Adnan KORKMAZ - 20.Dönem Ankara İl Genel Meclisi CHP Üyesi
Köşe Yazarı
Adnan KORKMAZ - 20.Dönem Ankara İl Genel Meclisi CHP Üyesi
 

Çay üreticisinin sorunları…

Çinliler çayı beş bin yıldan beri içmektedir. Önceleri ilaç yerine kullanıldı. Asırlar geçtikten sonra bugün olduğu gibi keyif almak için kullanılmaya başlandı. Çay sürgünlerini kurutup ufalama metodu çok sonraları başladı. Çay Avrupa’ya 17. Yüz yılda girdi. 19. Yüz yılın ilk yarısında paketlenmeye başlandı. İngilizler sağlıklı ve zindeliğin sembolü olan bu sıcak içeceği çok beğendiler ve yaşam tarzı haline getirdiler. Başta güney Asya ülkeleri olmak üzere bugün dünyada üç milyon tondan fazla çay üretilmektedir. Türkiye’de çay üretim girişimine 19. Yüz yılın sonlarında başlandı. Japonya’dan tohum ve çay fidesi getirildi.  Önce Bursa’da denendi. Tohumlar ekildi, fideler dikildi. Büyük emekler harcandı. Buna rağmen geliştirilemedi. Çünkü Bursa’nın iklimi çaya uygun değildi. Çayın anavatanı olan güney Asya’nın (Seylan ve Assam) iklimi göz önüne getirilmesi gerekiyordu. Türkiye çay denemesini Doğu Kara Deniz Bölgesinde yapılabilseydi, bölge bir asır önce çaya kavuşur, büyük şehirlere yapılan göçlerin önü bir ölçüde azalır, bölge kalkınır, devletin çaya ödediği milyarlarca döviz kasasında kalırdı. Türk insanı bu sıcak içeceği çok sevdi. Günün her saatinde çeşitli mekânlara taşıdı. “Çayın ilk fincanı, insanların dudaklarını ve ağzını ıslatır. İkincisi yalnızlığı giderir. Üçüncüsü ise içindekileri açığa çıkarır.” Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çay partileri verilir. Dost ve akrabalar bu partiye çağrılır, fıkralar anlatılır, anılar yâd edilir ve dostluklar pekiştirilir. Birinci Dünya Savaşında, iç göçün durdurulması için çay kanunu çıkarıldı. Doğu Kara Deniz’de (Rize ve Artvin’de) çay bahçeleri kuruldu. Burada ziraatçı Zihni Derin’inden söz etmezsek merhuma haksızlık yapmış oluruz. *** Zihni Derin: 1904 yılında İstanbul Halkalı Ziraat Mektebinden mezun oldu. 1922’de Rize’de Ziraat Fen Memuru olarak göreve başladı. 1937’de Tarım Bakanlığı Baş Müşaviri görevine getirildi. Aynı yıl Rize Ziraat Teşkilatı Koordinatörlüğüne atandı. Zihni Bey, bir heyet eşliğinde Batu’ma gönderildi. Çayın ekiminden hasadına kadar bütün safhaları içeren teknik ve incelemelerde bulundu. Heyetin dönüşünde çay tohumu ile birlikte limon, portakal ve mandalina fidanları getirildi. Rize Ziraat Bahçesinde denendi. Verim elde edilince turunçgilleri içeren fide bahçeleri oluşturuldu. Önceleri bedava veya çok az bir bedel karşılığında halka dağıtıldı. Bugün Rize’den Batu’ma kadar sahil ilçelerinde turunçgiller yetiştirilmektedir. *** Rize’den Sarp sınır kapısına kadar uzanan sahil şeridinde çay ekimine izin verildi. 1950-1960 yılları arasında çay bahçesi alanı 131 bin dekara, üretici sayısı ise 60 bine ulaştı. İlk çay fabrikası Rize’de 1947 yılında kuruldu. Peş peşe kurulan fabrikalarla sayı 1973’de 32’ye yükseldi. Bugün ÇAY KURUN elinde 49 adet fabrika vardır. Özel sektörün elinde ise 229 adet fabrika vardır. Çay üreticisi 2022’de Çay kur-Özel sektör) yaklaşık yılda 5 yüz seksen iki bin ton yaş çay üretimi yaparak 280 bin ton işlenmiş kuru çay üretmektedir. ÇAY KUR özel sektörden önce topladığı yaş çay yaprağını işleyemez duruma geldi. Devletin üretici ile yaptığı sözleşmede; üretilen çayların tümü Devlet tarafından satın alınacağı hükmü yer alıyordu. Bu maddenin yürürlüğe girmesi için üretici devlete baskısını artırdı. Devlet de çayı satın aldı ve kapasitenin üzerindekini (Başbakan Süleyman Demirel dönemi) denize dökmek zorunda kaldı. Turgut Özal Başbakan olunca çay kanunu değiştirildi, çay tekelini kaldırdı ve özel sektörün çaya girmesini sağladı! 2015 yılında 762 bin dekar olan çay alanı 849 bin dekara çıkmıştır. Dolayısıyla 849 bin dekar arazide üretilen çay miktarı 1 milyon 450 bin tonu geçiyor. Türkiye Çay alanı bakımından Dünyada yedinci, çay üretimi bakımından beşinci, Avrupa Birliği ülkeleri içinde çay üretilen tek ülkeyiz. Üretilen kuru çay Türkiye ihtiyacının çok üzerindedir. Fakat dünyaya tanıtamadığımız için çay ihracatında da zorluk çekmekteyiz. Bu zorluk kalite düşüklüğünden değil, sadece reklamını yapamadığımızdan kaynaklandığına vurgu yapılmasında yarar vardır. İngiltere’de yapılan bir araştırmada; deniliyor ki; “Seylan ve Assam” gibi çay üreten güney Asya ülkeleri dua etsinler ki Türkiye bu kalitede çay üretemiyor ve dünyaya tanıtamıyor. Rapor bir gerçeğin ifadesidir. Ne kaliteli çay üretebiliyoruz, ne de reklamını yapabiliyoruz! *** ÇAY KUR yaş çaya kontenjan uyguluyor: Eskiden özel sektör aldığı çayların bedelini bir yıl sonra ödemeye başlıyor. Bazen de iki, üç yıl sonra ödüyordu. Bazen de hiç ödemiyor! Çay üretimi zor bir iştir. Her sürgünden önce çay bahçelerin temizlenmesi, yabancı otların ayıklanması gerekir. Eskiden çayın sürgünleri elle toplanırdı. Bir kişi akşama kadar 50-60 kg çayı ancak toplayabiliyordu. Seneler sonra çayın üretimi artınca sürgünleri elle toplanamaz hale geldi. Bu kez makas kullanımına izin verildi. Şimdi ise motorla çay toplanıyor… Çay üreticisi tespit edilen kontenjanlara göre çay satabilecekti. Çay kontenjanları fabrikaların kapasitesine göre değiştirildi. Çay sürgünleri toplandıktan sonra iki saatten fazla bekletilmez. Aksi halde sürgünler kızarır. Üretici böyle hallerde çay bezini açarak havalandırır. Eksperler saat ona doğru arzu endam ederler. Somurtkan yüzleri ile çay bezlerini açtırırlar. Ellerini çay bezlerine atarlar ve bir tutam çay yaprağı çıkarırlar. İki buçuk yaprağın üzerindeki taze sürgünü görünce küplere binerler ve yeniden seçtirirler. Yıllar geçince çay üretimi arttı. Üreticinin topladığı yaş çay yaprağını fabrikalar işleyemez oldu. Bu kez ÇAY KUR Genel Müdürlüğü bazı tedbirleri almak zorunda kaldı. Bu tedbirlerin arasında; Üreticilerin cüzdanlarına günde bir bezden fazla çay alımı yasaklandı. Bu kez üretici soluğu çay fabrikasında aldı. Evde kaç nüfus varsa her birine birer cüzdan çıkardı. Bununla yetinilmedi, altmış kiloluk bezleri birleştirdi. Bezler yüz yirmi kilo çayı alacak şekle dönüştürüldü. Böylece emir yerine getirilmiş oldu. Fakat bu uygulama hiçbir yarar sağlamadı. Bu kez, mevcut çay tarlalarının tespitine ve bundan böyle çay ekiminin yasaklanmasına karar verildi. Çay tarlaları ölçüldü, biçildi metre kare olarak çay cüzdanlarının ön sayfasına işlendi. Böylelikle çay üreticisi, tespit edilen kontenjana göre çay satabilecekti. *** Yaş çaya uygulanan kontenjan! ÇAY KURUN kontenjanlar fabrikaların kapasitesine göre ayarlandı ve ihtiyaca göre değiştirildi. Bunun yanında bir de kota getirildi. Üretici sezon süresince kotası kadar kontenjan kullanabilecekti. Fazlası özel sektöre yönelmek zorunda kaldı. Çay sürgünü yılda üç kez toplanır. Bazen de dörde çıktığı görülür. Her sezon aşağı yukarı yirmi gün ile otuz gün devam eder. Yaklaşık mayısın on beşinde başlar, ekimin sonunda biter. Hava sıcak, açık ve yeterince yağışlı geçerse dördüncü ürün alınabilir. Sürgün arası dönem genelde 45-50 gün arasında değişir. Çay işçiliği ağır bir işçiliktir. Çay işçileri çizmesiz tarlaya girmez. Alınan bu tedbirlerle yılan, akrep ve kene gibi zararlı hayvanlardan kendilerini korurlar. Tarım işçileri sabahın yedisinde tarlaya girer, akşam beşe kadar çay toplar. Görüleceği gibi mesai saati sekiz değil on saati bulur.  Dahası da vardır. Bu sürece çay satışlarını da hesaba katarsak çay işçilerinin çalışma süreleri on iki saati bulur. Çayın kalitesini artırmak ve dış ülkelere pazarlayabilmemiz için devlet ve üretici ellerini taşın altına sokmalıdır. Şöyle ki: Çay üreticisi çay tarlasını gençleştirmeli. Yani çay bitkisi kökünden yirmi santim üzerinden kesmelidir. Kesim süresi beş yılı geçmemeli, Her sezon başında çay tarlaları iyice temizlenmeli, ot ve yabancı maddelerin çayın kalitesini düşürme sine izin verilmemeli, Üretici çayını itina ile kesmeli, kart yaprakları ayıklamalı, yönetmelik gereği iki buçuk yaprağı geçmemelidir. Üreticilerin fedakârlığına ve zaman kaybına karşılık devlet kesenin ağzını açmalı, bugünkü yaş çay bedelini artırmalıdır. Özel çay fabrikaları; çay sezonunun en yoğun olduğu bir zamanda bir bildiri yayınlıyor. Bildiride fabrikaya satacağınız yaş çay yaprağının bedelini para değil, kuru çay olarak ödenecek. Çay üreticisi kuru çayı alıp ne yapacak? Bunu nasıl ve kimlere pazarlayacak? *** Sevgili okurlarım: Önceki yazılarımızda; çay üreticilerinin perişan edildiğini sıkça dile getirmiştik. Yazımızın bu bölümünde çay üreticilerinin bunca yıldır yaşadığı sorunları birkaç örnekle pekiştirelim dedik. ÇAY KUR YAŞ ÇAY ALIMI: * 22.05.2024 gününden itibaren dekara 50 kg üzerinden yapılacaktır. * 29.05 2024 Çarşamba gününden itibaren Serbest Mübaya ile yapılacaktır. * Stoklarımızın yükselmesi nedeniyle yaş çay alımları 10 Temmuz günü itibariyle dekara 50 kg üzerinden yapılacaktır. * 14.07.2024 tarihinde dekara 30 kg olarak yapılacaktır. * 16.07.2024 tarihinde dekara 25 kg olarak yapılacaktır. * 17 Temmuz Çarşamba günü yaş çay alımı yapılmayacaktır. * 20.07.2024 günü dekara 20 kg olarak yapılacaktır. * 21.07.2024 günü dekara 25 kg olarak yapılacaktır. * 22.07.2024 günü dekara 30 kg olarak yapılacaktır. Sevgili okurlarım: 6 bin 100 metre kare çay bahçem vardır. Temmuz ayı için verilen 3 bin 660 kg kota, günde 20-30 kg kontenjan ile nasıl doldurulacak? Bu husustaki değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum. *** İşte tam kazıklanmanın zamanı: Yaş çayın kaldıysa ver özel sektöre. Bakınız özel sektör kazığı nasıl atıyor? Özel sektöre ait (X-Y-Z) fabrikaları vardır. Özel sektörün Temmuz 2024’de bir kg yaş çaya ödeyeceği fiyata bir bakalım. Devletin taban fiyatı 17,00 TL. Özel sektör: 20.07.2024 tarihinde kg başına 14,00 TL verilecek. Ödemesi 03 Eylül 2024 tarihinde olacak. Ödemesi 03 Aralıkta olursa fiyatı 14,00 TL olacak. 25 Şubat 2025 olursa fiyatı devletin verdiği 17,00 TL olacak. Hatırlatalım: ÇAY KURUN yaş çaya verdiği taban fiyat 17,00 liradır. Çay kur üreticiye ödemeyi bir ay sonra yapıyor, Fakat çayı almıyor! Özel sektör ise yaş çay yaprağına sınırlama getirmiyor. Dal, budağa bakmadan hepsini alıyor. Fakat devletin verdiği taban fiyatın çok altında alarak üreticileri kazıklıyor! Bugünkü yazımızı bir anıyla sonlandıralım: Erdal İnönü: Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanıydı. Bendeniz 1984-1996 yılları arasında veteriner sağlık teknisyenleri ve teknikerleri dernek genel başkanıydım. Sayın İnönü ile bir dostluğumuz vardı. Karşısındakini dinlerdi. Toplantılarına davet ederdi. Kendisi de toplantılarımıza katılmayı ihmal etmezdi. Kars gezisinden Artvin’e giderken. KORKMAZ Artvin’den ne mesaj verelim? dedi. Ben de kendisinden çay üreticilerin yaşadığı sorunları gündeme getirmesini istemiş ve kendisine bu konuda bir rapor verebileceğimi söylemiştim. Bu maksatla Artvin ili Arhavi ilçesinde en geniş çay üreticisi kapı komşum Y.Ö dostuma danıştım. Sayın İnönü’ye vereceğim rapor ile ilgili olarak düşüncesini yazı ile bir kâğıda dökmesini istedim. Sonunda hazırlanan raporda çok ilginç konulara yer verilmişti. Çay üreticisi olduğum halde (orada yaşamadığım için) bilmediğim konuları öğrenme fırsatını bulmuştum. Bu arada Sayın Erdal İnönü de sözkonusu raporla çay üreticisinin yaşadığı sorunları öğrenmişti. Şimdi aramızda olmayan sevgili Erdal İnönü’ye aktardığım bilgilerden sonra kamuoyuna vermiş olduğu mesajda; “Devletin bu tür yanlış uygulamasıyla çay üreticilerinin özel sektörün kucağına atılıyor” demişti. Erdal İnönü bu söylemiyle partisinin oyunu artırmıştı. Çay üreticisi perişandır! Devletin yaş çaya verdiği 17,00 TL taban fiyat yetersizdir! Yüksek işçi ücreti ve yüksek girdiler karşısında zorluklar çekiyoruz! En azından Bölge Ziraat Odalarının önerisi olan taban fiyatın 25 TL’ye yükseltilmesi gerekiyor. Hükümeti oluşturan siyasi partiler susuyor. Muhalefet partilerin sesi ise yetersiz kalıyor. Çay üreticilerinin sorunları yerinde uzman kadrolarla saptanması gerekiyor… Asansörle artan fiyatlara çay üreticileri de yetişemiyor. Yaş çay fiyatının gerçek enflasyon karşısında yeniden belirlenmeli, farklar üreticiye ödenmelidir. Yıllar önce “Erdal İnönü’nün” söylediği gibi net tavırları bugünkü muhalefet partilerinden de bekliyoruz. Söylemesi bizden takdir sizlerden…                    
Ekleme Tarihi: 26 Temmuz 2024 - Cuma

Çay üreticisinin sorunları…

Çinliler çayı beş bin yıldan beri içmektedir. Önceleri ilaç yerine kullanıldı. Asırlar geçtikten sonra bugün olduğu gibi keyif almak için kullanılmaya başlandı. Çay sürgünlerini kurutup ufalama metodu çok sonraları başladı. Çay Avrupa’ya 17. Yüz yılda girdi. 19. Yüz yılın ilk yarısında paketlenmeye başlandı.

İngilizler sağlıklı ve zindeliğin sembolü olan bu sıcak içeceği çok beğendiler ve yaşam tarzı haline getirdiler. Başta güney Asya ülkeleri olmak üzere bugün dünyada üç milyon tondan fazla çay üretilmektedir.

Türkiye’de çay üretim girişimine 19. Yüz yılın sonlarında başlandı. Japonya’dan tohum ve çay fidesi getirildi.  Önce Bursa’da denendi. Tohumlar ekildi, fideler dikildi. Büyük emekler harcandı. Buna rağmen geliştirilemedi. Çünkü Bursa’nın iklimi çaya uygun değildi. Çayın anavatanı olan güney Asya’nın (Seylan ve Assam) iklimi göz önüne getirilmesi gerekiyordu.

Türkiye çay denemesini Doğu Kara Deniz Bölgesinde yapılabilseydi, bölge bir asır önce çaya kavuşur, büyük şehirlere yapılan göçlerin önü bir ölçüde azalır, bölge kalkınır, devletin çaya ödediği milyarlarca döviz kasasında kalırdı.

Türk insanı bu sıcak içeceği çok sevdi. Günün her saatinde çeşitli mekânlara taşıdı. “Çayın ilk fincanı, insanların dudaklarını ve ağzını ıslatır. İkincisi yalnızlığı giderir. Üçüncüsü ise içindekileri açığa çıkarır.” Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çay partileri verilir. Dost ve akrabalar bu partiye çağrılır, fıkralar anlatılır, anılar yâd edilir ve dostluklar pekiştirilir.

Birinci Dünya Savaşında, iç göçün durdurulması için çay kanunu çıkarıldı. Doğu Kara Deniz’de (Rize ve Artvin’de) çay bahçeleri kuruldu. Burada ziraatçı Zihni Derin’inden söz etmezsek merhuma haksızlık yapmış oluruz.

***

Zihni Derin:

1904 yılında İstanbul Halkalı Ziraat Mektebinden mezun oldu. 1922’de Rize’de Ziraat Fen Memuru olarak göreve başladı. 1937’de Tarım Bakanlığı Baş Müşaviri görevine getirildi. Aynı yıl Rize Ziraat Teşkilatı Koordinatörlüğüne atandı. Zihni Bey, bir heyet eşliğinde Batu’ma gönderildi. Çayın ekiminden hasadına kadar bütün safhaları içeren teknik ve incelemelerde bulundu. Heyetin dönüşünde çay tohumu ile birlikte limon, portakal ve mandalina fidanları getirildi. Rize Ziraat Bahçesinde denendi. Verim elde edilince turunçgilleri içeren fide bahçeleri oluşturuldu. Önceleri bedava veya çok az bir bedel karşılığında halka dağıtıldı. Bugün Rize’den Batu’ma kadar sahil ilçelerinde turunçgiller yetiştirilmektedir.

***

Rize’den Sarp sınır kapısına kadar uzanan sahil şeridinde çay ekimine izin verildi. 1950-1960 yılları arasında çay bahçesi alanı 131 bin dekara, üretici sayısı ise 60 bine ulaştı. İlk çay fabrikası Rize’de 1947 yılında kuruldu. Peş peşe kurulan fabrikalarla sayı 1973’de 32’ye yükseldi. Bugün ÇAY KURUN elinde 49 adet fabrika vardır. Özel sektörün elinde ise 229 adet fabrika vardır.

Çay üreticisi 2022’de Çay kur-Özel sektör) yaklaşık yılda 5 yüz seksen iki bin ton yaş çay üretimi yaparak 280 bin ton işlenmiş kuru çay üretmektedir.

ÇAY KUR özel sektörden önce topladığı yaş çay yaprağını işleyemez duruma geldi. Devletin üretici ile yaptığı sözleşmede; üretilen çayların tümü Devlet tarafından satın alınacağı hükmü yer alıyordu. Bu maddenin yürürlüğe girmesi için üretici devlete baskısını artırdı. Devlet de çayı satın aldı ve kapasitenin üzerindekini (Başbakan Süleyman Demirel dönemi) denize dökmek zorunda kaldı.

Turgut Özal Başbakan olunca çay kanunu değiştirildi, çay tekelini kaldırdı ve özel sektörün çaya girmesini sağladı!

2015 yılında 762 bin dekar olan çay alanı 849 bin dekara çıkmıştır. Dolayısıyla 849 bin dekar arazide üretilen çay miktarı 1 milyon 450 bin tonu geçiyor. Türkiye Çay alanı bakımından Dünyada yedinci, çay üretimi bakımından beşinci, Avrupa Birliği ülkeleri içinde çay üretilen tek ülkeyiz. Üretilen kuru çay Türkiye ihtiyacının çok üzerindedir.

Fakat dünyaya tanıtamadığımız için çay ihracatında da zorluk çekmekteyiz. Bu zorluk kalite düşüklüğünden değil, sadece reklamını yapamadığımızdan kaynaklandığına vurgu yapılmasında yarar vardır.

İngiltere’de yapılan bir araştırmada; deniliyor ki; “Seylan ve Assam” gibi çay üreten güney Asya ülkeleri dua etsinler ki Türkiye bu kalitede çay üretemiyor ve dünyaya tanıtamıyor. Rapor bir gerçeğin ifadesidir. Ne kaliteli çay üretebiliyoruz, ne de reklamını yapabiliyoruz!

***

ÇAY KUR yaş çaya kontenjan uyguluyor:

Eskiden özel sektör aldığı çayların bedelini bir yıl sonra ödemeye başlıyor. Bazen de iki, üç yıl sonra ödüyordu. Bazen de hiç ödemiyor!

Çay üretimi zor bir iştir. Her sürgünden önce çay bahçelerin temizlenmesi, yabancı otların ayıklanması gerekir. Eskiden çayın sürgünleri elle toplanırdı. Bir kişi akşama kadar 50-60 kg çayı ancak toplayabiliyordu. Seneler sonra çayın üretimi artınca sürgünleri elle toplanamaz hale geldi. Bu kez makas kullanımına izin verildi. Şimdi ise motorla çay toplanıyor…

Çay üreticisi tespit edilen kontenjanlara göre çay satabilecekti. Çay kontenjanları fabrikaların kapasitesine göre değiştirildi. Çay sürgünleri toplandıktan sonra iki saatten fazla bekletilmez. Aksi halde sürgünler kızarır. Üretici böyle hallerde çay bezini açarak havalandırır.

Eksperler saat ona doğru arzu endam ederler. Somurtkan yüzleri ile çay bezlerini açtırırlar. Ellerini çay bezlerine atarlar ve bir tutam çay yaprağı çıkarırlar. İki buçuk yaprağın üzerindeki taze sürgünü görünce küplere binerler ve yeniden seçtirirler.

Yıllar geçince çay üretimi arttı. Üreticinin topladığı yaş çay yaprağını fabrikalar işleyemez oldu. Bu kez ÇAY KUR Genel Müdürlüğü bazı tedbirleri almak zorunda kaldı. Bu tedbirlerin arasında; Üreticilerin cüzdanlarına günde bir bezden fazla çay alımı yasaklandı.

Bu kez üretici soluğu çay fabrikasında aldı. Evde kaç nüfus varsa her birine birer cüzdan çıkardı. Bununla yetinilmedi, altmış kiloluk bezleri birleştirdi. Bezler yüz yirmi kilo çayı alacak şekle dönüştürüldü. Böylece emir yerine getirilmiş oldu. Fakat bu uygulama hiçbir yarar sağlamadı.

Bu kez, mevcut çay tarlalarının tespitine ve bundan böyle çay ekiminin yasaklanmasına karar verildi. Çay tarlaları ölçüldü, biçildi metre kare olarak çay cüzdanlarının ön sayfasına işlendi. Böylelikle çay üreticisi, tespit edilen kontenjana göre çay satabilecekti.

***

Yaş çaya uygulanan kontenjan!

ÇAY KURUN kontenjanlar fabrikaların kapasitesine göre ayarlandı ve ihtiyaca göre değiştirildi. Bunun yanında bir de kota getirildi. Üretici sezon süresince kotası kadar kontenjan kullanabilecekti. Fazlası özel sektöre yönelmek zorunda kaldı.

Çay sürgünü yılda üç kez toplanır. Bazen de dörde çıktığı görülür. Her sezon aşağı yukarı yirmi gün ile otuz gün devam eder. Yaklaşık mayısın on beşinde başlar, ekimin sonunda biter. Hava sıcak, açık ve yeterince yağışlı geçerse dördüncü ürün alınabilir. Sürgün arası dönem genelde 45-50 gün arasında değişir.

Çay işçiliği ağır bir işçiliktir. Çay işçileri çizmesiz tarlaya girmez. Alınan bu tedbirlerle yılan, akrep ve kene gibi zararlı hayvanlardan kendilerini korurlar.

Tarım işçileri sabahın yedisinde tarlaya girer, akşam beşe kadar çay toplar. Görüleceği gibi mesai saati sekiz değil on saati bulur.  Dahası da vardır. Bu sürece çay satışlarını da hesaba katarsak çay işçilerinin çalışma süreleri on iki saati bulur.

Çayın kalitesini artırmak ve dış ülkelere pazarlayabilmemiz için devlet ve üretici ellerini taşın altına sokmalıdır.

Şöyle ki:

  • Çay üreticisi çay tarlasını gençleştirmeli. Yani çay bitkisi kökünden yirmi santim üzerinden kesmelidir. Kesim süresi beş yılı geçmemeli,
  • Her sezon başında çay tarlaları iyice temizlenmeli, ot ve yabancı maddelerin çayın kalitesini düşürme sine izin verilmemeli,
  • Üretici çayını itina ile kesmeli, kart yaprakları ayıklamalı, yönetmelik gereği iki buçuk yaprağı geçmemelidir.
  • Üreticilerin fedakârlığına ve zaman kaybına karşılık devlet kesenin ağzını açmalı, bugünkü yaş çay bedelini artırmalıdır.

Özel çay fabrikaları; çay sezonunun en yoğun olduğu bir zamanda bir bildiri yayınlıyor. Bildiride fabrikaya satacağınız yaş çay yaprağının bedelini para değil, kuru çay olarak ödenecek. Çay üreticisi kuru çayı alıp ne yapacak? Bunu nasıl ve kimlere pazarlayacak?

***

Sevgili okurlarım:

Önceki yazılarımızda; çay üreticilerinin perişan edildiğini sıkça dile getirmiştik. Yazımızın bu bölümünde çay üreticilerinin bunca yıldır yaşadığı sorunları birkaç örnekle pekiştirelim dedik.

ÇAY KUR YAŞ ÇAY ALIMI:

* 22.05.2024 gününden itibaren dekara 50 kg üzerinden yapılacaktır.

* 29.05 2024 Çarşamba gününden itibaren Serbest Mübaya ile yapılacaktır.

* Stoklarımızın yükselmesi nedeniyle yaş çay alımları 10 Temmuz günü itibariyle dekara 50 kg üzerinden yapılacaktır.

* 14.07.2024 tarihinde dekara 30 kg olarak yapılacaktır.

* 16.07.2024 tarihinde dekara 25 kg olarak yapılacaktır.

* 17 Temmuz Çarşamba günü yaş çay alımı yapılmayacaktır.

* 20.07.2024 günü dekara 20 kg olarak yapılacaktır.

* 21.07.2024 günü dekara 25 kg olarak yapılacaktır.

* 22.07.2024 günü dekara 30 kg olarak yapılacaktır.

Sevgili okurlarım:

6 bin 100 metre kare çay bahçem vardır. Temmuz ayı için verilen 3 bin 660 kg kota, günde 20-30 kg kontenjan ile nasıl doldurulacak? Bu husustaki değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

***

İşte tam kazıklanmanın zamanı:

Yaş çayın kaldıysa ver özel sektöre. Bakınız özel sektör kazığı nasıl atıyor?

Özel sektöre ait (X-Y-Z) fabrikaları vardır.

Özel sektörün Temmuz 2024’de bir kg yaş çaya ödeyeceği fiyata bir bakalım.

Devletin taban fiyatı 17,00 TL.

Özel sektör:

  • 20.07.2024 tarihinde kg başına 14,00 TL verilecek. Ödemesi 03 Eylül 2024 tarihinde olacak. Ödemesi 03 Aralıkta olursa fiyatı 14,00 TL olacak. 25 Şubat 2025 olursa fiyatı devletin verdiği 17,00 TL olacak.

Hatırlatalım:

ÇAY KURUN yaş çaya verdiği taban fiyat 17,00 liradır. Çay kur üreticiye ödemeyi bir ay sonra yapıyor, Fakat çayı almıyor!

Özel sektör ise yaş çay yaprağına sınırlama getirmiyor. Dal, budağa bakmadan hepsini alıyor. Fakat devletin verdiği taban fiyatın çok altında alarak üreticileri kazıklıyor! Bugünkü yazımızı bir anıyla sonlandıralım:

Erdal İnönü:

Sosyal Demokrat Halkçı Parti Genel Başkanıydı. Bendeniz 1984-1996 yılları arasında veteriner sağlık teknisyenleri ve teknikerleri dernek genel başkanıydım. Sayın İnönü ile bir dostluğumuz vardı. Karşısındakini dinlerdi. Toplantılarına davet ederdi. Kendisi de toplantılarımıza katılmayı ihmal etmezdi.

Kars gezisinden Artvin’e giderken. KORKMAZ Artvin’den ne mesaj verelim? dedi. Ben de kendisinden çay üreticilerin yaşadığı sorunları gündeme getirmesini istemiş ve kendisine bu konuda bir rapor verebileceğimi söylemiştim.

Bu maksatla Artvin ili Arhavi ilçesinde en geniş çay üreticisi kapı komşum Y.Ö dostuma danıştım. Sayın İnönü’ye vereceğim rapor ile ilgili olarak düşüncesini yazı ile bir kâğıda dökmesini istedim.

Sonunda hazırlanan raporda çok ilginç konulara yer verilmişti. Çay üreticisi olduğum halde (orada yaşamadığım için) bilmediğim konuları öğrenme fırsatını bulmuştum. Bu arada Sayın Erdal İnönü de sözkonusu raporla çay üreticisinin yaşadığı sorunları öğrenmişti.

Şimdi aramızda olmayan sevgili Erdal İnönü’ye aktardığım bilgilerden sonra kamuoyuna vermiş olduğu mesajda; “Devletin bu tür yanlış uygulamasıyla çay üreticilerinin özel sektörün kucağına atılıyor” demişti. Erdal İnönü bu söylemiyle partisinin oyunu artırmıştı.

Çay üreticisi perişandır!

Devletin yaş çaya verdiği 17,00 TL taban fiyat yetersizdir! Yüksek işçi ücreti ve yüksek girdiler karşısında zorluklar çekiyoruz! En azından Bölge Ziraat Odalarının önerisi olan taban fiyatın 25 TL’ye yükseltilmesi gerekiyor.

Hükümeti oluşturan siyasi partiler susuyor. Muhalefet partilerin sesi ise yetersiz kalıyor. Çay üreticilerinin sorunları yerinde uzman kadrolarla saptanması gerekiyor…

Asansörle artan fiyatlara çay üreticileri de yetişemiyor. Yaş çay fiyatının gerçek enflasyon karşısında yeniden belirlenmeli, farklar üreticiye ödenmelidir.

Yıllar önce “Erdal İnönü’nün” söylediği gibi net tavırları bugünkü muhalefet partilerinden de bekliyoruz. Söylemesi bizden takdir sizlerden…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ulusgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.