Bu kadar acının, göz yaşının...
Bu kadar yoksulluğun, çaresizliğin...
Bu kadar umutsuzluğun, tükenmişliğin...
Olduğu yerde bile, hala inatla;
Sevginin dilini konuşanlar...
Yaşamı savunanlar…
Ayrışma dilini dayatanlara inat, ekmeğini bölüşenlerin hukuksuzluk duvarına çarpması...
Feleğin çarkı mı?
Nedir bu, bir labirent oyunu mu?
Hani, seçimlerde bir çarkı felek mi?
Hani ibresi olmayan, çevir çevir, hep aynı yerde duran...
Hani ne yaparsak yapalım içinden çıkamayacağımız…
Hani hapsolduğumuz...
Dağıldık, yorulduk artık…
Koptuk...
İnsan hak ve hürriyetlerinden, özgürlükten her şeyden...
Haksızlıklar ve çarpıklıklar derken, her alanda geriledik...
Yoksulluğun altında eziliyoruz...
Ama biliyoruz ki, artık gitmez...
Bu felek çarkı hep böyle dönmez…
Bunun içinde…
Toplumsal bir uyanışa…
Demokratik zeminde mücadele eden, toplumsal bir dirence ihtiyaç var…
Zira; dev bir yoksulluk var.