Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
Köşe Yazarı
Atiye Keskin (Kubanlı) - Yazar
 

Çalışmak Zevki

Saf değirmencinin biri yedi kızından sonra bir oğlu olmasını öylesine arzu etmiş ki: “Allahlım!” Demiş, “Bana bir oğul ver, sana vaadim olsun buğday taşıdığım merkebin sırtına binip minarenin tepesin kadar çıkarak şükür edeceğim. Bir müddet sonra bir oğlu olan değirmenci sözünü yerine getirmek için defalarca uğraşmış fakat merkebi minarenin merdivenlerinden yukarı çıkartmaya muvaffak olamamış.. Çok üzülmüş... Evine yakın oturan bir Bektaşi babasına durumu sormaya gitmiş, hadiseyi baştan sona kadar anlattıktan sonra -Baba erenler! Allaha karşı bu sözümü yerine getirmeme bir çare yok mu? Demiş. Bektaşi babası söze başlamadan önce misafirine bir ikramda bulunmak için: -Hele bir kadeh buyur bir hâl çaresi düşünürüz, deyince değirmenci irkilerek: -Ömrümde içki içmek değil, elimi kadehe bile sürmedim demiş. -Peki, bir sigara sar bakalım. -Aman erenler kokusundan bile tiksinirim. -Enfiye alır mısın? -Adını bile duymadım. -Eh hatuna sesleneyim çay mı içersin, kahve mi?  İkisini de içemem tiryakiliğim yoktur. Bu cevaplardan canı sıkılan Bektaşi babası öfkeli bakışlarla değirmenciyi süzerek: -Sen merak etme, demiş, oğlanı sırtına al minareye çık ve in vaadin yerine gelir. Bizde gâyet kötü yerleşmiş bir inanış vardır. Her şeyden dünyaya ait her zevkten kenara çekilmiş insana ahlâklı insan gözüyle bakarız. Fakat asıl mesele dünya nimetlerine sırtını çevirmeden iradesini kullanabilmektir.  Ankara’dan dönerken Bursa’ya yakın bir kazada arabalar taşmış derenin sularına çakılıp kaldılar. Taşıtların giremiyeceği hale gelince Kaymakam ya Nafia (Bayındırlık) Müdürlüğü' nün  bir kamyonunu oraya koyup kalan arabaları çektirmeli veya sular taşıt giremez hale gelince bir işaret koymalıydı...  Köprüler Nuh zamanından kalma gibiydi. Yardıma gelen-erden birine soruyoruz: - Kaymakam nasıl bir insandır? - İçkisi yok, sigarası yok, iyi insandır, diye cevap verdi. Bir başkası da: - Keşke içkisi, sigarası olaydı da uyuklamasaydı, bu işlere baksaydı daha iyi olurdu, dedi. Islam dininde keşişlik, dünya nimetlerinden sırtını çevirmek yoktur... Dünyadan elini eteğini çekmiş kendi kabuğuna çekilmiş bir insanın başkasının arzularına ve hayatına yardım edemiyeceği aşikardır. Yaşamayı büyük gåyelere bağlayan insanlar, o gayeye varmak için önüne gelen engelleri bir yük değil, o gâyeye eriş ren bir sebep olarak görürken dünya nimetlerine sırtlarını hiçbir zaman çeviremezler.  
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2024 - Cuma

Çalışmak Zevki

Saf değirmencinin biri yedi kızından sonra bir oğlu olmasını öylesine arzu etmiş ki:

“Allahlım!” Demiş, “Bana bir oğul ver, sana vaadim olsun buğday taşıdığım merkebin sırtına binip minarenin tepesin kadar çıkarak şükür edeceğim.

Bir müddet sonra bir oğlu olan değirmenci sözünü yerine getirmek için defalarca uğraşmış fakat merkebi minarenin merdivenlerinden yukarı çıkartmaya muvaffak olamamış.. Çok üzülmüş... Evine yakın oturan bir Bektaşi babasına durumu sormaya gitmiş, hadiseyi baştan sona kadar anlattıktan sonra

-Baba erenler! Allaha karşı bu sözümü yerine getirmeme bir çare yok mu? Demiş. Bektaşi babası söze başlamadan önce misafirine bir ikramda bulunmak için:

-Hele bir kadeh buyur bir hâl çaresi düşünürüz, deyince değirmenci irkilerek:

-Ömrümde içki içmek değil, elimi kadehe bile sürmedim demiş.

-Peki, bir sigara sar bakalım.

-Aman erenler kokusundan bile tiksinirim.

-Enfiye alır mısın?

-Adını bile duymadım.

-Eh hatuna sesleneyim çay mı içersin, kahve mi?

 İkisini de içemem tiryakiliğim yoktur.

Bu cevaplardan canı sıkılan Bektaşi babası öfkeli bakışlarla değirmenciyi süzerek:

-Sen merak etme, demiş, oğlanı sırtına al minareye çık ve in vaadin yerine gelir.

Bizde gâyet kötü yerleşmiş bir inanış vardır. Her şeyden dünyaya ait her zevkten kenara çekilmiş insana ahlâklı insan gözüyle bakarız. Fakat asıl mesele dünya nimetlerine sırtını çevirmeden iradesini kullanabilmektir. 

Ankara’dan dönerken Bursa’ya yakın bir kazada arabalar taşmış derenin sularına çakılıp kaldılar. Taşıtların giremiyeceği hale gelince Kaymakam ya Nafia (Bayındırlık) Müdürlüğü' nün  bir kamyonunu oraya koyup kalan arabaları çektirmeli veya sular taşıt giremez hale gelince bir işaret koymalıydı... 

Köprüler Nuh zamanından kalma gibiydi. Yardıma gelen-erden birine soruyoruz:

- Kaymakam nasıl bir insandır?

- İçkisi yok, sigarası yok, iyi insandır, diye cevap verdi. Bir başkası da:

- Keşke içkisi, sigarası olaydı da uyuklamasaydı, bu işlere baksaydı daha iyi olurdu, dedi.

Islam dininde keşişlik, dünya nimetlerinden sırtını çevirmek yoktur... Dünyadan elini eteğini çekmiş kendi kabuğuna çekilmiş bir insanın başkasının arzularına ve hayatına yardım edemiyeceği aşikardır.

Yaşamayı büyük gåyelere bağlayan insanlar, o gayeye varmak için önüne gelen engelleri bir yük değil, o gâyeye eriş ren bir sebep olarak görürken dünya nimetlerine sırtlarını hiçbir zaman çeviremezler.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.