Tarihi süreç içerisinde adalet çeşitli biçimlerde sembolize edilmiş ve bu semboller zaman içerisinde değişmiştir. En eski adalet semboline mısır uygarlığında rastlanır. Mısır uygarlığında adaleti Maat adıyla anılan adalet meleğinin gerçekleştirdiğine inanılırdı. Maat aynı zamanda "doğruluk" anlamına da gelmekteydi. Maat deve kuşu tüyünden başlık taşıyan bir kadın olarak simgelenirdi. Ölenlerin kalpleri Maat'ın başlığında bulunan deve kuşu tüyü ile tartılır. Eğer kalbin ağırlığı tüyden hafif olursa onlara sonsuz bir yaşam vaad edilir. Eğer, ölünün kalbi tüyden daha ağır geliyorsa cezalandırılırdı. Yani bundan sonraki sembollerde de eksiksiz yer alan terazi ve tartı fikri Mısır uygarlığının adalet sembolünde de bulunuyordu. Ve işlemlerin maat adıyla anılan bir dişi melek tarafından gerçekleştirilmesi bekleniyordu. Görüldüğü üzere en eski sembollerde bile adalet bir dişi melek biçiminde ifade ediliyordu.
Romalılar adalet meleğine "Justitia" diyorlardı. Çoğu kez gözleri bağlı olarak ayakta duran bir elinde terazi bir elinde kılıç tutan kadınla sembolize ediliyordu. Kimi zaman ise justitia bir elinde değnek diğer elinde ateş ile gösteriliyordu. Terazi sembolü ve ateş sembolü doğruluğu, kılıç veya değnek ise kamu otoritesini anlatıyordu. Doğruluğu gerçekleştirme gücü yine bir dişi meleğe veriliyordu.
Yunan uygarlığında adaleti Themis sembolize etmekteydi. Bu gün Britanyanın en büyük nehrinin de adı olan Themis'in başlangıçta gözleri bağlı olmadığı gibi elinde kılıç ta yoktu. Themisjn tarafsızlığını belirtmek için gözleri sonradan bağlanıp, doğruluğu ölçmesi için bir eline terazi diğer eline de adaleti uygulayabilmek için kılıç verilmiştir. Gözleri açıkta olsa kapalı da olsa Yunan uygarlığında da adaleti gerçekleştirme işi bir dişi tanrıçaya verilmişti.
Adaletin az karşılaşılan diğer bir semboli ise,"cornucopia" diye anılan içinde meyve sebze bulunan boynuzdur. Curnucopia, sembolü ile adalet ile üretim arasında bir ilişki kurulmuştur. Bu sembol ile adaletin olmadığı, paylaşımın adil olarak gerçekleşmediği yerde üretimin veya onun sürekliliğinin olmayacağı ifade edilmiştir.
Kimi adalet sembolleri ise açık bir kitap ve onun üzerinde duran terazi ile ifade edilir.
Artık adaleti gerçekleştirme işi ilahi güçlere bırakılmamış toplumsal konsensüsü betimleyen yasalara tanınmıştır. Toplumsal konsensüs da bir kitapla sembolize edilmiştir.
Her insanın toplumsal barış için adil davranması kaçınılmazdır. Ancak uyuşmazlık halinde adaleti sağlayabilmek için bir otoritenin olması kaçınılmazdır. Otorite adil olduğu ölçüde sürekliliğini koruyabilir. Devletin sürekliliği de varlığı gibi adalete bağlıdır.
Otorite, yani güç tek başına adaleti gerçekleştiremez adil olmayı da gerektirir. Aksi taktirde zalim kimliğine bürünür ve kendisine duyulan tepkiler sonunda o gücü yok eder. Diğer taraftan tek başına adil olmak da yetersiz kalır. Çünkü gerçekleştirilebilmesi güce bağlıdır. Bir gücü olmayan, gerçekleştirebilme olanağı kalmayan adalet ise aciz kalır.