla birlikte yürütmeliyiz…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.