Yobaz insanlar, karanlık ilişkiler, karanlık bir yönetim, ülkemizi karanlıklara gömdü. Hem de zifiri karanlık… Yer karanlık, gök karanlık… Kapkara bulutlar kapladı sevgili yurdumuzun ufuklarını…
Hırsızlık, kapkaç, baskı, şiddet, tehditler, şantajlar… Yandaş basın sardı çevremizi…
Tarikatlar, cemaatler, şeyhler, mollalar, vatansız sığınmacılar sardı dört bir yanımızı…
Bu yaratıkların yüzünden çocuklar çocukluğunu, kadınlar kadınlığını yaşayamıyorlar. Eğitimlerini tamamlayamıyorlar.
Çoluk çocuk, oğlan ve kız yavrularımız tacizlere, tecavüzlere uğruyor.
Halkımız aç. Sürünüyor. Ama milletvekili milyarlık saat takıyor koluna. Trilyonluk araçlara biniyorlar. Bayan milletvekili, dünyanın bir ucunda, aç yavrularımıza, insanlarımıza inat, göstere göstere ıstakoz yiyor.
Çöplüklerden, Pazar atıklarından meyve, sebze toplayanlar, et kuyruklarında 2-3 saat bekleyen 70’lik nineler, dedeler, denize karşı yazlık, kış saraylarda, köşklerde oturanların umurunda bile değil…
Neyse ki bu 31 Mart seçimlerinde halkımız onların suratlarına ağır bir şamar patlattı. Arkası gelecek bunun… Muktedir, “Biz bitti demeden. Bitmez” dese de belki de iktidarın ömrü, gelecek seçimden daha önce sonlanacak…
Çünkü gemi su alıyor. Yöneticilerde korku ve telaş doruğa çıktı. Çünkü her geçen gün iktidara muhalif, insanlar hızla çoğalıyor. Koyunlar kurt olmaya başladı…
Artık din sömürüsü, sabır, sadaka ekonomisi masalları da perişan yığınlara bir şey anlatmıyor. Yani lafla peynir gemisi yürümüyor.
Çünkü her şey gün gibi, güneş gibi ortada… Halk görüyor, yaşıyor… Her geçen gün biraz daha AKP’ye soğukluk duyuyor, ondan uzaklaşıyor.
Bu yüzden İktidar şaşkın… Tedirgin… Ama bu şamar onları daha da korkuttu…
Türkiye’de “Korku İmparatorluğu” kurmak isteyenleri şimdi korku sardı.
Şimdi çözümler arıyorlar. Şimdi, 23 yıl daha iktidarda kalma planları yapıyorlar… Bu planların başında “ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ” geliyor.
Hedef, halkın ve direnişçilerin sesini kısmak, toplumu diledikleri gibi, tek kişi rejimi ile yönetmek; Türk’ü, Türklüğü, TC’yi, ulusalcılığı, laikliği, Atatürk’ü, Atatürk devrimlerini, Kurtuluş Savaşını ortadan kaldırmak; sultanlığa, şeriata yeniden dönmektir…
Hepsinden önemlisi, asıl hedef, Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını sürdürmesinin yollarını açmaktır… Yani iktidardakiler, dokunulmazlık zırhına bürünüp, bir ömür boyu iktidarda kalmak istiyor…
Asıl amaçları ise, “Değiştirilmesi teklif dahi edilemez” denilen Anayasanın ilk dört maddesini değiştirmektir
Bunun ilk belirtisini Bursa Milletvekili İsmail Aydın, “Anayasanın değiştirilemez maddesini kabul etmek mümkün değildir” ifadesini kullanarak vermiştir.
İş bu noktaya gelip dayanmışken, burada yapılacak en önemli eylem, böyle bir Anayasa değişikliğine izin vermemektir. Bu mücadelede en büyük görev ise CHP’ye düşmektedir.
Asıl çıbanbaşı ise Kılıçdaroğlu’nun Meclise soktuğu 38 milletvekili ve İYİ Partidir. Bunlar iktidara destek çıkarlarsa Anayasa değişikliği gerçekleşir ve demokrasinin köküne kibrit suyu dökülür…