Elif MAT ERKMEN - Araştırmacı-Yazar
Köşe Yazarı
Elif MAT ERKMEN - Araştırmacı-Yazar
 

KALANLAR KALDI, GİDENLER GİTTİ…

Sicilya’da kalmak isteyenlerle vedalaştıktan sonra Aeneas ve arkadaşları bir kez daha yola çıkıp, Tiber ırmağına varmış, kehanetlerden burasının gelmeleri gereken yer olduğunu anlamışlar. Orada Latinlerin kralı Latinus varmış. Ona da kahinler kızı Lavinya’yı bir yabancı ile evlendirmesi gerektiğini söylemişler. Kralın oğlu olmadığı için kızını kiminle evlendireceği önemliymiş. Ancak kız daha evvelden orada bir asil olan Turnus ile sözlüymüş. Kraliçe Amata kızını bu gence vermek istiyormuş. Babası bunları düşünürken aniden kızının saçları alevlenmiş, bu yakan bir ateş değil, bir savaş habercisi kehanetmiş. Aynı zamanda Lavinya’nın gelecekteki önemini belirtiyormuş. Annesi aslında “Turnus’un soyu Yunan, o da yabancı sayılır, ona verelim” diyerek ısrar ediyormuş. Aeneas, kralın topraklarına girince saraya davet edilmiş, kendilerine konukseverlik gösteren krala hediyeler vermiş. Bu hediyelerin en değerlisi Truva Kralı Priam’ın kıyafetleriymiş. Bunun üzerine kral kızını evlendirmesi gereken gencin Aeneas olduğunu anlamış. O da damat adayına atlar ve at arabası hediye etmiş. Bu duruma göklerden şahit olan Hera (Juno) derhal bu anlaşmayı bozmak istemiş. Büyücü Elektra’yı yollamış. Elektra kraliçe Amata’nın boynuna yılan sarmış, bu yılan Amata’yı Aeneas’a düşman etmiş. Latium’un kadınlarını ayaklandırmış, hep birlikte Lavinya’yı kaçırmışlar. Juno, yerliler ile yeni gelen mülteciler arasında savaş başlatmak için savaş tanrısı Mars’ın tapınağının kapılarını açmış. Aeneas Destanı’nın ilk 6 bölümü Odyseus Destanına, sonraki altı bölümü İlyada’ya benzer. Truvalıların İtalya’ya varmasıyla birlikte yine bir savaş başlayacak, bu savaş yine bir kadın yüzünden olacak, Truva’da Helen için çarpışılırken İtalya’da Lavinya için savaşılacaktır. Romalıların büyükannesi Lavinya’ya kiminle evlenmek istediği sorulmamış, iki erkek Turnus ve Aeneas onunla evlenebilmek için mücadele etmiş. Uzun savaşların sonunda Aeneas kazanmış, Truva’nın intikamını bir Yunanlı olan Turnus’tan almış, Lavinya ile evlenmiştir. Bu evlilikle Truva ve Latin halklarının kardeşliği başlar.   Bu savaşlar olurken, Afrodit (Venüs) o sırada Vulcan (Yunanca da Hephaestus- ateş ve demircilik tanrısı) ile evliymiş, Vulcan’dan oğlu Aeneas için bir kalkan yapmasını istemiş, bu kalkan hem Aeneas’ı koruyacak, hem de üzerindeki işlemeler Roma’nın geleceğini ona anlatacaktır. Bu kalkanı eline aldığında Aeneas, sanki bütün geleceği elinde tutmaktadır: Oğlu Ascanius (İlius) Alba Longa’da şehir kuracak, onun soyundan krallar gelecek, fakat sonraki nesillerde bir kralın oğlu olmayınca kızı Rhea, tahta çıkamasın diye amcası tarafından tapınağa rahibe olarak verilecektir. Tapınak rahibesi kimseyle evlenemeyeceği için, çocuğu olmayacak, tahta amcası çıkacaktır. Ancak savaş tanrısı Mars, rahat durmayıp, bu planı bozmuş. Tapınağa gidip, bu kızı kaçırmış. Rhea’nın hamile olduğu öğrenilince, zavallı prenses hapse atılır.  (Burada “madem savaş tanrısının kaçırdığın kızı niye korumuyorsun?” Demek istiyorum) Hapiste ikiz çocuk dünyaya getirir; Remus ve Romulus. Bu çocuklar ölsün diye Tiber ırmağına atılır. Ancak ırmak tanrısı onları öldürmez kıyıya bırakır. Irmak kenarında bu ikizleri bulan dişi kurt onları korur emzirir. (Lupa dişi kurt demek olduğu gibi bir diğer anlamı da fahişedir. Kim bilir belki de böyle bir kadın onları bulup kurtardı) Böylece büyüyen gençler durumu öğrenip, amcadan intikam alırlar. Roma şehrinin olduğu yere gidip şehri kurarlar. Ancak şehrin sınırlarını çizerken aralarında çıkan tartışmada, Romulus Remus’ü öldürür ve kral olur. Romus, Roma’yı kurup ilk kral olduğunda, kente civar yerlerden gelenler olur. Bunların arasında kadın sayısı azdır, evlenmek isteyen gençler eş bulamamaktadır. Romus bu soruna da bir çare bulur. Bir şenlik düzenler çevre illerin halkını davet eder. Yenilip, içildikten sonra, verdiği bir komut üzerine misafir gelen Sabine kadınları kaçırılır. Bu da yeni bir savaş sebebi olur. Kadınları kaçırılanlar birkaç sene sonra kuvvet toplayıp Roma’ya baskın verir. Ancak bu sefer kadınlar kucaklarında çocuklarıyla kendilerini iki grubun arasına atıp, *“artık biz Romalı olduk aile kurduk savaşmayın” der. Bunun üzerine durumu kabullenen taraflar barışı tesis eder. Yani kuruluş destanlarında iktidar hırsı, savaş, ihanet, tecavüz, sürgün gibi gerçek hayattan alınmış ögeler, Habil’in Kabil’i öldürmesi gibi kurulan yeni düzende kardeş katli, ilk günah, Hazreti Musa’nın Nil nehrine bırakılması gibi nehre bırakılan geleceğin kralı efsanesi vardır.  Şimdiki insanlar nasıl dizi film karakterlerini tanıyor, onların sanal hayatlarıyla ilgileniyor zaman zaman gerçekmiş gibi o olaylara sevinip üzülüyorlarsa, geçmiş zaman insanları da nesilden nesile böyle hikayeleri anlatıyor, o karakterleri benimsiyordu. *  Bu konuda Jacques Louis David’in Sabine Kadınlarının Müdahalesi isimli tablosu vardır.  
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2025 - Pazartesi

KALANLAR KALDI, GİDENLER GİTTİ…

Sicilya’da kalmak isteyenlerle vedalaştıktan sonra Aeneas ve arkadaşları bir kez daha yola çıkıp, Tiber ırmağına varmış, kehanetlerden burasının gelmeleri gereken yer olduğunu anlamışlar.

Orada Latinlerin kralı Latinus varmış. Ona da kahinler kızı Lavinya’yı bir yabancı ile evlendirmesi gerektiğini söylemişler. Kralın oğlu olmadığı için kızını kiminle evlendireceği önemliymiş. Ancak kız daha evvelden orada bir asil olan Turnus ile sözlüymüş. Kraliçe Amata kızını bu gence vermek istiyormuş.

Babası bunları düşünürken aniden kızının saçları alevlenmiş, bu yakan bir ateş değil, bir savaş habercisi kehanetmiş. Aynı zamanda Lavinya’nın gelecekteki önemini belirtiyormuş.

Annesi aslında “Turnus’un soyu Yunan, o da yabancı sayılır, ona verelim” diyerek ısrar ediyormuş.

Aeneas, kralın topraklarına girince saraya davet edilmiş, kendilerine konukseverlik gösteren krala hediyeler vermiş. Bu hediyelerin en değerlisi Truva Kralı Priam’ın kıyafetleriymiş. Bunun üzerine kral kızını evlendirmesi gereken gencin Aeneas olduğunu anlamış. O da damat adayına atlar ve at arabası hediye etmiş.

Bu duruma göklerden şahit olan Hera (Juno) derhal bu anlaşmayı bozmak istemiş. Büyücü Elektra’yı yollamış. Elektra kraliçe Amata’nın boynuna yılan sarmış, bu yılan Amata’yı Aeneas’a düşman etmiş. Latium’un kadınlarını ayaklandırmış, hep birlikte Lavinya’yı kaçırmışlar.

Juno, yerliler ile yeni gelen mülteciler arasında savaş başlatmak için savaş tanrısı Mars’ın tapınağının kapılarını açmış.

Aeneas Destanı’nın ilk 6 bölümü Odyseus Destanına, sonraki altı bölümü İlyada’ya benzer. Truvalıların İtalya’ya varmasıyla birlikte yine bir savaş başlayacak, bu savaş yine bir kadın yüzünden olacak, Truva’da Helen için çarpışılırken İtalya’da Lavinya için savaşılacaktır.

Romalıların büyükannesi Lavinya’ya kiminle evlenmek istediği sorulmamış, iki erkek Turnus ve Aeneas onunla evlenebilmek için mücadele etmiş. Uzun savaşların sonunda Aeneas kazanmış, Truva’nın intikamını bir Yunanlı olan Turnus’tan almış, Lavinya ile evlenmiştir.

Bu evlilikle Truva ve Latin halklarının kardeşliği başlar.

 

Bu savaşlar olurken, Afrodit (Venüs) o sırada Vulcan (Yunanca da Hephaestus- ateş ve demircilik tanrısı) ile evliymiş, Vulcan’dan oğlu Aeneas için bir kalkan yapmasını istemiş, bu kalkan hem Aeneas’ı koruyacak, hem de üzerindeki işlemeler Roma’nın geleceğini ona anlatacaktır. Bu kalkanı eline aldığında Aeneas, sanki bütün geleceği elinde tutmaktadır:

Oğlu Ascanius (İlius) Alba Longa’da şehir kuracak, onun soyundan krallar gelecek, fakat sonraki nesillerde bir kralın oğlu olmayınca kızı Rhea, tahta çıkamasın diye amcası tarafından tapınağa rahibe olarak verilecektir. Tapınak rahibesi kimseyle evlenemeyeceği için, çocuğu olmayacak, tahta amcası çıkacaktır.

Ancak savaş tanrısı Mars, rahat durmayıp, bu planı bozmuş. Tapınağa gidip, bu kızı kaçırmış. Rhea’nın hamile olduğu öğrenilince, zavallı prenses hapse atılır.  (Burada “madem savaş tanrısının kaçırdığın kızı niye korumuyorsun?” Demek istiyorum) Hapiste ikiz çocuk dünyaya getirir; Remus ve Romulus. Bu çocuklar ölsün diye Tiber ırmağına atılır. Ancak ırmak tanrısı onları öldürmez kıyıya bırakır. Irmak kenarında bu ikizleri bulan dişi kurt onları korur emzirir. (Lupa dişi kurt demek olduğu gibi bir diğer anlamı da fahişedir. Kim bilir belki de böyle bir kadın onları bulup kurtardı)

Böylece büyüyen gençler durumu öğrenip, amcadan intikam alırlar. Roma şehrinin olduğu yere gidip şehri kurarlar. Ancak şehrin sınırlarını çizerken aralarında çıkan tartışmada, Romulus Remus’ü öldürür ve kral olur.

Romus, Roma’yı kurup ilk kral olduğunda, kente civar yerlerden gelenler olur. Bunların arasında kadın sayısı azdır, evlenmek isteyen gençler eş bulamamaktadır. Romus bu soruna da bir çare bulur. Bir şenlik düzenler çevre illerin halkını davet eder. Yenilip, içildikten sonra, verdiği bir komut üzerine misafir gelen Sabine kadınları kaçırılır.

Bu da yeni bir savaş sebebi olur. Kadınları kaçırılanlar birkaç sene sonra kuvvet toplayıp Roma’ya baskın verir. Ancak bu sefer kadınlar kucaklarında çocuklarıyla kendilerini iki grubun arasına atıp, *“artık biz Romalı olduk aile kurduk savaşmayın” der. Bunun üzerine durumu kabullenen taraflar barışı tesis eder.

Yani kuruluş destanlarında iktidar hırsı, savaş, ihanet, tecavüz, sürgün gibi gerçek hayattan alınmış ögeler, Habil’in Kabil’i öldürmesi gibi kurulan yeni düzende kardeş katli, ilk günah, Hazreti Musa’nın Nil nehrine bırakılması gibi nehre bırakılan geleceğin kralı efsanesi vardır.

 Şimdiki insanlar nasıl dizi film karakterlerini tanıyor, onların sanal hayatlarıyla ilgileniyor zaman zaman gerçekmiş gibi o olaylara sevinip üzülüyorlarsa, geçmiş zaman insanları da nesilden nesile böyle hikayeleri anlatıyor, o karakterleri benimsiyordu.

*  Bu konuda Jacques Louis David’in Sabine Kadınlarının Müdahalesi isimli tablosu vardır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.