Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Bir Hint Masalı ve Bizim Demokrasi

Eski Hint hükümdarlarından biri, masal dinleme hastalığına tutulmuş. Kendisine hiç bitmiyecek kadar uzun bir masal söyleyene, kızını vereceğini ilân etmiş. Bu hususta pek çok kaderini denemek isteyenler olmuşsa da, en çok bir hafta anlatmaya tahammül edebilmişler. Nihayet filozof tavırlı bir genç saraya gelmiş. - Sultanım, size ömrünüzün sonuna kadar devam edecek bir masal söyleyeceğim. Ama benim sözümü yarıda kesmiyeceğinize dair, vekilin vüzerânın önünde söz verir misiniz? Demiş. Sultan kabul edince masala başlamış: -Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde zengin bir çiftçi muazzam bir buğday silosu yaptırmış, içini buğdayla doldurmuş. Silonun köşesindeki minicik bir delikten bir karınca yol bulmuş, bir buğday tânesi alarak çıkmış. Sonra diğer bir karınca içeri girmiş ve bir buğday tanesi alarak çıkmış...» Filozof masalına iki gün iki gece  --Sonra diğer bir buğday tanesi alarak çıkmış.." Diye devam etmiş.. Böylece ancak iki gün tahammül eden sultan kızını verdiği gibi, bir daha ömür boyunca masal dinlemeye tövbe ederek meseleyi kapatmış. Bizim demokrasi mücadelemiz bana daima bu masalı hatırlatır. İleri memleketlerde demokratik mücadeleler memleketin menfaatleri içindir ve memleketi kalkındırır. Bizde bu mücadele, maalesef sandalye kavgası hâline dökülmüştür. Partili memleketi için değil, partisi için çalışır bir hasta haline gelmiştir En acı tarafı bu mücadeleler yüzünden dış dünyadaki işlerimiz bile aksamış, itibarımız sarsılmıştır. Bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş bir memleket için bugünkü halimiz ne kadar acıdır.  Nüfusun dörtte üçünün karanlıkta oturduğu, köylerinin su, ışık, okul beklediği, çocuklarının bakım beklediği, işsizliğin yürekler acısı olduğu, millî gelirin en aza indiği bir devirde, bütün işleri bir kenara bırakarak: -Sonra diğer bir karınca içeri girdi ve bir buğday tânėsi alarak çıktı, diye filozofun masalı gibi, ayni tekerlemelerle uzayıp giden, hiç bir neticeye varamayan politika didişmelerinden, millet usandı. Masal âşıkı Hind padişahı gibi sabrı tükenen milletin aman demokrasi de bitsin kavga da bitsin deyivermesinden korkulur. Memleketimizin hak yolunda hizmet eden, alkıştan, dalkavukluktan nefret eden, kavgaya vakit kalmıyacak şekilde çalışan devlet adamlarına ne kadar ihtiyacı vardır. Yoksa; hepsi bir buğday tânesi alarak çıkıp, teker teker siloyu boşalttıktan sonra, masalın neticesine ulaşacağımızı beklersek, asırlar boyu bekliyeceğimize inanabiliriz.  
Ekleme Tarihi: 11 Eylül 2024 - Çarşamba

Bir Hint Masalı ve Bizim Demokrasi

Eski Hint hükümdarlarından biri, masal dinleme hastalığına tutulmuş. Kendisine hiç bitmiyecek kadar uzun bir masal söyleyene, kızını vereceğini ilân etmiş. Bu hususta pek çok kaderini denemek isteyenler olmuşsa da, en çok bir hafta anlatmaya tahammül edebilmişler. Nihayet filozof tavırlı bir genç saraya gelmiş.

- Sultanım, size ömrünüzün sonuna kadar devam edecek bir masal söyleyeceğim. Ama benim sözümü yarıda kesmiyeceğinize dair, vekilin vüzerânın önünde söz verir misiniz? Demiş. Sultan kabul edince masala başlamış:

-Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde zengin bir çiftçi muazzam bir buğday silosu yaptırmış, içini buğdayla doldurmuş. Silonun köşesindeki minicik bir delikten bir karınca yol bulmuş, bir buğday tânesi alarak çıkmış. Sonra diğer bir karınca içeri girmiş ve bir buğday tanesi alarak çıkmış...»

Filozof masalına iki gün iki gece

 --Sonra diğer bir buğday tanesi alarak çıkmış.." Diye devam etmiş.. Böylece ancak iki gün tahammül eden sultan kızını verdiği gibi, bir daha ömür boyunca masal dinlemeye tövbe ederek meseleyi kapatmış.

Bizim demokrasi mücadelemiz bana daima bu masalı hatırlatır. İleri memleketlerde demokratik mücadeleler memleketin menfaatleri içindir ve memleketi kalkındırır. Bizde bu mücadele, maalesef sandalye kavgası hâline dökülmüştür. Partili memleketi için değil, partisi için çalışır bir hasta haline gelmiştir

En acı tarafı bu mücadeleler yüzünden dış dünyadaki işlerimiz bile aksamış, itibarımız sarsılmıştır. Bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuş bir memleket için bugünkü halimiz ne kadar acıdır. 

Nüfusun dörtte üçünün karanlıkta oturduğu, köylerinin su, ışık, okul beklediği, çocuklarının bakım beklediği, işsizliğin yürekler acısı olduğu, millî gelirin en aza indiği bir devirde, bütün işleri bir kenara bırakarak:

-Sonra diğer bir karınca içeri girdi ve bir buğday tânėsi alarak çıktı, diye filozofun masalı gibi, ayni tekerlemelerle uzayıp giden, hiç bir neticeye varamayan politika didişmelerinden, millet usandı.

Masal âşıkı Hind padişahı gibi sabrı tükenen milletin aman demokrasi de bitsin kavga da bitsin deyivermesinden korkulur.

Memleketimizin hak yolunda hizmet eden, alkıştan, dalkavukluktan nefret eden, kavgaya vakit kalmıyacak şekilde çalışan devlet adamlarına ne kadar ihtiyacı vardır.

Yoksa; hepsi bir buğday tânesi alarak çıkıp, teker teker siloyu boşalttıktan sonra, masalın neticesine ulaşacağımızı beklersek, asırlar boyu bekliyeceğimize inanabiliriz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.