Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Mukavemetli Olabilmek

1581 de İstanbul Kadısı olan ve daha sonra sırası ile Anadolu  ve Rumeli ve Kazaskeri olan şair Baki’nin en büyük arzusu Şeyhülislam olmakmış. III Mehmet tahta çıkınca bu arzusunun gerçekleşeceğini tahayyül ederken, bu görevin kendisinden değersiz olan Sunullah Efendi ‘ye verildiğini görünce üzüntüsünden hastalanır.  Devrinin en büyük şairi olan Baki'nin Şeyhülislamlığa, kendini hasta edecek kadar önem vermesini edebiyat tarihçileri bir kusur olarak anmışlardır. 1600 yılında ölen Baki'nin cenaze namazını kıldıran Sunullah Efendi’nin, şairin şu beytini tabutu karşısında okuduğu ve ağladığı söylenir. “Kadrini seng- i  musallada bilip ey Baki  Durup el bağlayanlar karşında yâran saf, saf.” İnsanların muayyen bir arzuyu can u gönülden arzulayıp da, her çareye baş vurduktan, bütün sebeplere koşturduktan, bütün çalışma gayretlerini gösterdikten sonra, isteğinin olmayışı karşısında ölümü düşünecek şekilde, teessür ve yeisse kapılmasını İslam dini men eder.  Allah’ın takdirine rıza gösterebilmek de ruhi bir olgunluktur.  Ancak asırlar boyunca kadere iman bahsi, bizde yanlış anlaşılmış ve kaderin insanın önüne çalışmadan geleceğine iman edilmiştir. Kadere iman bütün sebeplere koştuktan sonra, muteberdir. Kuran-ı kerim, “Sizin ısrarla istediğiniz şey belki hakkınızda hayırlı değildir, gaibi ancak Allah bilir, demektedir”  Hz. Abdülkadir Geylani der ki: “Tanrı’nın kendisine dost olduğunu bilen insan neticeye razı olur. Zira verilen şeyin bir dost tarafından verildiğine emindir. Hz. Peygamber, ”En büyük bela nasipte olmayanı aramaktır.” Diye, buyurmuştur. Şeytanın ve nefsinin kulu olan, dilediği şeyin olmayışı karşısında derin acılarla perişan olur. Sebepler iç âlemi ile Hakka güvenenleri değil, haktan gayri kalanları ezer. Büyük ıstıraplar, Tanrıya rıza göstermesini bilenler için çiçek bahçeleri gibidir. Küçük ruhlu insanlar için ise onları yakan ateşe benzer. Hayatta muvaffakiyetin sırlarından biri de, gayret, çalışmak ve emeklerin karşılığını beklerken, netice ve hadiseler karşısında mukavemetli olabilmektir.  
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2024 - Pazartesi

Mukavemetli Olabilmek

1581 de İstanbul Kadısı olan ve daha sonra sırası ile Anadolu  ve Rumeli ve Kazaskeri olan şair Baki’nin en büyük arzusu Şeyhülislam olmakmış.

III Mehmet tahta çıkınca bu arzusunun gerçekleşeceğini tahayyül ederken, bu görevin kendisinden değersiz olan Sunullah Efendi ‘ye verildiğini görünce üzüntüsünden hastalanır. 

Devrinin en büyük şairi olan Baki'nin Şeyhülislamlığa, kendini hasta edecek kadar önem vermesini edebiyat tarihçileri bir kusur olarak anmışlardır.

1600 yılında ölen Baki'nin cenaze namazını kıldıran Sunullah Efendi’nin, şairin şu beytini tabutu karşısında okuduğu ve ağladığı söylenir.

“Kadrini seng- i  musallada bilip ey Baki 

Durup el bağlayanlar karşında yâran saf, saf.”

İnsanların muayyen bir arzuyu can u gönülden arzulayıp da, her çareye baş vurduktan, bütün sebeplere koşturduktan, bütün çalışma gayretlerini gösterdikten sonra, isteğinin olmayışı karşısında ölümü düşünecek şekilde, teessür ve yeisse kapılmasını İslam dini men eder. 

Allah’ın takdirine rıza gösterebilmek de ruhi bir olgunluktur. 

Ancak asırlar boyunca kadere iman bahsi, bizde yanlış anlaşılmış ve kaderin insanın önüne çalışmadan geleceğine iman edilmiştir. Kadere iman bütün sebeplere koştuktan sonra, muteberdir.

Kuran-ı kerim, “Sizin ısrarla istediğiniz şey belki hakkınızda hayırlı değildir, gaibi ancak Allah bilir, demektedir” 

Hz. Abdülkadir Geylani der ki: “Tanrı’nın kendisine dost olduğunu bilen insan neticeye razı olur. Zira verilen şeyin bir dost tarafından verildiğine emindir.

Hz. Peygamber, ”En büyük bela nasipte olmayanı aramaktır.” Diye, buyurmuştur.

Şeytanın ve nefsinin kulu olan, dilediği şeyin olmayışı karşısında derin acılarla perişan olur.

Sebepler iç âlemi ile Hakka güvenenleri değil, haktan gayri kalanları ezer.

Büyük ıstıraplar, Tanrıya rıza göstermesini bilenler için çiçek bahçeleri gibidir. Küçük ruhlu insanlar için ise onları yakan ateşe benzer.

Hayatta muvaffakiyetin sırlarından biri de, gayret, çalışmak ve emeklerin karşılığını beklerken, netice ve hadiseler karşısında mukavemetli olabilmektir.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.