Recep Tayyip Erdoğan bu ülkedeki kesintisiz iktidar sürecinde 22 yılını doldurup 23. yılına girdi.
Artık yüzüncü yılını aşmış olan Cumhuriyet tarihinde bunun başka bir örneği yok. Bu devletin
kurucusu (Birileri tarafından hep ‘Diktatör’ olarak tanımlanan) Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bile
görev süresi 15 yıl. Osmanlı padişahlarının ise yarıdan fazlasının tahtta kalma süresi aynen
Tayyip Erdoğan’ın görev süresi gibi. Neden bu kadar çok “Osmanlı” dediğini anlıyor
musunuz?
Bu uzun süreçte “Türkiye Cumhuriyeti” çok yıpratıldı “Türk Milleti” kavramı çok tahrip edildi. Türk
Milletinin “İslam” anlayışı katledildi. Türkiye, erdem ve ahlak önceliğini kaybetmiş bir din
anlayışına mahkum edildi. Türkiye, eğer güç elinizdeyse veya güçlünün yanında iseniz
hırsızlığın utanılacak şey sayılmadığı bir ülkeye dönüştü. Bu 22 - 23 yıllık süreçte yapılan
seçimlerin tamamında oy hırsızlığı ve oy sahteciliği ile suçlanan iktidarın ve ona oy verenlerin,
sırf sonuçta kazanmış olmaları sebebiyle bu hırsızlık ve sahtecilikten dolayı hiç yüzleri
kızarmıyor. Bir ülke için bundan daha büyük zillet olabilir mi?
Ama tüm bunlara rağmen, Tayyip Erdoğan’lı bu süreç sayesinde bazı kazanımlarımızın da
olduğu kanısındayım... Birkaç örnek istiyorsanız, verelim...
● Bu süreç sayesinde en azından aydınlık zihinler uzun yıllardan beri Türkiye’nin enerjisini
tüketen sağ-sol ayırımından kurtuldular. Şimdi Türkiye için, tek adam rejimine baş eğen köle
ruhlular ile demokratik bir Türkiye isteyen aydınlık kafaların karşı karşıya olduğu şeklindeki bir
ayırım çok daha geçerli.
● Bu süreç sayesinde yüce İslam dinini siyasete alet edenlerin maskeleri düştü. Halkın eğitim ve
kültür düzeyi sebebiyle günümüzde bu durum yeterince hissedilmiyor olabilir. Ama toplumun
eğitim ve kültür düzeyi yükseldikçe erdemsiz ve ahlaksız bir İslam anlayışının kabul
edilemeyeceği, yalanın, hırsızlığın, riyanın ve zulmün İslam ile bir arada olamayacağı mutlaka
anlaşılacak ve tarih bunu tescil edecek.
● Siyasiler toplumu “Kendi partisinden olanlar ve olmayanlar” diye ayrıştırdığını zannederken bu
süreçte toplum doğal bir ayıklama ile “muhakeme gücünü kullanabilenler ve kullanamayanlar”
şeklinde veya “zeka seviyesi vasatın altında olanlar ile vasatın üstünde olanlar” şeklinde ikiye
bölündü. Türkiye’nin böylesine önemli bir tespite başka bir vasıta ile ulaşması da pek mümkün
değildi.
● Biz yıllardan beri söylüyorduk ama “Türk Milliyetçiliği” enerjisini kontrol altında tutarak, onu
hem iktidar yapmamak hem de adam gibi muhalefet yapmasına izin vermemekle görevli
olanların maskeleri bu süreç sayesinde tamamen düştü ve gerçek yüzleri ortaya çıktı. Ayrıca,
ortaya çıkan bu acı tabloyu keskin milliyetçilik söylemlerine rağmen onaylayabilen bir mankurt
kitlenin hala var olabildiğini görmek de oldukça değerli bir sosyolojik tespittir. Çünkü bu sayede
şimdi çıkarcılıktan arınmış kristalize Türk Milliyetçiliğinin kendisini daha net bir şekilde
hissettirmesi imkanı doğdu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti adına bunca kayıp ve yıpranmanın yaşandığı bu
talihsiz süreç içerisinde ortaya çıkan bu kazanımların kıymetini bilmek gerektiği kanısındayım.
Anasayfa
Yazarlar
FEYZULLAH BUDAK- Araştırmacı Yazar
Yazı Detayı
Bu yazı 100 kez okundu.
TAYYİP ERDOĞAN İLE KAZANDIKLARIMIZ !
Recep Tayyip Erdoğan bu ülkedeki kesintisiz iktidar sürecinde 22 yılını doldurup 23. yılına girdi.
Artık yüzüncü yılını aşmış olan Cumhuriyet tarihinde bunun başka bir örneği yok. Bu devletin
kurucusu (Birileri tarafından hep ‘Diktatör’ olarak tanımlanan) Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bile
görev süresi 15 yıl. Osmanlı padişahlarının ise yarıdan fazlasının tahtta kalma süresi aynen
Tayyip Erdoğan’ın görev süresi gibi. Neden bu kadar çok “Osmanlı” dediğini anlıyor
musunuz?
Bu uzun süreçte “Türkiye Cumhuriyeti” çok yıpratıldı “Türk Milleti” kavramı çok tahrip edildi. Türk
Milletinin “İslam” anlayışı katledildi. Türkiye, erdem ve ahlak önceliğini kaybetmiş bir din
anlayışına mahkum edildi. Türkiye, eğer güç elinizdeyse veya güçlünün yanında iseniz
hırsızlığın utanılacak şey sayılmadığı bir ülkeye dönüştü. Bu 22 - 23 yıllık süreçte yapılan
seçimlerin tamamında oy hırsızlığı ve oy sahteciliği ile suçlanan iktidarın ve ona oy verenlerin,
sırf sonuçta kazanmış olmaları sebebiyle bu hırsızlık ve sahtecilikten dolayı hiç yüzleri
kızarmıyor. Bir ülke için bundan daha büyük zillet olabilir mi?
Ama tüm bunlara rağmen, Tayyip Erdoğan’lı bu süreç sayesinde bazı kazanımlarımızın da
olduğu kanısındayım... Birkaç örnek istiyorsanız, verelim...
● Bu süreç sayesinde en azından aydınlık zihinler uzun yıllardan beri Türkiye’nin enerjisini
tüketen sağ-sol ayırımından kurtuldular. Şimdi Türkiye için, tek adam rejimine baş eğen köle
ruhlular ile demokratik bir Türkiye isteyen aydınlık kafaların karşı karşıya olduğu şeklindeki bir
ayırım çok daha geçerli.
● Bu süreç sayesinde yüce İslam dinini siyasete alet edenlerin maskeleri düştü. Halkın eğitim ve
kültür düzeyi sebebiyle günümüzde bu durum yeterince hissedilmiyor olabilir. Ama toplumun
eğitim ve kültür düzeyi yükseldikçe erdemsiz ve ahlaksız bir İslam anlayışının kabul
edilemeyeceği, yalanın, hırsızlığın, riyanın ve zulmün İslam ile bir arada olamayacağı mutlaka
anlaşılacak ve tarih bunu tescil edecek.
● Siyasiler toplumu “Kendi partisinden olanlar ve olmayanlar” diye ayrıştırdığını zannederken bu
süreçte toplum doğal bir ayıklama ile “muhakeme gücünü kullanabilenler ve kullanamayanlar”
şeklinde veya “zeka seviyesi vasatın altında olanlar ile vasatın üstünde olanlar” şeklinde ikiye
bölündü. Türkiye’nin böylesine önemli bir tespite başka bir vasıta ile ulaşması da pek mümkün
değildi.
● Biz yıllardan beri söylüyorduk ama “Türk Milliyetçiliği” enerjisini kontrol altında tutarak, onu
hem iktidar yapmamak hem de adam gibi muhalefet yapmasına izin vermemekle görevli
olanların maskeleri bu süreç sayesinde tamamen düştü ve gerçek yüzleri ortaya çıktı. Ayrıca,
ortaya çıkan bu acı tabloyu keskin milliyetçilik söylemlerine rağmen onaylayabilen bir mankurt
kitlenin hala var olabildiğini görmek de oldukça değerli bir sosyolojik tespittir. Çünkü bu sayede
şimdi çıkarcılıktan arınmış kristalize Türk Milliyetçiliğinin kendisini daha net bir şekilde
hissettirmesi imkanı doğdu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti adına bunca kayıp ve yıpranmanın yaşandığı bu
talihsiz süreç içerisinde ortaya çıkan bu kazanımların kıymetini bilmek gerektiği kanısındayım.
Ekleme
Tarihi: 07 Ocak 2025 - Salı
TAYYİP ERDOĞAN İLE KAZANDIKLARIMIZ !
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.