Atilla İNAN - Avukat - Bilirkişi
Köşe Yazarı
Atilla İNAN - Avukat - Bilirkişi
 

ADALET YÜREK İSTER

Aşkın, sevginin, iyiliğin sembolü olarak kabul edilen kalp, "Bu iş yürek ister", "Amma yürekli adam" ifadelerinde olduğu gibi cesaret anlamını da taşır. Gerçekten hem adalet arayışında hem de gerçekleştirilmesinde cesaretin vazgeçilmez bir yeri vardır. Adalet, özünde ahlaki görevlerin yer­ine getirilmesidir. Eflatun'a göre adalet en yüksek erdemdir. Sokrates'e göre ise, "erdem" mutlak değerler üzerindeki doğru bilgidir. Bir başka deyişle adalet iyiyi kötüden ayırma bilgisidir. Gerçek bilgi sahibi olanlar, doğru olanı ya­parlar. Erdem, bilgili ve adaletli olmak, adaletsizlik ise cehalet de­mektir. Kendi kendini işlemek bir çalışma ve ceht işidir. Yürek ister. Yeterince olgunlaş­mamışken her konuda ken­dini haklı bulan kişinin, belirli bir düzeye gelince, başkasının hakkını kendi el­leriyle teslim etmesi, yüreğin, hem sevgi hem cesaret yönünü çok güzel ifade eder. Tanınmış Alman hukukçusu Jhering'in belirttiği gibi, adaletin bir elinde terazi bir elinde kılıç olmalıdır. Terazisiz kılıç kaba kuvvet, kılıçsız terazi ise hukukun aczini ifade eder. O ne­denle bizatihi adaleti gerçek­leştirme çabası bile başlı başına yürekliliği gerektirir. Zorbalara dur diyebilmek, bununla da kalmayarak onlara hak ettik­lerini vermek başlı başına cesaret işidir. Bir süre önce İstanbul Adliyesinde saçlarından sürülerek dövülen bir hanım yargıcımızın karşılaştığı durum göz önünde tutulursa, suçluya, zorbaya ceza­sını vermek, bazı tehlikeleri göze alarak gerçekleşecektir. Adaletin haksızlığa tepkisi,  zorbanınkinden farklıdır. Göze göz, dişe diş yaklaşımı içinde olmaz. İtidal ile hareket et­meyi gerektirir, kimi zaman surata tüküren bir şüphelinin suçsuzluğu anlaşılınca bağışlanmasını gerektirir. Kine, nefrete, in­tikama yer yoktur. Bu nedenle adil olmak, Konfiçyüs'ün belirttiği gibi yüce insanların işidir. Kimi zaman toplum psikolojisi ile hareket eden yığınlar, aklı elimini yitir­miş olabilirler. O yığınlara karşı çıkıp hakkı adaleti savunmak kolay olmaz. O sırada, "vurun kahpeye" diye masum ve mazlum bir insanı linç girişiminde bulunanların yanında olup, "ucuz kahraman" olmak yerine, adaleti, gerçeği savunup, bazı tehlikeleri göze alıp yalnız kalmayı tercih etmek de var. Bir zamanlar, başlı başına erdem sayılan cesaret, günümüzde medeni ce­saret anlamını almıştır. Yaşadığımız koşullarda bile, insanların yargıya başvur­duklarında, kara listelere alındığı gerçeği düşünülürse, başlı başına hak aramak, yargıya başvurmak, her kesin göze alamayacağı bir kahramanlık olmak­tadır. Erdem ilkeleriyle hareket edenler, iyi ,doğru ve güzel idealler taşıdıkları için uzun vadede , gerekli sabrı gösterip, savaşımlarını sürdürdüklerinde mutlaka başarılı olacaklardır. Sadece küçük çıkar­ları ,ilkel duyguları ile hareket edenlerin yarattıkları korku ortamına aslında cesaret denilmez.Cesaret asil bir duygudur. Adaleti,iyiyi düzeli doğruyu gerçek­leştirmek için vardır. Zorbaların yarattıkları korku ortamından yılmamak gerekir. Korku ile yaşayıp güçlenen despotlukları yıkmak için cesur olmak zorundayız. O zaman on­ların ne kadar köksüz ve temelsiz olduk­larını göreceğiz. Bu nedenle bir Türk Devlet Adamının söylediği gibi, dürüst insanlar daha cesur olmak zorundadırlar.
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2025 - Pazartesi

ADALET YÜREK İSTER

Aşkın, sevginin, iyiliğin sembolü olarak kabul edilen kalp, "Bu iş yürek ister", "Amma yürekli adam" ifadelerinde olduğu gibi cesaret anlamını da taşır. Gerçekten hem adalet arayışında hem de gerçekleştirilmesinde cesaretin vazgeçilmez bir yeri vardır.

Adalet, özünde ahlaki görevlerin yer­ine getirilmesidir. Eflatun'a göre adalet en yüksek erdemdir. Sokrates'e göre ise, "erdem" mutlak değerler üzerindeki doğru bilgidir. Bir başka deyişle adalet iyiyi kötüden ayırma bilgisidir. Gerçek bilgi sahibi olanlar, doğru olanı ya­parlar. Erdem, bilgili ve adaletli olmak, adaletsizlik ise cehalet de­mektir.

Kendi kendini işlemek bir çalışma ve ceht işidir. Yürek ister. Yeterince olgunlaş­mamışken her konuda ken­dini haklı bulan kişinin, belirli bir düzeye gelince, başkasının hakkını kendi el­leriyle teslim etmesi, yüreğin, hem sevgi hem cesaret yönünü çok güzel ifade eder.

Tanınmış Alman hukukçusu Jhering'in belirttiği gibi, adaletin bir elinde terazi bir elinde kılıç olmalıdır. Terazisiz kılıç kaba kuvvet, kılıçsız terazi ise hukukun aczini ifade eder. O ne­denle bizatihi adaleti gerçek­leştirme çabası bile başlı başına yürekliliği gerektirir. Zorbalara dur diyebilmek, bununla da kalmayarak onlara hak ettik­lerini vermek başlı başına cesaret işidir.

Bir süre önce İstanbul Adliyesinde saçlarından sürülerek dövülen bir hanım yargıcımızın karşılaştığı durum göz önünde tutulursa, suçluya, zorbaya ceza­sını vermek, bazı tehlikeleri göze alarak gerçekleşecektir.

Adaletin haksızlığa tepkisi,  zorbanınkinden farklıdır. Göze göz, dişe diş yaklaşımı içinde olmaz. İtidal ile hareket et­meyi gerektirir, kimi zaman surata tüküren bir şüphelinin suçsuzluğu anlaşılınca bağışlanmasını gerektirir. Kine, nefrete, in­tikama yer yoktur. Bu nedenle adil olmak, Konfiçyüs'ün belirttiği gibi yüce insanların işidir.

Kimi zaman toplum psikolojisi ile hareket eden yığınlar, aklı elimini yitir­miş olabilirler. O yığınlara karşı çıkıp hakkı adaleti savunmak kolay olmaz. O sırada, "vurun kahpeye" diye masum ve mazlum bir insanı linç girişiminde bulunanların yanında olup, "ucuz kahraman" olmak yerine, adaleti, gerçeği savunup, bazı tehlikeleri göze alıp yalnız kalmayı tercih etmek de var.

Bir zamanlar, başlı başına erdem sayılan cesaret, günümüzde medeni ce­saret anlamını almıştır. Yaşadığımız koşullarda bile, insanların yargıya başvur­duklarında, kara listelere alındığı gerçeği düşünülürse, başlı başına hak aramak, yargıya başvurmak, her kesin göze alamayacağı bir kahramanlık olmak­tadır.

Erdem ilkeleriyle hareket edenler, iyi ,doğru ve güzel idealler taşıdıkları için uzun vadede , gerekli sabrı gösterip, savaşımlarını sürdürdüklerinde mutlaka başarılı olacaklardır. Sadece küçük çıkar­ları ,ilkel duyguları ile hareket edenlerin yarattıkları korku ortamına aslında cesaret denilmez.Cesaret asil bir duygudur. Adaleti,iyiyi düzeli doğruyu gerçek­leştirmek için vardır. Zorbaların yarattıkları korku ortamından yılmamak gerekir. Korku ile yaşayıp güçlenen despotlukları yıkmak için cesur olmak zorundayız. O zaman on­ların ne kadar köksüz ve temelsiz olduk­larını göreceğiz. Bu nedenle bir Türk Devlet Adamının söylediği gibi, dürüst insanlar daha cesur olmak zorundadırlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.