Elif MAT ERKMEN - Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Elif MAT ERKMEN - Araştırmacı-Yazar
 

ELÇİLER

Zeus, Aşil’in annesi tanrıça Thetis’e söz vermişti, bir müddet için savaşta Truvalıların yanında olacaktı. Bu sayede Yunanlılar, Aşil’i kızdırmakla ne kadar yanlış yaptıklarını anlayacak Agamemnon pişman olacaktı. Ancak bu zamana kadar istenildiği gibi olmamış Diomedes ve Ayaks gibi savaşçılar kendilerini göstermişlerdi. Şimdi Zeus’un sözünü tutma zamanı gelmişti. Zeus şafak vakti, bütün tanrı ve tanrıçaları topladı, esti gürlerdi, onlara korku saldı, savaşa karışmalarını yasakladı. Herkesi sindirdi. Kimse sesini çıkaramadı. Yalnız Athena, “Ama biz sadece, zavallı Yunanlılar yenilmesin diye çalışıyoruz.” diye itiraz etti. O da aynı babası gibi düzeni stratejiyi temsil ediyordu. Bu itirazı bir işe yaramadı. Zeus, terazisine iki tarafın talihini koydu. Yunanlılarınki yere battı, Truvalılarınki göğe çıktı. Bundan Truvalıların kazanacağı anlaşıldı. Yunanlılar geri çekilmek zorunda kaldılar. Zeus üstlerine yıldırımlar yağdırıyordu. Yenilecekleri kesindi. Moralleri bozuldu. Nestor’ un atına ok isabet etti, at öldü. Neredeyse yakalanacaktı ama Diomedes yetişti, kurtardı onu. Artık o gün bir şey yapamayacaklarını anlayıp çekildiler. Truvalılar ise kendilerini o kadar üstün hissettiler ki, o gece kaleye çekilmeyip, dışarıda kamp kurup yattılar. Yunanlılar kaçarlarsa yakalamak istiyorlardı. Ertesi gün Agamemnon gözleri yaşlı “artık bu savaşı kazanmayacağımız anlaşıldı geri dönelim” dedi. Bu sefer gerçekten dönmek istiyordu. Diomedes ve diğerleri bu fikre itiraz ettiler. Nestor savaş kurulunun toplanmasını istedi. “Aşil’i geri getirebilirsek kazanırız” dedi. Bunun üzerine Agamemnon, Aşil’e elçilerini gönderdi ve ona hazineler vereceğini vaat etti. Yalnız hazineler değil, şimdiye kadar dokunmamış olduğuna yemin ettiği Briseis’i de geri verecekti. Dahası kendi kızını da Aşil ile evlendireceğini söyledi. Aşil’e verilecek hazineler saymakla bitmiyordu. Aşil kendi çadırının önünde saz çalıp, türkü söylüyordu.  Arkadaşı Patroklos da yanındaydı. Elçileri kibarlıkla karşıladı, hemen yemek hazırlanmasını istedi, onları dinledi ama getirdikleri teklifi sertçe reddetti. Aslında istediği olmuştu. Agamemnon pişman olmuş elçileri ayağına yollamıştı. Ancak Aşil yine de savaşmak istemiyordu. Aşil’in annesi Thetis, oğlunun kaderini biliyordu. Eğer savaşırsa öleceğini ama büyük bir ün kazanacağını, savaşmayıp ülkesine dönerse uzun bir yaşamı olacağını söylemişti. Aşil belki de bu yüzden savaşı kenardan izlemeyi tercih ediyordu. Yapacağı seçim, ölüm- kalım meselesiydi. Elçilere hiçbir hazinenin yaşamdan daha değerli olmadığı, Agamemnon’un hazinesini istemediğini, artık toparlanıp memleketine döneceğini söyledi. ** Haklıydı. Öldükten sonra hiçbir hazine kendisine yarar sağlayamazdı. Ayrıca Agamemnon’un sözüne güvenilmeyeceği de belliydi. Nasıl Briseis’ i geri almışsa bu hazineleri de alabilirdi. Onunla barışmak, akraba olmak, kızıyla evlenmek istemiyordu. “Benim memleketimde evlenebileceğim başka güzel kızlar var” dedi. “Helen’in kaçırılması nasıl savaş sebebiyse, Agamemnon’un Briseis’i alması da öyle anlaşmazlık sebebidir” diyerek kesinlikle Agamemnon yararına savaşmayacağını anlattı. Baba dostu Phonix’e kendi kampında kalmasını ve ertesi sabah birlikte yola çıkmayı teklif etti. Phonix zaten birlikte geldiklerini birlikte döneceklerini söyleyerek, gece orada kalmayı kabul etti. Diğerleri müsaade isteyip ayrıldılar. Elçiler Aşil’i ikna etmek için yaptığı konuşmalar antik çağdaki retorik (ikna etme) sanatının örnekleridir.  İlyada’nın dokuzuncu bölümü bu yönüyle tanınır. Elçiler kampa geri döndüklerinde olan biteni anlattılar. Bu haberi alan Diomedes, “Aşil şimdi olumsuz cevap verse de eninde sonunda bir gün mutlaka savaşacak” dedi. Çünkü savaşçılık Aşil’in kanında vardı ve artık öfkesini daha fazla içinde tutamazdı…. *Savaşta Nestor’un atının, Hektor’un iki sürücüsünün ölmeleri, Aeneas’ın kutsal atlarının ele geçirilmesi her iki tarafında hedefe odaklandığını çok yakınlaştığını ama tam olarak netice alamadıklarını gösteriyor, heyecanı arttırıyor. Hedefi on ikiden vuracaklar ama henüz vuramadılar. Aeneas*** hem annesi Afrodit hem de Apollo tarafından kurtarılmıştı, Hektor’a Apollo Menelaus’a Athena yardım etmişti. ** Sonradan “bakalım sabah olsun düşünürüz” dedi. Gitmek için tam karar veremiyor. *** Aeneas karakteri daha sonra Romalı şair Virgil’in Aeneas Destanı adlı eserine konu olacaktır. Efsaneye göre Truva savaşından tek sağ kurtulan asil olarak halkına yeni bir yer aramak için yola çıkacak, büyük bir mücadeleden sonra İtalya’ya varacak ve oğlu Ascanius (Latince’de İlius) Romanın kurucusu olacaktır. Julius Caesar’ın ailesi de bu İlius’un soyundan gelecektir. Aeneas’ın annesi Afrodit olduğu için soylarını tanrıçaya dayandırıyorlar. #İlyada 8 ve 9 HAFTANIN OLAYLARI Maalesef aynı savaş çılgınlığı günümüzde de sürüyor. Biden’ in giderayak, özellikle de yeni seçilen başkan Trump, Ukrayna Rus savaşını sonlandırmayı istediğini söylemesine rağmen Ukrayna’ya uzun menzilleri füzelerin kullanım iznini vererek, ateşe benzin dökmesi affedilecek bir şey değil. Oluşan tehlike nedeniyle bugün Kanada elçilik personelini Ukrayna’dan geri çekti.    
Ekleme Tarihi: 24 Kasım 2024 - Pazar

ELÇİLER

Zeus, Aşil’in annesi tanrıça Thetis’e söz vermişti, bir müddet için savaşta Truvalıların yanında olacaktı. Bu sayede Yunanlılar, Aşil’i kızdırmakla ne kadar yanlış yaptıklarını anlayacak Agamemnon pişman olacaktı. Ancak bu zamana kadar istenildiği gibi olmamış Diomedes ve Ayaks gibi savaşçılar kendilerini göstermişlerdi. Şimdi Zeus’un sözünü tutma zamanı gelmişti.

Zeus şafak vakti, bütün tanrı ve tanrıçaları topladı, esti gürlerdi, onlara korku saldı, savaşa karışmalarını yasakladı. Herkesi sindirdi. Kimse sesini çıkaramadı. Yalnız Athena, “Ama biz sadece, zavallı Yunanlılar yenilmesin diye çalışıyoruz.” diye itiraz etti. O da aynı babası gibi düzeni stratejiyi temsil ediyordu. Bu itirazı bir işe yaramadı.

Zeus, terazisine iki tarafın talihini koydu. Yunanlılarınki yere battı, Truvalılarınki göğe çıktı. Bundan Truvalıların kazanacağı anlaşıldı. Yunanlılar geri çekilmek zorunda kaldılar. Zeus üstlerine yıldırımlar yağdırıyordu. Yenilecekleri kesindi. Moralleri bozuldu.

Nestor’ un atına ok isabet etti, at öldü. Neredeyse yakalanacaktı ama Diomedes yetişti, kurtardı onu. Artık o gün bir şey yapamayacaklarını anlayıp çekildiler.

Truvalılar ise kendilerini o kadar üstün hissettiler ki, o gece kaleye çekilmeyip, dışarıda kamp kurup yattılar. Yunanlılar kaçarlarsa yakalamak istiyorlardı.

Ertesi gün Agamemnon gözleri yaşlı “artık bu savaşı kazanmayacağımız anlaşıldı geri dönelim” dedi. Bu sefer gerçekten dönmek istiyordu.

Diomedes ve diğerleri bu fikre itiraz ettiler. Nestor savaş kurulunun toplanmasını istedi. “Aşil’i geri getirebilirsek kazanırız” dedi. Bunun üzerine Agamemnon, Aşil’e elçilerini gönderdi ve ona hazineler vereceğini vaat etti. Yalnız hazineler değil, şimdiye kadar dokunmamış olduğuna yemin ettiği Briseis’i de geri verecekti. Dahası kendi kızını da Aşil ile evlendireceğini söyledi. Aşil’e verilecek hazineler saymakla bitmiyordu.

Aşil kendi çadırının önünde saz çalıp, türkü söylüyordu.  Arkadaşı Patroklos da yanındaydı. Elçileri kibarlıkla karşıladı, hemen yemek hazırlanmasını istedi, onları dinledi ama getirdikleri teklifi sertçe reddetti. Aslında istediği olmuştu. Agamemnon pişman olmuş elçileri ayağına yollamıştı. Ancak Aşil yine de savaşmak istemiyordu.

Aşil’in annesi Thetis, oğlunun kaderini biliyordu. Eğer savaşırsa öleceğini ama büyük bir ün kazanacağını, savaşmayıp ülkesine dönerse uzun bir yaşamı olacağını söylemişti. Aşil belki de bu yüzden savaşı kenardan izlemeyi tercih ediyordu. Yapacağı seçim, ölüm- kalım meselesiydi. Elçilere hiçbir hazinenin yaşamdan daha değerli olmadığı, Agamemnon’un hazinesini istemediğini, artık toparlanıp memleketine döneceğini söyledi. **

Haklıydı. Öldükten sonra hiçbir hazine kendisine yarar sağlayamazdı. Ayrıca Agamemnon’un sözüne güvenilmeyeceği de belliydi. Nasıl Briseis’ i geri almışsa bu hazineleri de alabilirdi. Onunla barışmak, akraba olmak, kızıyla evlenmek istemiyordu. “Benim memleketimde evlenebileceğim başka güzel kızlar var” dedi.

“Helen’in kaçırılması nasıl savaş sebebiyse, Agamemnon’un Briseis’i alması da öyle anlaşmazlık sebebidir” diyerek kesinlikle Agamemnon yararına savaşmayacağını anlattı.

Baba dostu Phonix’e kendi kampında kalmasını ve ertesi sabah birlikte yola çıkmayı teklif etti. Phonix zaten birlikte geldiklerini birlikte döneceklerini söyleyerek, gece orada kalmayı kabul etti. Diğerleri müsaade isteyip ayrıldılar.

Elçiler Aşil’i ikna etmek için yaptığı konuşmalar antik çağdaki retorik (ikna etme) sanatının örnekleridir.  İlyada’nın dokuzuncu bölümü bu yönüyle tanınır.

Elçiler kampa geri döndüklerinde olan biteni anlattılar. Bu haberi alan Diomedes, “Aşil şimdi olumsuz cevap verse de eninde sonunda bir gün mutlaka savaşacak” dedi. Çünkü savaşçılık Aşil’in kanında vardı ve artık öfkesini daha fazla içinde tutamazdı….

*Savaşta Nestor’un atının, Hektor’un iki sürücüsünün ölmeleri, Aeneas’ın kutsal atlarının ele geçirilmesi her iki tarafında hedefe odaklandığını çok yakınlaştığını ama tam olarak netice alamadıklarını gösteriyor, heyecanı arttırıyor. Hedefi on ikiden vuracaklar ama henüz vuramadılar. Aeneas*** hem annesi Afrodit hem de Apollo tarafından kurtarılmıştı, Hektor’a Apollo Menelaus’a Athena yardım etmişti.

** Sonradan “bakalım sabah olsun düşünürüz” dedi. Gitmek için tam karar veremiyor.

*** Aeneas karakteri daha sonra Romalı şair Virgil’in Aeneas Destanı adlı eserine konu olacaktır. Efsaneye göre Truva savaşından tek sağ kurtulan asil olarak halkına yeni bir yer aramak için yola çıkacak, büyük bir mücadeleden sonra İtalya’ya varacak ve oğlu Ascanius (Latince’de İlius) Romanın kurucusu olacaktır. Julius Caesar’ın ailesi de bu İlius’un soyundan gelecektir. Aeneas’ın annesi Afrodit olduğu için soylarını tanrıçaya dayandırıyorlar.

#İlyada 8 ve 9

HAFTANIN OLAYLARI

Maalesef aynı savaş çılgınlığı günümüzde de sürüyor. Biden’ in giderayak, özellikle de yeni seçilen başkan Trump, Ukrayna Rus savaşını sonlandırmayı istediğini söylemesine rağmen Ukrayna’ya uzun menzilleri füzelerin kullanım iznini vererek, ateşe benzin dökmesi affedilecek bir şey değil.

Oluşan tehlike nedeniyle bugün Kanada elçilik personelini Ukrayna’dan geri çekti.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.