Cansel GÜVEN-AES Onursal Başkanı
Köşe Yazarı
Cansel GÜVEN-AES Onursal Başkanı
 

Susmak Gürültülüdür

Bunca lafı nereden buluyor dediklerimiz yanında şimdi ne diyecek dediğimiz insanlar var. Gündeme göre duygumuzu bazen de tavrımızı etkileyen insanlar susarsa sitem hak mıdır? Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler Filminde Erdal Tosunun oynadığı suskun karakter “bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim bıraktım” diye açıklıyordu durumunu. İnsanların benzer olayları aynı cümlelerle tekrar tekrar konuşmasına şaşırmıyoruz da, yorumsuz kalmalarına şaşıyor olabilir miyiz? Suskunlaşan siz değilseniz çevrenizde suskun birileri illa var. Uzayabilecek sohbeti, kerameti tartışılmaz müthiş analizleri “aynen” ve “hayırlısı” gibi ölü paslarla taca atan kişi susturucudur, susmuştur. Sobe! Ben sükut tarafına geçmiş gibiyim. İtelenmiş de olabilirim. Gündeme dair eskisi kadar konuşmuyor, bilgiç analizler yapmıyor oluşumda felsefi bir taraf yok. Sendikacı Cansel Hocaydım, Eşofmanlı Şevket hoca oldum galiba. Skecin sonunda “ben bunu plastik ördekle anlattım, bisiklet kornasıyla anlattım, plastik mandalla anlattım” diye tepinmiyorum da bunları konuşmuştuk diyorum, “ya ne olacaktı” demeye getiriyorum. Hocam seçimler? Seçemedikten sonra… Hocam Ekonomi? Bozulmasa şaşardık… Hocam Eğitim? Siz yeni mi yusuf yusuf? Bir insan, bir toplum neden susar diye sormuşum Ulusa Gazetesindeki köşemde, ta 2011 Nisanında, yanıtlamışım da: *”Sesinin duyulmasından umudu kesmiştir, kendi içine konuşur, susar. Sözüne verilecek tepkiden korkar, sözünü kendine saklar, susar. Kendini seslendiren bir lider bulur, yalnızca baş sallayarak, alkışlayarak susar. Yansımasız kara delikler yorar insanı, sesin sahibi bir “es” vermek ister, susar. Sözünün ereceği yere gönül eğmez, sesine kıyamaz susar. Bazı suskunlar haykırmazdan önce ses, nefes biriktirirken susar. Ki en tehlikeli susuştur.” 13 yıl sonra yalnız son cümlesine muhalifim. Haykırmadan önceki susuş en umutlu olandır. Ve en gürültülü olanı. Susmak iyidir bazen. Sözün bittiği yerdeyseniz, kendi sözünüzü sivriltip size batırmak için fırsat kollayanlar varsa konfordur,  şaşırtmacadır,  intikamdır hatta. Kararınca susmak gerek aslında. Sabırsa susmak, nefeslenmekse, iç sesi akort etmek içinse şifadır. 13 yıl önceki Cansel “Ses ver güzel ülkem, kulak kesildim” diye bitirmiş yazısını. Ben bağıra çağıra susarken bugün, az bağır güzel ülkem sesin gelmiyor diyorum.
Ekleme Tarihi: 04 Mayıs 2024 - Cumartesi

Susmak Gürültülüdür

Bunca lafı nereden buluyor dediklerimiz yanında şimdi ne diyecek dediğimiz insanlar var. Gündeme göre duygumuzu bazen de tavrımızı etkileyen insanlar susarsa sitem hak mıdır?

Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler Filminde Erdal Tosunun oynadığı suskun karakter “bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim bıraktım” diye açıklıyordu durumunu. İnsanların benzer olayları aynı cümlelerle tekrar tekrar konuşmasına şaşırmıyoruz da, yorumsuz kalmalarına şaşıyor olabilir miyiz?

Suskunlaşan siz değilseniz çevrenizde suskun birileri illa var. Uzayabilecek sohbeti, kerameti tartışılmaz müthiş analizleri “aynen” ve “hayırlısı” gibi ölü paslarla taca atan kişi susturucudur, susmuştur. Sobe!

Ben sükut tarafına geçmiş gibiyim. İtelenmiş de olabilirim. Gündeme dair eskisi kadar konuşmuyor, bilgiç analizler yapmıyor oluşumda felsefi bir taraf yok. Sendikacı Cansel Hocaydım, Eşofmanlı Şevket hoca oldum galiba. Skecin sonunda “ben bunu plastik ördekle anlattım, bisiklet kornasıyla anlattım, plastik mandalla anlattım” diye tepinmiyorum da bunları konuşmuştuk diyorum, “ya ne olacaktı” demeye getiriyorum.

Hocam seçimler? Seçemedikten sonra…

Hocam Ekonomi? Bozulmasa şaşardık…

Hocam Eğitim? Siz yeni mi yusuf yusuf?

Bir insan, bir toplum neden susar diye sormuşum Ulusa Gazetesindeki köşemde, ta 2011 Nisanında, yanıtlamışım da:

*”Sesinin duyulmasından umudu kesmiştir, kendi içine konuşur, susar.

Sözüne verilecek tepkiden korkar, sözünü kendine saklar, susar.

Kendini seslendiren bir lider bulur, yalnızca baş sallayarak, alkışlayarak susar.

Yansımasız kara delikler yorar insanı, sesin sahibi bir “es” vermek ister, susar.

Sözünün ereceği yere gönül eğmez, sesine kıyamaz susar.

Bazı suskunlar haykırmazdan önce ses, nefes biriktirirken susar. Ki en tehlikeli susuştur.”

13 yıl sonra yalnız son cümlesine muhalifim. Haykırmadan önceki susuş en umutlu olandır. Ve en gürültülü olanı.

Susmak iyidir bazen. Sözün bittiği yerdeyseniz, kendi sözünüzü sivriltip size batırmak için fırsat kollayanlar varsa konfordur,  şaşırtmacadır,  intikamdır hatta. Kararınca susmak gerek aslında. Sabırsa susmak, nefeslenmekse, iç sesi akort etmek içinse şifadır.

13 yıl önceki Cansel “Ses ver güzel ülkem, kulak kesildim” diye bitirmiş yazısını. Ben bağıra çağıra susarken bugün, az bağır güzel ülkem sesin gelmiyor diyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.