Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
Köşe Yazarı
Uzay Penceresinden - Prof.Dr.Halil KIRBIYIK - E. ODTÜ Dekanı
 

ASTRONOMİ NASIL DOĞDU?

Çok yakın uzayımız; güneş, dünya ve ay hakkındaki yazılarımızdan sonra astronomi biliminin nasıl doğduğundan ve insanlık gelişimi ile nasıl bir paralellik gösterdiğinden söz ettikten sonra Büyük Patlama ile evrenin oluşumundan söz edeceğiz. Adem’den Önce kitabında Jack London ilk insanların nasıl yaşadığını ve gelişimini çok güzel anlatmıştır. Kitabın tanıtımında verilen aşağıdaki kısa açıklama bunu göstermektedir: “Âdem’den Önce rüyalarında tarih öncesi bir çağda yaşayan alter ego’su Kocadiş’in başından geçenleri gören modern bir Amerikalı çocuğun öyküsüdür. O çağda üç ayrı tür insansı bulunmaktadır: Henüz ağaçtan inmemiş, vahşi maymunlara daha yakın Ağaç İnsanları; Kocadiş’in “Halk” olarak adlandırdığı ve kendisinin de ait olduğu, hem ağaçlarda hem de mağaralarda yaşayan tür; bir de bu insansıların en gelişmişi olan, ateş yakıp ok ve yay kullanan Ateş İnsanları. Eser 20. yüzyıl başlarında evrim meselesini kamuoyunun gündemine taşımasıyla dikkat çeker. London modern anlatıcısının binlerce asırlık bir mesafeden baktığı ilkel insanın düşünce yapısını düş gücüyle zenginleştirerek aktarır. Uzak atalarımıza ve içinde yaşadıkları, dur durak bilmeyen bir çatışma ve hayatta kalma mücadelesinin süregeldiği gaddar dünyaya ilişkin karanlık bir tablo çizer.” Astronomi tarihi de yukarda anlatılan insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar yaşamlarını bin bir güçlükle, “gaddar dünyaya” karşı sürdürmeye çalışırken karşılaştıkları doğa olaylarından olumlu veya olumsuz etkilenmiş, bunları anlamaya ve çözüm bulmaya çalışmıştır.   Yaşam koşulları çok zordu. Yaşamlarını sürdürebilmek için doğada olup bitenleri anlamak ve gerektiğinde kontrol etmek zorundaydı. Bunun da hem sosyal hem de ekonomik boyutu olduğu muhakkaktır. İlk astronomi çalışmaları insanların doğa olaylarından korkması ve zarar görmesinden kaynaklanmıştır. Yağan yağmurun sele dönüşmesinden, depremin her yeri yıkmasından, yıldırım şimşek olaylarının şiddetinden, güneş tutulmasıyla günün kararmasından korkmuştur. Bunlardan korunmaya çalışmış, ancak en önemlisi anlamaya çalışmıştır.  Çözemediklerine mistik anlamlar yüklemiştir. Onlara tapınmaya başlamıştır. İnsanların maddi ihtiyaçlarına dayalı olarak zaman ölçme becerileri veya takvim gelişmiş ve bu alanda da astronomiden yararlanılmıştır. Gece gündüz değişimleri, ayın fazlarının gözlenmesi, mevsimsel vb değişimler gözlenerek hasat zamanı ve ekip-biçme zamanı belirlenmiştir. Bir sonraki yazımızda bu gelişmelerin hangi coğrafyalarda boy gösterdiğine bakacağız. 
Ekleme Tarihi: 21 Ekim 2024 - Pazartesi

ASTRONOMİ NASIL DOĞDU?

Çok yakın uzayımız; güneş, dünya ve ay hakkındaki yazılarımızdan sonra astronomi biliminin nasıl doğduğundan ve insanlık gelişimi ile nasıl bir paralellik gösterdiğinden söz ettikten sonra Büyük Patlama ile evrenin oluşumundan söz edeceğiz.

Adem’den Önce kitabında Jack London ilk insanların nasıl yaşadığını ve gelişimini çok güzel anlatmıştır. Kitabın tanıtımında verilen aşağıdaki kısa açıklama bunu göstermektedir:

“Âdem’den Önce rüyalarında tarih öncesi bir çağda yaşayan alter ego’su Kocadiş’in başından geçenleri gören modern bir Amerikalı çocuğun öyküsüdür. O çağda üç ayrı tür insansı bulunmaktadır: Henüz ağaçtan inmemiş, vahşi maymunlara daha yakın Ağaç İnsanları; Kocadiş’in “Halk” olarak adlandırdığı ve kendisinin de ait olduğu, hem ağaçlarda hem de mağaralarda yaşayan tür; bir de bu insansıların en gelişmişi olan, ateş yakıp ok ve yay kullanan Ateş İnsanları. Eser 20. yüzyıl başlarında evrim meselesini kamuoyunun gündemine taşımasıyla dikkat çeker. London modern anlatıcısının binlerce asırlık bir mesafeden baktığı ilkel insanın düşünce yapısını düş gücüyle zenginleştirerek aktarır. Uzak atalarımıza ve içinde yaşadıkları, dur durak bilmeyen bir çatışma ve hayatta kalma mücadelesinin süregeldiği gaddar dünyaya ilişkin karanlık bir tablo çizer.”

Astronomi tarihi de yukarda anlatılan insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar yaşamlarını bin bir güçlükle, “gaddar dünyaya” karşı sürdürmeye çalışırken karşılaştıkları doğa olaylarından olumlu veya olumsuz etkilenmiş, bunları anlamaya ve çözüm bulmaya çalışmıştır.  

Yaşam koşulları çok zordu. Yaşamlarını sürdürebilmek için doğada olup bitenleri anlamak ve gerektiğinde kontrol etmek zorundaydı. Bunun da hem sosyal hem de ekonomik boyutu olduğu muhakkaktır.

İlk astronomi çalışmaları insanların doğa olaylarından korkması ve zarar görmesinden kaynaklanmıştır. Yağan yağmurun sele dönüşmesinden, depremin her yeri yıkmasından, yıldırım şimşek olaylarının şiddetinden, güneş tutulmasıyla günün kararmasından korkmuştur. Bunlardan korunmaya çalışmış, ancak en önemlisi anlamaya çalışmıştır.  Çözemediklerine mistik anlamlar yüklemiştir. Onlara tapınmaya başlamıştır.

İnsanların maddi ihtiyaçlarına dayalı olarak zaman ölçme becerileri veya takvim gelişmiş ve bu alanda da astronomiden yararlanılmıştır. Gece gündüz değişimleri, ayın fazlarının gözlenmesi, mevsimsel vb değişimler gözlenerek hasat zamanı ve ekip-biçme zamanı belirlenmiştir.

Bir sonraki yazımızda bu gelişmelerin hangi coğrafyalarda boy gösterdiğine bakacağız. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Nevzat
(21.10.2024 12:33 - #2040)
Hocam öğretici yazılarınız için sonsuz teşekkürle. Elinize emeğinize sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.