Ertuğrul Mat-Günün Getirdikleri-E.Milletvekili
Köşe Yazarı
Ertuğrul Mat-Günün Getirdikleri-E.Milletvekili
 

KİNDAR MISIN; DİNDAR MISIN? SEN KENDİN KARAR VER (2)

Sevgili AK Partili Kardeşim, Size Ramazan münasebetiyle sunulmuş bir değerlendimedir bu. Siz iktidar olduğunuz zaman, umuyorduk ki, çektiğiniz acıları intikam için değil; başkaları da acı çekmesin diye unutmayacaksınız. Yanılmışız, siz kardeşliği emreden dindarlığı değil; intikamcı kindarlığı tercih ettiniz. Kamusal alanı, sizden olmayan % 49’ a haram ettiniz. Yaşam tarzımızı tanzim etmeğe yeltendiniz. Devlet Yönetiminde, liyakati terk ettiniz. Devlet yönetiminde hesap verilebilirliği yok ettiniz. Adalete ve ekonomi yönetimine güveni tahrip ettiniz. Eğitim sistemini, imam hatip formatına soktunuz.. “Esir olan, işgal altında olan ülkede Cuma namazı kılınmaz..” hükmünü unutarak, bu ülkeyi işgalden kurtaran, bize Cuma namazını kılmanın yolunu açan Mustafa Kemal’le, Cumhuriyetin kurucu değerlerinden en önemlisi olan laiklikle kavga ettiniz. Madem ki referansın İslam’dır. O zaman dinleyin ve kendiniz karar verin. Bunları yaparken, Nisa suresinin 58 inci ayetini unuttunuz… Ne diyordu o ayet: “Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde, adaletle hükmetmenizi istiyor. “ Riayet ettiniz mi bu ayetin emrine, yoksa liyakati unutup, cemaatin referansını mı dikkate aldınız kurduğunuz kadrolarda, yaptığınız tayin ve terfihlerde? Soruları önceden servis ederek, mülakatları şeklen yaparak mı kadrolarınızı kurdunuz? Bu emaneti ehline vermek midir? Kamu alanının kullanımında, % 2 farkla kazandığınız iktidarın gücüyle, diğer % 49’a kendi örfleriniz, kendi yaşam tarzınızı dayatan siz değil misiniz? Yandaşlarınıza, size yakın olan dini cemaatlere vakıflar kurdurarak,  bu vakıflara, Bakanlar Kurulu Kararlarıyla “ Kamu yararına kurulmuş dernek ve vakıf  “ statüsü vererek, hazine arazilerini ihalesiz  çok düşük ücretlerle tahsis etmediniz mi? Bu adil olmak mıdır? Sadece Nisa suresinin değil; Yasin suresinin 54 üncü  ayetini de unuttunuz. Ne diyordu o ayet? “O gün hiçbir canlıya , hiçbir şekilde haksızlık edilmez.. Sizler sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız..” Buna modern hukukta, “ Kanunsuz suç olmaz” ve “ Suçların şahsiliği “ prensipleri diyorlar. Siz, o cemaat dediğiniz alçaklar topluluğunun başında bulunan zatın emriyle, insanların kaderiyle hem de adalet alet edilerek oynanmasına seyirci kalmadınız mı? Bu ülkenin yetişmiş insanlarının, ordunun kahraman mensuplarını hapse atıp, haksızlık edilmelerine göz yummadınız mı? Ocakların söndürülmesine, onurlu insanların intihar etmelerine seyirci kalmadınız mı? 15 Temmuzdan beri, “ Türk halkı, demokrasiye sahip çıkmıştır. Sıra şimdi siz de,” Adil devlet,Sosyal Devlet olacaksınız? Haksızlık yapmayacaksınız “ demedik mi? Ya siz ne yaptınız, FETO alçaklarını yargılarken, OHK yetkisiyle, sizden olmayanları da, rakip gördüklerinizi de tasfiyeye yönelmediniz mi? Bu insanların olaylara hiç karışmamış karıları, anaları, babaları, yavruları, karındaşlarına da acı çektirmediniz mi? Bu çekilen acılar, “Sizler, sadece yapıp ettiklerinizden cezalandırılırsınız“ hükmüne rağmen, insanların  yapmadıklarından cezalandırılması manasına gelmiyor mu? Sizin zamanınızda, cemaatler güç kazandı.. Bu cemaat mensupları,” Namaz kılarken, tespih çekerken, hatta karınla sevişirken, şeyhini düşün “diyorlar. Yaratan, “ Ben size şah damarınızdan yakınım “  derken, “Cehennem ateşine dayanıklı kefen” satanların beni yaratan Allah’la aramda ne işi, var? “ ‘Ben Nakşibendi tarikatının Halid-i Bağdadi kolundanım’ derseniz, transit cennet “ diyen adamlara inananların yaşadığı bir Türkiye inşa ettiniz.. Bunun, Allah yerine puta tapmaktan ne farkı var? Kuran bunu, “ Kendilerine yardım edilir ümidiyle Allahtan başka ilâhlar edindiler..” (Yasin Suresi, 74 üncü Ayet..) diye anlatmıyor mu? Kuran ”Oysaki o ilahlar, bunlara yardım edemezler. Tam aksine bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.”(Yasin Suresi,75inci ayet) diye, bunların durumunu açıklamıyor mu? O cemaatlerin mensupları,  o şeyhlere, bu ayette belirtildiği gibi, ” hizmet eden ordular” durumuna düşmüyorlar mı? Onları beslemiyor mu,  yaşayabilecekleri seviyedeki kendi hayatlarından mahrum kalarak onları  haksız servetlere boğmuyorlar mı? Bu bir eğitim meselesi değil mi? Sizin eğitim sisteminiz hurafelerle savaşmak üzerine mi kurulu? Sizin, binlerce lira aylık verdiğiniz müşavirlerinizin,  başınızı belaya sokmalarına karşı, “ Sizden ücret istemeyenler”, yani bu memleketin siyasi hırs, beklenti ve intikam duygularından arınmış evlatları size nasihat etmiyor, yol göstermiyorlar mı? “Adil olun diyor, insanların yaşam tarzına müdahale etmeyin, ekonomide, emir demiri kesmez, merkez bankasına karışmayın, uluslar arası münasebetlerde dış politikanın dili dışında başka dil kullanmayın, evrensel insan haklarını unutmayın, laik ve demokratik cumhuriyetin esaslarından vazgeçmeyin, bugün yaşadığımız ülkenin bağımsızlığını ve bütünlüğünü Mustafa Kemal’e borçlu olduğumuzu hatırınızdan çıkarmayın..” demiyorlar mı? Doğru olan bu değil mi? Hani Yasin suresinde anlatıldığı gibi, o kent halkına 2 kişi gönderilmişti, onlar o elçileri inkâr edince; “ Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip,şöyle dedi:  “Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar. ”(Yasin Suresi,21.Ayet) Biz, o kentin öbür ucundan değil,  60 yıllık bir siyaset ve hukuk dünyasından koşup gelenlerdeniz. Siz de, kendinizi ve siyasî idrakinizi, öfkeden arındırabilseydiniz eğer, bu nasihatleri yapanları düşman gibi değil; dost gibi görürdünüz.. Hitam-ı enbiyadan sonra, müminler de, doğruyu söylemek ve doğru yolu göstermekle mükelleftirler. Bu sebeple biz nefsimizi, ihtiraslarımızdan arındırıp, doğru bildiklerimizi söyleyip, milletimize ve vatanımız borcumuzu ödemeye çalışanlardanız.. Bizi yaradan, “ Okuyup anlamamızı “ (Zühruf Suresi,3 üncü ayet) buyurduğu için biz de okuyup, böyle anladık. Şimdi siz de okuyup, anladıysanız, kendiniz karar veriniz: Dindar mısınız, yoksa kindar mı?  
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2024 - Cuma

KİNDAR MISIN; DİNDAR MISIN? SEN KENDİN KARAR VER (2)

Sevgili AK Partili Kardeşim,

Size Ramazan münasebetiyle sunulmuş bir değerlendimedir bu.

Siz iktidar olduğunuz zaman, umuyorduk ki, çektiğiniz acıları intikam için değil; başkaları da acı çekmesin diye unutmayacaksınız.

Yanılmışız, siz kardeşliği emreden dindarlığı değil; intikamcı kindarlığı tercih ettiniz.

Kamusal alanı, sizden olmayan % 49’ a haram ettiniz.

Yaşam tarzımızı tanzim etmeğe yeltendiniz.

Devlet Yönetiminde, liyakati terk ettiniz.

Devlet yönetiminde hesap verilebilirliği yok ettiniz.

Adalete ve ekonomi yönetimine güveni tahrip ettiniz.

Eğitim sistemini, imam hatip formatına soktunuz..

“Esir olan, işgal altında olan ülkede Cuma namazı kılınmaz..” hükmünü unutarak, bu ülkeyi işgalden kurtaran, bize Cuma namazını kılmanın yolunu açan Mustafa Kemal’le, Cumhuriyetin kurucu değerlerinden en önemlisi olan laiklikle kavga ettiniz.

Madem ki referansın İslam’dır.

O zaman dinleyin ve kendiniz karar verin.

Bunları yaparken,

Nisa suresinin 58 inci ayetini unuttunuz…

Ne diyordu o ayet:

“Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde, adaletle hükmetmenizi istiyor. “

Riayet ettiniz mi bu ayetin emrine, yoksa liyakati unutup, cemaatin referansını mı dikkate aldınız kurduğunuz kadrolarda, yaptığınız tayin ve terfihlerde?

Soruları önceden servis ederek, mülakatları şeklen yaparak mı kadrolarınızı kurdunuz?

Bu emaneti ehline vermek midir?

Kamu alanının kullanımında, % 2 farkla kazandığınız iktidarın gücüyle, diğer % 49’a kendi örfleriniz, kendi yaşam tarzınızı dayatan siz değil misiniz?

Yandaşlarınıza, size yakın olan dini cemaatlere vakıflar kurdurarak,  bu vakıflara, Bakanlar Kurulu Kararlarıyla “ Kamu yararına kurulmuş dernek ve vakıf  “ statüsü vererek, hazine arazilerini ihalesiz  çok düşük ücretlerle tahsis etmediniz mi?

Bu adil olmak mıdır?

Sadece Nisa suresinin değil; Yasin suresinin 54 üncü  ayetini de unuttunuz.

Ne diyordu o ayet?

“O gün hiçbir canlıya , hiçbir şekilde haksızlık edilmez..

Sizler sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız..”

Buna modern hukukta, “ Kanunsuz suç olmaz” ve “ Suçların şahsiliği “ prensipleri diyorlar.

Siz, o cemaat dediğiniz alçaklar topluluğunun başında bulunan zatın emriyle, insanların kaderiyle hem de adalet alet edilerek oynanmasına seyirci kalmadınız mı?

Bu ülkenin yetişmiş insanlarının, ordunun kahraman mensuplarını hapse atıp, haksızlık edilmelerine göz yummadınız mı?

Ocakların söndürülmesine, onurlu insanların intihar etmelerine seyirci kalmadınız mı?

15 Temmuzdan beri, “ Türk halkı, demokrasiye sahip çıkmıştır. Sıra şimdi siz de,” Adil devlet,Sosyal Devlet olacaksınız? Haksızlık yapmayacaksınız “ demedik mi?

Ya siz ne yaptınız, FETO alçaklarını yargılarken, OHK yetkisiyle, sizden olmayanları da, rakip gördüklerinizi de tasfiyeye yönelmediniz mi?

Bu insanların olaylara hiç karışmamış karıları, anaları, babaları, yavruları, karındaşlarına da acı çektirmediniz mi?

Bu çekilen acılar, “Sizler, sadece yapıp ettiklerinizden cezalandırılırsınız“ hükmüne rağmen, insanların  yapmadıklarından cezalandırılması manasına gelmiyor mu?

Sizin zamanınızda, cemaatler güç kazandı..

Bu cemaat mensupları,” Namaz kılarken, tespih çekerken, hatta karınla sevişirken, şeyhini düşün “diyorlar.

Yaratan, “ Ben size şah damarınızdan yakınım “  derken, “Cehennem ateşine dayanıklı kefen” satanların beni yaratan Allah’la aramda ne işi, var?

“ ‘Ben Nakşibendi tarikatının Halid-i Bağdadi kolundanım’ derseniz, transit cennet “ diyen adamlara inananların yaşadığı bir Türkiye inşa ettiniz..

Bunun, Allah yerine puta tapmaktan ne farkı var?

Kuran bunu, “ Kendilerine yardım edilir ümidiyle Allahtan başka ilâhlar edindiler..” (Yasin Suresi, 74 üncü Ayet..) diye anlatmıyor mu?

Kuran ”Oysaki o ilahlar, bunlara yardım edemezler. Tam aksine bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.”(Yasin Suresi,75inci ayet) diye, bunların durumunu açıklamıyor mu?

O cemaatlerin mensupları,  o şeyhlere, bu ayette belirtildiği gibi,

” hizmet eden ordular” durumuna düşmüyorlar mı?

Onları beslemiyor mu,  yaşayabilecekleri seviyedeki kendi hayatlarından mahrum kalarak onları  haksız servetlere boğmuyorlar mı?

Bu bir eğitim meselesi değil mi?

Sizin eğitim sisteminiz hurafelerle savaşmak üzerine mi kurulu?

Sizin, binlerce lira aylık verdiğiniz müşavirlerinizin,  başınızı belaya sokmalarına karşı, “ Sizden ücret istemeyenler”, yani bu memleketin siyasi hırs, beklenti ve intikam duygularından arınmış evlatları size nasihat etmiyor, yol göstermiyorlar mı?

“Adil olun diyor, insanların yaşam tarzına müdahale etmeyin, ekonomide, emir demiri kesmez, merkez bankasına karışmayın, uluslar arası münasebetlerde dış politikanın dili dışında başka dil kullanmayın, evrensel insan haklarını unutmayın, laik ve demokratik cumhuriyetin esaslarından vazgeçmeyin, bugün yaşadığımız ülkenin bağımsızlığını ve bütünlüğünü Mustafa Kemal’e borçlu olduğumuzu hatırınızdan çıkarmayın..” demiyorlar mı?

Doğru olan bu değil mi?

Hani Yasin suresinde anlatıldığı gibi, o kent halkına 2 kişi gönderilmişti, onlar o elçileri inkâr edince; “ Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip,şöyle dedi:

 “Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar. ”(Yasin Suresi,21.Ayet)

Biz, o kentin öbür ucundan değil,  60 yıllık bir siyaset ve hukuk dünyasından koşup gelenlerdeniz.

Siz de, kendinizi ve siyasî idrakinizi, öfkeden arındırabilseydiniz eğer, bu nasihatleri yapanları düşman gibi değil; dost gibi görürdünüz..

Hitam-ı enbiyadan sonra, müminler de, doğruyu söylemek ve doğru yolu göstermekle mükelleftirler.

Bu sebeple biz nefsimizi, ihtiraslarımızdan arındırıp, doğru bildiklerimizi söyleyip, milletimize ve vatanımız borcumuzu ödemeye çalışanlardanız..

Bizi yaradan, “ Okuyup anlamamızı “ (Zühruf Suresi,3 üncü ayet) buyurduğu için biz de okuyup, böyle anladık.

Şimdi siz de okuyup, anladıysanız, kendiniz karar veriniz:

Dindar mısınız, yoksa kindar mı?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.