Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
Köşe Yazarı
Batur İLTER - ADD Kadıköy E. Bşk.
 

SOKAKTAKİ VATANDAŞIN İKTİDARA YANITI!

        Kasırga gelince önünde ne olduğuna bakmaz her şeyi söker götürür. Vatandaşın yanıtı da böyle oldu. Birçok yerde adaya filan bakmadan ülkeyi bu hale sokanlara gereken cezayı verdi. Kimse burada kendine büyük başarı payları çıkartmaya çalışmasın, bu gerçeği yansıtmayacağı gibi gereksiz bir rehavetin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Seçim sürecinde mücadele veren örgüt üyeleri ve CHP seçmeni elinden geleni, her şeye rağmen yapmıştır. Hepsine de, sokaktaki vatandaşa yapılması gerektiği gibi teşekkür edilmelidir.        Aslında ben bu kasırganın Mayıs seçimlerinde oluşabileceğini de düşünmekteydim. Ancak partinin MV listesini gördükten sonra bunun zorlaştığı ortaya çıkmıştı. Öte yandan Genel Başkana verilen bilgilerin doğru olmaması, hatta ona gaz vermek için %55-60 civarında oy alacağını gösteren anketlerin ortaya sürülmesi ve ülke yapısının gerçeklerinin de göz ardı edilmesiyle, verilen yanlış kararlar, kasırgayı engellediği gibi iktidarı ayakta tutmuştur.       Sonuçta seçimle birlikte şimdilik bir denge sağlanmıştır. Ancak siyasi bağlamda bir durum değişikliği olmamıştır. Seçim, insanların tavırlarını koymalarına olanak sağladığı gibi aynı zamanda rahatlayarak, kendilerine olan güvenlerini arttırmalarına neden olmuştur. Dolayısıyla, bundan sonra hem partide hem de vatandaş nezdinde yapılacak her hata ve atılan her bireysel adım açılan krediden düşecektir. Halkın var olan durumu algılamadığını, o nedenle muhalefete oy vermediğini söyleyenlerin artık aynaya bakma zamanı gelmiştir! Öte yandan,1977 genel seçimlerini bugünkü yerel seçimlerle karşılaştırmak, ne yazık ki büyüklere masallar kategorisine girer ve partinin tek başına yarattığı ve sağladığı başarıları doğru değerlendirememek anlamına gelir. Sonuç olarak burada kaybeden kesinlikle iktidardır. Kazanansa sokaktaki adamdır (adam kelimesi, kadın ve erkek anlamındadır, hiç kimse kadınların bu aşamada başarının en önünde olduğunu unutmamalıdır).      Yerel seçimler özelliği nedeniyle genel siyasetin dışında görünse bile ülke koşulları büyük resmin etkisini her yerde göstermektedir. O nedenle siyasi çizginin varlığı gün geçtikçe ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla insanlar neler vereceğinizi, neler yapacağınızı değerlendirirken, Türkiye ile ilgili temel tercihlerinizin neler olacağını da bilmek istemektedir. Burada önemli olan düşündüğümüz, önerdiğimiz geleceğin halkın hayallerine girmesi ve bunun yapılabileceği umudunun kararlı bir biçimde laf salatası yapılmadan yaratılmasıdır. İşte siyaset denilen şey budur. Ancak partinin seçim sürecinde öne çıkmış bir siyasi sloganı bile yoktur. Söz konusu durum ciddi bir eksikliktir. Atatürk'ün partisini, Kurucu partiyi, Demokratik Sol bir partiyi, bu şekilde iktidara ulaştırarak ülkenin önünü açamazsınız!        Artık önümüzdeki hedef, rehavete kapılmadan yapılan hataları ve ortaya dökülen eksikleri göz ardı etmeden en kısa sürede siyasi bir sonuca gitmenin alt yapısını hem örgütte hem de ülke sathında yaratmaktır. Eğer bunlar ciddi bir biçimde ele alına bilir ve parti içi demokrasinin yolları açılabilirse (kuşkusuz kurallarına da uyulması koşuluyla),iktidarın  yönetim zafiyetinin büyümesi, iyice gözler önüne dökülmesi kaçınılmaz hale gelecektir. Doğal olarak, Tüzük Kurultayının ciddi bir biçimde tüm örgütte ve kamuoyunda gündem yapılabilmesi, söz konusu durumun öncü adımlarının bir göstergesi olacaktır! Şimdi herkesin beklentisi çok konuşmaktan ziyade yapılması gerekenlerin yapılmaya başlanmasıdır.  
Ekleme Tarihi: 22 Nisan 2024 - Pazartesi

SOKAKTAKİ VATANDAŞIN İKTİDARA YANITI!

        Kasırga gelince önünde ne olduğuna bakmaz her şeyi söker götürür. Vatandaşın yanıtı da böyle oldu. Birçok yerde adaya filan bakmadan ülkeyi bu hale sokanlara gereken cezayı verdi. Kimse burada kendine büyük başarı payları çıkartmaya çalışmasın, bu gerçeği yansıtmayacağı gibi gereksiz bir rehavetin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Seçim sürecinde mücadele veren örgüt üyeleri ve CHP seçmeni elinden geleni, her şeye rağmen yapmıştır. Hepsine de, sokaktaki vatandaşa yapılması gerektiği gibi teşekkür edilmelidir.

       Aslında ben bu kasırganın Mayıs seçimlerinde oluşabileceğini de düşünmekteydim. Ancak partinin MV listesini gördükten sonra bunun zorlaştığı ortaya çıkmıştı. Öte yandan Genel Başkana verilen bilgilerin doğru olmaması, hatta ona gaz vermek için %55-60 civarında oy alacağını gösteren anketlerin ortaya sürülmesi ve ülke yapısının gerçeklerinin de göz ardı edilmesiyle, verilen yanlış kararlar, kasırgayı engellediği gibi iktidarı ayakta tutmuştur.

      Sonuçta seçimle birlikte şimdilik bir denge sağlanmıştır. Ancak siyasi bağlamda bir durum değişikliği olmamıştır. Seçim, insanların tavırlarını koymalarına olanak sağladığı gibi aynı zamanda rahatlayarak, kendilerine olan güvenlerini arttırmalarına neden olmuştur. Dolayısıyla, bundan sonra hem partide hem de vatandaş nezdinde yapılacak her hata ve atılan her bireysel adım açılan krediden düşecektir. Halkın var olan durumu algılamadığını, o nedenle muhalefete oy vermediğini söyleyenlerin artık aynaya bakma zamanı gelmiştir! Öte yandan,1977 genel seçimlerini bugünkü yerel seçimlerle karşılaştırmak, ne yazık ki büyüklere masallar kategorisine girer ve partinin tek başına yarattığı ve sağladığı başarıları doğru değerlendirememek anlamına gelir. Sonuç olarak burada kaybeden kesinlikle iktidardır. Kazanansa sokaktaki adamdır (adam kelimesi, kadın ve erkek anlamındadır, hiç kimse kadınların bu aşamada başarının en önünde olduğunu unutmamalıdır).

     Yerel seçimler özelliği nedeniyle genel siyasetin dışında görünse bile ülke koşulları büyük resmin etkisini her yerde göstermektedir. O nedenle siyasi çizginin varlığı gün geçtikçe ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla insanlar neler vereceğinizi, neler yapacağınızı değerlendirirken, Türkiye ile ilgili temel tercihlerinizin neler olacağını da bilmek istemektedir. Burada önemli olan düşündüğümüz, önerdiğimiz geleceğin halkın hayallerine girmesi ve bunun yapılabileceği umudunun kararlı bir biçimde laf salatası yapılmadan yaratılmasıdır. İşte siyaset denilen şey budur. Ancak partinin seçim sürecinde öne çıkmış bir siyasi sloganı bile yoktur. Söz konusu durum ciddi bir eksikliktir. Atatürk'ün partisini, Kurucu partiyi, Demokratik Sol bir partiyi, bu şekilde iktidara ulaştırarak ülkenin önünü açamazsınız!

       Artık önümüzdeki hedef, rehavete kapılmadan yapılan hataları ve ortaya dökülen eksikleri göz ardı etmeden en kısa sürede siyasi bir sonuca gitmenin alt yapısını hem örgütte hem de ülke sathında yaratmaktır. Eğer bunlar ciddi bir biçimde ele alına bilir ve parti içi demokrasinin yolları açılabilirse (kuşkusuz kurallarına da uyulması koşuluyla),iktidarın  yönetim zafiyetinin büyümesi, iyice gözler önüne dökülmesi kaçınılmaz hale gelecektir. Doğal olarak, Tüzük Kurultayının ciddi bir biçimde tüm örgütte ve kamuoyunda gündem yapılabilmesi, söz konusu durumun öncü adımlarının bir göstergesi olacaktır! Şimdi herkesin beklentisi çok konuşmaktan ziyade yapılması gerekenlerin yapılmaya başlanmasıdır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.